Şimdi yeni şeyler söylemek lazım

18 Nisan 2014

Dünle beraber gitti cancağızım/ne varsa düne ait/yeni şeyler söylemek lazım...
Ankara’da yapılan TÜSİAD Yüksek İstişare Toplantısı’nda konuşan başkanın “Ülke ekonomisinde büyük ağırlığı olan TÜSİAD üyesi kuruluşlarda yatırımların, üretimin, istihdamın nasıl gittiğini anlatmasını bekliyordum. TÜSİAD üyelerinin küresel krizden ve ekonomideki yavaşlamadan nasıl etkilendiklerini merak ediyordum. TÜSİAD üyelerinin yeni yatırım projeleri ile üretim hedeflerinden mutlaka söz edilir diyordum... Koskoca TÜSİAD üyeleri taaa Ankara’lara kadar gittiklerine göre, toplantılarına koskoca Cumhurbaşkanı ile koskoca CHP Başkanı’nı davet ettiklerine göre, anlatacakları çok şeyler olmalı idi.
Benim bekleyişlerim böyle idi de... Toplantıda başka şeylerden söz edildi. Konuşula konuşula ağızlara sakız olan konular tekrarlandı.
- Türkiye’nin büyüme trendi yüzde 5-7 aralığından yüzde 2-4 aralığına geriledi.
- Tasarruf oranı düşük. Cari açığımız büyük.
- İmalat sanayinde yatırım yapılmıyor. İmalat sanayi yatırımlarının milli gelirdeki payı yüzde 25’lerden yüzde 15’lere geriledi.
- Demokratikleşme paketleri ya geç ya da eksik kalıyor. Toplumsal motivasyon oluşturamıyor. Ekonomide de iş

Yazının Devamı

Rant dağıtmak için arsa kalmadı!

17 Nisan 2014

Sayın Türk Büyükleri, rica ediyoruz... Lütfen, İstanbul’un boş kalan her arsasının, rant için, ona buna dağıtılmasına son veriniz. İstanbul’un çevresinde dünya kadar boş arazi var. Sat-Yapçı Dostlar oralarda da iş yapabilir. Oralarda da bolca para kazanabilir.
Ne olur, İstanbul’un içindeki her boş arazinin satışına izin vermeyiniz. İstanbul binaların yükü altında yok oldu.
Ataköy sahil şeridinde eskiden plaj vardı. Şimdi gökdelenler yükseliyor. Kazlıçeşme’deki deri tesisleri kaldırıldı. Yemyeşil bir sahil şeridi çıktı. Emlak Konut GYO denilen kurum, 111 dönümlük sahili 4.2 milyar dolara, giyim sanayicilerinin oluşturduğu bir sermaye grubuna sattı. Üzerinde rezidanslar AVM’ler inşa edilecek.
TEM yolunun sağında solunda bulunan askerlere ait arsalarda her gün bir bina yükseliyor. Üç bin konutluk Batı Şehir tamamlanmak üzere. Aslantepe’nin bitişiğine 50 katlı Nurol Kule inşa ediliyor.

Rant uğruna İstanbul eriyor
Özelleştirme İdaresi İstinye’de kamuya ait 158 dönüm araziyi bir ay önce 1.4 milyar dolardan satışa çıkarmıştı. Birinci ihalede satılamadı. Şimdi ikinci ihale yapılıyor. Emsal değeri şimdilik 1 ama satın alacaklar emin ki, daha sonra emsal değeri 3’e kadar

Yazının Devamı

Her şeye rağmen istihdam artıyor

16 Nisan 2014

İşsizlik göstergelerini iki ay gecikmeli izleyebiliyoruz. Ocak ayında işsizlik bir önceki aya göre 0,1 puan artışla 10,1 oldu.
2013 yılının Ocak ayına göre işsizlikte 0,5 puan azalma var.
- 15 ve daha yüksek yaştaki nüfusun çalışma çağındaki nüfus olduğu varsayılıyor. Bir yılda çalışma çağındaki nüfus 914 bin arttı.
- Ne var ki çalışma çağındaki nüfusun tamamı çalışmaya hazır değil. İş aramıyor. İş arayan ve bulduğunda çalışmaya hazır nüfusa işgücü diyoruz. Bir yılda işgücümüz 713 bin arttı. 28 milyon 36 bine yükseldi.
- Ülkede bir yılda, işgücündeki artışın üzerindeki nüfusa 762 bin kişiye iş imkânı yaratıldı.
- Çalışmak isteyen nüfustaki artışın üzerinde iş imkânı yaratıldığında bir yılda işsiz sayısı 49 bin azaldı.

