Maliye Bakanının ağzından zam akıyor

28 Ocak 2004

Maliye Bakanı, bir yanda işçi ve emekli zammının tasarruf ile karşılanacağını söylerken, öte yanda, bayram sonu "kaynak paketi" konusunun gündeme geleceğini haber veriyor.Sadece o kadar mı?.. 2003 yılı vergi gelirlerinde ortaya çıkan 3 katrilyon liralık açığın, 2004 vergi gelirlerine olumsuz etkisini ortadan kaldırmak için ek bir vergi paketinin gündeme geleceğinin de işaretini veriyor.Sayın okuyucularım... Türk ekonomisi "kilitlendi". İstikrar programı Türk ekonomisini kilitledi. Bu istikrar programının sorumluluğunu üstlenen hükümetin yapabileceği bir şey yok. Bu istikrar programını uygulama durumundaki Maliye Bakanının zamdan başka çaresi yok.Ben bunları yazıyorum ama, "IMF Destekli İstikrar Programını, yırtarak bir kenara atalım, boçlarımızı inkar edelim, para musluklarını açalım, enflasyondan korkmayalım, ödediğimiz pahalı faturaları sineye çekerek bildiğimizi yapalım" demiyorum. Ben "IMF ile masaya oturalım, bıçak kemiğe dayandı, halkta can kalmadı, biraz da sosyal ve ekonomik politikalara bakalım" diyorum.IMF denilen kuruluş için Türkiye, milli para bütçesi ile döviz bütçesinden ibarettir. Türkiyenin milli para ve döviz olarak borçlarını küçültmesi, anapara taksidi ve

Yazının Devamı

Maliye Bakanı'nın ağzından 'zam' akıyor

28 Ocak 2004

<#comment>
<#comment>
Maliye Bakanı'nı tanıyanlar "Çok tatlı adamdır. Ağzından bal akar" diyor. Dün "halka müjdeler vermek için" basın toplantısı yapacağını duyunca televizyonu açtım. Bakalım ağzından nasıl "bal akacak" diyerek başladım izlemeye... Aaaa... O da nesi? Bakan'ın ağzından "bal" değil "zam" akıyor. Ben elimde kalem, Bakan'ın ağzından akacak "bal"ları not etmek için bekliyorum. "Bal" beklerken önümdeki kağıda not ede ede şunları etmişim: "Kaynak paketi, mali disiplin, faiz dışı fazla, borcun milli gelire oranı, vergide tahsilat oranı, faiz, yedinci gözden geçirme, acil eylem planı, yapısal reformlar, iç piyasalar, kamu borcu, iç borç, dış borç, vergi zammı, petrol zammı, benzin zammı..."
Maliye Bakanı, bir yanda işçi ve emekli zammının tasarruf ile karşılanacağını söylerken, öte yanda, bayram sonu "kaynak paketi" konusunun gündeme geleceğini haber veriyor.
Sadece o kadar mı?.. 2003 yılı vergi gelirlerinde ortaya çıkan 3 katrilyon liralık açığın, 2004 vergi gelirlerine olumsuz etkisini ortadan kaldırmak için ek bir vergi paketinin gündeme geleceğinin de işaretini veriyor.
Sayın okuyucularım... Türk ekonomisi "kilitlendi". İstikrar programı Türk ekonomisini

Yazının Devamı

Vergiyi koymak kolay toplamak zor

27 Ocak 2004

Vergiyi koymak ve vergi oranlarını artırmak kolay da... Vergiyi toplamak zor.Artık halkımızda vergi ödeyecek güç kalmadı. Devlet vergiyi artırsa da toplayamıyor.2003 yılında devlet 86 katrilyon 800 trilyon lira toplamayı hedef almıştı. 84 katrilyon 334 trilyon lira vergi toplayabildi. Vergi geliri beklenenden 2 katrilyon 466 trilyon lira eksik çıktı.Bu çok önemli bir gelişme. Çünkü bizde devlet her yıl beklediğinden daha çok vergi toplar. Sadece 1993 yılında beklenenin yüzde 0.3 oranında gerisinde, 1995 yılında beklenenin yüzde 0.5 oranın da gerisinde vergi toplanabilmişti. 2000 yılında vergi geliri beklenenin yüzde 10.4 oranında üstünde, 2001 yılında beklenenin yüzde 5.4, 2002 yılında yüzde 3.0 oranında üstünde idi.2003 yılında vergi geliri beklenenin yüzde 2.8 oranında gerisinde kaldı.Devlet 2003 yılında KDV ve ÖTV (Özel Tüketim Vergisi) olarak halktan beklediği kadar vergi toplayamadı. Şirketlerde beklenen ölçüde vergi alamadı.Çünkü halkımızda para yok. Halkımız tüketemiyor. Tüketimin üzerine binen vergi halkın tüketme gücünü daha da yok ediyor. Sonuç olarak vergi geliri artmıyor.Vergi gelirinin artması ekonominin büyümesine, güçlenmesine, coşmasına, koşmasına bağlıdır. Kişi

