Yenicaminin önüne, yanına ve arkasına gene işportacılar tezgah kurmuştu. Tezgah sayısı önceki bayramdaki kadar çok değildi. Genelde her tezgahta benzer bir fiyat uygulanıyordu. Bir çeşit "Ne alırsan 10 milyon lira" durumu vardı. Kadın ve erkek ayakkabılarının çifti, pamuklu kazakların üçü, erkek montlarının tanesi 10 milyon lira, kadın çantaları 2 milyon 500 bin lira idi...Kapış kapış alan da yoktu... İnsanlar oyuncak, şeker ve kuruyemiş satıcılarınıda kümeleniyordu.Tahtakalede benim iki "kerteriz noktam" vardır. Piyasayı bilen bir büyüğüm uyarmıştı "Kurukahveci Mehmet Efendi ile Namlı Şarküterinin önünde kuyruk var ise işler iyidir. Yoksa kesattır." demişti. Namlı Pastırmacının önünde kuyruk yoktu ama Kurukahveci Mehmet Efendinin dükkanının önünde insanlar sıraya girmiş, 500 bin liralık küçük paket kahvelerden alıyordu. Dün, önce Eminönü ve Mahmutpaşada, sonra da Nişantaşında dolaştım. Bayram öncesi, arife günü halkımız ne alıp satıyor, nasıl para harcıyor merakı ile etrafa bakındım. Mahmutpaşada işportacılar da, dükkanlar da müşteri bekliyordu. Sadece "Otomatik Dolma Sarma Makinesi" satan işportacının önünde meraklılar birikmişti. Tanesi 5 milyon lira olan makinenin nasıl dolma
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Dün, önce Eminönü ve Mahmutpaşa'da, sonra da Nişantaşı'nda dolaştım. Bayram öncesi, arife günü halkımız ne alıp satıyor, nasıl para harcıyor merakı ile etrafa bakındım.
Yenicami'nin önüne, yanına ve arkasına gene işportacılar tezgah kurmuştu. Tezgah sayısı önceki bayramdaki kadar çok değildi. Genelde her tezgahta benzer bir fiyat uygulanıyordu. Bir çeşit "Ne alırsan 10 milyon lira" durumu vardı. Kadın ve erkek ayakkabılarının çifti, pamuklu kazakların üçü, erkek montlarının tanesi 10 milyon lira, kadın çantaları 2 milyon 500 bin lira idi...Kapış kapış alan da yoktu... İnsanlar oyuncak, şeker ve kuruyemiş satıcılarınıda kümeleniyordu.
Tahtakale'de benim iki "kerteriz noktam" vardır. Piyasayı bilen bir büyüğüm uyarmıştı "Kurukahveci Mehmet Efendi ile Namlı Şarküteri'nin önünde kuyruk var ise işler iyidir. Yoksa kesattır." demişti. Namlı Pastırmacı'nın önünde kuyruk yoktu ama Kurukahveci Mehmet Efendi'nin dükkanının önünde insanlar sıraya girmiş, 500 bin liralık küçük paket kahvelerden alıyordu.
Mahmutpaşa'da işportacılar da, dükkanlar da müşteri bekliyordu. Sadece "Otomatik Dolma Sarma Makinesi" satan işportacının önünde meraklılar birikmişti.
