Yüksek topuklu kadın ayakkabılarının tabanını kırmızıya boyayarak ünlenen tasarımcı Louboutin’in ayakkabılarına Türk kadınları da merak salınca, Beymen bu ayakkabıları ithal ederek satmaya başlamıştı.
Fakat, kadınlarımız bu ayakkabıları o kadar beğendi ve talep o kadar arttı ki, sonuçta Beymen ve Laouboutin ortaklaşa önce Nişantaşı’nda, geçtiğimiz günlerde de İstinye Park’ta bu ayakkabıları satacak yepyeni, lüks mü lüks mağazalar açtı.
Erkeklerimize de müjdemiz var! Yeni açılan İstinye Park mağazasında Louboutin markalı erkek ayakkabıları da var.
Kadın ayakkabılarının en ucuzu 1.125 TL, en güzeli 9.995 TL. (2 ayakkabı 1 otomobil!) Erkek ayakkabıları ucuz! 825 TL ile 2.875 TL arasında.
Bilen bilir. Bilmeyenlere de bilenler anlatsın. Günümüzde “genç ve de kendini genç sanan her bir kadının” hayali tabanı kırmızı bir ayakkabı sahibi olmaktır.
Bu ayakkabılar zenginlik ve de prestij sembolüdür. Sadece Türkiye’de değil, diğer ülkelerde de tabanı kırmızı boyalı ayakkabıyı giyen kadınların kendilerine güveni artar. Anadolu tabiri ile “Havaları bin beş yüz” olur.
Farkı yaratan kazanıyor
Kırmızı tabanlı ayakkabılar, bu ayakkabıları tasarlayan Fransız’ın adını taşıyor. Ayakkabıları tasarlayan Louboutin’in (1964) babası marangozdu. 16 yaşında okulu bıraktı. Bir dikiş okuluna yazıldı. Daha sonra Chanel ve Yves Saint Laurent’in de okulu olarak bilinen Academie Roederer’de güzel sanatlar ve çizim eğitimi aldı. Akademiyi bitirince müzikhollere iş başvurusu yaptı. Folies Bergeres’te çalıştı.
18 yaşında stajyer olarak Charles Jourdan’ın ayakkabı atölyesine girdi. Chanel’de, Yves Saint Laurent’da ayakkabı çizdi. Daha sonra İtalya’ya gitti.
1989 yılında, ayakkabı tasarımını bırakarak park ve bahçe tasarımına yöneldi. Bir süre sonra, antikacı bir arkadaşının teşviki ile tekrar ayakkabı çizmeye başladı. 1992 yılında Paris’teki Jean Jacques Rousseau sokağında ilk mağazasını açtı.
Mağaza açıldıktan bir hafta sonra Monaco Prensesi Caroline ve bir arkadaşı tesadüfen mağazaya girdiler. Prenses Caroline mağazaya girdiğinde, mağazada ünlü Amerikan moda dergisi W’den bir gazeteci vardı. Prenses Caroline mağazadaki modelleri çok beğendi ve hemen hepsini satın aldı. W Dergisi’nin muhabiri bunu haber yaptı. Ve Christian Louboutin markası bu sayede Amerikan piyasası başta olmak üzere tüm dünyada bir anda tanındı. Amerika’nın büyük toptan ayakkabı alıcıları Christian Louboutin’in kapısının önünde kuyruk oldu.
Paris mağazasından iki sene sonra 1994’te New York mağazasını açtı. Şimdilerde dünyanın 50’den fazla ülkesinde ayakkabıları satılıyor.
Şans, kader, kısmet de önemli
Ayakkabıların tabanını kırmızıya boyamaya başlamasını özel bir söyleşide Huben Ayşem’e şöyle hikaye ediyor: “Ürettiğim ayakkabılar geldiğinde o simsiyah tabanlar beni rahatsız etti. Siyah tabanda kıvrımlar, topuk ve çizgiler iyi gözükmüyordu. Üzüldüm. Kırmızı oje süren bir asistanım vardı. Hemen onun ojesini aldım ve siyah tabanları kırmızıya boyadım.
Tabanlar kırmızı olunca ayakkabının görüntüsü değişiverdi. Ojeyle yaptığım o kırmızı tabanlar benim hayatımın da yeşil ışığı oldu! Christian Louboutin markasının doğuşu işte o ojede saklıdır. Ayakkabılarının tabanı kırmızı olan kadın zor unutulur ve de dikkat çeker. İşin sırrı kırmızıda...”
İyi de madem ki işin sırrı ayakkabının tabanının kırmızıya boyanmasında, başkaları neden ayakkabıların altını kırmızıya boyuyor. Fransa’daki ünlü moda firması Yves Saint Laurent (YSL) de ayakkabılarının tabanını kırmızıya boyamaya kalktı. Lauboutin dava açtı. Bu benim patentim dedi. Davayı kazandı.