Yazının Devamı

Vergiyi koymak kolay toplamak zor

27 Ocak 2004

<#comment>
<#comment>
Fırtınadan sonra nasıl kar geldi ise, IMF'den esen sert rüzgârların ardından zam gelecek!.. Anlaşıldığı kadarı ile elektrik ve doğalgaz zammı yanında akaryakıt ve Tekel ürünlerine zam yapılması ve de Emlak Vergisi'nin, KDV ile ÖTV (Özel Tüketim Vergisi) oranlarının artırılması düşünülüyor.
Vergiyi koymak ve vergi oranlarını artırmak kolay da... Vergiyi toplamak zor.
Artık halkımızda vergi ödeyecek güç kalmadı. Devlet vergiyi artırsa da toplayamıyor.
2003 yılında devlet 86 katrilyon 800 trilyon lira toplamayı hedef almıştı. 84 katrilyon 334 trilyon lira vergi toplayabildi. Vergi geliri beklenenden 2 katrilyon 466 trilyon lira eksik çıktı.
Bu çok önemli bir gelişme. Çünkü bizde devlet her yıl beklediğinden daha çok vergi toplar. Sadece 1993 yılında beklenenin yüzde 0.3 oranında gerisinde, 1995 yılında beklenenin yüzde 0.5 oranın da gerisinde vergi toplanabilmişti. 2000 yılında vergi geliri beklenenin yüzde 10.4 oranında üstünde, 2001 yılında beklenenin yüzde 5.4, 2002 yılında yüzde 3.0 oranında üstünde idi.

Yazının Devamı

Büyükler "büyük oynamıyor"

26 Ocak 2004

Koç Topluluğu ve Sabancı Topluluğu Türkiyede sanayileşme hareketinde önde koşan özel sektör gruplarıdır.Vehbi Koç, bakkal olarak işe başladı ama, Türkiyede ilk büyük yabancı sermaye yatırımı olan General Elektrik ampul fabrikasını kurdu. Fordu Türkiyeye getirdi. Otosanda ilk Türk otomobili "Anadol"u üretti. Döküm fabrikası kurdu. Motor fabrikası kurdu. Tofaşı, Arçeliki, Bekoyu kurdu. Demir Dökümü kurdu. Bunlar ekonomik büyüklükte dünya pazarında kalite ve fiyat rekabeti ile mal satabilen kuruluşlar oldu.Hacı Ömer, pamuk işçisi olarak işe başladı ama, hemen bir yağ fabrikası kurdu * Bossayı kurdu. Çocukları Sasayı, Lassayı, Kordsayı kurdu. Ortak olarak çok sayıda uluslararası firmayı Türkiyeye getirdi. Toyota, Du Pond, Mitsubishi gibi firmalarla ortak yatırımlar gerçekleştirdi. Bunlar ekonomik büyüklükte, dünya pazarında kalite ve fiyat rekabeti ile mal satabilen kuruluşlar oldu. Sakıp Sabancı, 2003 yılında Sabancı Topluluğunun cirosunun 11.6 milyar dolara, karlılığının 1.7 milyar dolara ulaştığını açıkladı. Topluluğun CEOsu (tepedeki profesyonel yöneticisi) Celal Metin ise, "Sabancı Topluluğunun beş ayrı şirketin satın alınması için pazarlık yaptığını, beş ana grupta topluluğun

Yazının Devamı

Büyükler "büyük oynamıyor"

