Döviz fiyatı öyle bir çizgide olacak ki, ihracatçının dışarıda rekabet gücü kaybolmasın, ithalatta ölçü kalmasın. İçeride enflasyon arttıkça, döviz ucuz, içeride enflasyon düştükçe döviz pahalı olmasın. İşte buna “gerçekçi döviz kuru” deniliyor.
Gerçekçi döviz kuru, uzun vadeli bir sanayileşme, tarım ve ihracat politikasının temelini oluşturur.
Çünkü ülkede ciddi yatırım yapacaklar, üretime soyunacaklar için “gerçekçi döviz kuru politikasının devamlılığı” en büyük teşviki oluşturur. Yatırıma ve üretime soyunan bilir ki, dövizin bir gün ucuz bir gün pahalı olması yüzünden ihracatı, ithalatı aksamayacak.
Ucuz döviz kuru yatırımcının üreticinin en büyük derdidir. Döviz ucuzlayınca içeride ve dışarıda maliyet - fiyat rekabeti şansı yok olur. Üretici ve ihracatçı iş yapamaz. İthalatçıya gün doğar. Bütün bunlar “döviz pahalı” olmalıdır şeklinde algılanmamalıdır. Anlatılan, döviz fiyatının dengeli olması zorunluluğudur.
Ciddi yatırım gelmeyebilir
Yerli ve yabancı bir yatırımcı bu tabloya bakarak ciddi büyüklükte yatırıma soyunamaz.
* İçeride talep frenleniyor.
* İhracatta, içeride maliyet artışı dolara yansıtılmadığı için rekabet şansı yok oluyor. İçeriye satamayan, dışarıya satamayan yatırım yapmaz. Yaparsa da güç duruma düşer.
Orta vadede ben ne iş yapayım diye tereddüdü olan girişimci, 2013-2015 Orta vadeli Program’daki dolar fiyatı hedeflemesine baktıktan sonra ihracata soyunmaz. İthalata yönelir. Geliniz görünüz ki Orta Vadeli Program‘da bu konuda farklı bir yaklaşım var. Alaattin Aktaş bu çelişkiye dikkat çekiyor: Program’a göre dolar fiyatındaki değişimin enflasyonun çok altında tutulmasına karşın, 2013-2015 döneminde ihracat artışının ithalat artışının önüne geçecek. Örneğin 2015 yılında içeride enflasyon yüzde 5 iken dolar fiyatı sadece yüzde 2.30 yükseliyor. Buna karşılık ihracat yüzde 8.59 artıyor. İthalat artışı yüzde 6.98’de kalıyor.
‘İTHALATI COŞTURUR’
Geçen hafta açıklanan Orta Vadeli Program’daki veriler gösteriyor ki, 2013-2015 yıllarında gerçekçi kur politikası yerine, kıymetli TL politikası uygulanacaktır.
İçerideki fiyat artışları bile dolar fiyatına yansıtılmayacaktır. Orta Vadeli Program’da yıllık ortalama dolar fiyatının 2013 yılında 1.83 TL., 2014 yılında 1.89 TL ve 2015 yılında 1.93 TL olacağı, dengelerin buna göre kurulduğu belirtiliyor.
‘İhracata köstek olur’
2014 yılında dolar fiyatında yüzde 1.95 oranında, 2014 yılında yüzde 3.45 oranında 2015 yılında yüzde 2.5 oranında artış hedef alınmış.
Halbuki bu üç yıl, TÜFE sırasıyla yüzde 5.5-5.0 ve 5.0 oranında artıyor. Milli gelir deflatöründeki artış beklentisi sırasıyla yüzde 5.30-5.50 ve 5.80 oranlarında.
İçeride fiyatlar artarken dolar fiyatı içerideki fiyat artışının yarısından daha az artıyor. Bu tablo ihracatı köstekleyecek, ithalatı coşturacak bir tablodur.