Eş dost vergisi için "özel af"

8 Nisan 2003


<#comment>     AKP kadrolarının, AKP Başkanı’nın yakını olan şirketlerin ve de Maliye Bakanı’nın bizzat ilişkisi bulunan şirketlerin ödemekten kaçındıkları veya kaçırdıkları vergilerin affı için TBMM’den özel bir af kanunu çıktı. Ve de işin ilginç yanı bu kanun tasarısını AKP milletvekilleriyle birlikte imzalayan CHP milletvekilleri TBMM’deki müzakerelerde sus pus oturarak bu tasarının kanunlaşmasını sağladı.
     Milliyet Ekonomi sayfalarında üç gündür Nedim Şener’in yazdığı bu inanılmaz "özel af" olayını basitleştirerek sayın okuyucularıma özetlemek istiyorum:
•  27 Şubat 2003 tarihinde "Vergi Barışı" kanunu yürürlüğe girdi. Bu kanun ile vergi mükelleflerine şu kolaylık tanındı: Vergi mükellefi 1998 - 1999 - 2000 - 2001 yıllarında beyan ettiği vergi matrahını (vergiye esas gelirini) gönüllü olarak artırır ve artırdığı bölümün vergisini de öder ise, bu geçmiş 4 yıldaki vergileri ile ilgili defterleri kapatılmış olacak. Maliye bu dönemlerde az vergi verdi, yanlış hesap yaptı diyerek mükellefi bir daha rahatsız etmeyecek.
•  Maliye’nin vergi denetim elemanları mükelleflerin defterlerini inceliyor. 1998 - 2001

Yazının Devamı

İşçide azalma verimlilikte artış var

7 Nisan 2003

İmalat sanayii işyerlerinde (devlet işletmelerinde ve özel sektörde) 1997 yılında 100 kişi çalışırken bu sayı 2002 yılında 82ye düştü. Verimlilik artıyor Üretim düşüyor1997 100 1001998 100 1011999 105 922000 114 942001 113 932002 124 95 İmalat sanayiinde Ekonomi politikalarının amacı çalışmak isteyen herkese iş sağlamaktır. Ama bizde uygulanan ekonomi politikaları iş imkanını artırmıyor. İşsiz sayısını artırıyor. 1998 yılından bu yana imalat sanayiindeki işçi sayısı giderek azalıyor.Bu olumsuz gelişmeye karşılık bir de sevinilecek gelişme var. Çalışan sayısı azalıyor ama, çalışan işçi daha çok çalışıyor. Kişi başına üretim, (saat başı kısmi verimlilik) artıyor. 1997 yılında 100 olan saat başı kısmi verimlilik endeksi 2002 yılında 124e yükseldi.Verimlilik artışı, imalat sanayiinde "maliyetlerin düşmesini" ve de rekabet gücünün artmasını sağlar. Bu nedenle alkışlanacak bir gelişmedir. Geliniz görünüz ki, Türkiyede imalat sanayiindeki işyerlerinde verimlilik artıyor ama, bu verimlilik artışı Türkiyede imalat sanayiinde toplam üretimin artmasını sağlamıyor.Verimlilik endeksi 1997 yılında 100 iken 2002 yılında 124 oldu ama, milli gelir hesaplarına göre (sabit fiyatlarla) imalat

Yazının Devamı

İşçide azalma verimlilikte artış var

7 Nisan 2003


<#comment>     İmalat sanayii işyerlerinde (devlet işletmelerinde ve özel sektörde) 1997 yılında 100 kişi çalışırken bu sayı 2002 yılında 82’ye düştü.

