Bir kişiye iş için 143 milyar lira yatırım yapmak lazım

24 Ocak 2004

İyi de... Bizim işsizler ne olacak? Bizim işsizlere iş bulabilmenin tek bir yolu var: Yeni yatırımlar yapılacak. Yeni yatırımlar ile üretim artacak. Katma değer yaratılacak. Üretim artırmak için yapılan yeni yatırımlarda işsizlere iş imkânı doğacak. Yeni yatırımların üretime geçmesi ile yaratılan katma değer, işçiye ücret ödenmesine imkân verecek.Devlet artık yatırım yapmayacak. Hem yatırım yapmaya niyeti yok. Hem parası yok. Yatırımı özel sektör yapacak. Özel sektör dediğiniz şeyin temel direği "müteşebbis".Müteşebbis Nasrettin Hocanın hikâyesindeki "şekeri, yağı, unu bir araya getirerek helva yapan adam". Müteşebbis, yatırım konusunu bulacak, proje hazırlayacak, para temin edecek, bina yapacak, makine alacak. Yatırımı ortaya çıkaracak. İşci tutacak. Üretim yapacak. Malını satacak. İşçinin ücretini ödeyecek.Açık anlatımıyla müteşebbis yatırım yapmaz ise ne üretimin ne de istihdamın artması mümkün. Müteşebbis, yatırıma niyetlendiğinde önce yatırım konusunu belirler. Bu yatırımın yapılabilirliğini belirlemek için bir proje hazırlar. Sonra bu proje ile devlete başvurarak "yatırım teşvik belgesi" alır.Yatırım teşvik belgeleri, ülkedeki yatırım niyetlerinin göstergesidir. 2003te

Yazının Devamı

Bir kişiye iş için 143 milyar lira yatırım yapmak lazım

24 Ocak 2004

<#comment>
<#comment> Okumuşu okumamışı, genci yaşlısı insanlarımız iş bekliyor. Bundan sonra "devlet kapısı"nda iş yok. Özel sektörde mevcut tesislerde (kurulu kapasitede) daha fazla insana iş yok. Maalesef hem devlet, hem özel sektör bugünkü çizgide işsizlere iş vermek bir yana, çalışanları işten çıkarmak arayışında.
İyi de... Bizim işsizler ne olacak? Bizim işsizlere iş bulabilmenin tek bir yolu var: Yeni yatırımlar yapılacak. Yeni yatırımlar ile üretim artacak. Katma değer yaratılacak. Üretim artırmak için yapılan yeni yatırımlarda işsizlere iş imkânı doğacak. Yeni yatırımların üretime geçmesi ile yaratılan katma değer, işçiye ücret ödenmesine imkân verecek.
Devlet artık yatırım yapmayacak. Hem yatırım yapmaya niyeti yok. Hem parası yok. Yatırımı özel sektör yapacak. Özel sektör dediğiniz şeyin temel direği "müteşebbis".
Müteşebbis Nasrettin Hoca'nın hikâyesindeki "şekeri, yağı, unu bir araya getirerek helva yapan adam". Müteşebbis, yatırım konusunu bulacak, proje hazırlayacak, para temin edecek, bina yapacak, makine alacak. Yatırımı ortaya çıkaracak. İşci tutacak. Üretim yapacak. Malını satacak. İşçinin ücretini ödeyecek.
Açık anlatımıyla müteşebbis yatırım

Yazının Devamı

Gelir 56 milyar dolar, borç 54 milyar dolar arttı

23 Ocak 2004

Borç bizim "istikbalimizi karartır hale geldi". Borç ödemekten başka bir şey düşünemez ve yapamaz hale geldik. Borç ödemek denilince 2 farklı şey anlaşılıyor. (1) Vadesi geldiğinde borcun anapara taksidi ile faizini ödemek. (2) Borç miktarını azaltmak. Ve böylece "borç belasından kurtulmak". Biz 2003te borç anapara taksitlerini, faizlerini düzgün ödedik. Alacaklılar buna bakar. Ama biz borçlular için önemli olan borcu azaltmak. Rakamlar gösteriyor ki, bunda başarılı olamıyoruz. 2002 sonunda iç borç 149 katrilyon lira idi. 2003te bu borcun anaparası için 113 katrilyon lira ödedik. Böylece borcun anaparasını 36 katrilyon liraya düşürdük. Ancak bu anapara ödemesini ve de buna ek olarak, tahvil ve bono sahiplerinin 52 katrilyon liralık faizlerini ödeyebilmek için Hazine yıl içinde tekrar 158 katrilyon liralık borçlanmaya gitti. Böylece 36 katrilyon liraya inen borca 158 katrilyon liralık yeni borç eklenince borç çıktı 194 katrilyon liraya. Bu arada da tahvil ve bono sahiplerinin cebine bir yılda 52 katrilyon lira girmiş oldu.2003te iç borcun 149 katrilyondan 194 katrilyona çıkması borç stokunun yüzde 29.7 büyümesi demektir. 2003te Aralık / Aralık TÜFE endeksi yüzde 18.4 arttı. Bu

