Merkez'in faiz artırımını 'piyasa' alkışladı

9 Haziran 2006

Merkez Bankası'nın faiz artırımını, içerideki ve dışarıdaki "piyasalar" alkışla karşıladı. "İşte banka dediğin böyle olur. Ne cesur davrandı!" diyerek memnuniyetlerini belirtti. Halkımız ise, başına geleceklerin (fiyat artışlarının) bekleyişinde şaşırdı kaldı.Kararı alkışlayan "piyasa" denilen şey acep neyin nesidir? Piyasa denilen şey, paradan para kazanmayı meslek edinen, Türkiye'deki faiz-döviz makasını iyi kullanarak dövizden faize, faizden dövize geçerek para kazanan yerli ve yabancı profesyonellerin oluşturduğu topluluğa verilen isimdir.Paradan para kazanmayı meslek edinenler dışında bu ülkede 72 milyon insan yaşıyor. Onlar için "yüksek faiz" yatırımın, istihdamın, tüketimin azalmasıdır. Pahalılıktır, fakirliktir. Merkez Bankası, gecelik faizi 1.75 puan artırdı. Yüzde 15.0'e çıkardı. Faiz artırımı, (1) Hazine'nin bundan daha yüksek faizle borçlanmasına, (2) Bankaların kredi faizlerini artırmalarına, (3) Mevduat faizlerinin yükselmesine yol açacaktır. Neler oluyor? Bundan sonra ne olacak? Merkez Bankası faizi enflasyonu sınırlamak için artırdıysa işe yaramayacak. Dövizdeki artış, genel fiyat çizgisini yukarıya çıkaracak. İthal malların ve ithal girdi içeren yerli ürünlerin

Yazının Devamı

Neyi değiştirmek, istediğimiz belli değil

8 Haziran 2006

Mayıs ayında döviz fiyatları yükselmeye başladı. Döviz fiyatı yükselince mal ve hizmetlerin maliyeti artmaya başladı. Mal ve hizmetlerin maliyet artışı fiyatları artırır. Buna "maliyet enflasyonu" denir. Maliyet enflasyonu talepteki canlılığı frenler. Döviz fiyatına dayalı maliyet enflasyonunda faizleri artırmak, maliyetlere ve sonuçta fiyatlara ek yük getirir.Döviz kurunun yükselmesinin ardında, cari açı (döviz açığı) vardır. Döviz açığı uzun süredir tırmanışta. Bu açığın döviz fiyatlarında yükselmeye yol açacağı biliniyordu da, bunun ne zaman olacağı bilinmiyordu.Değişik dış ve iç gelişmelerin tetiklemesiyle döviz fiyatında düzeltme başladı. Şimdi ekonominin önündeki sorun budur. Nisan ve mayıs ayında fiyat artışlarının ardında talepteki canlılık vardı. Talepteki canlılık "talep enflasyonu"na yol açar. Talep enflasyonunu kontrol altına almak için faiz oranları yükseltilir. Döviz fiyatındaki düzeltme tabii olarak maliyetleri ve sonuçta fiyatları artıracaktır. Şimdi alınması gereken tedbirler (1) Döviz fiyatındaki düzeltmede ölçünün kaçmaması. (Döviz fiyatlarının bir noktada istikrara kavuşması). (2) Döviz fiyatındaki artışın, maliyetlerdeki etkisinin devamlı bir maliyet

Yazının Devamı

Enflasyon başka dövizin yükselmesi başka

7 Haziran 2006

Bu tabloda gözler Merkez Bankası'na dikildi. Ağır baskı altındaki Merkez Bankası "bir şeyler yapmak mecburiyeti"nde, bugün "Para Politikası Kurulu"nu topluyor. Görüldüğü kadarıyla (1) Gecelik borçlanma faizini artıracak, (2) Belki de döviz tanzim satışı kararı alacak.Bugün için (1) YTL borçlanma faizini artırmak, (2) Döviz satmak ekonominin geleceği için yararlı değil, zararlıdır.Şu dönemde, Merkez Bankası'nın faiz oranlarına dokunmaması, döviz satmaması gerekir. Hazine ise, (ikincil piyasadaki bono faizlerinin peşine takılmak yerine) bir süre YTL ile borçlanmadan döviz cinsi borçlanmaya geçmek zorundadır.(1) Talep enflasyonu (talebe dayalı fiyat artışı) ile maliyet enflasyonunu (maliyete dayalı fiyat artışını),(2) Enflasyon ile döviz fiyatındaki yükselmeyi birbirine karıştırmayalım.Bu sorunların her birinin sebebi ve bunların çözüm yolu başkadır. Nisan ve mayıs aylarında fiyat artışlarının nedeni, ucuz döviz ve bol ithalata dayalı olarak piyasanın ısınması, iç talebin artması idi. Nisan ve mayıs aylarındaki enflasyon "talep enflasyonu" idi. Nisan ve mayıs aylarında fiyat artışları beklenenin üzerinde çıktı. Döviz fiyatları yükselmeye başladı. Bu fiyat artışlarını sınırlamak