Yazının Devamı

Hasan Cemalden Kürtlerin hikâyesi

6 Nisan 2003

Hasan Cemal, Kürtlerin hikâyesini yazdı. Doğan Kitapçılık tarafından bastırılan 588 sayfalık kitapta Hasan Cemal, bir gazeteci olarak yıllar boyu Güneydoğu Anadolu, Kuzey Irak, Beyrut, Bekaa Vadisi ve Şamdaki gezi ve temaslarında gördüklerini, yaşadıklarını anlatıyor.Hasan Cemal okuyucu için, konuyu ilgi çekici şekle getirmeyi başarmış. Akıcı anlatımıyla birbiri ardına sıraladığı gerçek olaylar, Kürt sorununu farklı boyutlarıyla bir bütün olarak ortaya koyuyor.Hasan Cemal, şiddet ve terör yıllarının perde arkasını hikâye ederken, Abdullah Öcalan ile yaptığı konuşmaları, Türk ordusunun kumandanlarıyla yaptığı konuşmaları, terör bölgesinde çatışmaların içinde bulunanların anlattıklarını yazıyor. Daha sonra yurtdışında değişik ülkelerde ve şehirlerde Kürt sorunu ile ilgili olarak yapılan değerlemeleri ve gelişmeleri özetliyor.PKK terörünün sona ermesi ile Kürt sorunu gündemden düşer gibi oldu. Ama, Irak savaşı nedeniyle Kürt konusu gene güncellik kazandı. Gerçekte Kürt sorunu devam ediyor ve bizler bu sorunla yaşamaya devam edeceğiz. Hasan Cemal kitabında, Amerikan Büyükelçisi Abromowitzin Washingtonda söylediklerini naklediyor. Abromowitz, Hasan Cemale diyor ki: "PKKyı askeri açıdan

Yazının Devamı

Hasan Cemal’den Kürtlerin hikâyesi

6 Nisan 2003


<#comment>     Hikâye, 1928 Diyarbakır doğumlu Felat Cemiloğlu’nun anlattıklarıyla başlıyor. 1936 yılında, sekiz yaşında iken, Kürt oldukları için "Zorunlu İskan Kanunu" çerçevesinde ailesi Ordu’ya sürgün edilen, köyüne, savaş sonrası 1948 yılında sürgün kararının kalkmasıyla dönebilen Felat Cemiloğlu, 1982 yılında 54 yaşında Kürt kimliği nedeniyle hapse girmesini ve hapisteki yaşamını anlatıyor. 1984 yılında askeri mahkemeden beraat kararı aldığında, nasıl bir ruh fırtınası içinde olduğunu Hasan Cemal’e tek cümle ile özetliyor: "Hapisten kurtulduğum zaman, genç olsaydım dağa çıkardım."
     Hasan Cemal, Kürtlerin hikâyesini yazdı. Doğan Kitapçılık tarafından bastırılan 588 sayfalık kitapta Hasan Cemal, bir gazeteci olarak yıllar boyu Güneydoğu Anadolu, Kuzey Irak, Beyrut, Bekaa Vadisi ve Şam’daki gezi ve temaslarında gördüklerini, yaşadıklarını anlatıyor.
     Hasan Cemal okuyucu için, konuyu ilgi çekici şekle getirmeyi başarmış. Akıcı anlatımıyla birbiri ardına sıraladığı gerçek olaylar, Kürt sorununu farklı boyutlarıyla bir bütün olarak ortaya koyuyor.
     Hasan Cemal, şiddet ve

Yazının Devamı

Geliri artmayana, enflasyon pahalılıktır

5 Nisan 2003

Gelelim Ayşe Hanım Teyzemin durumuna. Yılbaşında Ayşe Hanım Teyzemin geliri 100 lira, bir çift ayakkabının fiyatı 100 lira idi. Üç ayda tüketici fiyatları yüzde 8.2 oranında arttı. Bir çift ayakkabının fiyatı nisan ayı başında 108.2 lira oldu. Ama, Ayşe Hanım Teyzemin geliri yılbaşından bu yana, artmadı. Geliri gene 100 lira, buna karşı bir çift ayakkabı 108.2 lira. Bu durumda, Ayşe Hanım Teyzem için hem "enflasyon" vardır, hem de "pahalılık" vardır.Ayşe Hanım Teyzem hem enflasyonun hem pahalılığın tokadını yemiştir. Bu tokat o kadar ağırdır ki, Ayşe Hanım Teyzem geliriyle istese de artık bir çift ayakkabı satın alamaz.Ayşe Hanım Teyzemin, Ali Rıza Bey Amcamın gelirlerinin enflasyon oranında artmaması ve pahalılık nedeniyle alım güçlerinin düşmesi, bir yanda onların fakirleşmesine, öte yandan da piyasadaki iç talebin daralmasına, iç talep daralınca da üretimin ve yatırımların durmasına yol açıyor. Geliniz görünüz ki, yatırım ve üretim artmadan, Ayşe Hanım Teyzemin, Ali Rıza Bey Amcamın gelirinin artması ise imkansız.Çünkü, gelirin ve refahın kaynağı üretim. Üretim artacak ki, insanların geliri artsın, insanlar daha fazla tüketsin. Daha fazla tüketsin ki, üretim yapılsın ve böylece

