“Dünyaya açılmak istiyorsanız çoğalın”

9 Mart 2013

Hayır, Başbakanımız değil bunu söyleyen, 1 Mayıs’ta Salon’da konser verecek İsveçli The Radio Dept. grubunun solisti Johan Duncanson

The Radio Dept. üyeleri Martin Larsson, Daniel Tjäder ve grubun solisti Johan Duncanson (soldan sağa).

İsveç’ten çıkıp dünyaya yayılan şahane gruplar var. Neden dedim, sordum. yanıtımı aldım. The Radio Dept. ismini bilenlerin sayısı ne kadardır emin değilim ama tanıyanlar onların indie alternatif camiadaki sessiz sakin, kendine has müziklerini takdir eder. Benim şu indie müzik âleminde en sevdiğim, en şahsiyetli müzik yapan iki-üç ekipten biri The Radio Dept. İstanbul’da, Salon’da 1 Mayıs’ta çalacaklar. Grubun vokali Johan Duncanson telefonun diğer ucundaydı, bakın neler anlattı.

Son albümünüz “Clinging Up To a Scheme” çıkalı üç yıl oldu. Neler yaptınız bu arada?

Yazının Devamı

Bizim Frank Sinatra’mızdı

4 Mart 2013


Urfa’da fakir bir ailenin çocuğu olarak doğdu, bize has bir tür Frank Sinatra olarak hayata veda etti Müslüm Gürses. Arabeskin kralıyken 90’larda dinleyici kitlesini değiştirdi, “zenci Türkiye”nin müziğini “beyaz Türkiye”ye dinletti
“Müslüm Baba’nın albümü fazla şatafatlı, gösterişli. Neredeyse her kelimenin arkasından yaylılar, piyanolar, gitarlar, bas gitarlar, geri vokaller fışkırıyor. Gösterişli düzenleme arabeskin doğasına aykırı. Bir elektro saz yeter icabında. ”
Böyle yazmışım “Aşk Tesadüfleri Sever” albümünün ardından. Murathan Mungan’ın süpervisörlüğünde yapılan bu albümde Müslüm Gürses Türkçeye uyarlanmış James Bond şarkısı bile söylemişti (The World Is Not Enough / Bir Ömür Yetmez ki). Bu albüm moda tabirle söyleyecek olursak Müslüm Baba’nın “zenci Türkiye”nin en büyük müzikal ikonularından biri olarak beyaz Türkiye’ye kabulunun sembolu oldu.

Onun müziği birleştiriciydi
Müslüm Gürses Urfa, Adana üzerinden İstanbul’a ulaşıp şöhreti arabesk kralı olarak 80’lerde yakaladığında yaptığı müzik yasaklıydı. Çünkü artık TRT Çukurova Radyosu’ndaki gibi türkü söylemiyor, resmi ideolojinin pek hoşlanmadığı, kabul etmediği bir müzik yapıyordu.

Yazının Devamı

Yurttan sesler korosu

3 Mart 2013

Duman’ın yeni albümü ne zaman çıkacak, Şebnem Ferah’ın yeni albümü hazır mı, düet yapmak için Rashit’i seçen sanatçılarımız kim? Az sonra...

Efendim yurttan sesler bültenimize başlayalım.
Duman’ın yeni şarkıları hazır ama kayıt için beklemek lazım. Albümün haziranda çıkacağı söyleniyor ama biliyoruz ki bu aşama onlar için uzayabiliyor. Grup yarınki Jolly Joker konserinin ardından kayıtlar için İrlanda’ya gidecek. Son albümlerini de orada kaydetmişlerdi. Nasıl bir ortama gidiyorlar diye merak ediyorsanız Kaan Tangöze anlatsın: “İrlanda baştan beri aklımıza yatmıştı. Resimlerini gördüğümüzde çok beğenmiştik. Şehir dışında yemyeşil, izole bir yer. Zaten ihtiyacımız olan şey de buydu...” Son albümleri çıktığında böyle demişti. Sevdiler ortamı...
Rashit’in, Göksel ve Nazan Öncel’li yeni albümü için o kadar beklemeye gerek yok. Albüm yarın
(4 Mart) piyasada.
Adı “İnsan Neslinin Sonu”.

Yazının Devamı

Sanatçı deşarj ünitesi!

