Ülkede 16 büyükşehir belediyesi vardı. Sn. Erdoğan bunlara 13 yeni büyükşehir belediyesi eklenmesini uygun gördü. TBMM’deki milletvekilleri, Batı’da 6, Karadeniz kıyısında 1 ve Doğu’da 6 olmak üzere 13 yeni büyükşehir belediyesinin kurulmasını sağlayacak kanunu kabul etti.
Sn. Erdoğan’ın kararı ve TBMM’de kabul edilen kanun bu ülkede yaşayanların tamamını ilgilendiriyor. Bir sabah kalktıklarında köylerinin mahalleye dönüşeceğini, belediyelerinin kapatılacağını, büyükşehir belediyesi yönetimine gireceklerini öğrenenler bu kanunun neden çıkarıldığını, ne işe yarayacağını bilemiyorlar.
Büyük bir değişim var. Toplam 2.950 belediyenin 1.591’i kapatılıyor. Geriye 2.950 belediye kalıyor. Belediyesi kapatılan beldeler köye dönüşüyor. Köylerin yüzde 47’si mahalle oluyor. 29 büyükşehirde il özel idareleri kaldırılıyor.
Bütün bunlar ne için yapılıyor? Bu yapılanlar halka ne yarar getirecek? Bunlar güzel güzel anlatılsa, insanların kafasındaki “N’oluyor?” sorusu cevaplanmış olacak.
Büyükşehir belediyesi sistemi, belediye hizmetlerinde il bazında “tek başlı” yönetime imkan veren bir sistemdir. İlde yaşayanlar, ilin tamamına belediye hizmeti götürecek belediye meclisi üyelerini ve başkanını seçerler.
Bunun bir adım ilerisi ilde yaşayanların kendi “vali”lerini de oyları ile seçmeleridir. İşte o zaman iller gerçek anlamda “yarı bağımsız” yapıya kavuşur. Eyalet olur.
Ne yararı olacak bilelim
1970 öncesi dönemde, Turgut Özal’ın DPT müsteşarı olduğu yıllarda, Doğu Anadolu’nun kalkınması için özel bölgesel kalkınma planları hazırlanıyor, bölgesel kalkınma programları uygulanıyordu. Turgut Özal, Doğu Anadolu kalkınma projelerinin hazırlanmasının ve yönetiminin yerinde yapılması için Diyarbakır veya Erzurum merkezli bir bölgesel teşkilatlanma arayışına girdi. Bu konuda çalışmalar yapıldı. Fakat bu tür bir bölgesel yapılanmanın giderek ayrılıkçı harekete dönüşmesi tehlikesi gündeme gelince, Turgut Özal başlatılan çalışmaları durdurdu.
Genelde her ülkede farklı dil, din, ırktan insanların toplu olarak bulundukları idari birimlerde güçlendirilmiş yerel yönetimler, bölge insanının bekleyişleri doğrultusunda merkezi yönetimlerden ayrılma arayışına yönelebilirler. Bunun istisnaları da vardır. Örneğin ABD’de eyaletler gerçek anlamda bağımsızdır ve de her eyalette farklı dil, din, ırktan insanlar yaşar. Ama, ülkeye hakim olan birlik ve bütünlük ruhu, hiçbir eyalette ayrılıkçı hareketin filizlenmesine imkan vermez.
Sayın Erdoğan, büyükşehir sayısını artırma kararının gerekçelerini açıklamadığı için, TBMM’den geçen kanunun ne işe yarayacağını kamuoyu değerlendiremiyor. Bazılarına göre bu kanun Başkanlık sistemine geçişte, eyalet sisteminin altyapısını oluşturacaktır. Çok kişi ise Doğu Anadolu’da bağımsızlığı artan yerel yönetimlerin ayrılıkçı hareketi başlatmasından korkmaktadır.