Ortalıkta dolanan "bankacılık reform tasarısı", 1996 yılında hazırlanan "Mali Piyasalar Kanunu"nun, kırpılıp kırpılıp, alelacele "iş olsun, formalite yerine getirilsin" denilerek TBMM'ye sunulmuş şeklidir.
Seçimden önce TBMM'de tarıtışılan ama bir türlü kanunlaşamayan tasarı, yürürlükteki Bankalar Kanunu'nun boşluklarını doldurmayı hedef almaktadır ama, gelişen ve değişen ihtiyaçlara cevap verecek şekilde ve güçte değildir.
Eskiden bir ülkede mali piyasalarda tek bir müessese, "bankalar" hakim idi. Bankaların iyi işlemesi mali piyasada istikrar sağlamaya yeterdi.
Günümüzde bankalar, mali piyasanın çok az kısmında etkili kurumlar haline geldi. Mali piyasanın içinde, (1) bankalar, (2) sigorta şirketleri, (3) borsa, (4) sermaye piyasasını yönlendiren aracı kurumlar, (5) özel finans kurumları faktöring ve leasing şirketleri var. Denetim söz konusu olduğunda (1) Hazine, (2) Merkez Bankası, (3) Sermaye Piyasası Kurulu - SPK, (4) Mevduat Sigorta Fonu var.
Bunların hepsi birbiriyle etkileşim içinde. Bunlar arasındaki uyumsuzluk ülkeyi mali krize sokuyor.
Son zamanlarda görülüyor ki, ülkeler kendi içlerindeki olumsuz gelişmeler veya dünyadaki olumsuz gelişmeler nedeniyle sık sık mali kriz içine girebiliyor. Bu kriz sadece zayıf ülkelerde değil, en güçlü ülkelerde bile görülüyor. Krize girmemek veya krize girildiğinde çıkmak için ülkenin tüm mali müesseselerinin, piyasalarının uyum içinde çalışması gerekiyor.
İşte bu nedenle dünyada yeni bir gelişme var. Mali piyasaların gözetimi ve denetimi bir çatı altında toplanıyor.
Eski SPK başkanlarından Dr. Ali İhsan Karacan diyor ki: "Türkiye'de de özerk bir Mali Piyasalar Kurulu oluşturulsun. Hazine'nin, Merkez Bankası'nın, SPK'nın, bankaların, sigortaların, borsanın, özel finans kurumlarının leasing ve faktöring şirketlerinin, kısaca tüm mali kurumların gözetimi ve denetimi ile ilgili görev ve yetkileri bu kurumda tek çatı altında toplansın. Mevduat Sigorta Fonu, tüm mali sistemdeki riskleri karşılayacak bir genel sigorta sistemine dönüştürülsün. Ve de mali sistemin mevzuatı günün ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlensin."
Mevzuata dayalı ama geçmişe dönük denetim yerine ileriye dönük, riski önlemeyi hedef alan gözetim ve denetim ancak böyle sağlanabilir. Mali piyasalarda her bir müessesenin kendi başına, farklı biçimde ve sağlıksız faaliyeti yerine uyum içinde büyümek ancak böyla mümkün olabilir.