Yazının Devamı

Gelir 56 milyar dolar, borç 54 milyar dolar arttı

23 Ocak 2004

<#comment>
<#comment>
Hazine iç ve dış borçlarımızın 2003 sonundaki durumunu açıkladı. 2003 sonu itibariyle iç ve dış borç toplamımız 202 milyar dolara ulaşmış. 2003 sonunda GSMH (milli gelir) rakamımız 238 milyar dolar olarak tahmin edeiliyor. Demek ki bir yılda ürettiğimiz mal ve hizmetlerin parasal (katma) değeri olan milli gelirimizin yüzde 86'sı büyüklüğünde bir borcumuz var. İç borcumuzun milli gelirin yüzde 59'u, dış borcumuz milli gelirin yüzde 27'si büyüklüğünde.
Borç bizim "istikbalimizi karartır hale geldi". Borç ödemekten başka bir şey düşünemez ve yapamaz hale geldik. Borç ödemek denilince 2 farklı şey anlaşılıyor. (1) Vadesi geldiğinde borcun anapara taksidi ile faizini ödemek. (2) Borç miktarını azaltmak. Ve böylece "borç belasından kurtulmak". Biz 2003'te borç anapara taksitlerini, faizlerini düzgün ödedik. Alacaklılar buna bakar. Ama biz borçlular için önemli olan borcu azaltmak. Rakamlar gösteriyor ki, bunda başarılı olamıyoruz.
2002 sonunda iç borç 149 katrilyon lira idi. 2003'te bu borcun anaparası için 113 katrilyon lira ödedik. Böylece borcun anaparasını 36 katrilyon liraya düşürdük. Ancak bu anapara ödemesini ve de buna ek olarak, tahvil ve bono

Yazının Devamı

Devlet yatırımı unuttu

22 Ocak 2004

Maliye Bakanını, hükümetin bütçe uygulamasındaki başarısını vurgulamak için tek bir rakamın üzerinde durdu. "IMFnin desteği ile uygulanan ekonomik program kapsamında 2003 yılı için öngörülen "genel bütçe faiz dışı fazla" rakamının milli gelire (gayri safi milli hasılaya) oranının yüzde 4.9l oranında gerçekleştiğini, böylece IMF tarafından öngörülen yüzde 5 oranındaki hedefin tutturulduğunu" açıkladı.Hükümetin TBMMnin onayına sunduğu bütçe, bir yıl içinde ülke halkına yapacağı hizmetleri gösteren bir belgedir. Bütçe uygulaması, hükümetin verdiği sözleri yerine getirip getiremediğini gösterir.Hükümetlerin hedefi ülke halkını mutlu kılmaktır. Altyapı yatırımlarını yapmak, yatırımların ve üretimin önünü açarak insanlara iş ve aş imkanı sağlamaktır.Hükümetler bu amaçla vergi olarak ve daha başka şekillerde halktan para toplar. Sonra bu paraları harcar. Hükümetler halktan nasıl para toplayacağını ve bu parayı nasıl ve nerelere harcayacağını bütçede gösterir. Bu açıdan bütçelerin gerçekleşme rakamlarını açıklamak bir anlamda halka hesap vermektir.Maliye Bakanı da, dünkü basın toplantısıyla bunu yapmayı hedeflemiştir. Ancak Maliye Bakanının verdiği hesaptan anlaşıldığına göre 2003 yılında