Yazının Devamı

Geliri artmayana, enflasyon pahalılıktır

5 Nisan 2003


<#comment>     Rahmi Bey’in yılbaşında geliri 100 lira, yılbaşında bir çift ayakkabının satış fiyatı 100 lira idi. Üç ayda tüketici fiyatları yüzde 8.2 oranında arttı. Ayakkabının fiyatı nisan ayı başında 108.2 lira oldu. Ama, üç ayda Rahmi Bey’in geliri de yüzde 20 arttı. Geliri 120 lira oldu. Bu durumda Rahmi Bey için "enflasyon" vardır. Ama, "pahalılık" yoktur. Çünkü Rahmi Bey’in geliri, enflasyondan (tüketici fiyatlarındaki artıştan) daha fazla artmıştır.
     Gelelim Ayşe Hanım Teyzemin durumuna. Yılbaşında Ayşe Hanım Teyzemin geliri 100 lira, bir çift ayakkabının fiyatı 100 lira idi. Üç ayda tüketici fiyatları yüzde 8.2 oranında arttı. Bir çift ayakkabının fiyatı nisan ayı başında 108.2 lira oldu. Ama, Ayşe Hanım Teyzemin geliri yılbaşından bu yana, artmadı. Geliri gene 100 lira, buna karşı bir çift ayakkabı 108.2 lira. Bu durumda, Ayşe Hanım Teyzem için hem "enflasyon" vardır, hem de "pahalılık" vardır.
     Ayşe Hanım Teyzem hem enflasyonun hem pahalılığın tokadını yemiştir. Bu tokat o kadar ağırdır ki, Ayşe Hanım Teyzem geliriyle istese de artık bir çift ayakkabı satın alamaz.
    &nb

Yazının Devamı

Pahalılıktan halk benzin alamıyor

4 Nisan 2003

Ocak ayından mart ayı sonuna kadar tüketici fiyatlarındaki artış yüzde 8.2 oranına ulaştı. Üç ayda geliri bu oranda artmayanlar, harcamalarında bu oranda kısıntı yapmak zorunda kalıyor demektir.Sayın okuyucularım, politikacılar ve iktisatçılar için fiyat artış oranları sadece rakamdan ibaret. Halbuki halk için fiyat artış oranı, pahalılık demek. Fiyat artış oranında, tüketim harcamalarında azalma demek. Fiyat artış oranında, fakirlik demek. Kriz nedeniyle (genelde memurlar dışında) kimsenin geliri enflasyon oranında artmıyor. Onun için insanlar, pahalılıktan yakınıyor. Onun için insanlar, daha az tüketerek yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Mart ayında, tüketici fiyatları yüzde 3.1, toptan eşya fiyatları yüzde 3.2 oranında arttı. Mart ayında, geliri yüzde 3.1 veya yüzde 3.2 oranında artmayanlar için hayat bu oranlarda pahalılanmış demektir. Trafik niye rahatladı? 2002 yılında otomobil sayısı artarken, benzin kullanımı yüzde 4 oranında azalmış. Bu yılın ilk iki ayında benzin kullanımındaki azalma yüzde 7 oranını bulmuş.Bakınız, bu dönemlerde benzin fiyatları nasıl artmış? 2002 yılı başında benzinin litresi 1 milyon 250 bin lira iken, yıl sonunda 1 milyon 658 bin lira olmuş. Yıllık

Yazının Devamı