Elektriksiz kalmamamız özel sektörün yatırım yapmasına bağlı

1 Ağustos 2007

Olayların içinden Elektriğin yarıya yakını sanayide ve tarım kesiminde, üretimde kullanılır. Ekonomik kalkınma devam ettikçe elektrik ihtiyacı da buna bağlı olarak artar. Eğer üretimde kullanılacak elektrik yetersiz olursa üretim aksar.Eskiden elektrikle ilgili yatırımları devlet yapardı. Elektrik üretimini artırma sorumluluğu doğrudan devletin sırtındaydı. DSİ ile TEK el ele vererek talebi karşılayacak yatırımları ve üretimi yapıyordu.Sonra elektrik yatırımı ve üretimi özelleştirildi. TEK parçalara bölündü. Elektrik Piyasası Yasası diye bir yasa çıkarıldı. Piyasayı düzenlemek için bir bağımsız kurum oluşturuldu.Bundan sonra devlet elektrik üretmek için yatırım yapmayacak. Başlamış yatırımlar tamamlandıktan sonra devlet aradan çıkacak. Elektrik yatırımları, üretimi ve dağıtımı bütünüyle özelleştirilecek. Ürettiğimiz elektriğin tamamını tüketir hale geldik. Tüketimimiz her yıl yüzde 8-9 dolayında artıyor. Artacak. Elektriksiz kalmamak için üretimin de her yıl en az bu oranlarda artması gerekir. İyi de... Özel sektör yatırım yapmazsa ne olacak? İşte sorun bu noktada düğümleniyor.Özel sektörün yatırım yapması için elektrik yatırımının ve üretiminin alternatif yatırım ve üretim

Yazının Devamı

Piyasaları "Hedge Fon"lar dalgalandırıyor

31 Temmuz 2007

Olayların içinden İngiliz dilinde "hedge" kelimesi, ekonomik ilişkilerde tedbir almak, risk yönetmek anlamında kullanılır. Döviz ile borçlanan bir işadamına döviz kuru riskine karşı kendisini koruması için, kullandığı döviz kadar ihracat yaparak, döviz borcunu-alacağını dengelemesi, döviz riskini "hedge" etmesi tavsiye olunur.Hedge Fon'lar da, büyük ölçekli parasal kaynakları, riskli ve risksiz yatırımlar arasında dengeli olarak dağıtarak, yüksek getiri sağlamayı amaçlayan fonlar olarak ortaya çıkmıştır.Fakat bu fonlar zamanla, büyük parasal kaynakları (kurallarla bağlı olmadan) yüksek getirisi olan yatırımlara (dolayısıyla da yüksek riske) yönlendirmeye başlamıştır.Günümüzde, finansal piyasalar ve bu piyasalarda aracılık yapan kuruluşlar değişik ölçülerde kurallara bağlıdırlar. Şeffaftırlar. Denetim görürler. Dünya piyasalarındaki dalgalanmanın ardında "Hedge Fon"lar var. Bu nedenle bugünlerde sık sık "Hedge Fon"lardan söz ediliyor. Acaba nedir bu "Hedge Fon"lar? Hedge Fon'ların özelliği "şeffaf olmamaları" ve kural tanımamalarıdır. Bu nedenle finansal piyasalarda bunlara "Köpekbalıkları" denilir. (Soros'un fonlarını da uluslararası piyasalar "Hedge Fon" olarak

Yazının Devamı

Halk da devlet de harcamasın (!) (İş ki, dengeler tutsun)

30 Temmuz 2007

Olayların içinden Devlet çarkına kumanda eden hükümet, halkın refah özlemini cevaplamak, halkın hizmet bekleyişini cevaplamak için harcama yapma baskısı altında.Geliniz görünüz ki Merkez Bankası, enflasyonu aşağıya çekme misyonuna soyunmuş. Bunun için halkın tüketim harcamalarının kısılmasına dönük para politikası uyguluyor. Hükümeti de harcamalarını kısmaya dönük sıkı maliye politikası uygulamaya zorluyor.IMF ise Türkiye'nin, borç ödemelerini aksatmaması için, borç faizi ve borç taksiti ödemelerine bütçeden daha fazla para ayırmasında ısrarcı oluyor. IMF'nin ve Merkez Bankası'nın bekleyişlerinin gerçekleşmesi, kâğıt üzerindeki dengelerinin tutması için ise: Hükümetin daha fazla vergi toplaması,Bütçeden daha az hizmet harcaması yapması,Özetle, hem halkın tüketimini hem de halka dönük harcamaları kısması gerekiyor. Herkesin kendine göre bir dengesi, bir bekleyişi var. n Halkımız refah özlemi içinde. Refah insanların gelirinin artması, daha çok harcamasıyla gerçekleşir. Devletin daha çok hizmet harcaması yapmasıyla gerçekleşir. İyi de... Burada bir "yumurta-tavuk" ilişkisi var. Halkın refahı (geliri-harcamaları) kısılınca, bütçenin gelirleri de azalıyor. Çünkü bütçe gelirinin

