Olayların içinden Ülkenin durumu üretimin ve bunun sonucu olarak gelirin artmasına, hızlı büyümeye ve istihdam artışına bağlıdır.Büyümenin nimetlerinin (büyüme sonunda ortaya çıkan gelirin) adil dağılımına bağlıdır. Ülkeyi yönetenlerin halka, sağlık, eğitim, sosyal güvenlik, can ve mal güvenliği ve adalet konularında iyi hizmet vermesi toplumun mutluluğunun temel şartıdır.- 2007 yılında ülkenin büyüme oranının yüzde 5'in altına düştüğü tahmin ediliyor. Yüzde 1- 1.5 dolayındaki nüfus artışı dikkate alınırsa, kişi başı milli gelir artışının yüzde 3.5'lerde kaldığı görülür. Yıl sona ererken insanlar durum değerlemesi yapar. Durum değerlemesi yapanlar önce kendi durumlarına, sonra yakınlarının durumuna, daha sonra ülkenin durumuna ve nihayet dünyanın durumuna bakar. Dolar olarak hesaplanan kişi başı gelir rakamları yanıltıcı oluyor. Gerçek kişi başı gelir artışı sabit fiyatla hesaplanan artıştır. Kişi başına yüzde 3.5 dolayındaki üretim ve gelir artışı yetersizdir. Hele hele bu gelir artışı adil olarak dağılmıyorsa, ülke genelinde halk mutlu olamaz.- Devletin rakamlarına göre, kasım ayından geriye 12 aylık (yıllık ortalama) tüketici enflasyonu (TÜFE) yüzde 8.86 oldu.Bu 12 aylık
Olayların içinden Milliyet Ekonomi'den Bülent Yardımcı Anadolu'yu dolaşır. Üreticilerin dertlerini dinler.Bülent Yardımcı, bal paketleyicisi firmaların, yeterli bal bulamadıkları gerekçesiyle Çin'den bal ithal etmek için Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na başvurduklarını anlattı.Ordu Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Necati Aydın ise, "Bazı paketleyici firmaların 2003 yılında Çin'den ithal ettikleri kalitesiz balları Türk etiketi ile AB ülkelerine ihraç ettiklerini ve bu balların antibiyotikli olduğu için iade edildiğini" söylüyor.Dünya Tarım Örgütü'nün 2005 yılı verilerine göre, dünyadaki 62.3 milyon kovan varlığında Türkiye 4.6 milyon kovan varlığıyla Hindistan ve Çin'den sonra 3'üncü sırada.Dünyadaki 1.389 bin tonluk bal üretiminde ise Türkiye Çin'den sonra yıllık 82 bin tonluk bal üretimiyle 2'nci sırada. Türkiye'de 140 bin aile arıcılıkla uğraşıyor. Çin'den çok şey ithal ettiğimizi duymuşluğum var da, bal ithal ettiğimizi, bal üreticilerinin Çin'den bal ithal edilmemesi için çırpındıklarını yeni duydum. Türkiye'de kişi başı bal tüketimi 300-500 gr dolayında. Almanlar ise kişi başına yılda 2.2 kg bal tüketiyor.Türk balına AB pazarında büyük talep var. Özellikle granülleşmeyen
Olayların içinden İngiltere'de yayımlanan The Independent gazetesinde geçen pazar günü açıklanan bir araştırmaya göre de İstanbul dünyanın en önemli şehirleri arasında 25'inci sırada yer alıyor.Biz ise İstanbul'u "Avrupa'nın Kültür Başkenti" yapmaya çalışıyoruz. İstanbul'da son yıllarda açılan müzelere, yoğunlaşan sanat etkinliklerine bakarak İstanbul'un dünyanın en önemli sanat merkezlerinden biri olduğunu sanıyoruz.Anadolu'da bi deyim vardır, "Kuzguna yavrusu hoş görünür" derler. İşte bu deyimdeki gibi, bize göre de "İstanbul eşi bulunmaz bir şehir." Geçmişiyle İstanbul "eşi bulunmaz bir şehir" ama bu şehirde yaşayan bizler, İstanbul'un geleceğini elbirliğiyle karartıyoruz. Marka değerini (ismini / unvanını / şanını / şerefini) düşürüyoruz. ABD'de yayımlanan ve de pek çok satan "Gecekondular Gezegeni" isimli kitapta İstanbul, dünyanın en fazla gecekonduya sahip kentlerinden biri olarak anlatılıyor. Büyük şehirler o şehirlerde yaşayan insanların yaşam kalitesine göre öne çıkıyor.Şehirleşme konularındaki kitaplarıyla ünlenen Amerikalı yazar Mike Davis "Planet of Slums" (Verso, 2007) isimli kitabında İstanbul'daki hızlı nüfus artışına dikkati çekiyor. Büyük ölçüde iç göçe dayalı
