Irak riskini fakirlik olarak 67 milyon paylaşacağız

2 Ağustos 2002

Irak riski nedir? Irak riskinin faturasını kim ödüyor? Anlatayım. İnsanların canı da, malı da kıymetli... Kimse canını "yok yere" riske atmak, "hiç yoluna Niyazi olmak" istemez. Kimse, kısa bir ömür döneminde, emeğinin ve alın terinin ürünü olan parasını, varlığını riske atmak, "yok olup gitmesine razı olmak" istemez.Birkaç örnek vereyim. ABDnin San Francisco kentinde yaşayan bir yabancı dostum var. Türkiyeyi çok sever. Dört yıl önce gelecekti. "Türkiyede terör varmış" diye gelmedi. İstanbulda terör yok dedik. İnandıramadık. İki yıl önce gelecekti. Deprem oldu. "Türkiye deprem bölgesi imiş" diye gelmedi. İstanbulda deprem tehlikesi yok dedik. İnandıramadık. Bugünlerde gelecekti. Telefon etti. "Irak ile savaşa girecekmişsiniz. Gelmiyorum" dedi. Türkiyenin üzerine "Irak riski" çöktü. Irak riskinde "ABDnin Iraka askeri müdahalesi ve de bu müdahalede Türkiyenin rol alması" son aşamadır. Risk daha önceden başladı. Müdahale olur, Saddam devrilir ve rejim değişir ise bitmeyecek. Devam edecek. Buna hazırlıklı olalım. Geri dönemem Sayın okuyucularım, enflasyon beklentisi yüzde 35 iken, Hazine neden yüzde 65, yüzde 70 faiz ile borçlanıyor? Yüzde 25 - yüzde 30 reel faiz yükünün bir bölümü

Yazının Devamı

Irak ‘riski’ni ‘fakirlik’ olarak 67 milyon paylaşacağız

2 Ağustos 2002


<#comment>Türkiye’nin üzerine "Irak riski" çöktü. Irak riskinde "ABD’nin Irak’a askeri müdahalesi ve de bu müdahalede Türkiye’nin rol alması" son aşamadır. Risk daha önceden başladı. Müdahale olur, Saddam devrilir ve rejim değişir ise bitmeyecek. Devam edecek. Buna hazırlıklı olalım.
Irak riski nedir? Irak riskinin faturasını kim ödüyor? Anlatayım. İnsanların canı da, malı da kıymetli... Kimse canını "yok yere" riske atmak, "hiç yoluna Niyazi olmak" istemez. Kimse, kısa bir ömür döneminde, emeğinin ve alın terinin ürünü olan parasını, varlığını riske atmak, "yok olup gitmesine razı olmak" istemez.
Birkaç örnek vereyim. ABD’nin San Francisco kentinde yaşayan bir yabancı dostum var. Türkiye’yi çok sever. Dört yıl önce gelecekti. "Türkiye’de terör varmış" diye gelmedi. İstanbul’da terör yok dedik. İnandıramadık. İki yıl önce gelecekti. Deprem oldu. "Türkiye deprem bölgesi imiş" diye gelmedi. İstanbul’da deprem tehlikesi yok dedik. İnandıramadık. Bugünlerde gelecekti. Telefon etti. "Irak ile savaşa girecekmişsiniz. Gelmiyorum" dedi.

Bir bankacı dostum var. Hem çocuğunu New York’taki bir okula yerleştirmek, hem de New York’ta bankası için temaslarda bulunmak

Yazının Devamı

Irak harbi bizi çok üzecek

1 Ağustos 2002

(1) Askeri harcamalarımız "mecburen" artacak. ABD yönetimi ne kadar maddi destek vaat eder ise etsin, bizim olmayan kaynaklarımızı kurutacak biçimde harcama zorunlulukları doğacak.(2) İç piyasa talep yetersizliğinden durmuştu. Yeni yeni uyanma ümidi doğmuştu. İnsanlar harp havasına girer veya daha da ötede harp başlar ise, zorunlu harcamalar bile kısılır. Piyasa büsbütün çöker.(3) Harp havasına giren veya harp başlayınca ürken yatırımcı ve üretici "bekle gör" krizine yakalanır. Kıpırdayan yatırım ve üretim durur. İşsizlerin iş ümidi uzun süre yok olur.(4) İhracat büyük zarar görür. Çünkü hiçbir alıcı, harp durumundaki ülkeden, teslimat taahhüdüne uyup uymayacağı belli olmayan bir ihracatçı ile kısa, orta, uzun vadeli iş bağlantısı yapmaz.(5) Turizm gelirleri "şıp diye" kesilir. Hele hele Doğu Anadoluda yeniden canlanmaya başlayan kültür turizmi uzun bir tatil dönemine girer. Dünyanın hiçbir turisti harbe girmiş, sınırında çatışma olan bir ülkeye giderek canını tehlikeye atmak istemez. Böyle ülkelere uçaklar ve gemiler uğramaz.(6) Hazine yüksek faiz ödemeyi göze alsa da içeride ve dışarıda borç bulmakta ve dolayısıyla da mevcut borcu çevirmekte zorlanır. Harbe girmiş bir ülkenin

