Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     "Bugün 23 Nisan... Neşe doluyor insan... Vücutlar sağlam ve dinç... Gönüllerde bir sevinç!.." Yıllardır her 23 Nisan bu şiir okunur... İyi de nerede o "neşe", nerede o "sevinç"?..
Bundan 83 yıl önce açılan "Millet Meclisi" millet için ne yapıyor? "Hakimiyet kayıtsız şartsız milletin" oldu mu? Mustafa Kemal Atatürk'ün adını ağızlarına sakız edenler bugüne kadar ne yaptı? Bugün hayatta olanların tamamı "Atatürk kuşağı". Atatürk'ün açtığı okullarda Atatürkçü öğretmenler tarafından eğitildi(!). Bugünkü "TBMM" Atatürk'ün kurduğu "Meclis" milletvekillerinin hepsi Atatürk ilkelerine bağlılık ve çağdaş Türkiye için çalışma andı içen Atatürk çocukları(!). İyi de Türkiye neden bu durumda?
Demek ki, her yıl 23 Nisan yaklaşırken çocuklara törenlik giysiler giydirip sokaklarda yürütmek, boyunlarına trampet asıp, "dan - dun" diye sopa sallatmak, Anıtkabir'e gidip gelmek, bayrağı sadece 23 Nisan'larda hatırlamak ile bir şey olmuyor.
Bu tablo, sabahtan akşama her türlü kötülüğü yaptıktan sonra akşam üç rekat namaz kılarak Allah'a kendilerini affettirdiklerini, günahtan kurtulduklarını sananların durumuna benziyor.
Çocuklarımızın sağlıklı beslenmesine imkan verecek bir gelir ve yaşam düzeyimiz, onların sağlığını kontrol altında tutacak bir sağlık sistemimiz var mı ki vücutları "sağlam ve dinç" olsun?
Eğitim sistemi iyi mi, kötü mü diye tartışmaya gerek yok. Ortalıkta dolananların eğitim durumuna bakınız.
Babası işsiz ise, evde tencere kaynamıyor ise, ailenin ve çocuğun yarından umudu yok ise nasıl "gönüllerde bir sevinç" olur?
Sağlık, eğitim, hukuk sisteminin işlemediği, herkese iş ve aş imkanının yaratılamadığı bir ülkede çocukların bayram etmesi imkansızdır. Bu ülkelerde kutlanan bayramlar "yalancı bayramlar"dır. Bir ülkede sağlık, eğitim ve hukuk sistemi çalışmıyor ise, o ülkede işsizlik vardır, açlık vardır, hırsızlık vardır, yolsuzluk vardır, soygun vardır. O ülkede "gücü gücüne yeteni soyar. Ezer. Sömürür"... Ve de bunları yaparken, "Ben bunları halkım için, vatanım için yapıyorum... Ben Atatürkçüyüm" diyebilir.
Milliyet Ekonomi'de dün batan bankaların halka yüklediği faturalar açıklandı. Bankaları batıranların ödemedikleri bu faturaları "saf ve bakir Türk halkı", maydanoz alırken, dolmuşa binerken, tüpgaz alırken yapacağı harcama ile ödeyecek. Bu ödemeyi çocuğunun ekmek parasından, eğitim ve sağlık harcamasından kısarak yapacak...
Şimdi söyleyiniz sayın halkım... Bu bayram çocukların bayramı mı, yoksa bankaları batıranların, halkı soyanların bayramı mı?