İsmail Özelçinler

Halk dilinde “Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir” diye, güzel bir söz var.
Karşıyaka’nın gelişi de öyle oldu.
İlk sinyaller, ligin 16. haftasında Akhisar’ı İzmir’de 2-0 yendikleri maçtan gelmişti.
Skordan çok, sahaya yansıyan olumlu futbol, Karşıyaka’nın çıkışa geçeceğini müjdeliyordu.
Önce arka arkaya oynanan iki zorlu deplasmandan getirilen 4 puan, ardından Göztepe ve Elazığspor gibi zorlu iki rakipten alınan 6 puan, Karşıyaka’nın, takım olma yolunda doğru yolda gittiğini kanıtlıyordu.
Şimdiki beklenti, istikrarın sürmesi...
Eğer Karşıyaka, yakaladığı bu çıkışı, önümüzdeki 5 maçlık seride de sürdürür ve en az 11 puan topladığı takdirde, Play-Off’a adını yazdırır.

Lafı uzatmaya, işin edebiyatına kaçmaya hiç gerek yok. Bu Karşıyaka’yı ayakta alkışlıyorum ve bu takıma saygı duyuyorum.
Ne elverişsiz hava koşulları, ne zemini buzlanmış saha, ne lider Elazığspor’un koltuktaki havası...
Hiçbir unsur, Karşıyaka’nın inatçı, kararlı ve kazanmaya yönelik futbolunu zerre kadar etkilemedi.
Yeşil kırmızılı ekip, tartışmasız oyunun tamamında oyuna hakim olan taraftı.
Eğer Karşıyaka biraz şanslı, biraz daha gol noktalarında becerikli olabilseydi, inanın abartmıyorum karşılaşma en az 4-5 farkla bitebilirdi.
Hiçbir futbolcuyu diğerinden ayırmıyorum ama Agbetu’yu çok beğendim.
İnanın Agbetu’yu izlerken ben yoruldum. Elazığ defansını darmadağın etti. Her etkili atağın altında onun imzası, onun pası vardı. Sonradan oyuna girenler bile maça öylesine motive olmuşlar ki, ikinci golde, Mutlu ve Özgürcan’ın işbirliği vardı.

Hani şu 16 Mayıs 1981’de Atatürk Stadı’nda oynanan, 80 bin kişinin izlediği Karşıyaka-Göztepe maçı var ya, belleklerimize demir atmış halde.
O sezon iki takımımız da şampiyonluğa oynuyordu.
Hafta sonundaki derbide olduğu gibi o zaman stada ayrı ayrı gelmemişlerdi.
Olağanüstü polisiye tedbirler de alınmamıştı.
Maç 0-0 bitmiş, Göztepe şampiyon olmuş, iki takımın taraftarları güle oynaya stadı terk etmişlerdi.
Aradan tam 31 yıl geçti.
Geçtiğimiz pazar yine Atatürk Stadı’nda, yine Karşıyaka-Göztepe maçı vardı.

Malum, geçen sezonun son 7 maçından bu yana, Bucaspor takımı Teknik Direktör Sait Karafırtınalar’a emanet. Yaş ortalaması 22 olan bu takım, futboluyla tüm futbol otoritelerini şaşırttı.
Bucaspor, yense de yenilse de oyun disiplininden bir dakika bile kopmuyor. Müthiş bir pas trafiğiyle rakibinin başını döndürüyor, gardını düşürüyor.
Son oynadıkları Kayseri Erciyesspor maçında da aynı tempoyu ortaya koydular.
Tüm sıkıntılara karşın, Bucaspor’un oyun disiplininden ve anlayışında en ufak bir değişiklik olmadı. Oysa bu yaşananlar başka bir takımın başına gelseydi, şimdiye dipte sürünüyordu.
Görünen o ki, Bucaspor bu futbol mantalitesini sürdürecek.
Ben yönetimin yerinde olsam, yıllardır bu çocuklarla haşır neşir olan ve bugünkü takımın yaratılmasında büyük payı olan Teknik Direktör Sait Karafırtınalar ile uzun süreli sözleşme imzalarım.
Çünkü Bucaspor’un ve öğrencilerinin dilinden ondan başkası anlamaz.