Yazının Devamı

Irak harbi bizi çok üzecek

1 Ağustos 2002


<#comment>Başka çare kalmadığına göre, ABD Irak’a hücum eder ise biz de "mecburen" harbe girmiş olacağız. Harp insan kaybı, para kaybı demektir. İnşallah insan kaybımız olmaz veya az olur, ama görünen o ki para kaybımız büyük olacak.
(1) Askeri harcamalarımız "mecburen" artacak. ABD yönetimi ne kadar maddi destek vaat eder ise etsin, bizim olmayan kaynaklarımızı kurutacak biçimde harcama zorunlulukları doğacak.
(2) İç piyasa talep yetersizliğinden durmuştu. Yeni yeni uyanma ümidi doğmuştu. İnsanlar harp havasına girer veya daha da ötede harp başlar ise, zorunlu harcamalar bile kısılır. Piyasa büsbütün çöker.
(3) Harp havasına giren veya harp başlayınca ürken yatırımcı ve üretici "bekle gör" krizine yakalanır. Kıpırdayan yatırım ve üretim durur. İşsizlerin iş ümidi uzun süre yok olur.
(4) İhracat büyük zarar görür. Çünkü hiçbir alıcı, harp durumundaki ülkeden, teslimat taahhüdüne uyup uymayacağı belli olmayan bir ihracatçı ile kısa, orta, uzun vadeli iş bağlantısı yapmaz.
(5) Turizm gelirleri "şıp diye" kesilir. Hele hele Doğu Anadolu’da yeniden canlanmaya başlayan kültür turizmi uzun bir tatil dönemine girer. Dünyanın hiçbir turisti harbe girmiş,

Yazının Devamı

Vakıf üniversiteleri öğrenci arıyor

31 Temmuz 2002

Öğrenciler devlet üniversitesi yerine vakıf üniversitesini neden tercih eder? (1) Devlet üniversitesinden daha iyi eğitim vereceğine, diplomasının daha değerli olduğuna inanır. (2) İstediği dalda eğitim yapma şansını elde etmek için (3) Puan durumu herhangi bir devlet üniversitesine girme imkânı vermediğinden mecburen... Ama bütün bunların ötesinde çok önemli bir şart var: Öğrencinin yılda en az 5 ila 9 milyar lira veya 6 ila 9 bin dolar ücret ödeyebilecek bir ailesinin olması gerekir. (Devlette, öğrencilerin yıllık harçları birinci öğretimde 150 milyon lira, ikinci öğretimde 400 milyon lira dolayındadır.) Bugünlerde gazeteler üniversite eki veriyor. Radyolar, TV kanalları üniversite programları yayımlıyor. Vakıf üniversitelerinin öğrenci arayışları ön plana çıkıyor. Devlet üniversiteleri öğrenci fazlalığından yakınırken, vakıf üniversiteleri acaba neden, öğrenci arayışında? Çünkü vakıf üniversitelerinin yaşaması büyümesi, daha fazla öğrenci almalarına bağlı. 49 bin öğrencileri var Vakıf üniversitelerine devlet bütçesinden yardım imkanı var. Bu yıl 9 üniversite yardım için başvuru yaptı. Koç, Bilkent, Başkent ve Işık üniversitelerine devlet bütçesinden yardım kararı çıktı. Devlet

