Obama’nın paketinin piyasaları ve de halkı mutlu etmesi gerekiyor

18 Şubat 2009

Obama 787 milyar dolarlık “ekonomiyi canlandırma paketi”ni dün Denver’da imzaladı. Obama’nın ekonomiyle ilgili bu ilk icraatı, acaba piyasayı ve kamuoyunu mutlu edebilecek mi?
Paket, İngiliz iktisatçı Keynes’in “ekonominin küçülmeye başladığı dönemlerde devletin harcamaları artırmasının zorunlu olduğu” şeklinde özetlenen anlayışı yansıtıyor.
Obama’nın benimsediği politikalar, ABD’de Büyük Kriz’den çıkmak için 1933’te Roosevelt’in uyguladığı politikalara benziyor.
Obama diyor ki, “Bu durgunlukta özel sektör zayıfladığı için, ekonomiye hayat verecek tek güç federal hükümettir. İşlerini kaybedenlerin ve kaybetmekten korkanların daha az para harcamasına ve bu nedenle de yeni insanların işlerini kaybetmesine yol açan kısır döngüyü sadece devlet kırabilir.”

Vergi indirimleri
Paketle, düşük gelirli ailelere vergi indirimi yoluyla 311 milyar dolar imkân aktarılacak. Kamu yatırımlarıyla ekonomi canlandırılacak. Bu harcamalarla belli bir süre içinde 4 milyon kişiye iş imkânının yaratılması hedef alınmış durumda.

Yazının Devamı

İşsizlik en büyük yara

17 Şubat 2009

Geçen hafta sonu, işsizlik nedeniyle işlenen cinayet haberleriyle sarsıldık. Bu hafta başı işsizliğin nasıl arttığını gösteren rakamlar açıklandı.
İzmir’de kredi kartı borçlarını ödeyemeyen kahveci, eşini, kızını ve oğlunu öldürdü.
Ankara’da borçlarını ödeyemeyen bir kuyumcu eşini ve iki çocuğunu vurduktan sonra intihar girişiminde bulundu. (Milliyet, 14 Şubat 2009 Cumartesi, sayfa 5)
TÜİK, dün, Kasım 2008 işsizlik rakamlarını açıkladı. Şubat ayının 17’sinde, iki buçuk ay öncenin rakamlarına bakarak, yaşanan işsizlik sorunu hakkında değerleme yapmak çok zordur. İŞKUR’un (İş ve İşçi Bulma Kurumu) ocak ayı göstergeleri daha güncel...
TÜİK’in Kasım 2008 göstergeleri, işsizliğin son durumunu göstermese de önemlidir. Kriz olmasa da Türkiye’de hızlı nüfus artışı sonucu işsizliğin nasıl çığ gibi büyüdüğünün işaretini veriyor. 2007-2008 Kasım arasında 1 yılda çalışma çağındaki nüfus 757 bin artmış. Aynı dönemde (her nasıl olmuşsa) iş arayan nüfus sayısında ise 1 milyon 93 bin artış görülmüş.

Kriz işsizliği artırdı

Yazının Devamı

Türkiye’de 3 işletmede yılda 12 ton altın üretiliyor

16 Şubat 2009

Türkiye’de 2001 yılından bu yana altın üretiliyor. 2001’de yılda 1.4 ton altın üretilirken, 2007 yılı üretimi 8 ton, 2008 yılında 3 maden işletmesindeki altın üretimi 12 ton oldu. 2010’da ise üretime başlayacak yeni işletmelerle yıllık altın üretimi 38 tona çıkacak.
Şimdilerde altının tonu 29 milyon dolardır. Demek ki, 2008 yılında yaklaşık 350 milyon dolar değerinde altın üretildi. Üretilen altınların büyük bölümü, yurtiçinde rafine ediliyor ve İstanbul Altın Borsası’nda satılıyor.
Bugüne kadar altın madeni işletenler üretim sırasında ödedikleri KDV’yi satış sırasında tahakkuk eden KDV’den mahsup edemiyorlar, çıkarılan altını Türkiye’de rafine ettirmeden cevher olarak ihraç ederler ise ihracatta vergi iadesi alabiliyorlardı.
Geçen haftaki tebliğ değişikliğiyle yurtiçi satışlarda da KDV’yi geri alabilme imkanı sağlandı. Cevherin Türkiye’de rafine edilerek altının içeride satışının yolu açıldı.
Alacahöyük kazıları Anadolu’da yıllar önce altın madenlerinin işletildiğini ve kuyumculuk sanatının bulunduğunu ortaya koydu. Lidya Kralı Kresus (Karun), MÖ 630’da Salihli-Sart’daki altın madenlerinden elde edilen altından para basmak amacıyla Ege’de dünyanın ilk rafinerisini ve