Yazının Devamı

Kalcılar Han'da kira 400 YTL, modern işyerinde 5 bin dolar

29 Temmuz 2007

Olayların içinden Kalcılar Han'ın alt katında, atların bağlandığı bölmelerde şimdilerde İstanbul'un en ünlü gümüş eşya satıcılarının dükkânları var. Gümüş eşya almak isteyen yerli ve yabancılar bu dükkânlara gelir.Üst kattaki küçük han odalarının her biri gümüş işleyen sanatçıların atölyeleridir. Bu sanatçılar genelde kakma yapar. Kakma sanatı, çelik kalem ve çekiç ile gümüşün üzerine kabartma desenler yapma sanatıdır. Yıllar önce üst kattaki atölyelerde yüz dolayında sanatçı kakma işi yaparken, şimdilerde sanatçı sayısı otuza inmiş. Onların da sadece on beşi kakma yapıyor. Kalcılar Han, Kapalıçarşı'nın Mahmutpaşa Kapısı'nın hemen bitişiğindedir. Çok eskilerde Anadolu'dan Kapalıçarşı'ya alışverişe gelenler hanın alt katına atlarını bağlar, üst katlarındaki odalarda kalırlarmış. Bunun için hanın ismi "Kalıcılar Hanı" iken, sonraları bu han "Kalcılar Han/Kaklılar Han" diye anılır olmuş. Kakma, deneyim isteyen zahmetli bir sanat kolu. Küçük kabartmalı bir gümüş su sürahisinin kakması için ortalama 1200 çekiç vuruluyor. Bu iş yaklaşık dört günde tamamlanabiliyor.Kalcılar Han'ın üst katındaki gümüş sanatçılarının çoğu Ermeni asıllı sanatçılar. Bunların en yaşlılarından Haturyun

Yazının Devamı

Piyasalarda dalgaya alışacağız

28 Temmuz 2007

Olayların içinden Piyasalarda dalgaya alışacağız. Eskiden piyasalarımız ülke içinde oluşan fırtınalardan dalgalanırdı. Artık bizim piyasalarımız küresel piyasaların bir parçası haline geldi. Küresel piyasalar dalgalandığında, dalgayı hemen hissediyoruz.Büyüklerimiz der ki, "El ile gelen, düğün bayram..." İşte o biçim... Dalgayı sadece biz yemediğimize ve de dalgayı önleme imkânına sahip olmadığımıza göre kaderimize razı olacağız.İlginç olan, dünya piyasalarındaki iyi dalgalardan etkilenmek hoşumuza gidiyor da, tersi olursa, "Eyvah... battık... batıyoruz" diyerek heyecanlanıyoruz.Dün sabah küresel piyasaları ve dolayısıyla bizim piyasayı olumsuz etkileyen gelişme, ABD'deki ipotekli konut kredileri (mortgage) borçlarındaki olumsuz gelişmeydi. ABD borsalarında yatırımcıların riskli kâğıtlardan çıkarak güçlü kâğıtlara kaymasıydı.Bu nedenle ABD borsalarında başlayan dalgalanmadan Avrupa ve Asya borsaları etkilendi. Türkiye borsası etkilendi. Dün döviz fiyatı ve faiz biraz yükseldi. Hisse senedi fiyatları biraz düştü. Bizim yerli piyasacılar endişelenmeye başladı. Bu tür hareketler ne ilk, ne de son. Daha önce oldu. Bundan sonra da olacak. Ama dün akşam üzerine doğru ABD'den bu defa

