"Patlıcan mevsimi" boşa geçti

19 Ağustos 2001

Cumhuriyet'in ahşaptan betona dönmüş ekonomisinde "patlıcan mevsimi" "ekonominin cicim ayları"dır.Haziran ortasında okullar tatil olur. Kamu ve özel sektörde çalışanlar tatil havasına girer. Siyasette, piyasada, ailelerde, sinirler gevşer.Yerli ve yabancı turistlerin harcamaları piyasanın belli kesimine hareket getirir.Bu mevsimde ithalat yavaşladığından döviz talebi düşer. Yurtdışından tatile gelen işçiler döviz getirir. Yabancı turistler döviz bırakır. Piyasada döviz bollanır. Döviz fiyatı düşer.Meclis tatile girdiğinden politik çekişmeler durur. Hükümet işine bakar. Bakanlar yapmak istediklerini yapar.Patlıcan mevsiminde iktidarlar rahatlar. Çünkü ne politikadaki muhalifleri ne de medya, bu dönemde ciddi olayların üzerine gider.Patlıcan mevsiminin çok önemli bir özelliği daha vardır. Bu dönemde sebze ve meyve bollaşır. Tarım ürünleri piyasaya dökülür. Fiyatlar geriler. Piyasanın daralması yaz rehavetine bağlanır.Sayın okuyucularım dikkat buyurunuz, patlıcan mevsimi sona ermek üzere. Eylül başında patlıcan mevsiminin "gevşekliği", "gerginliğe" dönüşecek.Okulların açılma telaşı başlayacak. Kış hazırlığı başlayacak. Okul ve kış harcamaları Türk halkının en önemli harcamalarıdır.

Yazının Devamı

"Patlıcan mevsimi" boşa geçti

19 Ağustos 2001


<#comment>Patlıcan mevsimi Haziran 15'te başlar. Eylül başında sona erer. Rahmetli büyükannem, "Patlıcan mevsimi İstanbul'da yangın mevsimidir. Patlıcan biber kızartması yapanların tavaları ateş alır. İstanbul cayır cayır yanar" derdi. Büyükannemin anlattıkları Osmanlı'nın "ahşap İstanbul"unda olan bitendi.
Cumhuriyet'in ahşaptan betona dönmüş ekonomisinde "patlıcan mevsimi" "ekonominin cicim ayları"dır.
Haziran ortasında okullar tatil olur. Kamu ve özel sektörde çalışanlar tatil havasına girer. Siyasette, piyasada, ailelerde, sinirler gevşer.
Yerli ve yabancı turistlerin harcamaları piyasanın belli kesimine hareket getirir.
Bu mevsimde ithalat yavaşladığından döviz talebi düşer. Yurtdışından tatile gelen işçiler döviz getirir. Yabancı turistler döviz bırakır. Piyasada döviz bollanır. Döviz fiyatı düşer.
Meclis tatile girdiğinden politik çekişmeler durur. Hükümet işine bakar. Bakanlar yapmak istediklerini yapar.

Yazının Devamı

Ankara Takımı Ayşe Hanım Teyzemin paracıklarının peşinde

18 Ağustos 2001

Ayşe Hanım Teyzem gazetelerdeki haberleri okumamış olabilirdi. Elimde gazeteler, kapısını çaldım. Buyur etti."İyi ki geldin" dedi. "Ben o haberlerin hepsini okudum. Ama anlayamadığım bir şey var. Koskoca Ankara Takımı, benden ne istiyor?" Gülerek cevapladım. "Ne isteyecek?.. Paracıklarınızı istiyor Ayşe Hanım Teyzeciğim paracıklarınızı. Ankara Takımı, paracıklarınız ile dolar ve mark satın almanızdan korkuyor. O paracıkları Türk lirası olarak Ankaraya yollayınız da, biz lüppppleyelim diyor!"Ayşe Hanım Teyzem ciddileşti. "Bak evladım" dedi, "Sen beni kaç yıldır tanıyorsun. Kaç yıldır paramı ne yapayım diyerek sana sual eyliyorum... Bugünkü Ankara Takımı duruma hakim oluncaya kadar hiç dolar alayım, mark alayım da yastık altına atayım telaşına kapıldım mı? Benim dolar ile, mark ile ilgim, ilişkim var mı idi? Benim bildiğim repo hesabı idi. Banka mevduat hesabı idi... Borsacıların gel geline kanıp seni zorlaya zorlaya borsaya bir miktar para koydum. Keriz oldum, silkelendim... Bir daha borsanın adını bile anmadım... Ama bu Ankara Takımı geldi. Türk lirasını halka unutturdu. Doları ve markı öne çıkardı. Parasını Türk lirasında tutanı enayi, dolara ve marka bağlayanı akıllı koltuğuna