Yazının Devamı

Vakıf üniversiteleri öğrenci arıyor

31 Temmuz 2002


<#comment>Bugünlerde gazeteler üniversite eki veriyor. Radyolar, TV kanalları üniversite programları yayımlıyor. Vakıf üniversitelerinin öğrenci arayışları ön plana çıkıyor. Devlet üniversiteleri öğrenci fazlalığından yakınırken, vakıf üniversiteleri acaba neden, öğrenci arayışında? Çünkü vakıf üniversitelerinin yaşaması büyümesi, daha fazla öğrenci almalarına bağlı.
Öğrenciler devlet üniversitesi yerine vakıf üniversitesini neden tercih eder? (1) Devlet üniversitesinden daha iyi eğitim vereceğine, diplomasının daha değerli olduğuna inanır. (2) İstediği dalda eğitim yapma şansını elde etmek için (3) Puan durumu herhangi bir devlet üniversitesine girme imkânı vermediğinden mecburen... Ama bütün bunların ötesinde çok önemli bir şart var: Öğrencinin yılda en az 5 ila 9 milyar lira veya 6 ila 9 bin dolar ücret ödeyebilecek bir ailesinin olması gerekir. (Devlette, öğrencilerin yıllık harçları birinci öğretimde 150 milyon lira, ikinci öğretimde 400 milyon lira dolayındadır.)

22 vakıf üniversitesinde 49 bin öğrenci okuyor. Bu öğretim dönemi için vakıf üniversiteleri 28 bin (mevcut öğrencinin yarısından fazla) öğrenci alma arayışında. Devlet üniversitelerinde okuyan

Yazının Devamı

Bu Meclisin nesi kötü?

30 Temmuz 2002

Bu soru kafama takılınca TBMM Genel Sekreteri Vahit Erdemden erken erken evlerine göndereceğimiz milletvekillerinin kim olduklarını ve ne iş yaptıklarını öğrenmeye çalıştım.Sayın okuyucularım, erken seçim kararı ile sürelerinden önce evlerine göndermek istenilen milletvekillerimizin sadece 6sı ilkokul, 10u ortaokul, 33ü lise mezunu. Kalanı yurtiçinde ve dışında üniversite eğitimi görmüş. 119u mimar mühendis. 90ı hukukçu. 43ü doktor, 12si eczacı. 29u Mülkiyeli, 26sı İslami ilimler yüksek eğitimi görmüş. 18i sosyal bilimler okumuş. 4ü Harp Okulu mezunu. İktisat ve işletme tahsili görmüş tam 98 milletvekili var... Veteriner var, diş hekimi var, ziraatçısı var... Ne isterseniz var...Şimdi bunları vaktinden önce evlerine göndererek daha çok daha iyi okumuşlarını mı bulacağız? Okumuşluk ölçü değil ise, okumuşun daha iyisini, daha çalışkanını nasıl bulacağız?Bana verilen bilgiye göre bu beğenmediğimiz milletvekilleri boş da durmamış. Nerede ise 3 günde bir, yılda 100 kanun çıkarmış...Birinci yasama yılında 68, ikinci yasama yılında 136, üçüncü yasama yılında 117, dördüncü yasama yılında 60, toplam 381 kanunu hazırlamış, oylamış...Şimdi ben "milletvekillerinin avukatlığına soyunmuş duruma

Yazının Devamı

Bu Meclis’in nesi kötü?

30 Temmuz 2002


<#comment>Bu Meclis’teki milletvekilleri "işe yaramıyor" da, işe yarayanları Meclis’e sokmak için mi seçimi erkene alıyoruz?
Bu soru kafama takılınca TBMM Genel Sekreteri Vahit Erdem’den erken erken evlerine göndereceğimiz milletvekillerinin kim olduklarını ve ne iş yaptıklarını öğrenmeye çalıştım.
Sayın okuyucularım, erken seçim kararı ile sürelerinden önce evlerine göndermek istenilen milletvekillerimizin sadece 6’sı ilkokul, 10’u ortaokul, 33’ü lise mezunu. Kalanı yurtiçinde ve dışında üniversite eğitimi görmüş. 119’u mimar mühendis. 90’ı hukukçu. 43’ü doktor, 12’si eczacı. 29’u Mülkiyeli, 26’sı İslami ilimler yüksek eğitimi görmüş. 18’i sosyal bilimler okumuş. 4’ü Harp Okulu mezunu. İktisat ve işletme tahsili görmüş tam 98 milletvekili var... Veteriner var, diş hekimi var, ziraatçısı var... Ne isterseniz var...
Şimdi bunları vaktinden önce evlerine göndererek daha çok daha iyi okumuşlarını mı bulacağız? Okumuşluk ölçü değil ise, okumuşun daha iyisini, daha çalışkanını nasıl bulacağız?
Bana verilen bilgiye göre bu beğenmediğimiz milletvekilleri boş da durmamış. Nerede ise 3 günde bir, yılda 100 kanun çıkarmış...
Birinci yasama yılında 68, ikinci

Yazının Devamı