Yazının Devamı

Denizler Kitabevi “Leblebici” olmuştu

15 Şubat 2009

Beyoğlu’nun iki ucundan iki haberim var: Taksim ucundaki Aksanat, Teknosa mağazası olmuştu. Teknosa başka yere taşındı. Aksanat gene eski haline dönüşüyor.
Tünel ucundaki Denizler Kitapevi, leblebici dükkanı olmuştu. Leblebicinin kontratı bitmiş. Kaptan Turgay Erol, dükkanı eski haline dönüştürmüş. Beyoğlu’nu canlandırma hareketini Vitali Hakko başlattı. Vakko’nun en büyük mağazasının Beyoğlu’nda olması İstiklal Caddesi’nde benzer mağazaların açılmasını teşvik etti.
Bu tür mağazalar Beyoğlu’na üst gelir grubunu çekti. Beyoğlu düşüş devrinde indiği çukurdan çıktı. Temizlendi.
Vakko’nun ve diğer benzer mağazaların kapanması ile İstiklal Caddesi’ndeki iki sıra mağazalar banka şubesi, köfteci, muhallebici, birahane, incik-boncuk ve plak mağazası oldu.
Vitrinlerin arkasındaki kadınlar gözleme açıyor . Ayak üstü yemek yenen lokantaların vitrinlerinde dönerciler, köfteciler geçenlere “gel gel” yapıyor.
Beyoğlu’nun daha çok gençler, işsiz ve güçsüzler ve alt gelir grubundaki kimseler dolduruyor. İşyerleri giderek daha alt gelir grubundakilere hizmet verir hale geliyor.
İstanbul’un Yeniköy semtinden Yunanistan’a göç eden bir Rum ailenin üyesi olan Yorgo Kirbaki, Hürriyet’in Atina

Yazının Devamı

Oda başkanları krize çare arıyor

13 Şubat 2009

İstanbul, Kayseri, Ordu, Şanlıurfa ve Uşak sanayi odalarının başkanlarına dedim ki, “Varsayalım Başbakan R. T. Erdoğan sizi telefonla aradı. “Krizden çıkmak için tedbir paketi hazırlayacağım... Pakete koymak için bana 3 tedbir söyleyiniz” dedi. Neler söylersiniz?
Başkanlar da bu soru üzerine, alınabilecek tedbirleri sıraladılar.
İstanbul Sanayi Odası Başkanı Tanıl Küçük, (1) Kısa sürede ekonomiyi canlandıracak kamu yatırımlarına başlanmasını, (2) İşletmelerin kredi kullanmalarındaki tıkanıklığı açmak için risk garanti fonu oluşturulmasını, (3) Sektörel teşvik uygulamasının başlatılmasını önerdi.
Elektrik faturalarını yükselten (TRT payı gibi) eklemelerin, vadeli ithalatı pahalandıran (yüzde 3 KKDF uygulaması gibi) yüklerin kaldırılmasının psikolojik etkisinin olacağını söyledi.

Herkesin tedbiri kendine göre
Kayseri Sanayi Odası Başkanı Mustafa Boydak, (1) Her türlü verginin 30 gün ötelenmesini, (2) KDV ve ÖTV oranlarında indirim yapılmasını, (3) İşsizlik Fonu’nun kısa sürede etkin biçimde kullanılabilmesi için kısa dönemli çalışma düzenlemesinin yapılmasını, (4) Hükümetin kamuoyuna güven verecek eylemlerde bulunmasını, (4) Birleşmelerin teşvikini, (5) IMF işinin kamuoyunda

Yazının Devamı

Ocakta seçim harcaması ne kadar?