Yazının Devamı

Cumhurbaşkanı seçimi ekonomiyi etkilemeyecek

27 Temmuz 2007

Olayların içinden Tablo değişti. Sorun yaratacak karşı güçlerin heyecanı söndü. Olacakları kabullenme havasına girdiler.Seçim öncesi cumhurbaşkanı seçiminde AKP'nin süreci yönetmedeki hataları ve de Gül'ün adaylığı AKP ile, AKP dışındaki güçler arasında gerginlik yarattı. AKP de, AKP dışındaki güçler de hırçınlaştığından, huzursuzluk az daha mini bir "ekonomik kriz"e neden olacaktı.AKP dışındaki güçler ne diyordu? (1) Cumhurbaşkanı adayını tek başına Erdoğan belirleyemez. (2) Eşinin başı bağlı bir kişi cumhurbaşkanı olamaz. (3) Gül cumhurbaşkanı olursa, devletin tüm tepe noktaları AKP kurucularınca paylaşılmış olacak.AKP ile AKP dışındaki güçler arasındaki gerginlik cumhurbaşkanı seçiminin gerçekleşememesine ve erken seçime yol açtı.Seçim sonrası bu tablo değişti. Şimdi top AKP içinde oynanacak. Cumhurbaşkanı seçimi süreci ve seçimi önümüzdeki günlerde ekonomiyi olumsuz etkilemeyecek. Seçim nedeniyle bir kriz beklentisi abartılı bir değerlemedir. AKP'nin seçimdeki zaferi ve seçim sonu ortada esen iyimserlik rüzgârında AKP dışındaki güçler, seçim öncesindeki kadar seslerini çıkaramıyor. Bir ölçüde Gül'ün cumhurbaşkanlığı kabullenilmiş gibi.Geliniz görünüz ki bu defa AKP içinde

Yazının Devamı

Merkez Bankası yıllık faizi % 19.11, piyasanınki % 17.27

26 Temmuz 2007

Olayların içinden Bu faiz oranı fazla parası olan bana için "garantidir/güvencedir". Parasını hiçbir yerde kullanmasa (kredi vermese/bono-tahvil almasa) akşam vakti götürüp Merkez Bankası'na verir. Gecede yüzde 17.50 faiz alır.Merkez Bankası'nın gecelik yüzde 17.50 faiz oranının yıllık bileşik (birikimli) tutarı yüzde 19.11'dir. Paranın alternatif faizleri işte bu yıllık yüzde 19.11 Merkez Bankası faizine göre oluşur.Hazine, bono ve tahvil satarken, Merkez Bankası'nın faiz oranının üzerinde faiz belirlemelidir ki, bankalar satın alsın. Bono ve tahvil faizi Merkez Bankası faizinin altındaysa, bankalar paralarını bonoya değil, Merkez Bankası'na yatırır. (Hazine, tahvil ve bono faizlerini kendisi belirleyemez. Bono ve tahvil satışı için ihale açar. Banka ve aracı kuruluşlar, Merkez Bankası faizine ve piyasa şartlarına bakarak faizi oluşturur.)Merkez Bankası'nın gecelik faizinin bir avantajı, "gecelik" olmasıdır. Bankalar şuna güvenir ki, kasalarında para kalırsa, faizsiz durmaz. Gece Merkez Bankası'na yatırılır, faiz alınır. Merkez Bankası'nın gecelik faizi yüzde 17.50 oranında. Merkez Bankası indirirse, işte bu faiz oranını indirecek. Gecelik faiz demek, bankaların kasalarındaki

Yazının Devamı

MB faizi yüzde 17.50, piyasa faizi yüzde 17.18

25 Temmuz 2007

Olayların içinden Merkez Bankası'nın yapamadığını piyasa yaptı.Dün bu yazının yazıldığı saatlerde, dövizlerini 1.23 YTL'den bozdurarak bonoya hücum edenler sayesinde bono faizi yüzde 17.18'e gerilemişti. Merkez Bankası ise yıllık karşılığı yüzde 17.50 olan gecelik faizi indirmek için hiçbir şey yapmıyordu.Piyasa oyuncuları piyasa faizini Merkez Bankası faizinin 2 puan altına çekmişti.Demek ki, döviz bozdurarak faize yatanlar Merkez Bankası faizinin 2 puan altında faizi normal bir faiz olarak kabul ediyordu.Dün dolar fiyatının aşağıya inişi, borsa endeksinin tırmanışı devam etti.Dolar fiyatının daha da aşağıya ineceğini, borsanın tırmanışı sürdüreceğini, bono faizlerinde gerileme olacağını (ve dolayısıyla bonoya yatırım yapanların uzun vadede kazançlı çıkacağını) düşünen yerliler ve yabancılar dolar sattı. Dolar fiyatı 1.23'e geriledi. Dolar satışından elde edilen YTL'ler bonoya yönelince bono faizi yüzde 17.18 oldu. Borsanın yükseliş trendinde treni kaçırdıklarını sananlar son vagona atlama telaşıyla hisse senetlerine hücum edince borsadaki tırmanış devam etti. Merkez Bankası'nın dün öğle saatlerinde Para Piyasası Kurulu'nu olağanüstü toplantıya çağırarak gecelik borçlanma faizini

Yazının Devamı