™nce Sezer' in ağırlığı... 1970' li yılların sonlarında merhum Fahri Korutürk Cumhurbaşkanıydı. O bunalımlı yıllarda zaman zaman "Cumhurbaşkanı olarak ağırlığını koymalı, ç"züm oluşturmalı" gibi uyarılar, hatta - hareketsiz kalışı nedeniyle - eleştiriler alıyordu.Sonunda kendini ş"yle savunmuştu: "Ben ne Mustafa Kemal Paşa gibi Cumhuriyet'in kurucusuyum... Ne de İsmet İn"nü gibi Kurtuluş Savaşı'nın meydanlarından geldim. Arkamda siyasi parti desteği de yok. Ben emekli bir Oramiral, eski Büyükelçiyim. O nedenle benden bunalımlara ağırlık koyarak ç"züm beklemek, haksızlık ve insafsızlık olur." Gerçekten Atatürk ve İn"nü nefesleri hala savaşın barut kokularını yansıtan "kurtarıcılardı." S"zleri gülle gibiydi. İsmet İn"nü' nün 1960' lı bunalım yıllarında Harb Okulunu, Ankara' daki birlikleri harekete geçiren ihtilalci subaylara "silahlarınızı bırakıp okulunuza, kışlanıza, karargahınıza, evinize d"nün. Bunu yaparsanız, size s"z veriyorum yarın Meclisi toplayıp, sizler için af kararı, af yasası çıkarttıracağım" demişti.Darbe başarıya ulaşamazsa mahkemede "lüm cezası istemiyle yargılanacaklarını bilen ihtilalciler, kellelerini İn"nü' nün dudakları arasına teslim
<#comment>#comment>Cumhurbaşkanı Sezer'in Hükümeti topa tuttuğu tartışmalarına birkaç satır.
Önce Sezer'in ağırlığı...
1970'li yılların sonlarında merhum Fahri Korutürk Cumhurbaşkanıydı. O bunalımlı yıllarda zaman zaman "Cumhurbaşkanı olarak ağırlığını koymalı, çözüm oluşturmalı" gibi uyarılar, hatta - hareketsiz kalışı nedeniyle - eleştiriler alıyordu.
Sonunda kendini şöyle savunmuştu:
"Ben ne Mustafa Kemal Paşa gibi Cumhuriyet'in kurucusuyum... Ne de İsmet İnönü gibi Kurtuluş Savaşı'nın meydanlarından geldim. Arkamda siyasi parti desteği de yok. Ben emekli bir Oramiral, eski Büyükelçiyim. O nedenle benden bunalımlara ağırlık koyarak çözüm beklemek, haksızlık ve insafsızlık olur."Gerçekten Atatürk ve İnönü nefesleri hala savaşın barut kokularını yansıtan "kurtarıcılardı."Sözleri gülle gibiydi.
İsmet İnönü'nün 1960'lı bunalım yıllarında Harb Okulunu, Ankara'daki birlikleri harekete geçiren ihtilalci subaylara "silahlarınızı bırakıp okulunuza, kışlanıza, karargahınıza, evinize dönün. Bunu yaparsanız, size söz veriyorum yarın Meclisi toplayıp, sizler için af kararı, af yasası çıkarttıracağım" demişti.
B"ylece sabahın erken saatlerinde Alman Polisi tarafından basılan kapatılan Kaplancılar' ın merkezinde, artık "Kara Ses" in kedileri bile bırakılmadı.Dün Kaplancılar' ın K"ln Genel Merkezi' nin ve 19 yan kuruluşunun kapatılması, 7 eyaletteki 200 ev ve bürolarına baskın, kedilerine bile el konulması Almanya' da nihayet jetonun düşmesi mi?™yle denebilir. 11 Eylül' den sonra artık ABD' de ve Avrupa' da gerçekler g"rülmeye başladı.Besledikleri, başını okşayarak şımarttıkları, büyüttükleri, hatta gereğinde kullandıkları yeşil canavar sonunda kendi ellerini de ısırmıştır. K"ln' de Kaplancılar' ın Uludağ diye anılan Merkezi "nüne dün "ğleye doğru Hayvanları Koruma Derneği minibüsü yanaştı. G"revliler binadaki iki kediyi "zel kafeslere koyarak minibüse g"türdüler. Mevzuta darbe Yakın zamana kadar Almanya' da fink atan siyasi islam dernekleri, vakıfları nasıl birden giyotin altına yatırılıverdi?Sorunun 3 yanıtı var: 1 - Federal Almanya y"netimi "bu dernek vakıf ve kuruluşları kapatırsak yeraltına inerler, onlar üzerinde denetimi yitiririz" gerekçesi arkasında mevzi tutuyorlardı.Pek inandırıcı değillerdi. 2 - Alman yasalarına g"re "dini işlevi olan" sivil toplum
<#comment>#comment>Köln'de Kaplancılar'ın Uludağ diye anılan Merkezi önüne dün öğleye doğru Hayvanları Koruma Derneği minibüsü yanaştı. Görevliler binadaki iki kediyi özel kafeslere koyarak minibüse götürdüler.
Böylece sabahın erken saatlerinde Alman Polisi tarafından basılan kapatılan Kaplancılar'ın merkezinde, artık "Kara Ses"in kedileri bile bırakılmadı.