Nihayet 36 ilin yararlanabileceği bir Teşvik Kanunu TBMMden geçti.Bu 36 il, kişi başı (GSYİH) milli geliri 1.500 doların altında olan, Türkiyenin en fakir illeri. Devlet Planlama Teşkilatı illeri fakirlik sırasına koydu. Kişi başı milli gelirin 1.500 dolar ve daha düşük olduğu 36 ili belirlendi. Bu illerin tamamında aşağıdaki teşvik tedbirlerinin uygulanması uygun görüldü: Doğu Anadoluda ve Batının ekonomik bakımdan gelişememiş illerinde yatırımların ve istihdamın teşviki için devletin bir şeyler yapması beklenir. Devlet daha önce olağanüstü hal kanunu kapsamındaki iller ile kalkınmada öncelikli iller listesinde yer alan iller için değişik vergi teşvikleri uygulamak için bir kanun çıkarmıştı. Bu kanunun süresi geçen yıl doldu. Hükümet yeni bir teşvik kanunu hazırlama çalışmalarını başlattı. Bu defa IMF engeli çıktı. Teşvik Kanununun faturasına IMF itiraz etti. Yeni bir kanun hazırlığı uzun sürdü. (I) Bu illerde organize sanayi bölgelerindeki işyerlerinde işçi çalıştıranlar (1) İşçilerin ücretleri üzerinden hesaplanan Gelir Vergisini ve de (2) İşçilerin sigorta primlerinin işveren hissesini ödemeyecekler. Bu vergi ve primlerin yüzde 100ü Hazine tarafından karşılanacak.Organize
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Doğu Anadolu'da ve Batı'nın ekonomik bakımdan gelişememiş illerinde yatırımların ve istihdamın teşviki için devletin bir şeyler yapması beklenir. Devlet daha önce olağanüstü hal kanunu kapsamındaki iller ile kalkınmada öncelikli iller listesinde yer alan iller için değişik vergi teşvikleri uygulamak için bir kanun çıkarmıştı. Bu kanunun süresi geçen yıl doldu. Hükümet yeni bir teşvik kanunu hazırlama çalışmalarını başlattı. Bu defa IMF engeli çıktı. Teşvik Kanunu'nun faturasına IMF itiraz etti. Yeni bir kanun hazırlığı uzun sürdü.
Nihayet 36 ilin yararlanabileceği bir Teşvik Kanunu TBMM'den geçti.
Bu 36 il, kişi başı (GSYİH) milli geliri 1.500 doların altında olan, Türkiye'nin en fakir illeri. Devlet Planlama Teşkilatı illeri fakirlik sırasına koydu. Kişi başı milli gelirin 1.500 dolar ve daha düşük olduğu 36 ili belirlendi. Bu illerin tamamında aşağıdaki teşvik tedbirlerinin uygulanması uygun görüldü:
Hakan Ergin çok önemli şeyler söylüyor. Ama ne yazık ki, söyledikleri dikkate alınmıyor. Alman asıllı Metro Grubu 14 yıldır Türkiyede iş yapıyor. On şehirde 24 mağaza işletiyor. Toptan satış marketleri "Metro", perakende satış marketleri "Reel" ve yapı marketleri "Praktiker" adı ile hizmet veriyor. Türkiyeden başka 27 ülkede 520 mağazası olan Metro Grubunun kuruluşunun 40ıncı yılı nedeniyle geçen hafta grubun tepe yöneticileri Bert Bender, Nurdan Tümbek, Hakan Ergin ve Selma Zaim, Türkiyede piyasa şartlarını değerlendirdi.Hakan Ergin işte bu nedenle konuştu. Hakan Ergin daha başka şeyler de söyledi. Dedi ki: "Belki normal geçiş sürecidir bu... Ama... faiz düşünce faiz geliri olan insanlar harcamalarını kesti. Kayıt dışılık aldı başını gidiyor. Sokak pazarlarının önemi artıyor. Elektronik eşyada, içkide kayıt dışılık artıyor. Enflasyonun düştüğü dönemlerde genellikle otomotiv ürünleri, beyaz ve kahverengi eşya gibi yüksek fiyatlı ürünlere olan talepte artış görülür. Türkiyedeki büyümenin büyük kısmı buradan geliyor."Genelde kamuoyunda sadece olumlu haberler rağbet görüyor. Sorunlara kimse değinmek istemiyor. Reel gelir artmadan, insanların reel tüketim harcaması artamaz. Reel
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Metro Toptan Satış Mağazaları Genel Müdürü Hakan Ergin diyor ki: "Kulelerde oturanlar, her şeyi pembe görüyor. Durumun iyi olduğunu söylüyor. Ama sokakta durum iyi değil. Sokaktaki insanların şu anda cebinde yeterince para yok. Para olmadığı için, piyasada aşırıya kaçan inanılmaz bir rekabet var. Bir kilo domatesin 3 taksitte satılması normal değil. Enflasyonun düşüş sebeplerinden biri, ortalama ürün kalitesinin düşmesi, düşük kaliteli malların ucuz satılmasıdır."
