Döviz fiyatının düşüklüğü, ülkede dövizin bol olduğunun ve de döviz sorunu diye bir sorun kalmadığının göstergesi değildir. Döviz büfelerinde döviz alım satımındaki rahatlık ülkenin döviz konusunda rahatladığını göstermez.
Ülkenin döviz durumunun göstergesi "cari işlemler hesabı" denilen hesaptır. 2003'ün ilk 2 ayına ait cari işlemler hesabı alarm veriyor. 2 aylık açık aynı hızda büyür ise Türkiye dövizde gene duvara toslar. 2003'te 2 aylık döviz açığı 1.178 milyon dolara ulaştı. Bu açığın neden önemli olduğunu anlatmak için yakın geçmişte olanı hatırlayalım... 2000'in ilk 2 ayında açık 1.207 milyon dolardı. Büyüdü büyüdü. Yıl sonunda 9.919 milyon dolara ulaşınca Türkiye duvara tosladı. Kriz patladı.
Yurtdışından Türk ekonomisini gözleyenler döviz büfelerinde dövizin bol olup olmadığına veya Tahtakale'de ucuza satılıp satılmadığına bakmaz. Döviz durumunu "cari işlemler hesabı"ndan izler. Hesap açık veriyor ise ülkenin döviz durumu kötüye gidiyor demektir... Döviz fiyatının artması gerekiyor demektir. Tedbir alınmaz ise ülkede kriz çıkar demektir.
Cari işlemler hesabı döviz gelirleri ile giderleri arasındaki farkı gösterir. Gelirler ihracat, turizm, işçi dövizi, taşımacılık, müteahhit hizmetleri gelirleri gibi gelirlerdir. Giderler, ithalat, faiz gideri, taşımacılık gideri, Türklerin seyahat gideri gibi giderlerdir.
Cari işlemler hesabı açık verince bu açık 2 yoldan karşılanır. (1) Ya ülke birikmiş döviz rezervinden bu açığı karşılar. (2) Ya da dışarıdan para bulur. Dışarıdan para (a) ya yabancı sermaye yatırımı, (b) ya portföy yatırımı, (c) ya da kredi şeklinde bulunur. Fakat, döviz açığı olan ülkeye kimse para vermek istemez...
İthalat daha hızlı artıyor
Dışarıdaki çevrelerin Türkiye'nin geleceğine güvenleri henüz devam ettiğinden, az da olsa dışarıdan içeriye net kaynak girişi sürüyor. Bu sayede iki aylık döviz açığı kapatılabilir. İlk iki ayda, (a) Yabancı sermaye yatırımı olarak net giriş sağlanamadı. (b) Portföy yatırımı olarak borsaya ve Hazine bonosuna yatırılmak üzere net 907 milyon dolar geldi. (3) Bankalar dışarıdan net 3.0 milyar dolar borçlandı. Böylece ülkeye giren 3.9 milyar dolayındaki net dövizin 1.1 milyar doları ile döviz açığı kapatılabildi... Tekrarda yarar var. Açık büyüdükçe bunu kapatmak için dışarıdan para bulmak zorlaşır.
Şimdi geliyoruz kafalardaki soruya... İçeride döviz bolluğundan döviz fiyatı düşüyor. Nasıl oluyor da ülkenin döviz hesabı açık veriyor? Türkiye'de piyasa döviz yiyerek ayakta durur, canlanır... Bizim ekonomide yatırım, üretim kıpırdamaya başlayınca biliniz ki, ithalat artışı başlamıştır...
2003 Mart ayından önceki 12 aylık dönem, 2002 Mart ayından önceki 12 aylık dönem ile karşılaştırıldığında, ihracatın yüzde 16.5 oranında büyümesine karşılık, ithalatın yüzde 33.9 oranında arttığı görülüyor. 12 aylık dış ticaret açığı 17.4 milyar dolara ulaştı. Demek ki, döviz açığının kaynağı, bu düşük yatırım ve üretim tablosuna rağmen, ithalat harcamalarının ihracat gelirinden daha hızlı artmasıdır... Ve de genelde bilinir ki, ucuz döviz ithalat artışını teşvik eder.