Şimdiki kızlar harika

11 Ağustos 2001

Bu moralsiz günlerde halkımıza bir "harika kızımızı tanıtarak" moral vermek istiyorum.Harika kızımızın adı Gaye Erkan. Harikalığı, Türkiyenin en iyi üniversitelerinden biri olan Boğaziçi Üniversitesini, son on yılın birincisi olarak, 4.00 not üzerinden 3.94 not ile bitirmesi. Üniversitedeki çalışmalarına ve not başarısına dayalı olarak ABDdeki en tepe on üniversiteden doktora bursu teklifi alması. Doktora bursu denilen şey, altı yıllık doktora eğitimi süresince öğrenciye tanınan yıllık 70 bin dolarlık, toplam 420 bin dolarlık imkan... Gaye Erkan, on üniversite arasından ABDdeki Princeton Üniversitesini seçti. Üniversite onun yıllık 25 bin dolarlık üniversite öğrenim ücretini ödüyor. Yılda 3 bin dolar araştırma harçlığı, ayda 2.500 dolar cep harçlığı veriyor. Ücretsiz olarak da öğrenim süresince iki odalı bir ev tahsis ediyor.Bu hanım kızımızın nesi harika da ABD üniversiteleri kendi okullarında altı yıl okuması için 420 bin doları gözden çıkarıyor. Manken kızlarımız harika... Onları herkes biliyor, TV ekranlarında, gazete sayfalarında izliyor da... Manken olmayan harika kızlarımız da var... Onlar ile ilgilenen yok. NATOya helikopter projesi Üniversite bitirme çalışması "NATO

Yazının Devamı

Şimdiki kızlar harika

11 Ağustos 2001


<#comment>Manken kızlarımız harika... Onları herkes biliyor, TV ekranlarında, gazete sayfalarında izliyor da... Manken olmayan harika kızlarımız da var... Onlar ile ilgilenen yok.
Bu moralsiz günlerde halkımıza bir "harika kızımızı tanıtarak" moral vermek istiyorum.
Harika kızımızın adı Gaye Erkan. Harikalığı, Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden biri olan Boğaziçi Üniversitesi’ni, son on yılın birincisi olarak, 4.00 not üzerinden 3.94 not ile bitirmesi. Üniversitedeki çalışmalarına ve not başarısına dayalı olarak ABD’deki en tepe on üniversiteden doktora bursu teklifi alması. Doktora bursu denilen şey, altı yıllık doktora eğitimi süresince öğrenciye tanınan yıllık 70 bin dolarlık, toplam 420 bin dolarlık imkan... Gaye Erkan, on üniversite arasından ABD’deki Princeton Üniversitesi’ni seçti. Üniversite onun yıllık 25 bin dolarlık üniversite öğrenim ücretini ödüyor. Yılda 3 bin dolar araştırma harçlığı, ayda 2.500 dolar cep harçlığı veriyor. Ücretsiz olarak da öğrenim süresince iki odalı bir ev tahsis ediyor.
Bu hanım kızımızın nesi harika da ABD üniversiteleri kendi okullarında altı yıl okuması için 420 bin doları gözden çıkarıyor.

Gaye Erkan

Yazının Devamı

Dövizde başarısız olan enflasyonu programlayamaz

10 Ağustos 2001

İşte o biçim Merkez Bankasının başarısı da üç rakamda görülür: "Enflasyon ne kadar? Döviz kuru ne kadar? Ekonomi ne kadar büyümüş?"Enflasyon ve döviz kuru kontrolden çıkmış, ekonomi bu yıl yüzde 6 veya 7 küçülecek. Ama Merkez Bankası çok başarılı... Olmaz, olamaz böyle bir şey...Merkez Bankasının ne yaptığını veya ne yapacağını sorgulamalıyız. Çünkü başarısızlığının faturasını bu halk ödüyor. Merkez Bankası bir gazete köşesinde bir ekonomi yazarı tarafından sorgulanamaz. Ama ekonomi yazarı, gazete köşesinde tehlikeyi hatırlatma sorumluluğunu taşır. Şöyle başarılı işler yaptım, böyle başarılar sağladım diyerek başarılarını anlatmak isteyenlerin sözünü Sakıp Sabancı keser... "Hikaye anlatma kardeşim" der. "Üç rakam ver yeter: Ne kadar ürettin? Ne kadar sattın? Bilançonda vergiden sonra ne kadar kar gösterdin?.." Merkez Bankasının işi zor Kamu bankalarıyla fon bankalarının toplam banka işlemlerinin yarısına hakim duruma geldiği bir dönemde, bu avantajını kullanarak, banka sistemi ile işbirliği yaparak döviz fiyatlarının gerçek arz ve talebe göre istikrara kavuşmasını sağlayamayan, kontrolü Tahtakaleye kaptıran Merkez Bankası şimdi de enflasyon hedeflemesi ile enflasyonu kontrol