Olayların içinden ABD yönetimi ve Kongre, petrolde dışa (ve özellikle Arap ülkelerine) bağımlılıktan kurtulma arayışında etanol üretimini yoğun şekilde teşvik ediyor.Bu teşvikler sonucu, ABD'de etanol elde edilecek mısır üretimi yayılıyor. Hububat ve diğer tarım ürünleri için kullanılan topraklar etanol tesislerine mısır üretmek için kullanılıyor. İşte bu nedenle ABD'de yem bitkileri, tahıl, yaş meyve ve sebze üretimi geriliyor. Bu nedenle fiyatlar artıyor.Yem fiyatlarındaki artış yüzde 20 oranına ulaştığı için et ve etli mamullerin, süt ve sütlü mamullerin fiyatları da arttı. Marketlerde gıda fiyatlarındaki ortalama artış yüzde 5.4 oranında. 12 Aydaki enflasyon yüzde 4.3 iken, süt ve süt mamullerindeki artış yüzde 14, un ve unlu mamullerdeki artış yüzde 5.2 oranında. Etanol tahıldan elde edilen alkole verilen isim. Başka anlatımla bitkisel alkol. Etanolün özelliği motorlu araçlarda tek başına veya benzinle karıştırıldığında yakıt olarak kullanılması. Yem fiyatlarındaki artışa bağlı olarak 2008 yılında et fiyatlarında yüzde 7.5, yumurta fiyatlarında yüzde 13.5 artış bekleniyor.Mısır ekim alanının genişlemesi sonucu tarımsal üretimde ortaya çıkan değişim (bozulan denge) sonucu
Olayların içinden ABD ekonomisinde reel kesim belini doğrultmaya başlamış durumda. Finans kesimi hâlâ konut kredisi krizini yaşıyor. Ciddi faturalar ödüyor. Daha da ödeyecek ama, anlaşıldığı kadarıyla finans kesimindeki sorunlar reel kesime büyük ölçüde yansımıyor.Doların 6 güçlü para biriminden oluşan sepet karşısındaki değer kaybı sadece yüzde 3.3 oranında. Doların değer kaybının, dış ticaret açığının ilk 9 ayda yüzde 9 küçülmesine imkân verdiğine dikkat çekiliyor.Geçen yıl ABD'nin dış ticaret açığı 785 milyar dolardı. Bu açığın 234 milyar dolarlık kısmı da Çin ile olan ticaretteki dengesizlikten kaynaklanıyordu. Bizde tasarruflarını dolara bağlayanlar dolar fiyatı geriledikçe teselli arayışında "ABD'de işler kötü. Konut krizi nedeniyle ABD ekonomisi sarsıntı geçiriyor... ABD'de işler düzelsin. Dolar fiyatı artar" diye düşünüyor. Konut krizinin çıkmasına neden olan, ödeme gücü zayıf konut kredisi borçluları "müsebbip" (sebep olan) sandalyesinden kısa sürede "mağdur" (suçu olmadan zarar gören) sandalyesine oturdular. Merkezi yönetim (ve de Merkez Bankası) onları kurtarma arayışına girdiği için sesleri çıkmıyor.ABD'nin bazı bölgelerinde (her yanında değil) konut kredisi sorunu