Yazının Devamı

Devlet yatırımı unuttu

22 Ocak 2004

<#comment>
<#comment>
Maliye Bakanı dün bir basın toplantısı yaparak 2003 yılı bütçe uygulamasının geçici sonuçlarını açıkladı.
Maliye Bakanı'nı, hükümetin bütçe uygulamasındaki başarısını vurgulamak için tek bir rakamın üzerinde durdu. "IMF'nin desteği ile uygulanan ekonomik program kapsamında 2003 yılı için öngörülen "genel bütçe faiz dışı fazla" rakamının milli gelire (gayri safi milli hasılaya) oranının yüzde 4.9l oranında gerçekleştiğini, böylece IMF tarafından öngörülen yüzde 5 oranındaki hedefin tutturulduğunu" açıkladı.
Hükümetin TBMM'nin onayına sunduğu bütçe, bir yıl içinde ülke halkına yapacağı hizmetleri gösteren bir belgedir. Bütçe uygulaması, hükümetin verdiği sözleri yerine getirip getiremediğini gösterir.
Hükümetlerin hedefi ülke halkını mutlu kılmaktır. Altyapı yatırımlarını yapmak, yatırımların ve üretimin önünü açarak insanlara iş ve aş imkanı sağlamaktır.
Hükümetler bu amaçla vergi olarak ve daha başka şekillerde halktan para toplar. Sonra bu paraları harcar. Hükümetler halktan nasıl para toplayacağını ve bu parayı nasıl ve nerelere harcayacağını bütçede gösterir. Bu açıdan bütçelerin gerçekleşme rakamlarını açıklamak bir anlamda halka hesap

Yazının Devamı

Uzatmayın, "kısa kesin. Aydın havası olsun!"

21 Ocak 2004

Verilen üç kuruşluk zammı işçinin emeklinin burnundan fitil fitil getirmek için ne lazımsa yapılıyor. Bu zam yüzünden içeriden dışarıdan aklına esen hükümeti azarlıyor.Bu işi bu kadar uzatmak ayıptır. Günahtır. Anadoluda düğün dernekte çalgıcı kendini kaybeder. Kasap havasını uzattıkça uzatır. O zaman uyarırlar. "Kısa kes. Aydın havası olsun" derler. İşte o biçim.Şimdi, "eğri oturup, doğru konuşalım". İmar Bankasında batan paraların 7.0 katrilyon faturasını ödemek için bu hükümet para bulacak. Ama "icra - i hükümet eylemek için", "hükümet olduğunu ispat etmek için", "ezilen sosyal sınıfların gönlünü almak için", 3.5 katrilyon lira harcayamayacak. Olacak şey mi?Bu yılın bütçesinin başlangıç ödeneği 150 katrilyon lira dolayında. Bu para ya bu bütçeden çıkar, çıkamaz ise İmar Bankasının 7 katrilyon lirası nasıl vergi olarak alınıyor ise bu 3.5 katrilyon lira da vergi olarak alınır.Bunu uzatmanın, IMF uzmanları "bu yüzden bize dayak atacak" diyerek dertlenmenin gereği yoktur.Ben bugüne kadar bu 3.5 katrilyon liranın tüketim vergilerine ekleme yapılarak halktan alınabileceğini savunuyordum. Eski bir bürokrat, bütçe ve Hazine hesaplarına aşina bir iktisatçı beni uyardı. "Bu 3.5

Yazının Devamı

Uzatmayın, "kısa kesin. Aydın havası olsun!"

21 Ocak 2004

<#comment>
<#comment> İşçiye, emekliye verilen zammın 3.5 katrilyon liralık faturası Türkiye'nin bir numaralı sorunu oldu.
Verilen üç kuruşluk zammı işçinin emeklinin burnundan fitil fitil getirmek için ne lazımsa yapılıyor. Bu zam yüzünden içeriden dışarıdan aklına esen hükümeti azarlıyor.
Bu işi bu kadar uzatmak ayıptır. Günahtır. Anadolu'da düğün dernekte çalgıcı kendini kaybeder. Kasap havasını uzattıkça uzatır. O zaman uyarırlar. "Kısa kes. Aydın havası olsun" derler. İşte o biçim.
Şimdi, "eğri oturup, doğru konuşalım". İmar Bankası'nda batan paraların 7.0 katrilyon faturasını ödemek için bu hükümet para bulacak. Ama "icra - i hükümet eylemek için", "hükümet olduğunu ispat etmek için", "ezilen sosyal sınıfların gönlünü almak için", 3.5 katrilyon lira harcayamayacak. Olacak şey mi?
Bu yılın bütçesinin başlangıç ödeneği 150 katrilyon lira dolayında. Bu para ya bu bütçeden çıkar, çıkamaz ise İmar Bankası'nın 7 katrilyon lirası nasıl vergi olarak alınıyor ise bu 3.5 katrilyon lira da vergi olarak alınır.
Bunu uzatmanın, IMF uzmanları "bu yüzden bize dayak atacak" diyerek dertlenmenin gereği yoktur.

Yazının Devamı