Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Hazine'nin dış kredi kullanmaya ihtiyacı var. Çünkü Hazine ülkenin dış borç hesabının sorumlusu. Bu hesap yaşayan bir hesap. Geçmiş yılların borçlarının günü gelen ödemeleri var. Faizleri var. Bunlar yeni borçlanmalarla ödeniyor. Bu nedenle Hazine, dünya piyasalarına çıkıp, Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına borç arıyor, borçlanıyor.
Ama aynı "dünya piyasalarında" Hazine'nin yanında borç arayan, borçlanan Türk bankaları var. Kamu bankaları ve özel bankalar. Bunların sayıları çok. Hem de pek çok.
Ticaret bankaları "dövize ihtiyaç duyduklarında, döviz kredisi kullandırmak için kaynak aradıklarında" dünya piyasalarından borçlanır. Ama bizde ters bir uygulama başladı. Türk bankaları "döviz kuru / faiz oranı" makasından kazanç sağlamak için yurtdışından borçlanıyor.
Bizim ticaret bankalarının dövize ihtiyacı yok. Dövizi kazanç aracı olarak kullanıyorlar.
Bankalar yurt dışından döviz ile borçlanıyor. Dövizi getirip Türkiye'de satıyor. Türk Lirası'na çeviriyor. Türk Lirası ile Hazine Bonosu alıyor veya repo yapıyor. Yüksek faiz geliri, döviz borcunun hem faizini karşılıyor, hem de yıl içindeki kur yükünü kaldırıyor. Geriye bankalara önemli miktarda para kalıyor. Bu sistem, ticaret bankalarının yurtdışı döviz piyasalarına "aç kurtlar gibi" saldırmalarına ve de "fiyatına, faizine, vadesine" bakmadan borçlanmalarına neden oluyor.
Son iki yılda ticaret bankalarının yurtdışı piyasalardan yaklaşık 50 borçlanma işlemi ile yaklaşık 5 milyar dolar para topladıkları biliniyor.
Bu işlemler 25 milyon dolarlık, 50 milyon dolarlık, en babayiğiti 200 milyon dolarlık borçlanma işlemleri. Vadeleri genelde 1 yıl. Şimdi vadeler doluyor. Ticaret bankaları eskiden aldıkları kredileri yenilemek arayışında. Yeniden borçlanılacak, eski borç ve faizi ödenecek.
Dünyadaki ekonomik kriz, Türkiye'deki ekonominin durumu, iç politikadaki belirsizlik, istikrarsızlık, seçim ortamı nedeniyle dış piyasalar Türk bankalarına karşı tedbirli davranıyor. Dış piyasa seçim sonunu bekliyor. Bunu gören ticaret bankalarımız da yeniden borçlanmayı seçim sonuna bıraktı. Seçim sonu dış piyasalar ticaret bankalarımızın hücumuna uğrayacak. İlk planda 5 veya 7, daha sonra 8 veya 10 banka piyasaya atlayacak. Borç arayacak. Bu bankalar, Hazine Bonosu faizinin yüksekliğine güvenerek, döviz borçlanmasında kredi faizinin yüksekliğine aldırmayacak. Yüksek faizi ve faiz ücretindeki yüksek yükü kolaylıkla kabul edecek.
Halbuki seçim sonunda Hazine de, "ülkenin gerçek döviz ihtiyacını karşılamak arayışında" dış piyasaya çıkacak. Döviz kredisi arayacak ticaret bankalarının yükselttiği döviz kredisi faizi ve döviz kredisi üzerindeki yük, Hazine'nin başına dert açacak. Hazine bankaların hesapsız, kitapsız (Hazine Bonosu faizinin yüksekliğine güvenerek) kabul ettikleri yüksek faizi kabul etmek zorunda kalacak. Hiç değilse bu yüksek faiz, Hazine'nin borçlanma maliyetini de yükseltecek. Hazine bunu kabul etmez ise borçlanmakta zorlanacak. Açık anlatımıyla ticaret bankalarının seçim sonu dış piyasalarda yapacakları yanlış, Hazine'nin dış borçlanmasını zora sokacak.