Olayların içinden Bayram öncesi çok sayıda hayır kurumu, gazete ilanlarıyla, el ilanları dağıtarak veya temsilcileri aracılığıyla yardımları kendilerine çekme çabası gösterdi.Şimdi bu kurumların hepsinin bir sorumluluğu var. Öncelikle ne kadar yardım topladıklarını açıklamaları, sonra bu yardımları nasıl değerlendireceklerini hayır sahiplerine duyurmaları gerekiyor.Bu yetmez. Yardım toplayan bu tür kuruluşların her yıl sonu yıllık gelir-gider hesaplarını ilan etmeleri sağlanmalıdır. Bu önce "moral-vicdani" bir sorumluluktur ama, bunun da ötesinde "kanun" ile zorunlu hale getirilmesi, yardım toplamanın izne bağlanması, yardım toplayanların denetlenmesi beklenir.Eskiden insanlar imkânları ölçüsünde yakınlarına, çevrelerindekilere doğrudan yardım yapardı. Yardımın kime gittiği ve ne işe yaradığı görünebilir, izlenebilirdi. Bu bayramda çok kişi kurban kesmek yerine, kurban paralarını bir hayır kurumuna bağışladı. Günümüzde bu iş kurumsallaştı. Bağışları toplayan ve bunları ihtiyacı olanlara ulaştıran çok sayıda "hayır kurumu" veya "yardım kurumu" oluştu.Bunların çoğu vakıf ve azı da dernek statüsünde faaliyet gösteriyor. Uluslararası bağlantısı olan Greenpeace ve World Widelife Fund
Olayların içinden 14 Ağustos 2007 tarihinde "Böyle bir marka bir daha pazara çıkmaz. Ülker çikolata pazarında önemli yatırımlar yaptı. Dünya pazarına çıkmak için marka önemli. Tüketici, marka söyleyerek çikolata satın alıyor. Ülker grubu Godiva markasını satın almalı. Bu olursa sadece Ülker değil ülke de kazanç sağlar" diye yazmıştım.Bayramın birinci günü Ülker'den Metin Yurdagül telefon etti. "Murat Ülker, biraz önce Godiva ile el sıkıştı. Aylar önceki temenniniz gerçekleşti. O nedenle haber veriyorum" dedi.Tesadüfen New York'ta idim. Murat Ülker ve anlaşma için New York'a gelen Ülker grubu çalışanları ve danışmanları ile birlikte "bayram yemeği" yedik. Godiva markası dünyada en fazla bilinen lüks çikolata markasıdır. Godiva markasının sahibi Campbell Soup şirketi, geçen agustos ayında Godiva markasını satışa çıkardı. Murat Ülker, New York'a gelirken oğlu Yahya Ülker'i de getirmiş. "Babam Sabri Ülker onemli günlerde beni de yanına alırdı. Ben de babamdan gördüğümü sürdürüyorum. Oğlum da bu işler nasıl yürüyor, öğrensin" diyor.Ülker grubu, Godiva markasını satın almak için Nestle, Mars, Lindt, Lott ve Starbucks gibi uluslararası rakiplerle yarışmış. Satıcı firma Campbell Soup
Olayların içinden 3 yatak odalı ve 3 banyolu normal bir dairenin aylık kirası ise 600 bin dolar.1909 yılında yapılan 19 katlı 805 odalı Plaza Oteli, New York'un en iyi otellerinden biriydi. Şehrin göbeğindeki bu otel balo ve toplantı salonlarıyla, lokantasıyla, Oak Room isimli barı, Palm Court isimli çay salonuyla New York'un cazibe merkezi iken 2004 yılinda İsrailli Miki Naftali'nin başında bulunduğu El-Ad Properties isimli gayrimenkul yatırım şirketi oteli 675 milyon dolara satın aldı.Bir otelin odası başına 838 bin dolar ödenmesi o günlerde bir çılgınlık sanıldı. Ama alan bu fiyatı öderken oteli otel olarak değil, kesip-biçip satmak için almıştı. New York'ta Central Park'ın karşısında bulunan ve bir bölümü residance haline dönüştürülen Plaza Oteli binasında, park manzaralı bir odalı dairenin aylık kirası 40 bin dolar. Otel kapatıldı. İçindeki 100 yıllık eşyalar haraç mezat satıldı. Dışına dokunulmadan içi yıkıldı. 400 milyon dolar harcamayla yenilendi. Üst katlarda değişik büyüklükte 182 daire oluşturuldu. Dairelerin altındaki katlara 152 residance, residance'ların altındaki katlara da 130 otel odası yapıldı.Binanın en üst katındaki tripleks daire 56 milyon dolara,