26 Ocak 2004

<#comment>
<#comment>
Sakıp Sabancı, 2003 yılında Sabancı Topluluğu'nun cirosunun 11.6 milyar dolara, karlılığının 1.7 milyar dolara ulaştığını açıkladı. Topluluğun CEO'su (tepedeki profesyonel yöneticisi) Celal Metin ise, "Sabancı Topluluğu'nun beş ayrı şirketin satın alınması için pazarlık yaptığını, beş ana grupta topluluğun yeni ürünleri olacağını" belirttikden sonra, "...bizi su, süt ve yoğutta, çikolata ve bisküvide göreceksiniz" dedi.
Koç Topluluğu ve Sabancı Topluluğu Türkiye'de sanayileşme hareketinde önde koşan özel sektör gruplarıdır.
Vehbi Koç, bakkal olarak işe başladı ama, Türkiye'de ilk büyük yabancı sermaye yatırımı olan General Elektrik ampul fabrikasını kurdu. Ford'u Türkiye'ye getirdi. Otosan'da ilk Türk otomobili "Anadol"u üretti. Döküm fabrikası kurdu. Motor fabrikası kurdu. Tofaş'ı, Arçelik'i, Beko'yu kurdu. Demir Döküm'ü kurdu. Bunlar ekonomik büyüklükte dünya pazarında kalite ve fiyat rekabeti ile mal satabilen kuruluşlar oldu.
Hacı Ömer, pamuk işçisi olarak işe başladı ama, hemen bir yağ fabrikası kurdu * Bossa'yı kurdu. Çocukları Sasa'yı, Lassa'yı, Kordsa'yı kurdu. Ortak olarak çok sayıda uluslararası firmayı Türkiye'ye getirdi. Toyota, Du Pond,

Yazının Devamı

Yalçın Küçük Bilim ve Edebiyatı yazdı

25 Ocak 2004

Bunları Yalçın Küçük yazıyor. Yalçın Küçük, günümüzün sıra dışı aydını, düşünürü, yazarıdır. Sıra dışı yazılarının bedelini hapse girerek ödeyen bir aydındır. Hapis korkusu ile söylemek ve yazmak istediğini kendine saklamayan bir aydındır. Devlet Planlama Teşkilatında ekonomi uzmanı olarak çalıştı. üniversitede öğretim üyeliği yaptı. Devamlı yazıyor."üzerime vazife olmayan işleri yaptığım kesindir ve bu artık kimliğimdir. Ancak boşluk kabul edemiyorum. Hep yapılmayan işleri yapıyorum. Düzene kapılmışların yarattığı boşluğu doldurmaya çalışıyorum. Kırıyorsam, zamanın olmadığı içindir. Acelem var." diyor.Bir ay içinde iki cilt halinde "Tekeliyat"ı , ardından "Bilim ve Edebiyat"ı yayınlandı.Yalçın Küçük bilim ile edebiyat arasındaki ilişkiyi şöyle anlatıyor: "Bugün bilimin bayrağını yüksek tutmak, fakat aynı zamanda bilimsel kaçınılmazlıkları bilim dışı tembelliklerin kaynağı yapmak isteyenlere karşı savaş açmak gerektiğine inanıyorum. Coşkuyu bilime ve politikaya tekrar sokmak gerekiyor. Çünkü coşku ve duyarlılık insan olmanın vazgeçilmez öğeleri arasında yer alıyor. Kaldı ki, coşku olmayınca aklı ne edeyim ?"Yalçın Küçük, "İslamizm"in 12 Mart 1971den sonra, Kenan Evren juntası

Yazının Devamı

Yalçın Küçük 'Bilim ve Edebiyat'ı yazdı

25 Ocak 2004

<#comment>
<#comment>
Kemalizm'i tarihi yerine oturtmak ve bilimsellik sınırları içine çekmek zorundayız. Ülke 1918 öncesindedir. Yüksek bürokrasi Kemalist kaleleri birer birer terk etmiştir. Yüksek bürokrasinin türban kaygısı, teslim ettiği kaleleri örtmek içindir. Buna ihtiyaçları var.
Bunları Yalçın Küçük yazıyor. Yalçın Küçük, günümüzün sıra dışı aydını, düşünürü, yazarıdır. Sıra dışı yazılarının bedelini hapse girerek ödeyen bir aydındır. Hapis korkusu ile söylemek ve yazmak istediğini kendine saklamayan bir aydındır. Devlet Planlama Teşkilatı'nda ekonomi uzmanı olarak çalıştı. üniversite'de öğretim üyeliği yaptı. Devamlı yazıyor."üzerime vazife olmayan işleri yaptığım kesindir ve bu artık kimliğimdir. Ancak boşluk kabul edemiyorum. Hep yapılmayan işleri yapıyorum. Düzene kapılmışların yarattığı boşluğu doldurmaya çalışıyorum. Kırıyorsam, zamanın olmadığı içindir. Acelem var." diyor.
Bir ay içinde iki cilt halinde "Tekeliyat"ı , ardından "Bilim ve Edebiyat"ı yayınlandı.
Yalçın Küçük bilim ile edebiyat arasındaki ilişkiyi şöyle anlatıyor: "Bugün bilimin bayrağını yüksek tutmak, fakat aynı zamanda bilimsel kaçınılmazlıkları bilim dışı tembelliklerin kaynağı yapmak

Yazının Devamı