TL ile fazla oynanırsa "dolar"a kaçar

26 Temmuz 2001


<#comment>AYŞE Hanım Teyzem, Ali Rıza Bey Amcam, bankaya parasını yatırdı... Türk lirası olarak repo hesabı açtırdı. Mevduat hesabı açtırdı. Veya dolar veya mark olarak döviz hesabı açtırdı.
Dönem sonunda 100 TL veya 100 dolar faiz hakkı doğdu. Banka bu 100 lira veya 100 dolar tutarındaki faizi öderken, peşin vergi keser. Buna "stopaj" adı verilir. Şimdilerde bu peşin verginin oranı yüzde 17.6'dır. Demek ki, 100 lira veya 100 dolar faizden, Ayşe Hanım Teyzem'in, Ali Rıza Bey Amca'ın elinde 82.40 lira veya bu kadar dolar geçer.
Ayşe Hanım Teyzem, Ali Rıza Bey Amcam Türk lirası veya döviz hesaplarını ister vadesiz açsınlar, ister bir yıl, ister beş yıl vadeli açsınlar, vergi kesintisi değişmez. Her 100 lira veya 100 dolarlık faizden yapılacak kesinti 17.6 lira veya dolardır.
Bir ekonomide, banka sisteminin mali sistemin gücü, tasarrufların, fonların uzun vadeli olmasına bağlıdır. Açık anlatımıyla Ayşe Hanım Teyzem'in, Ali Rıza Bey Amcam'ın paralarını beş yıl, on yıl vadeli hesaplara yatırmasına bağlıdır.
Ancaaakkkk... Türkiye'de güven bunalımı nedeniyle insanlar paralarını uzun vadeli olarak bir yere yatırmıyor. Yatırmaktan korkuyor. İşte onun için, paralar

Yazının Devamı

1995'ten bu yana tütün yakılmıyor

25 Temmuz 2001

Tütün sadece üretim fazla olduğu için yakılmaz. šretim az olsa da kırık, arızalı, bozulmuş tütünler yakılıp imha edilir. Türkiye'de her yıl yaklaşık 250 - 300 bin ton dolayında tütün üretilir.Tütün tarlada çıktığı gibi satılıp, sigaraya d"nüşmez. šretici bu yıl ürettiği tütünü gelecek yıl satar. Satın alan Tekel veya tüccar o tütünü işler. Depolar. İşlenmiş tütün depoda normal olarak iki yıl bekler.Bu işlemler sırasında tütünün k"tüsü ayrılır. Kırık ve arızalı tütünler imha edilir. Tekel bir "kamu iktisadi kuruluşu" olarak kırık, arızalı, bozulmuş tütünleri istediği gibi imha edemez. Bunun bir usulü vardır. "šç kişilik bir heyet, Tekel Y"netim Kurulu kararı ve Devlet Bakanı onayı ile" bozuk tütünleri yakarak imha eder. Bir de zabıt tutar.Bu tür işlem sadece Tekel'de olmaz. ™zel işletmeler de bozuk tütünlerini imha eder. Ama onların ne yaptığını kamuoyu duymaz, bilmez. Çünkü bu olağan bir işlemdir.Şimdi gelelim olağan dışı işleme. šretim fazlasını, talep fazlasını satın aldığı için Tekel'in tütün yakma işlemine...Tekel 1989 yılından bu yana, stok fazlalığı ve bozulma nedeniyle d"rt yıl "nemli "lçüde tütün yaktı.1989 yılında 18.2 bin ton tütün yakıldı. Toplam üretimin yüzde 7'si

Yazının Devamı

1995'ten bu yana tütün yakılmıyor

25 Temmuz 2001


<#comment>TÜRKİYE'de son on yıllık ürün döneminde toplam 2 milyon 597 bin ton tütün üretildi. On yılda yakılan tütün miktarı toplam 124 bin tondur. Yakılan tütünün toplam üretim içindeki payı yüzde 4.7'dir (yüzde 5 bile değil).
Tütün sadece üretim fazla olduğu için yakılmaz. Üretim az olsa da kırık, arızalı, bozulmuş tütünler yakılıp imha edilir. Türkiye'de her yıl yaklaşık 250 - 300 bin ton dolayında tütün üretilir.
Tütün tarlada çıktığı gibi satılıp, sigaraya dönüşmez. Üretici bu yıl ürettiği tütünü gelecek yıl satar. Satın alan Tekel veya tüccar o tütünü işler. Depolar. İşlenmiş tütün depoda normal olarak iki yıl bekler.
Bu işlemler sırasında tütünün kötüsü ayrılır. Kırık ve arızalı tütünler imha edilir. Tekel bir "kamu iktisadi kuruluşu" olarak kırık, arızalı, bozulmuş tütünleri istediği gibi imha edemez. Bunun bir usulü vardır. "Üç kişilik bir heyet, Tekel Yönetim Kurulu kararı ve Devlet Bakanı onayı ile" bozuk tütünleri yakarak imha eder. Bir de zabıt tutar.
Bu tür işlem sadece Tekel'de olmaz. Özel işletmeler de bozuk tütünlerini imha eder. Ama onların ne yaptığını kamuoyu duymaz, bilmez. Çünkü bu olağan bir işlemdir.
Şimdi gelelim olağan dışı