Yazının Devamı

Olan biten 'sürpriz' değil

6 Haziran 2006

Hadi ekonomiden haberi olmayanlar, AKP iktidarına alkış tutanlar inandı. Ama el insaf... Koskoca holding patronları, banka patronları, anlı şanlı iktisatçılar bunun böyle devam edemeyeceğini nasıl görmez?.. Dolar fiyatının 1.32 YTL'den 1.60 YTL'ye tırmanışı nasıl onlar için sürpriz olabilir?Olan biteni iyi değerlendirenler (felaket tellalı, kara gözlüklü, şom ağızlı olarak itham edilmelerine rağmen) 4 yıldır bu yüksek faiz ucuz döviz politikasının sürdürülemeyeceğini anlatmak için uğraştı durdu. Şubat 2003'te ABD doları 1.74 YTL'ydi. Nisan 2003'te 1.58 YTL oldu. Ocak 2004'te 1.30 YTL'ye, Mart 2005'te 1.24 YTL'ye indi. Mayıs 2006'da 1.32 YTL'ye satılıyordu. İnsaf edin. ABD dolarının 2006 yılı mayıs ayı başında dört yıl önceki fiyattan daha ucuza satılması "normal" miydi? Aralık 2006 için ABD doları tahminini 1.35 YTL diye yapan, buna göre 2006 yılı gelir-gider-kazanç tablosu düzenleyen holding patronlarımız, borsacılarımız nasıl olur da "Aaa... Bu döviz fiyatı yükseliyor... Eyvah şimdi ne yapacağız" der?Döviz fiyatının hep sabit kalacağını düşünenler, nasıl olur da işadamı, iktisatçı olarak ortalıkta dolaşabilir? Adı üstünde: "Dalgalı kur"... Bu sistemin esası ülkenin döviz açığı

Yazının Devamı

Ekonomide 'bekle - gör' dönemi

5 Haziran 2006

Ekonomide inişler çıkışlar olur. Hele bizim ülkemizde iniş ve çıkışlar hem kısa sürede hem de büyük ölçüde olur.Biz, mal ve hizmetlerdeki fiyat artışına da, döviz artışına da, faiz artışına da "şerbetli" bir ekonomiye ve de halka sahibiz.Ekonomide felaket gökten yağmaz. Ekonomideki sorunlar yanlış politikalar neticesinde ortaya çıkar.Türk ekonomisi, Türk halkı, şimdilerde, IMF destekli istikrar programına dayalı olarak Merkez Bankası'nın ısrarla uyguladığı "yüksek faiz ve ucuz döviz" politikasının faturasını ödemeye başladı. Nisan ayı fiyat artışları yüksek çıkmıştı. Mayısta fiyatlar daha fazla arttı. Döviz fiyatında da artış var... Bütün bunlar doğru... İyi de ne yapacağız? "Battık... Batıyoruz" diyerek dövünecek miyiz? İki ay içindeki olumsuz gelişmeler, bugüne kadar elde edilen kazanımları silip götürecek mi? Bu politikanın yanlış olduğunu, sürdürülemez olduğunu söyleyenlerin/yazanların uyarıları dikkate alınmadı. Sürdürülemez politikaların ortaya çıkardığı sahte/geçici iyilikler alkışlandı. Basit olarak anlatayım: Bir banka, yüzde 20 faiz ödeyerek mevduat toplar, yüzde 10 faizle kredi verirse, herkes o bankaya para yatırır. Herkes o bankadan kredi alır. Ama o banka bir süre