Yazının Devamı

Ankara Takımı Ayşe Hanım Teyzem’in paracıklarının peşinde

18 Ağustos 2001


<#comment>Perşembe günü yayımlanan gazeteler, Hazine’nin "Dövize Endeksli Ayşe Hanım Bonosu" satacağını müjdeledi. Cuma günü yayımlanan gazetelerde ise "Merkez Bankası"nın "Ayşe Teyze’ye dalgalı kur dersi vermeye hazırlandığı" haberi yer aldı.
Ayşe Hanım Teyzem gazetelerdeki haberleri okumamış olabilirdi. Elimde gazeteler, kapısını çaldım. Buyur etti.
"İyi ki geldin" dedi. "Ben o haberlerin hepsini okudum. Ama anlayamadığım bir şey var. Koskoca ‘Ankara Takımı’, benden ne istiyor?" Gülerek cevapladım. "Ne isteyecek?.. Paracıklarınızı istiyor Ayşe Hanım Teyzeciğim paracıklarınızı. Ankara Takımı, paracıklarınız ile dolar ve mark satın almanızdan korkuyor. O paracıkları Türk lirası olarak Ankara’ya yollayınız da, biz lüppppleyelim diyor!"
Ayşe Hanım Teyzem ciddileşti. "Bak evladım" dedi, "Sen beni kaç yıldır tanıyorsun. Kaç yıldır paramı ne yapayım diyerek sana sual eyliyorum... Bugünkü Ankara Takımı duruma hakim oluncaya kadar hiç dolar alayım, mark alayım da yastık altına atayım telaşına kapıldım mı? Benim dolar ile, mark ile ilgim, ilişkim var mı idi? Benim bildiğim repo hesabı idi. Banka mevduat hesabı idi... Borsacıların ‘gel gel’ine kanıp seni zorlaya zorlaya

Yazının Devamı

Halkı yakalım derken devleti yakıyorlar

17 Ağustos 2001

Halk, madem ki oların bekleyişleri doğrultusunda paracıklarını ucuz faiz ile devlete vermiyor, fiyatına bakmadan koşa koşa dolar ve mark satın alıyor... Bu halk cezalandırılmalıdır!Halk nasıl cezalandırılacak? "Kahvaltı Ekonomistleri" destekli "Ankara Takımı" politikayı belirlemiş durumda. "Dolar alanın eli yanacak!.." Bunun için, Ankara bırakacak doların ipini... Dolar fiyatı yükselecek... Sonra Ankara ipi bir çekecek. Dolar fiyatı "paaaatttt" diye düşecek. Dolar alanlar zarar edecek. Dövünecek...Sormazlar mı? Ey Ankara, doları ucuz satma imkanı var ise, dolar fiyatını aşağıya çekecek politikalar var ise, bu piyasayı bu kadar rezil etmek günah değil mi? Ey Ankara, devlet insanları zarara uğratmak için mi vardır, yoksa insanları mutlu etmek, varlıklarını korumak için mi vardır?Sayın okuyucularım, yükselen fiyatlar eski çizgisine dönemez. Mal ve hizmetlerin üretim teknolojisindeki değişim, arzındaki bolluk, talebindeki gerileme nedeniyle fiyatının ucuzlaması mümkündür ama milli geliri düşen, kriz darbesi yemiş bir ekonomide, milli paranın değer kazanması, dövizin fiyatının tırmandığı noktadan paaaatttt diye gerilere düşmesi imkansızdır.Ekonomide bunu sağlayacak üretim yok. Merkez