Dün Kaplancılar'ın Köln Genel Merkezi'nin ve 19 yan kuruluşunun kapatılması, 7 eyaletteki 200 ev ve bürolarına baskın, kedilerine bile el konulması Almanya'da nihayet jetonun düşmesi mi?
Öyle denebilir.
11 Eylül'den sonra artık ABD'de ve Avrupa'da gerçekler görülmeye başladı.
Besledikleri, başını okşayarak şımarttıkları, büyüttükleri, hatta gereğinde kullandıkları yeşil canavar sonunda kendi ellerini de ısırmıştır.
Ama İSKENCE FUARI ilk kez... Amsterdam' da "Yeni Zamanlar İşkence Aparatları" teşhir ediliyor.İşkence teknolojisinde son iğrençlikler.Onları g"rerek insanlık adına yüz kızartısını doku derinliklerine, kemik hücrelerine kadar hissedecek genç kuşaklar oluşuyor.Ama...O aparatların edinilmesi için esin kaynağı ve pazar yeri de... Londra' da ise İŞKENCE MšZESİ var.Tarih boyunca dünyada uygulanan işkenceler, bunların aletleri, ünlü kurbanlarının adları sergilenmekte. Paris' te bir ünlü restoran ve "zel kavı vardır.Vitrininde 100' e yakın şarap şişesi...Her şişenin yanında pirinç birer plaket... šzerlerinde şarabın adı, yılı, kaç tarihinde hangi ünlünün masasında, kaç şişe içildiği yazılıydı.™rneğin de Gaulle, Prenses Grace, Elisabeth Taylor, Marlon Brando, Alain Delon vs. Londra' daki müzede ise işkence aletlerinin yanlarında, kurbanlarının adları.Hedonizm ile sadizmin vitrinleri mekan tutmaları...Ya da...İncelmiş zevklerle, incelmiş barbarlığın insanlık kavşağında kesişmeleri. Dünyada pekçok fuar işittim. G"rdüm. Haklar ve haksızlıklar Ama ...Az bile.Eski Adalet Bakanlarından Oltan Sungurlu hapishane koşullarının yeniden düzenlenmesi gereğini vurgulamış ve ş"yle demişti:
<#comment>#comment>Dünyada pekçok fuar işittim. Gördüm.
Ama İSKENCE FUARI ilk kez...
Amsterdam'da "Yeni Zamanlar İşkence Aparatları" teşhir ediliyor.
İşkence teknolojisinde son iğrençlikler.
Onları görerek insanlık adına yüz kızartısını doku derinliklerine, kemik hücrelerine kadar hissedecek genç kuşaklar oluşuyor.
Ama...
"Polis sorgulamasında yaşamını yitirenlere, işkence g"renlere duyarlığınızı, ter"ristlerin bombaladığı, ateş açtığı şehit ya da yaralı polise de g"steriyor musunuz?" Hakların en kutsalı olan yaşama hakkına duyarlık polis ve asker için de geçerli olmalıdır.Başkan G"nen' den aldığım yanıtı aynen yansıtıyorum: "Elbette bütün insanlar için duyarlıyız.Polislerimize bir saldırı olduğunda bunu bir bildiri yayımlayarak derhal kınıyoruz.Bir tutanakla, ilişkili olduğumuz Dünya İnsan Hakları sivil demokratik kuruluşlarına bildiriyoruz.İçişleri Bakanı'na üzüntülerimizi bildiren, saldırıya kesin karşı olduğumuzu yineleyen mesajlar g"nderiyoruz." Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Yavuz G"nen' e dün sordum: Dikenli teller kalkıyor Bu bağlamda - elbette o yargıları hak edenler geçmişte pek çoktu ve hala var ama - Başkan Yavuz ™nen' in s"ylemi çok şeyin değişmekte olduğunun işareti.Aradaki dikenli teller kalkmakta.Nitekim İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen' den ™nen' e gelen yazıya... "Sayın Yavuz ™nen - TİHV Y"netim Kurulu Başkanı.10 Eylül 2001 tarihinde İstanbul'da uğramış oldukları hain saldırı sonucu şehit olan ve yaralanan polislerimiz için lütfettiğiniz taziye ve şifa dileklerinize
<#comment>#comment>Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Yavuz Gönen'e dün sordum:
"Polis sorgulamasında yaşamını yitirenlere, işkence görenlere duyarlığınızı, teröristlerin bombaladığı, ateş açtığı şehit ya da yaralı polise de gösteriyor musunuz?"
Hakların en kutsalı olan yaşama hakkına duyarlık polis ve asker için de geçerli olmalıdır.
Başkan Gönen'den aldığım yanıtı aynen yansıtıyorum:
"Elbette bütün insanlar için duyarlıyız.Polislerimize bir saldırı olduğunda bunu bir bildiri yayımlayarak derhal kınıyoruz.Bir tutanakla, ilişkili olduğumuz Dünya İnsan Hakları sivil demokratik kuruluşlarına bildiriyoruz.İçişleri Bakanı'na üzüntülerimizi bildiren, saldırıya kesin karşı olduğumuzu yineleyen mesajlar gönderiyoruz."