Çok kimse merak ediyor: (1) Her şeyin fiyatı artarken dövizin fiyatı neden düşüyor? (2) Döviz fiyatı daha ne kadar düşer? (3) Döviz fiyatı düştüğü yerde kalır mı? Bundan sonra artmaz mı?
(Bu konuları çok iyi bilen "köşeyi döner"... Bu köşenin yazarı köşeyi dönemediğine göre bu konuları çok iyi bilmiyor demektir!.. Yazdıklarına bakarak "pozisyon" alanlar büyük riske uğrayabilir... Ama bu köşenin yazarı "bir iktisatçı olarak" da neyin ne olduğunu yazmak sorumluluğunu taşır.)
(1) Kriz psikolojisinde insanlar büyük ölçüde dolar satın aldı. Çoğu dolarları yastık altında sakladı. Dolar satın alanların büyük kısmı tüketimlerini kısarak dolar aldı. İyimser hava yayılınca, doların fiyatının artmayacağı anlaşılınca ve de bankaların dolara verdikleri faiz düşerken Türk lirasına verdikleri faiz enflasyonun üzerinde getiri sağlamaya başlayınca insanlar dolardan Türk lirasına dönmeye başladı.
(2) Normal dönemlerde döviz piyasasının büyük alıcısı bankalardır. Bankalar krediye dönüştüremedikleri ve Hazine bonosuna yatıramadıkları paralarını kısa vadeli değerlendirmek için dolar alır. Şimdilerde Merkez Bankası bankaların elindeki parayı yüzde 41 faiz ile topluyor. Buradan bankalara yüzde 20 dolayında reel faiz aktarıyor. Bu nedenle bankalar döviz almaz oldu. Tersine döviz satıyor.
(3) Halk satıyor ve de bankalar satıyor. Dolar fiyatı düşüyor... Ama dikkat buyurunuz... Dolar fiyatı düşüyor da euro fiyatı düşmüyor. Bizim halkımız eskiden dolardan çok marka güvenirdi. Marktan euroya geçişte halk doları belledi. Ama dolar euro karşısında eriyor.
28 Ocak 2002 tarihinde 1 dolar = 0.85 euro idi. Geçen cuma günü 1 dolar = 1.14 euro ediyordu. Açık anlatımıyla ön dört ayda doların euro karşısındaki değeri yüzde 34 oranında gerilemiş veya ters anlatımla euro dolara karşı yüzde 34 oranında değer kazanmış.
(4) Dolar fiyatına bakarak dolar ucuzluyor demek hatalı... Euro fiyatına bakarak ve enflasyonu da hesaba katarak euronun değerini izlemek daha doğru olur.
DİE'nin hesaplamalarına göre, (enflasyondan arındırılmış) yıllık reel değerlere göre geçen nisan ayından bu nisan ayı sonuna kadar Türkiye'de euro fiyatı (TEFE'ye göre) yüzde 11.8 oranında artmıştır. Açık anlatımıyla euroya para bağlayanlar (enflasyondan arındırılmış olarak) bir yılda yüzde 11.8 kazançlıdır. Buna karşılık aynı dönemde dolara para bağlayanların reel kaybı yüzde 8.7'dir.
(5) Halkın elindeki dolarlar bir süre sonra bitecektir. Merkez Bankası bankaların kasasındaki dolarları bir süre sonra emecektir... İşte o zaman piyasaya dolar akışı duracaktır. Piyasaya dolar çıkmayınca da dolar fiyatı kıpırdaya kıpırdaya gerçek rakama oturacaktır.
(6) Döviz fiyatını tayin eden ana faktör yurtdışından döviz girişi ile yurtdışına döviz çıkışıdır. Halkın ve bankaların döviz alıp satması geçici olarak bolluk yaratır, kıtlık yaratır... Yurtdışından ülkeye döviz girmeli ki, döviz fiyatı düşsün. Tersine çıkış büyüdükçe döviz fiyatı artar. Ülkeye döviz girip girmediği "cari işlemler hesabı" adı verilen, döviz hesabına bakılarak anlaşılır. Bu yılın sadece ilk 2 ayına ait rakamlar açıklandı. Bu rakamlara göre 2 ayda net olarak yurtdışına 1.8 milyar dolar döviz çıkışı var. İhracat artıyor ama ithalat daha fazla artıyor. Yurda döviz girmiyor. Dışarıya döviz çıkışı başladı. Bunun anlamı yakında döviz kıtlığı nedeniyle fiyatların artacağıdır.
Sayın okuyucularıma olanı, biteni özetledim. Bu anlatmadan her okuyucum kendine göre bir sonuç çıkarabilir. Sorumluluk okuyucularıma aittir.