Hakan Ergin çok önemli şeyler söylüyor. Ama ne yazık ki, söyledikleri dikkate alınmıyor. Alman asıllı Metro Grubu 14 yıldır Türkiye'de iş yapıyor. On şehirde 24 mağaza işletiyor. Toptan satış marketleri "Metro", perakende satış marketleri "Reel" ve yapı marketleri "Praktiker" adı ile hizmet veriyor. Türkiye'den başka 27 ülkede 520 mağazası olan Metro Grubu'nun kuruluşunun 40'ıncı yılı nedeniyle geçen hafta grubun tepe yöneticileri Bert Bender, Nurdan Tümbek, Hakan Ergin ve Selma Zaim, Türkiye'de piyasa şartlarını değerlendirdi.
Hakan Ergin işte bu nedenle konuştu. Hakan Ergin daha başka şeyler de söyledi. Dedi ki: "Belki normal geçiş sürecidir bu... Ama... faiz düşünce faiz geliri olan insanlar
(1) 2003 yılında milli gelirimiz cari fiyatlarla (GSMH) 360 katrilyon lira. İç borç stoku 194 katrilyon lira. İç borcun milli gelire oranı yüzde 54.(2) 2002 yılında milli gelirimiz cari fiyatlarla 273 katrilyon lira, iç borç stoku 150 katrilyon lira. İç borcun milli gelire oranı yüzde 55 idi.Demek ki, iç borçta bir yılda 1 puan gerileme var.(1) Dış borcumuz 2003 Eylül sonu itibariyle 146 milyar dolar, bunun 76 milyon doları kamu kesimi borcu.(2) Kamu kesiminin dış borcu 2002 yılı sonunda 80 milyar dolar idi.Demek ki, kamunun dış borcunda bir yılda 4 milyar dolar eksilme olmuş. Başbakan, Washingtonda Stratejik ve Uluslararası Etütler Merkezinde yaptığı konuşmada, "2001de milli gelirin yüzde 92sine ulaşan kamu net borç stokunun 2003 sonu itibariyle yaklaşık yüzde 70e düşmesinin beklendiğini, böylece Avrupa Birliğinin ekonomik kriteri olan (kamu borcunun milli gelirin yüzde 60ından küçük olması şeklindeki) Maastricht kriterlerinin kısa sürede yakalanacağını söyledi. Rakamlar böyle ise Başbakanımızın söyledikleri yanlış mı? Hayır. Başbakan doğru söylüyor. Başbakan milli gelir ve borç rakamlarını dolara dönüştürüyor. Rakamlar dönüştürülünce ucuz döviz fiyatı nedeniyle yanıltıcı
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Başbakan, Washington'da Stratejik ve Uluslararası Etütler Merkezi'nde yaptığı konuşmada, "2001'de milli gelirin yüzde 92'sine ulaşan kamu net borç stokunun 2003 sonu itibariyle yaklaşık yüzde 70'e düşmesinin beklendiğini, böylece Avrupa Birliği'nin ekonomik kriteri olan (kamu borcunun milli gelirin yüzde 60'ından küçük olması şeklindeki) Maastricht kriterlerinin kısa sürede yakalanacağını söyledi.
(1) 2003 yılında milli gelirimiz cari fiyatlarla (GSMH) 360 katrilyon lira. İç borç stoku 194 katrilyon lira. İç borcun milli gelire oranı yüzde 54.
(2) 2002 yılında milli gelirimiz cari fiyatlarla 273 katrilyon lira, iç borç stoku 150 katrilyon lira. İç borcun milli gelire oranı yüzde 55 idi.
Demek ki, iç borçta bir yılda 1 puan gerileme var.
(1) Dış borcumuz 2003 Eylül sonu itibariyle 146 milyar dolar, bunun 76 milyon doları kamu kesimi borcu.