Yazının Devamı

šretim ve satışta (inanılmaz) düşme var

24 Temmuz 2001

2001 yılının ilk d"rt ayında (ocak, şubat, mart ve nisan aylarında) bizim sanayi tesislerimizde üretilen malların miktarında geçen yılın aynı d"nemine g"re inanılamaz bir gerileme var.šretimdeki gerilemenin nedeni, iç talebin "geberik" hale gelmesi. İnsanlar yılın ilk d"rt ayında alışverişi kesmiş durumda.Bu yılın ilk d"rt ayında buzdolabı satışları yüzde 26 düşünce, buzdolabı üretimi yüzde 16 gerilemiş.Gariban k"ylü kızları geçen yıl aynı d"nemde 100 dikiş makinesi satın alırken bu yıl 17 dikiş makinesi alınca, geçen yıl 100 dikiş makinesi üreten sanayici bu yıl sadece 7 dikiş makinesi üretir olmuş.İç piyasadaki hareketliliğin g"stergesi olan kamyon, kamyonet satışlarında adet olarak yüzde 58 ve yüzde 62 oranında gerileme var. Bunun için kamyon ve kamyonet üretimi de yüzde 58 ve yüzde 77 oranlarında azalmış.Gariban Türk k"ylüsü geçen yılın ilk d"rt ayında 5.981 trakt"r satın alırken bu yılın d"rt ayında 4.164 trakt"r satın alınca trakt"r üretimi de yüzde 33 oranında gerilemiş.İstanbul Sanayi Odası Ekonomik Araştırmalar B"lümü, aşağıdaki üretim ve satış rakamlarını aylık olarak izliyor. Aşağıdaki tablonun kaynağı İstanbul Sanayi Odası'dır.Tabloda yer alan ürünlerin ilk d"rt aylık

Yazının Devamı

Üretim ve satışta (inanılmaz) düşme var

24 Temmuz 2001


<#comment>Ekonominin hedefi üretimdir. Üreteceksiniz. Birilerinin cebine para girecek. Cebine para giren bir şeyler alacak. O alınca gene üretilecek. Üretim arttıkça istihdam ve gelir artacak. İnsanlar daha iyi yaşayacak.
2001 yılının ilk dört ayında (ocak, şubat, mart ve nisan aylarında) bizim sanayi tesislerimizde üretilen malların miktarında geçen yılın aynı dönemine göre inanılamaz bir gerileme var.
Üretimdeki gerilemenin nedeni, iç talebin "geberik" hale gelmesi. İnsanlar yılın ilk dört ayında alışverişi kesmiş durumda.
Bu yılın ilk dört ayında buzdolabı satışları yüzde 26 düşünce, buzdolabı üretimi yüzde 16 gerilemiş.
Gariban köylü kızları geçen yıl aynı dönemde 100 dikiş makinesi satın alırken bu yıl 17 dikiş makinesi alınca, geçen yıl 100 dikiş makinesi üreten sanayici bu yıl sadece 7 dikiş makinesi üretir olmuş.
İç piyasadaki hareketliliğin göstergesi olan kamyon, kamyonet satışlarında adet olarak yüzde 58 ve yüzde 62 oranında gerileme var. Bunun için kamyon ve kamyonet üretimi de yüzde 58 ve yüzde 77 oranlarında azalmış.

