Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     Hükümet, faizin haram olduğunu düşünen tasarruf sahiplerine satmak üzere "kâr bonosu veya tahvili" çıkarmayı kararlaştırdı. Milliyet Ekonomi'de dün Nedim Şener'in haberinde, "hükümetin faiz yerine kâr payı getirisi esasına dayalı olarak çıkarılacak bono ve tahvillerin yabancılara satılacağı, faizsiz bankacılık yapan kuruluşların da bu tür tahvillere ilgi gösterdiği" belirtiliyordu.
Hükümetin bu teşebbüsü ülke yararınadır. Başarılı olması ekonomiye iyilik getirir.
Anlatayım... Şu anda hükümetin iş yapmak için değil, mevcut borçları kazasız belasız döndürmek için borç para bulma zorunluluğu vardır. Hükümet borç alabileceği kaynakları sonuna kadar kullandığı için faizde pazarlık gücünü yitirmiş durumda. Hükümet, borç vereceklerin istediği faizi ödemek zorunda kalıyor. Bu faiz ise çok yüksek faiz. Yüksek faiz ile borçlanma sürdürüldüğünde borç stoku olduğu yerde büyüyor. Borçları çevirmek giderek güçleşiyor. Giderek daha pahalı hale geliyor.
Bu kısır döngüyü hükümetin bir şekilde kırması, alternatif borçlanma kaynakları bularak faizi düşürmesi gerekiyor.
Hükümete borç verecek ne kadar çok kimse piyasaya girer ise, para arzı o kadar çoğalır. Hükümet daha kolay ve daha düşük faiz ile borçlanabilir.

Zararı kabul etmezler
Kâr esasına dayalı (faizsiz) bono ve tahvil satışı "mevcutlara ek bir borçlanma tekniği"dir. Bu teknik dini inançları nedeni ile "üzerinde faiz kelimesi yazılı kağıtlara para bağlamak istemeyenlerin" tasarruflarını toplama amacını güder.
Her ne kadar bu tür borç senetlerine "kâr - zarar ortaklığı senedi" adı verilir ise de, "bu tür kağıtlara para bağlayanlar zararı kabul etmez. En az cari faiz oranında da kâr payı" bekler.
Hükümetin yaptığı hazırlığa göre, çıkarılacak faizsiz tahvillere para yatıranlara THY, Türk Telekom, Petkim ve Tüpraş gibi kamu kuruluşlarının kârlarından ve de paralı yol ile köprülerin gelirlerinden pay verilecektir.
Her ne kadar "kâr paylı tahvil"lerinin yurtdışında satılacağı söyleniyor ise de gerçekte artık iç borç - dış borç, iç piyasa - dış piyasa ve yerli alıcı - yabancı alıcı ayrımı kalmamıştır. Sadece bononun veya tahvilin Türk lirası esası ile mi, yoksa yabancı para esası ile mi çıkarıldığına veya yabancı paraya endeksli olup olmadığına bakılmaktadır. İçeride satılan bono ve tahvilleri yabancılar, dışarıda satılanları Türkler almaktadır...
AKP kadrolarının "faizsiz bankacılık" deneyimi vardır. Bu kadroların "kâr paylı tahvil"e ilgi gösterecek iç ve dış tasarruf kaynakları hakkında bilgi sahibi olmaları gerekir. Çıkarılacak "kâr paylı tahvil" ilgi görür ve bu yol ile büyük ölçüde fon toplanır ise bu sayede elde edilecek ek kaynak ve gerileyecek faizler mevcut borçların döndürülmesini kolaylaştırır. İçeride ve dışarıda, mali piyasalara güvenin artmasına imkan verir.
Kâğıt üzerinde her şey güzel... Önemli olan uygulamanın başarısı...