Ligin ikinci yarısına deplasman turlarıyla başlayan Karşıyaka, geçtiğimiz hafta Gaziantep’ten getirdiği 1 puana, ikinci Güney seferinden bu kez üç puan ekledi.
Adanaspor karşısında özellikle maçın ilk yarısında oynadığı etkili futbol ve attığı tek golle üç puanı hanesine indiren Karşıyaka, iki haftada elde ettiği 4 puanla, gözünü ve hedefini Play Off’a çevirdi.
İkinci yarının ilk 20 dakikasında rakibinin baskısı karşısında bunalan yeşil kırmızılıların imdadına Kibong yetişti. 63. dakikada bu oyuncunun kırmızı kart görmesi, Adanaspor’un gardını düşürdü, Karşıyaka da rahat bir soluk aldı.
Geçtiğimiz sezon da rakibini Adana’da 2-0 yenen Karşıyaka, aynı başarıyı bu kez tek golle tekrarlarken, aynı zamanda ligin ilk yarısında İzmir’deki 2-0’lık yenilginin rövanşını almış oldu.
Karşıyaka’da takım oyunu ve oyun disiplini her geçen hafta biraz daha oturuyor. Geçen hafta da vurguladığım gibi, yeni transferlerin takıma kısa sürede uyum sağlamaları, Karşıyaka’nın ilerleyen haftalarda yeni başarılara imza atacağının da habercisi gibi görünüyor.
Karşıyaka dün gerçekten çok önemli bir galibiyete imza attı.
Önümüzdeki haftalarda aynı başarıyı tekrarlarsa, sanırım Play Off

Kısa bir devre arası ve hazırlık dönemi sonrası, Bank Asya 1. Ligi maçları start aldı.
Bu arada 5 Ocak’ta başlayan “Ara transfer” dönemi de başladı.
Bank Asya’daki üç İzmir takımından Göztepe, şu ana kadar kadrosuna iki isim dahil ederken, Karşıyaka, 6 yeni futbolcuyla güçlendi.
Bucaspor ise ara transferde, hiçbir oyuncu kaybetmemeyi en büyük transfer olarak değerlendirdi.
Vitrindeki isim Abdülkadir, galiba kulübünde kalacak.

Weeks çok faydalı

Akhisar Belediyesporlu futbolcular, futbol oynamak istiyorlar, rakip ne kadar güçlü olursa olsun oynuyorlar.
Gol atmak istiyorlar, rakip defans ne kadar katı defans yaparsa yapsın, atıyorlar ve kazanıyorlar.
Sezon başından beri yakaladığı istikrarlı çizgiyi bozmayan yeşil siyahlılar, dün de ligin iddialı ekibi Rize karşısında, iyi mücadele etti. Akigo görünen o ki,sezon sonuna kadar bu istikrarlı gidişini sürdürecek.
Karşılaşmanın ilk dakikasından itibaren oyuna ağırlığını koyan, sahada geze geze değil, adeta rakibini eze eze yoğuran Akhisar Belediyespor, maç öncesi her yönden güç gibi görünen maçı, üç golle rahat bir şekilde kazandı.
Bileğinin hakkıyla kazandı.
Özellikle kaptan Emrah Eren için parantez açmak istiyorum.
Yıllar onu hiç yıpratmıyor. Dün de müthiş oynadı.

Hangimizin dağarcığında içimizi ısıtan veya sızlatan anılar yoktur ki...
Hangimiz zaman zaman bu anıların şemsiyesinde belleklerimizi dinlendirmedik...
Çocukluk ve gençlik yıllarının sıcaklığında yaşanan anıları, nedense uzun yıllar sonra raflardan indiriyor, gündeme oturtuyoruz.
Şahsen ben, unutulmayan, bende iz bırakan anılarımı, zaman zaman dost meclislerinde anlatıyorum.
Bazen gülümsüyor, bazen hüzünleniyorum.
Spor basınında 35 yılım geride kaldı.
Ozanın “Yaş otuzbeş yolun yarısı“ şiirinde yaptığı vurguya bakılırsa, yolun yarısını çoktan geçtim.