Güngör Uras

(1) Yılın ilk d"rt ayında turist sayısı yüzde 16 artmış.(2) Turistlerin getirdikleri d"vizdeki artış ise sadece yüzde 3 oranında.Halbuki büyük "lçüdeki devalüasyondan sonra Kemal Derviş "Turizmde çok goller atacağız..." demişti. Turizm d"vizi ile d"viz açığının kapatılabileceğini s"ylemişti.İnşallah yılın kalan aylarında durum değişir de, turizmdeki patlama sadece sayıda kalmaz, d"viz girişi de artar.Geçmiş yıllarda g"rüldü ki, yılın ilk d"rt ayındaki turizm geliri yıllık toplam gelirin yüzde 15 - 16'lık b"lümünü oluşturuyor. Ve de yıllık toplam gelir hakkında tahmin yapma imkanı veriyor. Bu yılın ilk d"rt aylık gelirine g"re 2001 yılı toplam turizm gelirinin geçen yılki rakamın biraz üzerinde 8.3 milyar dolarda kalacağı anlaşılıyor. Bu k"tü bir haber.Neden turist sayısı artıyor da, turizm geliri artmıyor? Çünkü gelen turistler "ucuz turist"... Geçen yıllara g"re daha az "d"viz" bırakıyor.Geçen yılın ilk d"rt ayında gelen turistler kişi başına ortalama 628 dolar bırakmıştı. Bu yılın ilk d"rt ayında gelen turistler ortalama 557 dolar bıraktı. Geçen yıla g"re turistlerin kişi başına bıraktıkları d"vizde yüzde 11.3 oranında azalma var.Bütün sorun turizm politikasındaki yanlışlardan,

<#comment>Yedinci ayın sonuna geliyoruz ama bugüne kadar sadece yılın ilk dört ayında turistlerin getirdiği döviz ile ilgili bilgiler açıklandı. Bu bilgilere göre:
(1) Yılın ilk dört ayında turist sayısı yüzde 16 artmış.
(2) Turistlerin getirdikleri dövizdeki artış ise sadece yüzde 3 oranında.
Halbuki büyük ölçüdeki devalüasyondan sonra Kemal Derviş "Turizmde çok goller atacağız..." demişti. Turizm dövizi ile döviz açığının kapatılabileceğini söylemişti.
İnşallah yılın kalan aylarında durum değişir de, turizmdeki patlama sadece sayıda kalmaz, döviz girişi de artar.
Geçmiş yıllarda görüldü ki, yılın ilk dört ayındaki turizm geliri yıllık toplam gelirin yüzde 15 - 16'lık bölümünü oluşturuyor. Ve de yıllık toplam gelir hakkında tahmin yapma imkanı veriyor. Bu yılın ilk dört aylık gelirine göre 2001 yılı toplam turizm gelirinin geçen yılki rakamın biraz üzerinde 8.3 milyar dolarda kalacağı anlaşılıyor. Bu kötü bir haber.

™nceki gün 84 yaşında "len Bayan Katherine Graham Amerika'da tirajda beşinci, saygınlıkta birinci sırada yer alan Washington Post gazetesini babasından devralışlarını b"yle anlatıyor. Babam 70 yaşına gelmişti. Biz karı koca gazetede çalışıyorduk. Babam yaşlılık nedeniyle gazete y"netiminden ayrılmaya karar vermişti. Aile içinde benden ve kocamdan başka gazete ile ilgilenen olmadığından hisseleri bizlere devretti. Fakat, "Hiçbir erkek karısının patronluğunda iş yapmaktan hoşlanmaz" diyerek, hisselerin çoğunu kocama verdi. Kocam 33 yaşında idi. Ben 31 yaşında idim. Vasser Koleji'ni bitirmiştim. Harvard mezunu Phil ile 1940 yılında evlendik. Kocam evlilik kararını babasına ş"yle duyurmuştu: "Katherine Mayer ile evleneceğim. Babası Eugene Mayer'in ismini duymuşsunuzdur. Merkez Bankası Başkanı idi. Şimdi Washington Post'un sahibi. Yahudi, Cumhuriyetçi ve kafiden fazla zengin!.." Phil Graham Washington Post devamlı zarardan ilk defa 1957 yılında kara geçtiğinde Phil de hastalanmıştı. O yıllar Washington Post artık saygın bir gazete olmuştu. ABD'nin her konuda "nde gelen kişileri gazeteyi ziyaret etmeyi, gazetede yazarlarla yemek yemeyi bir ayrıcalık olarak g"rür hale gelmişti. Akli