Yazının Devamı

Turistin 100 markının 40'ı bize kalıyor

23 Temmuz 2001

Turist sayısı beklenen "lçüde olmasa da artıyor ama turizm geliri artmıyor.Çünkü sadece "deniz, güneş ve otel" ile iş bitmiyor. Turizm denilen şey çok y"nlü bir iş. Tanıtımı var, pazarlaması var, organizasyonu var.Biz on yıl "nce bu konuda çok "nemli işler yaptık. İleri gittik. šç yıldır geriliyoruz.(1) On yıl "nce Türkiye'yi tanıtımda başarılı programlar uyguluyorduk. Son üç d"rt yıldır tanıtım işi lafta kaldı. "Uyduruk" işlere para "deniyor.(2) Türkiye'nin turizm atılımının üç "nemli dayanağı (a) Ulusal bayraklı charter (uçak) filosu, (b) Türk turizmcilerinin yurtdışında kurdukları "tur operat"rlüğü" ile gerçekleştirilen pazarlama sistemi, (c) Türkiye'deki otellerin konaklama tesislerinin yerli firma ve kişilerce işletilmesi idi.Bu avantajları 1998 yılı ikinci yarısından sonra Türkiye kaybetti.(1) ™zel sekt"r havayolu şirketlerinin kurduğu 20 uçaktan oluşan 11 bin koltuk kapasiteli filo "iflas" etti.(2) Yurtdışındaki Türk turizmcilerinin pazarlama şirketleri "iflas" etti. Türk k"kenli "tur operat"rleri" teker teker yabancıların eline geçti.(3) Otel ve konaklama sekt"rü geçen yılın ikinci yarısından bu yana Avrupa seyahat şirketlerinin kontrolüne girdi. "Sarı" ve "Kırmızı" adları

Yazının Devamı

Turizmin kaymağını yabancılar yiyor

22 Temmuz 2001

Alman turiste "paket tur"u Almanya'daki seyahat acentesi satar. O acente Alman turisti istediği ülkeye y"nlendirebilir. Aklını çelebilir. Acente "paket tur" satışı karşılığı 1000 markın 110 markını komisyon olarak alır. Turistin Türkiye programını uygulayacak olan seyahat şirketi (tur operat"rü) de 100 mar alır. Uçak şirketine 330 mark "denir. Türkiye'de yabancı turistle meşgul olan seyahat şirketine 50 mark, diğer harcamalara 30 mark gider. Kalan 380 mark da Türkiye'deki otelin payıdır.1990 K"rfez krizi ve savaşı d"neminde yabancı tur operat"rleri Türkiye'ye tur düzenlemedi. Seyahat acenteleri "paket tur" satmadı. Yabancı uçak şirketleri turist taşımadı. Bizim oteller boş kaldı.Bunun üzerine bizim müteşebbislerimiz "Ulusal Model" adı verilen bir sistem geliştirdi. Yurtdışındaki "nemli pazarlarda Türkler seyahat acentesi kurdu. Bu acenteler müşteri buldu. Türk şirketleri "paket turlar" düzenledi. Türk seyahat acenteleri bu paket turları sattı.Türkler ulusal bayraklı charter uçakları ile yabancı turistleri taşımak için "zel hava yolu şirketleri oluşturdu. Uçak kiraladı. Satın aldı. Türkiye'deki turistik tesislerin tamamını da Türkler işletiyordu.Bu "Ulusal Model"de Alman turistin

Yazının Devamı

Turizmin kaymağını yabancılar yiyor

22 Temmuz 2001


<#comment>Türkiye'ye gelen her 100 yabancının 80'i "paket tur" ile gelir. Paket turda bir Alman turist 1000 mark ödediğinde, bunun içinde (1) Uçak ile geliş gidiş. (2) Havaalanından otele - otelden alana getirme götürme hizmeti. (3) Türkiye'de otelde bir hafta, on gün konaklama, kahvaltı ve bir öğün yemek parası vardır.
Alman turiste "paket tur"u Almanya'daki seyahat acentesi satar. O acente Alman turisti istediği ülkeye yönlendirebilir. Aklını çelebilir. Acente "paket tur" satışı karşılığı 1000 markın 110 markını komisyon olarak alır. Turistin Türkiye programını uygulayacak olan seyahat şirketi (tur operatörü) de 100 mar alır. Uçak şirketine 330 mark ödenir. Türkiye'de yabancı turistle meşgul olan seyahat şirketine 50 mark, diğer harcamalara 30 mark gider. Kalan 380 mark da Türkiye'deki otelin payıdır.
1990 Körfez krizi ve savaşı döneminde yabancı tur operatörleri Türkiye'ye tur düzenlemedi. Seyahat acenteleri "paket tur" satmadı. Yabancı uçak şirketleri turist taşımadı. Bizim oteller boş kaldı.
Bunun üzerine bizim müteşebbislerimiz "Ulusal Model" adı verilen bir sistem geliştirdi. Yurtdışındaki önemli pazarlarda Türkler seyahat acentesi kurdu. Bu acenteler

Yazının Devamı