Yazının Devamı

Dövizde başarısız olan enflasyonu programlayamaz

10 Ağustos 2001


<#comment>Şöyle başarılı işler yaptım, böyle başarılar sağladım diyerek başarılarını anlatmak isteyenlerin sözünü Sakıp Sabancı keser... "Hikaye anlatma kardeşim" der. "Üç rakam ver yeter: Ne kadar ürettin? Ne kadar sattın? Bilançonda vergiden sonra ne kadar kar gösterdin?.."
İşte o biçim Merkez Bankası’nın başarısı da üç rakamda görülür: "Enflasyon ne kadar? Döviz kuru ne kadar? Ekonomi ne kadar büyümüş?"
Enflasyon ve döviz kuru kontrolden çıkmış, ekonomi bu yıl yüzde 6 veya 7 küçülecek. Ama Merkez Bankası çok başarılı... Olmaz, olamaz böyle bir şey...
Merkez Bankası’nın ne yaptığını veya ne yapacağını sorgulamalıyız. Çünkü başarısızlığının faturasını bu halk ödüyor. Merkez Bankası bir gazete köşesinde bir ekonomi yazarı tarafından sorgulanamaz. Ama ekonomi yazarı, gazete köşesinde tehlikeyi hatırlatma sorumluluğunu taşır.

Bu arada bir hatırlatma yapmakta yarar vardır. Merkez Bankası çalışanlarının eğitimi ve birikimi ile, örgütlenme ve çalışma şekliyle ülkenin en güçlü kurumlarından biridir. Böyle bir gücün iyi kullanılmaması büyük bir şanssızlıktır.

Yazının Devamı

Merkez Bankası bostan korkuluğu mu?

9 Ağustos 2001

Ortalıkta döviz yok ama doların fiyatı 1.4 milyona yaklaşıyor. Dövizin sorumlusu Merkez Bankasının ne yaptığı belli değil.- Ya Merkez Bankasını yönetenlerin niyeti kötü. "Batsın bu ekonomi. Çıksın bu döviz 3 milyon liraya kadar da millet dersini alsın" diyor.- Ya da Merkez Bankasını yönetenler ne yaptıklarını, ne yapacaklarını bilmiyor.- Ya da sistem artık dikiş tutmuyor. Artık Merkez Bankasının duruma hakim olma şansı kalmadı.Dalgalı kura evet ama... Denizi dalgalandırmaya, sonra da ne yapalım deniz dalgalanıp duruyor, kuru yakalamak imkansız, batıyoruz demeye hayır... Tahtakaleye evet ama... Tahtakaleye esir olmuş bir Merkez Bankasına hayır. Döviz fiyatları aldı başını gidiyor. Krizden bu yana IMF desteği ile ülkeye 10 milyar dolar döviz girdi. Ülkenin olağan döviz gelir gider bilançosu (cari işlemler hesabı) döviz fazlası veriyor. Merkez Bankasının brüt döviz rezervi 18 milyar dolar. Bankaların döviz açıkları şu veya bu şekilde kapatıldı. İthalat yapılmıyor. Sanayi durduğu için döviz tüketmiyor. Pazartesi dolar neden yükseldi? Sayın okuyucularıma, Merkez Bankası "bostan korkuluğu" yaparken pazartesi günü doların 1 milyon 350 bin liradan 1 milyon 370 bin liraya çıkmasının

Yazının Devamı

Merkez Bankası ’bostan korkuluğu’ mu?