<#comment>Babam 70 yaşına gelmişti. Biz karı koca gazetede çalışıyorduk. Babam yaşlılık nedeniyle gazete yönetiminden ayrılmaya karar vermişti. Aile içinde benden ve kocamdan başka gazete ile ilgilenen olmadığından hisseleri bizlere devretti. Fakat, "Hiçbir erkek karısının patronluğunda iş yapmaktan hoşlanmaz" diyerek, hisselerin çoğunu kocama verdi. Kocam 33 yaşında idi. Ben 31 yaşında idim. Vasser Koleji'ni bitirmiştim. Harvard mezunu Phil ile 1940 yılında evlendik. Kocam evlilik kararını babasına şöyle duyurmuştu: "Katherine Mayer ile evleneceğim. Babası Eugene Mayer'in ismini duymuşsunuzdur. Merkez Bankası Başkanı idi. Şimdi Washington Post'un sahibi. Yahudi, Cumhuriyetçi ve kafiden fazla zengin!.."
Önceki gün 84 yaşında ölen Bayan Katherine Graham Amerika'da tirajda beşinci, saygınlıkta birinci sırada yer alan Washington Post gazetesini babasından devralışlarını böyle anlatıyor.

Phil Graham askerlik hizmeti dönüşü kayınpederinin daveti ile Washington Post'ta çalışmaya başladıktan sadece beş ay sonra, kayınpederinin hisselerin çoğunu kendisine devretmesi ile 1947 yılında gazetenin başına geçti. New York Times'ın yüksek tirajını ünlü yazarlara bağlı

Neler yapıldı?Her şeyden "nce "siyasiler kriz suçlusunun iç ve dış düşmanlar olmadığını, suçun ve sorumluluğun kendilerinde olduğunu fark etmeye başladı.Devlet Bahçeli, "devletin menfaatlerinin, parti dengelerinin ve kişisel inatların "nünde olduğunu" g"sterdi.IMF programı ile ilgili uygulamalara karşı direncin "sembolü" haline gelen Enis ™ksüz "sembolik olarak" g"revden alındı.Siyasiler piyasa temsilcileri ile bir araya gelmemekteki inatlarını kırarak bankacılar ile toplandı. Piyasa ile sorunlara ortak ç"züm aradı.Bunlar sinir yatıştırma operasyonunun altyapısı. Bu altyapı sayesinde.Faiz fiyatı ve d"viz fiyatı üzerindeki "siyasi risk primi" küçüldü. Unutmayınız faizi ve d"viz fiyatını yukarı çeken ekonomik etkenler dışında "siyasi risk" baskısı idi.Hükümet değişikliği, erken seçim, ara rejim gibi "radikal" bekleyişler (tamamen ortadan kaldırılamasa da) bir süre ertelendi.Bütün bunlardan sonra neler oldu?Dün sabah Ankara'da iki "nemli toplantı yapıldı.Derviş bankacıları topladı.Başbakan ekonomiden sorumlu bakanları ve bürokratları bir araya getirdi.Başbakan başkanlığındaki toplantının dün bir etkisi g"rülemedi ama Kemal Derviş başkanlığındaki bankacılar toplantısı d"viz