Yazının Devamı

İstanbul’da Suriyeli sığınmacılar artıyor

15 Nisan 2014

Suriyeli sığınmacıların sayısı 1 milyona yaklaştı. Milliyet’te yayınlanan Burcu Karakaş’ın haberinden öğreniyoruz ki, sığınmacıların sadece yüzde 35’i kamplarda yaşıyor. Kayıt altına alınan 667 bin sığınmacı ise Türkiye’ye yayılmış durumda.
Sığınmacılar, önce sınır illeri ve sınır illerine komşu illerde sosyal ve ekonomik yaşamı olumsuz etkilerken şimdilerde, İstanbul’da Suriyeli sığınmacıların istilasına uğramaya başladı.
İstanbul’un her yanında yeşillik alanlarda, kaldırımlarda çok sayıda aç, fakir Suriyeli sığınmacı görülüyor.
Geçen yılın sonlarında İstanbul Valisi sokaklarda ve parklarda kalan Suriyeli sığınmacıların toplanarak Pendik’teki kampa gönderileceğini söylemişti ama, kısa sürede sokaklardaki ve parklardaki Suriyeli sayısı o kadar arttı ki bunları toplamaya ve de bunlara Pendik kampında yer bulmaya imkan kalmadı.

İstanbul’a akın var
Bir araştırmaya göre şu anda İstanbul’daki Suriyeli sığınmacı sayısı 40 binler dolayında. Ve de giderek artıyor.

Yazının Devamı

Turistler hoş gelsin ama ‘boş’ gelmesin

14 Nisan 2014

İstanbul’a 2013 yılında 14 milyon 400 bin turist geldi. Bu sayı ile İstanbul, dünyanın en fazla turist çeken 7’nci şehri oldu.
Birincilik 17-18 milyon turist ile Londra’da. Londra’yı 16-17 milyon turist ile Paris, 11-12 milyon turist ile Antalya izliyor. Daha sonra arada Bangkok, Singapur ve Hong Kong var. Yedinci sıraya da yıllık 10-11 milyon turist ile İstanbul oturmuş durumda.
İstanbul’a gelen turist sayısı 2012 yılında yüzde 16, 2013 yılında yüzde 12 oranında arttı. Turistlerin yüzde 98’i havayolu ile geliyor.
Atatürk Havaalanı’ndan 8.2 milyon, Sabiha Gökçen’den 1.6 milyon turist girişi var. İstanbul bir deniz şehri. Deniz yolu ile gelen turist sayısı 600 bin dolayında.
Son yıllarda kruz gemileri İstanbul’a sık sık uğramaya başladı. Ne var ki, kruz gemileri için özel liman olmadığı için, gemi sayısı ve turist sayısı artmıyor. Kruz gemileri ve diğer gemilerle 2013 yılında Karaköy Limanı’na 5 bine yakın kalıcı, 5 bine yakın da günübirlik turist geldi.