9 Ağustos 2001


<#comment>Döviz fiyatları aldı başını gidiyor. Krizden bu yana IMF desteği ile ülkeye 10 milyar dolar döviz girdi. Ülkenin olağan döviz gelir gider bilançosu (cari işlemler hesabı) döviz fazlası veriyor. Merkez Bankası’nın brüt döviz rezervi 18 milyar dolar. Bankaların döviz açıkları şu veya bu şekilde kapatıldı. İthalat yapılmıyor. Sanayi durduğu için döviz tüketmiyor.
Ortalıkta döviz yok ama doların fiyatı 1.4 milyona yaklaşıyor. Dövizin sorumlusu Merkez Bankası’nın ne yaptığı belli değil.
- Ya Merkez Bankası’nı yönetenlerin niyeti kötü. "Batsın bu ekonomi. Çıksın bu döviz 3 milyon liraya kadar da millet dersini alsın" diyor.
- Ya da Merkez Bankası’nı yönetenler ne yaptıklarını, ne yapacaklarını bilmiyor.
- Ya da sistem artık dikiş tutmuyor. Artık Merkez Bankası’nın duruma hakim olma şansı kalmadı.
Dalgalı kura evet ama... Denizi dalgalandırmaya, sonra da ne yapalım deniz dalgalanıp duruyor, kuru yakalamak imkansız, batıyoruz demeye hayır... Tahtakale’ye evet ama... Tahtakale’ye esir olmuş bir Merkez Bankası’na hayır.

Yazının Devamı

Üretemeden krizden çıkamayız

8 Ağustos 2001

Çağdaş yaşam demek, kişi başı 15 bin, 30 bin dolar üretim gerçekleştirerek, kişi başı 15 - 30 bin dolar gelire kavuşanların yaşam düzeyine ulaşmak demek.Türk insanı 2.500 - 3.000 dolar kişi başı katma değer yaratabiliyor. Bu kadar gelir ile çağdaş yaşam çizgisinde harcama yapma özlemi duyuyor.Türk insanının yıllık üretimi, toplam iç kaynağı 180 - 200 milyar dolar dolayında. Daha iyi yaşam arayışında dışarıdan her yıl 10 milyar dolar (kendi kaynağının yüzde 5i büyüklüğünde) ek kaynak arıyor. Borçlanarak bulduğu bu yabancı kaynağı ödemeyince, peş peşe ödemeyince borcun anaparası büyüyor. Faizi büyüyor. Türkiye krize giriyor.Daha iyi yaşam özlemindeki Türk halkının krizden çıkması için üretmesi şart.Krizden çıkmanın yolu üreterek dış borç anapara ve faizini ödemektir. Faiz ödemesi tıkandığında bir yıl ek borçlanma ile durum kurtarılır ama ertesi yıl gene tıkanıklık ortaya çıkar. Öyle ise anapara ve faizi ödemek için de Türk halkının üretmesi şart. Krizlerin sebebi üretememektir. Türk halkı doğal olarak çağdaş yaşam çizgisinde harcama yapmak arayışında. Sıfırdan başlamayalım Hedef yapısal değişim ile, üretimin önünü açmak, yapısal değişim ile kişi başı üretimin kısa sürede 15 - 30 bin

Yazının Devamı

Üretemeden krizden çıkamayız

8 Ağustos 2001


<#comment>Krizlerin sebebi üretememektir. Türk halkı doğal olarak çağdaş yaşam çizgisinde harcama yapmak arayışında.
Çağdaş yaşam demek, kişi başı 15 bin, 30 bin dolar üretim gerçekleştirerek, kişi başı 15 - 30 bin dolar gelire kavuşanların yaşam düzeyine ulaşmak demek.
Türk insanı 2.500 - 3.000 dolar kişi başı katma değer yaratabiliyor. Bu kadar gelir ile çağdaş yaşam çizgisinde harcama yapma özlemi duyuyor.
Türk insanının yıllık üretimi, toplam iç kaynağı 180 - 200 milyar dolar dolayında. Daha iyi yaşam arayışında dışarıdan her yıl 10 milyar dolar (kendi kaynağının yüzde 5’i büyüklüğünde) ek kaynak arıyor. Borçlanarak bulduğu bu yabancı kaynağı ödemeyince, peş peşe ödemeyince borcun anaparası büyüyor. Faizi büyüyor. Türkiye krize giriyor.
Daha iyi yaşam özlemindeki Türk halkının krizden çıkması için üretmesi şart.
Krizden çıkmanın yolu üreterek dış borç anapara ve faizini ödemektir. Faiz ödemesi tıkandığında bir yıl ek borçlanma ile durum kurtarılır ama ertesi yıl gene tıkanıklık ortaya çıkar. Öyle ise anapara ve faizi ödemek için de Türk halkının üretmesi şart.

Yazının Devamı