Yazının Devamı

Halkı yakalım derken devleti yakıyorlar

17 Ağustos 2001


<#comment>Beceriksizlikten elleri ayaklarına dolanan (Enis Berberoğlu’nun anlatımı ile) "Kahvaltı Ekonomistleri" destekli "Ankara Takımı", şimdilerde halkı doğrudan karşısına almış durumda.
Halk, madem ki oların bekleyişleri doğrultusunda paracıklarını ucuz faiz ile devlete vermiyor, fiyatına bakmadan koşa koşa dolar ve mark satın alıyor... Bu halk cezalandırılmalıdır!
Halk nasıl cezalandırılacak? "Kahvaltı Ekonomistleri" destekli "Ankara Takımı" politikayı belirlemiş durumda. "Dolar alanın eli yanacak!.." Bunun için, Ankara bırakacak doların ipini... Dolar fiyatı yükselecek... Sonra Ankara ipi bir çekecek. Dolar fiyatı "paaaatttt" diye düşecek. Dolar alanlar zarar edecek. Dövünecek...
Sormazlar mı? Ey Ankara, doları ucuz satma imkanı var ise, dolar fiyatını aşağıya çekecek politikalar var ise, bu piyasayı bu kadar rezil etmek günah değil mi? Ey Ankara, devlet insanları zarara uğratmak için mi vardır, yoksa insanları mutlu etmek, varlıklarını korumak için mi vardır?
Sayın okuyucularım, yükselen fiyatlar eski çizgisine dönemez. Mal ve hizmetlerin üretim teknolojisindeki değişim, arzındaki bolluk, talebindeki gerileme nedeniyle fiyatının ucuzlaması mümkündür

Yazının Devamı

Sadece halkta değil devlette de güven yok

16 Ağustos 2001

Halk devlete güvenmiyor da, acaba devlet kendine güveniyor mu?Faizin düşeceğini iddia eden devlet... Doların fiyatının pahalı olduğunu, doların 1 milyon 200 bin lira dolayında satılması gerektiğini iddia eden devlet.Devlet kendine güveniyor ise:(1) Ey Türk halkı... Ey Türk bankaları... Der... Bu ülkede, bu program çerçevesinde Hazinenin ödemesi gereken normal faiz yüzde 65tir. Hazine bundan sonra bonolarını bu faiz ile satacaktır... İsteyen alır... İsteyen almaz...(2) Ey Türk halkı... Ey Türk bankaları... Der... Bu ülkede bu program çerçevesinde dalgalanmaya bırakılan doların, bugünlerdeki normal satış fiyatı 1 milyon 250 bin lira dolayındadır. Bankalara Merkez Bankası şimdilik 500 milyon doları 1 milyon 300 bin liradan satacaktır. Talep olur ise satışa devam edecektir... Ülkede normal talebi karşılayacak bollukta döviz var. Geliniz görünüz ki, devlet kendine güvenemediğinden yapabileceklerini yapamıyor. Sonra da halkın devlete güvenmesi bekleniyor.Şu anda, IMF destekli istikrar programını "veri" kabul edelim. Şu anda "dalgalı kur sisteminden dönülme imkanının bulunmadığını" kabul edelim. Şu anda Hazinenin iç borcu çevirme önceliğine ve de bu amaçla faizi aşağıya çekme

Yazının Devamı

Sadece halkta değil devlette de güven yok

16 Ağustos 2001


<#comment>ANLAŞILDI. Halk devletine inanamıyor, güvenemiyor. Bu nedenle Hazine bonosuna para yatırmak için yüzde 98 faiz istiyor. Devletten risk primi olarak yüzde 35 reel faiz alıyor. Bu nedenle eline geçen doları, markı saklıyor. Satmıyor. Dolar 1 milyon 500 bin liraya satılsa bile, elindeki avucundaki Türk lirası ile dolar satın alıyor.
Halk devlete güvenmiyor da, acaba devlet kendine güveniyor mu?
Faizin düşeceğini iddia eden devlet... Doların fiyatının pahalı olduğunu, doların 1 milyon 200 bin lira dolayında satılması gerektiğini iddia eden devlet.
Devlet kendine güveniyor ise:
(1) Ey Türk halkı... Ey Türk bankaları... Der... Bu ülkede, bu program çerçevesinde Hazine’nin ödemesi gereken normal faiz yüzde 65’tir. Hazine bundan sonra bonolarını bu faiz ile satacaktır... İsteyen alır... İsteyen almaz...
(2) Ey Türk halkı... Ey Türk bankaları... Der... Bu ülkede bu program çerçevesinde dalgalanmaya bırakılan doların, bugünlerdeki normal satış fiyatı 1 milyon 250 bin lira dolayındadır. Bankalara Merkez Bankası şimdilik 500 milyon doları 1 milyon 300 bin liradan satacaktır. Talep olur ise satışa devam edecektir... Ülkede normal talebi karşılayacak

Yazının Devamı