Yazının Devamı

Konuta para bağlayanları üzmeyiniz

4 Haziran 2006

Zaten bugüne kadar konutta "balon" vardı. Konutlar, yaratılan hava ile "gerçek değerlerinin üzerinde" satıldı. Satın alanlara sabit fiyat güvencesi verildi. Mayıs ayı fiyat artış oranlarının açıklanacağı gün konut yap-satçıları "felaket haberleriyle" ortalığa döküldü. Ankara'da TOKİ'de (Toplu Konut İdaresi'nde) inşaatçıların batıyoruz zirvesi yapıldı!" Sayın konut yap-satçıları... Yapmayınız, etmeyiniz... İlanlarınıza güvenerek, kâğıt üzerindeki projelere, maketlere varlarını, yoklarını bağlayanları üzmeyiniz... Şunun şurasında nisanda üretici fiyatları endeksi 1.94, mayısta 2.77 arttı. Bunu bahane ederek "batıyoruz" diyerek, konut hayaliyle yaşayanların hayatını karartmayınız. İnşaat girdilerindeki artış nedeniyle zor durumda kalan müteahhitlere TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, "Batarsanız biz de sizinle batarız... Allah'a duacıyız" dedi. 500 şantiyede 200 müteahhitle çalıştıklarını belirten Bayraktar, "Krizi (yazarın notu: Bu ne krizi ise anlaşılması pek zor!) iki ay içinde elbirliğiyle çözmeye çalışacaklarını" söyledi.Aynı gün Yalçın Bayer, "Yeter Söz Milletin" köşesinde, "TOKİ zorda. İnşaat enflasyonunun yüzde 40'ı bulduğunu iddia eden müteahhitler fiyat farkı istiyor" başlığı

Yazının Devamı

Fiyatlar daha da fazla artabilirdi

3 Haziran 2006

Hatta, "olası fiyat artışı"na göre daha düşük bir fiyat artışını ortaya koyan rakamlardır.Olan biteni iyi değerlendirmek gerekir. Nisan ayında fiyatlar neden beklenenin üzerinde arttı? Çünkü ekonomi ısınmaya başlamıştı. Çünkü iç talep artmaya başlamıştı. Döviz ucuz. İthal malları ucuz. Bankalar ucuz ucuz kredi dağıtıyor. Kredi kartıyla 36 ay vadeli mal satılıyor. Taşıt kredisi, ev kredisi için bankalar müşteri peşinde koşuyor. Bu durumda talep patlamaz da ne olur? Mayısta döviz fiyatı yükselmese bile talepteki canlılık nedeniyle mayıs ayı fiyat artışları nisan ayı rakamının üzerine çıkacaktı. Mayıs ayında döviz fiyatı (şu veya bu nedenle) yükseldi. Döviz fiyatının yükselmesi ithal mallarının ve ithal girdisi yüksek yerli malların maliyetlerini ve sonuçta fiyatlarını artırdı.Uzun zamandır fiyat ayarlaması (zam) yapmak için bekleyenler, fırsatı değerlendirerek fiyatları yukarıya itmeye başladı. Bu tabloda ne olması beklenebilir? Fiyatların artmasından doğal ne olabilir? Bu tabloda mayıs ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1.88, üretici fiyatlarının yüzde 2.77 oranında artmasına şükretmekten başka ne yapılabilir? Dün açıklanan mayıs ayı fiyat artışları "sürpriz/beklenenin

Yazının Devamı

Aşırı iyimserdik aşırı kötümser olduk

2 Haziran 2006

Merkez Bankası'nın dövizi ucuz tutmaya ve buna bağlı olarak fiyatları ve faizi aşağıya çekmeye dönük politikasının sürdürülebilir olmadığı konusundaki uyarılar dikkate alınmadı. Bu hatalı politikalar sonucu döviz açığı (cari açık) sürdürülemez boyuta gelince, saadet zinciri koptu.Döviz fiyatı, arz ve talebe göre, olması gereken rakama doğru harekete geçti.Olan biten bundan ibarettir. Bugün olanlar sürpriz/beklenmedik gelişmeler değildir. Gerçekleri gören iktisatçılar perşembenin geleceğini çarşambadan haber veriyorlardı ama, Büyük Türk Büyükleri onlara aldırış etmiyordu.Büyük Türk Büyükleri, sürdürülemez dengelere inandı. İş çevreleri sürdürülemez dengelere inandı. Döviz fiyatı sürdürülmesi imkânsız politikalarla ucuz tutuldu. Döviz ucuz olduğu için fiyatlar ve faiz oranları da aşağıya iniyordu. Bugün doların 1.58 YTL'den satılmasını felaket olarak görenler, geçmişte, dolar fiyatının nasıl "zorlamalarla ve yapay olarak" ucuzlatıldığını unutuyor. Dolar 2003 Şubat ayında 1.74 YTL'den satılıyordu. 2003 Nisan ayında 1.58 YTL idi. 2005 Mart ayında 1.24 YTL'ye düştü. 2006 Mayıs ayı başında 1.32, sonunda 1.58 YTL oldu.Dolar bu fiyatıyla 2003 Şubat ayı fiyatının altında, 2003 Nisan ayı

Yazının Devamı