Otomobile meraklı bir dostum, "Türkiye'de ortalıkta dolanan Hummer, Jeep ve benzeri arazi araçlarının topunun sayısı, Amerikalılar'ın Irak savaşında kullandıkları arazi aracı sayısından fazladır" dedi. Ben buna inanamadım ama bu konuşmadan beri etrafıma daha fazla bakar oldum... Şehir sokaklarında dolanan Hummer ve benzeri arazi araçlarını kullanan genç kızların, genç hanımların nerelere gittiklerini izlemeye başladım. Genç kızlarımız, zarif hanımlarımız bu arazi araçları ile berbere, markete veya ünlü mağazalara alışverişe gidiyor. Bu araçları kullanmanın bir de raconu var... Tek el direksiyonda olacak, öbür elde sigara veya cep telefonu olacak...
Merak bu ya... Bu arabalar kaça alınır, kaça satılır diyerek galerileri dolaşmaya, gazete ilanlarına bakmaya başladım... Amerikalılar'ın Irak'ı işgalde kullandıkları Hummer marka çöl araçlarının tipine göre fiyatı 150 - 200 bin dolar imiş. Şimdilerde pek moda olan Porsche marka ünlü yarış otomobili firmasının ürettiği Cayenne tipi arazi aracı daha yüksek fiyata satılırmış. Cadillac'ın da Escade diye bilinen bir arazi aracı varmış. Lincoln Aviator dev bir arazi aracı imiş. Şimdi gençler Volkswagen firmasının çıkardığı Touereg arazi aracını beğeniyormuş. Farklı olmak isteyenler GMC'nin Yukon Denali'nini alırmış. Range Rover şimdilerde sükse sevenlerce ilgi görmez olmuş. Mercedes ML ve BMW X5 marka arazi araçları leblebi gibi satılırmış... Bütün bunlar 100 bin, 120 bin doların üzerindeki arazi araçlarıymış... Parası olmayanlar ise 70 - 80 bin dolara Jeep'in Grand Cherokee'sini alır, caddelerde dolanırmış.
Bu tür çöl ve arazi otomobillerinden Türkiye'ye kaç adet ithal ediliyor öğrenemedim. İthal otomobillerin temsilcisi firmaların derneği, temsilci olarak ithal ettikleri araçların sayısını izliyor. Açıklıyor. Ama çöl ve arazi araçlarının çoğunu galeriler ithal ediyor. Galerilerce yapılan ithalatın kayıtlarının Dış Ticaret Müsteşarlığı'nda olması gerekir.
Şimdi geliyoruz işin en önemli yanına (1) Bu otomobilleri kimler alabilir? (2) Bu otomobillerin yaktığı benzinin parasını kimler ödeyebilir? Ve de (3) Bu otomobillere giden döviz nereden bulunabilir noktasına...
Çöl ve arazi otomobillerinin 150 bin - 200 bin dolarlık fiyatının Türk lirası karşılığı 240 - 320 milyar liradır... Demek ki bir kişi vergi beyannamesinde yılda 500 - 600 milyar lira gelir gösterecek. Bunun yarısını vergi olarak devlete ödeyecek. Yemeyecek, içmeyecek, kalanı ile de bir çöl veya arazi aracı satın alacak... Bu yıl açıklanan İstanbul'da en fazla vergi verenler listesinin 100'üncü sırasında yer alan mükellefin ödediği vergi 235 milyar lira idi... Demek ki, koskoca İstanbul'da vergisini ödediği bir yıllık gelirinin tamamı ile, yemeyip, içmeyip, başkaca hiçbir harcama yapmadan bir çöl veya arazi alabilecek, sadece ve sadece, yüz kişicik var!..
İyi de... Bu durumda bunca çöl ve arazi aracını kimler hangi para ile satın alıyor? Faiz geliri ile ve de kayıt dışı gelir ile efendim. Faiz gelirinin vergiden muaf olması büyük bir gelir dağılımı bozukluğuna yol açıyor. O kadarla da kalmıyor... Hangi paranın faiz geliri, hangi paranın kayıt dışı ekonomi kaynaklı para olduğunu kimse bilmiyor. Sonuçta otomobil satışlarında "Siz kaç para vergi ödediniz de bu otomobili satın alıyorsunuz?" diye sorulmadığından (iş olsun, form dolsun niyetine sadece vergi numarası sorulduğundan) neyin ne olduğu anlaşılamıyor...