Almanlar İstanbul’u seviyor

Yazının Devamı

Memleket Saat Ayarı

13 Nisan 2014

Bir garip ölmüş diyeler/Üç günden sonra duyalar/Soğuk su ile yuyalar/Şöyle garip bencileyin...
Yunus Emre’nin yıllar önce yazdıklarını geçen cuma yaşadım... SGK Dinlenme ve Bakımevi’nde şair S. Aldanır’ı ziyarete niyetlenmiştim... “Bir hafta önce öldü... Odasını boşalttık... Geç kaldınız” dediler.
Halbuki ben 1953 yılından beri “S. Aldanır”ı arıyordum. Onu tanımak istiyordum.Buldum derken kaybettim
Ankara’da Selim Şengil’in başında bulunduğu “Seçilmiş Hikayeler Dergisi” yayınlarının 6’ncısının ismi “Memleket Saat Ayarı” idi. 76 sayfalık bu kitaba ismini veren 1947 yılında yazılan şiire bayılmıştım. Atmış yıldır, değişik yazılarımda bu şiirden alıntılar yaptım.
Uzun yıllar boyunca “S. Aldanır”ın kim olduğunu öğrenemedim. 2009 yılında Edebiyat Meclisi’nde Murat Gil’in bir yazısı yayınlandı. “S. Aldanır” imzası ile Ataol Behramoğlu’nun “Büyük Türk Şiiri Antalojisi”’nde yayınlanan bir şiir Murat Gil’in dikkatini çekmiş. “S. Aldanır”’ın kim olduğunu araştırmış. Diyor ki, ”Ataol Behramoğlu Orhan Veli kuşağının içinde yer veriyor kendisine. Cidden şiirinde taşıdığı acı, ironi, humor ve espri, garip akımına yakınlığını ispatlıyor şairin. Bir süre hukuk

Yazının Devamı

Traktörde illaki ithalat yapıyoruz

11 Nisan 2014

Trafik kayıtlarına göre
1 milyon 178 bin traktör var. Bunların ortalama yaşı 24 ve yarısından fazlası 24 yaş üzerinde yenilenmesi gereken traktörler.
Günümüzde traktörlerin güçleri ve konforları arttı. Havalandırmalı kabini olanlar var. Ortalama traktör fiyatı 40-50 bin TL arasında. Ziraat Bankası traktör satışlarına yüzde büyük destek veriyor.
2013 yılında 52 bin traktör satıldı.
Piyasada 20 dolayında marka traktör var. Türkiye’de 9 kuruluş değişik yerli katkı oranı ile traktör üretiyor. Diğer markaların bir bölümü bütünü ile ithal, bir bölümü küçük tesislerde monte ediliyor.
Traktör motoru, özelliği olan bir motor cinsi. Motor bloku aynı zamanda traktörün şasisi oluyor. 1960’lardan bu yana ekonomi yönetimi Türkiye’de traktör motorunun önce motor bloklarının dökümünü ve sonra bütünü ile motorun üretimini teşvik eder durur. Ne var ki önceleri bu işe başlayanlar bile sonra motoru ve aktarma organlarını bütünü ile ithal ederek yarı montaja yöneldi

Yazının Devamı

Sakıp Ağa vefat edeli 10 yıl oldu

10 Nisan 2014

Bugün Sabancı Holding toplantı salonunda Sakıp Sabancı’nın ölümünün 10’uncu yılı nedeniyle bir anma toplantısı yapılıyor.
Sakıp Sabancı, “gerçek sanayici”nin ve “vergisini ödeyen sanayicinin” farkını halka anlatan, kötü imajlı ‘fabrikatör’ ve ‘vurguncu-kaçakçı’ zengin imajını değiştiren işadamıdır.
Sakıp Sabancı’nın başarısının ardındaki en büyük güç, halk ile diyalog kurmadaki başarısı ve halka her zaman yakın olması idi.
Halk, Sakıp Sabancı’yı köyden İstanbul’a göçtükten sonra hasbelkader zengin olmuş, köyünü ve çıktığı çevreyi unutmuş biri olarak görmedi.
Halk onu, kendinden biri, kendini bırakmayan, kendi diliyle konuşan, her konuyu açıklıkla anlatan biri olarak sevdi.
Sakıp Sabancı en ciddi sorunları bile anlatırken somurtmadı, güldü. Karamsar olmadı, ümit dağıttı.
Sakıp Sabancı, Sabancı Holding’i Adana’dan İstanbul’a 1974 yılında taşıdı. Türk kamuoyu Sakıp Sabancı’yı sonraki yıllarda tanıdı, sevdi.

Yazının Devamı