12 Şubat 2009

Çok kişi inanıyor ki, hükümet seçim harcaması için kesenin ağzını açtı. “Şakır da şukur“ para harcıyor (!).
Hükümetin kesesi bütçedir. Ocak ayı bütçe rakamları açıklandı. Nereye ne kadar para harcandığını bütçeden izlemek mümkün. Acaba hükümet ne kadar seçim harcaması yaptı?
Seçim harcamasının “kese”si bütçenin “cari transferler” kalemidir. 2008 Ocak ayında bu kalemden 5.1 milyar TL harcama yapılmışken, bu yıl ocakta 7.1 milyar TL harcama yapıldı.
Açık anlatımla, bu yılın ocak ayında cari transferler geçen yılın aynı ayına göre 2 milyar TL (yüzde 39.5 oranında) arttı.
Acaba cari transferlerle kimlerin cebine para girdi?
- 7.1 milyar lira paranın 4.2 milyar TL’si sağlık, emeklilik ve sosyal yardım harcamalarına gitti. (Bu harcamalar geçen ocak ayında 3.3 milyar YTL idi.)
Kalan 2.9 milyar TL’den,

Yazının Devamı

Makineler boş duruyor (Talep olmadığından üretim geriledi)

11 Şubat 2009

Önceki gün açıklanan göstergeler, sanayi üretiminde aralık ayı sonuna kadarki dönemde gerilemenin boyutunu ortaya koymuştu. Aralık ayında toplam sanayi üretiminin yüzde 17.5 oranında, imalat sanayiinde ise üretimin 19.9 oranında gerilediğini öğrenmiştik.
Dün açıklanan göstergeler üretimdeki gerilemenin ocak ayında da devam ettiğini ortaya koydu. İmalat sanayiinde kapasite kullanım oranının geçen yılın aynı ayına göre 16.5 puan azaldığını öğrendik.
Kapasite kullanım oranı 2008 yılı ortasından bu yana devamlı azalıyor. Bir önceki yılın aynı ayına göre ekim ayında 6.4 puan, kasım ayında 5.9 puan, aralık ayında 16.4 puan gerileme görülmüştü.
İmalat sanayiinde kapasite kullanım oranı, iyi çalıştığında 100 birim üretim yapacak makinenin (sanayinin) 100 birim yerine kaç birim üretim yaptığını gösterir. Türk ekonomisi genelde yüzde 100 kapasiteyle üretim yapamaz. İyi üretim dönemlerinde kapasite kullanımı yüzde 85’lerde dolanır.
Genelde 85 kapasiteyle çalışabilecek sanayinin kapasite kullanım oranının yüzde 63.8’e düşmesi, makinelerin boş kalması demektir.
Makine değişik nedenlerle boş kalır. Hammadde, finansman sorunu, beceriksizlik gibi nedenlerle boş kalır. Ama en önemli neden

Yazının Devamı

Sanayide sert düşüş

10 Şubat 2009

Aylık Sanayi Üretim Endeksi sanayi, elektrik gaz ve su sektörlerindeki sanayi işyerlerinin ürettiği fiziksel (maddi) çıktıdaki (üretimdeki) değişimi ölçmeyi amaçlar.
Aylık Sanayi Üretim Endeksi’nde coğrafi bölge ayrımı yoktur. Endeks ülkenin bütününü kapsar.
Ana faaliyetlerine göre kamu ve özel sektördeki büyük işyerlerinden seçilen 918 işyerinden bilgi toplanır.
Bilgi toplanan işyerlerinin yarattığı katma değer toplamı, ülke sanayi katma değerinin yüzde 66.7’sini temsil eder.
Seçilen toplam 403 maddenin üretimi izlenir. İşte bunun içindir ki, Aylık Sanayi Üretim Endeksi’ne bakılarak ekonomideki üretimin ne kadar arttığını ve ne kadar azaldığını izlemek mümkün olabilir.
Bu endeksin (göstergenin) hazırlanmasında 2005 yılında tüm ekonomideki ve ayrı ayrı her sektördeki üretim değeri 100 olarak kabul edilir.
Daha sonra her ayın üretimindeki (yaratılan katma değerindeki) değişim 100’e göre yeniden belirlenir. Aylık değişimlerin tamamı dikkate alınarak da yıllık endeks sayısı belirlenir.

Yazının Devamı