Cumartesi Gazianteplilerle konuşunca moralim düzeldi. Doğrusunu isterseniz, Gazianteplilerin yavaşlayan ekonominin ve de kapanan Suriye kapısının Gaziantep ekonomisini nasıl etkilediğini anlatacaklarını ve de yakınacaklarını bekliyordum. Tam tersi oldu.
* “Ekonominin büyümesi yüzde 3 iken, Gaziantepli girişimciler ihracatta yüzde 20 büyüme yakaladı. Gaziantep en fazla ihracat yapan iller arasında 6.’lıktan 5.’ciliğe çıktı.
* Suriye kapısının kapanması Gaziantep ekonomisine zarar değil, yarar getirdi” diyorlar.
Bana anlatılana göre, Gaziantep’te Organize Sanayi Bölgeleri’nde 120 bin, bölgelerin dışındaki işyerlerinde 250 bin kişi çalışıyor. Ve göç almasına rağmen kalifiye olsun, düz işçi olsun, işçi bulunamıyor.
Gene anlatılana göre, Gaziantep’ten doğrudan olarak yılda 5-6 milyar dolarlık ihracat yapılıyor. İhracatın yaklaşık 1.5 milyar dolarlık kısmı halı, 1.5 milyar doları gıda, 1 milyar doları tekstil ve yarım milyar dolarlık bölümü makine imalat sanayi ürünü.
Irak pazarı önemli
Gaziantep için Irak pazarı çok önemli. İhracatın yüzde 40’a yakını Irak pazarına yapılıyor. Buna karşılık sınır kapanmadan önceki dönemde Suriye pazarına yapılan ihracat 100 milyar dolar dolayında imiş.
Suriye ile imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması gereği Suriye malları Türkiye’ye sıfır gümrük ile girerken bizim mallardan Suriye yüzde 50 gümrük alıyormuş.
Bir Gaziantepli “Felaketten fırsat çıkarılmaz ama olaylar nedeniyle anlaşmanın iptal edilmesi lehimize oldu. Sanmayınız ki, hudut kapıları kapanınca Türkiye’den Suriye’ye mal gitmez oldu. Şimdi Suriyeliler araçlarla geliyor, çuvallarla malları araca yüklüyor. Sınırdan Suriye’ye taşıyorlar.”
4 bin Suriyeli kiracı var
Bunu anlatanlar sınırda çekilmiş bir fotoğraf gösterdiler. Ufacık otomobilin tavanına çuvallarla eşyayı yükleyen bir Suriyeli huduttan geçiyor. Gaziantepliler diyorlar ki: “Suriye’nin daha önce ihracat yaptığı pazarlara, bunların başında da Rusya’ya Suriyelilerin gönderemediği malları şimdi biz satıyoruz.”
Gelelim Gaziantep’teki Suriyeli göçmenlere. Bana anlatıldığına göre Gaziantep çevresindeki kamplarda 20 bin göçmen varmış. Varlıklı 4.000 Suriyeli ise şehirde kiraladıkları evlerde yaşıyor.
Gaziantep’e pasaportları ile normal giriş yaparak gelen varlıklı Suriyelilerin yaşamları ile ilgili ilginç hikâyeler dinledim. Suriyeliler Gaziantep Üniversitesi TÖMER’ine (Türkçe Öğretim Merkezi) kayıt yaptırırlar ise, o kayıt kâğıdı ile Emniyet Müdürlüğü’nden geçici oturma izin belgesi, o belge ile de vergi müdürlüğünden vergi numarası alıyorlarmış. Vergi numarası alan Suriyeliler bankalara varlıklarını yatırabiliyor ve imkân bulurlar ise ticari faaliyet yapabiliyor, iş kurabiliyormuş.
Biraz da “kebaptan, baklavadan söz et” diyeceksiniz. 10 dükkândan biri baklavacı, ya da kebapçı. Hepsi tıklım tıklım. Ama kebap muhabbeti bir başka yazıda.
İlk defa AKP’li bir kadın bakanı, Şahin’i dinledim
Ben ilk defa AKP’li bir kadın bakanın konuşmalarını dinledim. Gaziantep’te Milliyet gazetesinin toplantısına katılan Aile ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Bakan Fatma Şahin’i dinlerken Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adil Sami Konukoğlu’na “Gaziantep ekonomisi hakkında ne çok şey biliyor. Ne güzel konuşuyor, Gaziantepli mi? dedim. Konukoğlu anlattı:
“Ailesi Gazianteplidir. 18 yıl Sanko’da işletme mühendisi olarak çalıştı. İTÜ Kimya Mühendisliği bölümünü bitirmiş. Babamız Sani Konukoğlu Fatma Şahin’i iplik fabrikası boyama atölyesinde işe başlattı. Fatma Şahin bir ayda boyama bölümüne hâkim oldu. İşletme şefliğine yükseldi. Derken iplik fabrikasının en önemli çalışanlarından oldu. Sanko’da çalışan İzzet Şahin ile evlendi. 2 çocuk annesi. Kocası ile Gaziantep’te AKP teşkilatının kurucularından. Gaziantep’te olan biteni çok iyi bilir. Her hafta sonu buradadır.”
Kızların, kadınların iyi eğitim görmelerini, üretime katkıda bulunmalarını, evlenince eve kapanmamalarını isteyen biri olarak Fatma Şahin’in hayat hikâyesi, yaşamı beni etkiledi.