<#comment>Siyasiler "papucun pahalı" olduğunu fark etti. "Sinirleri yatıştırma" arayışına girdi.
Neler yapıldı?
Her şeyden önce "siyasiler kriz suçlusunun iç ve dış düşmanlar olmadığını, suçun ve sorumluluğun kendilerinde olduğunu fark etmeye başladı.
Devlet Bahçeli, "devletin menfaatlerinin, parti dengelerinin ve kişisel inatların önünde olduğunu" gösterdi.
IMF programı ile ilgili uygulamalara karşı direncin "sembolü" haline gelen Enis Öksüz "sembolik olarak" görevden alındı.
Siyasiler piyasa temsilcileri ile bir araya gelmemekteki inatlarını kırarak bankacılar ile toplandı. Piyasa ile sorunlara ortak çözüm aradı.

İki yol var: (1) Bu kadro memleketini gerçekten seviyor ise g"nlünde bir tutam milliyetçilik, vatan sevgisi, halk düşüncesi var ise demokratik parlamenter sistem içinde yeni bir kadro oluşumuna yardımcı olur. Bu TBMM içinden halkın ve piyasaların güvenini sağlayabilcek akılları politik hırsın "nünde koşmayan bir y"netimin çıkmasını sağlar.(2) Bu kadro direnir ise "Serdar Turgut"un açtığı kapıdan içeriye "derin halk hareketi" mi, "ara rejim" mi, adına ne der iseniz deyiniz işte o "güç" girer.Artık faiz ve d"viz fiyatının yükseltilerek piyasaların sinirinin yatıştırılamayacağı g"rüldü.Faiz yüksek. Bu ekonomi yüksek faizi kaldıramaz. "Faizi düşüremez isek bu iç borç d"ndürülemez" diyerek s"ylenip duran Merkez Bankası kadrosu, s"ylemlerinin tersini yaptı. Hasan Ersel başkanlığındaki Yapı Kredi araştırma uzmanlarının hazırladığı rapordaki tavsiyeye uyarak gecelik bono faizini durup dururken artırdı.- Merkez Bankası'nın faiz politikasının cıvıdığını g"ren piyasa dün yezde 117 bono faizine bile itibar etmedi. Faizlerin daha da artabileceği bekleyişine girdi.- Yüzde 117 faiz ile bile Hazine'nin bono satamadığını, faizlerin daha da yükselebileceğini ve bu yüksek faiz ile Hazine'nin iç

<#comment>Yazının sonunu başa alayım: Piyasalar bu kadroya güvenmiyor. Piyasalar bu kadronun bu işi götüremeyeceğine karar verdi.
İki yol var: (1) Bu kadro memleketini gerçekten seviyor ise gönlünde bir tutam milliyetçilik, vatan sevgisi, halk düşüncesi var ise demokratik parlamenter sistem içinde yeni bir kadro oluşumuna yardımcı olur. Bu TBMM içinden halkın ve piyasaların güvenini sağlayabilcek akılları politik hırsın önünde koşmayan bir yönetimin çıkmasını sağlar.
(2) Bu kadro direnir ise "Serdar Turgut"un açtığı kapıdan içeriye "derin halk hareketi" mi, "ara rejim" mi, adına ne der iseniz deyiniz işte o "güç" girer.
Artık faiz ve döviz fiyatının yükseltilerek piyasaların sinirinin yatıştırılamayacağı görüldü.
Faiz yüksek. Bu ekonomi yüksek faizi kaldıramaz. "Faizi düşüremez isek bu iç borç döndürülemez" diyerek söylenip duran Merkez Bankası kadrosu, söylemlerinin tersini yaptı. Hasan Ersel başkanlığındaki Yapı Kredi araştırma uzmanlarının hazırladığı rapordaki tavsiyeye uyarak gecelik bono faizini durup dururken artırdı.
- Merkez Bankası'nın faiz politikasının cıvıdığını gören piyasa dün yezde 117 bono faizine bile itibar etmedi. Faizlerin daha da