2 Mart 2013

Yaratıcılık sorunları mı yaşıyorsunuz, hayatınızın bestesi yarım mı kaldı, bir anda tek satır yazamaz hale mi geldiniz, konserlerden, turnelerden bunalıp kafa dinleyecek bir yer aramaya mı giriştiniz, o halde Ayvalık’a buyrun

Dünya pop arenasının starları kendi meşreplerince bu tip ihtiyaçlarını St. Barths adası (Karayipler’de euro kullanılan bir yer olması ne güzel, Fransız ne de olsa), Havai (özellikle Maui makbul), İbiza, Las Vegas, Saint-Tropez, Barbados, Meksika (ücra koyları tabii) gibi pek özel noktalarda gideriyorlar.
Çok yıpranmışları tatile değil rehabilitasyona giriyor. Bu merkezlerden bazıları Kaliforniya’nın ücra köşelerinde ya da Malibu, Utah gibi “uzak” köşelerde oluyor. Kafayı kazıtıp elinizde şemsiyeyle paparazzi kovalamaya başladıysanız Karayipler‘e alıyorlar. Antigua’daki Crossroads kliniği Eric Clapton’ın en başarılı yatırımlarından biri bence. Bu arada Clapton’ın yeni albümü martta çıkıyor! (Araya haber girelim ki “ne alaka, sen müzik yazarı değil misin” diyenler de memnun olsun).
Bu kadar çıldırmadan da düzenli “rehab”e gidenler çok. Colin Farrel’dan Mel Gibson’a, Lindsay Lohan’dan Robert Downey Jr.’a, Eva Mendes’ten Kirsten Dunst’a pek çok isim

Yazının Devamı

Google’dan al haberi!

24 Şubat 2013

Geçenlerde hafifmuzik.org’un istatistiklerine bakıyordum. “Keywords” denen bir bilgi var. Siteye hangi sözcükleri arayarak girmiş insanlar, görüyorsunuz.Gördüm. Allah akıl fikir versin

Efendim halkımızın nabzını bu hafta son derece bilimsel bir yöntemle, Google’la tutuyoruz. Google Analytics sağolsun, internette dikili ağacı olan herkese bu dikili ağacıyla ilgili istatistikleri dakikası dakikasına veriyor. Bizim gibi rakamlarla, istatistikle arası pek olmayan memleket için şanstır. Bakın Hafif Müzik’in web ayağı hafifuzik.org adresine kim ne arayarak girmiş. Bazıları şöyle... Arama yapılan ifadelerin grameriyle oynamadım. İfadeler milletimizin, yanıtlar benimdir.
Sexy müzikler: Bir ara Twitter’da takipçilerle böyle bir liste yapmıştık. Anlaşıldı toplumun ihtiyacı var. Gene yaparız. Yeter ki Türk halkı savaşmasın, sevişsin; mutlu olsun.
Göksel kocası: Ne alaka?
Ozzy Osbourne civciv: Arkadaşlar öyle bir şey yok. Ozzy Osbourne civciv falan ezmedi. Ama bu şehir efsanesi kendisini yaramıştır, o doğru.
Sıla’nın sesi kaç oktav: Güzel bir soru, bilmiyorum, görürsem sorarım.
Sagopa’la Kolera’nın çocuğu var mı: Yok. Ayrıca bu ne merak, ne yapacaksınız bez mi alacaksınız?

Yazının Devamı

Silüet bozulmayacak!

23 Şubat 2013

Taksim, Çamlıca, Tarlabaşı derken sıra Tarihi Yarımada’ya geldi. Özetle denizi dolduracağız, trafiği yerin altına alarak buradaki muhtemel son tarihi kalıntılarını da yok edeceğiz. Ama korkmayın silüet bozulmayacakmış!

Yüz yıl önce Sarayburnu.

Yerinden yönetim deniyor ama kimse o “yer”de oturan halka bir şey sormuyor. Aslında kimseye bir şey sorulmuyor, danışılmıyor. Geçenlerde benim mahalleye, park yapıyoruz diye, toprağın üzerine beton atıldı, Büyükşehir Belediyesi’ni arayıp “Neden bizim piknik yaptığımız yere beton döktünüz?” deyince sinirlendi görevli; “Size mi soracağız, meclis karar vermiş” dedi. Yerinden yönetim pratiğim budur benim. Her şeyin bir kişiye sorulması yetiyor. O yap derse yapılacak. Dur derse durulacak.
Taksim’e kışla yapılacak, yap. Çamlıca’ya cami yapılacak, yap. Ormana köprü yapılacak, yap. Kimse “ama” diyemiyor bile. Ya da “tamam yapılsın da bakın şöyle şöyle alternatifler de olabili...” Cümle bitemiyor.
Okuyalım:
“Fatih Belediyesi tarafından, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunulan Sirkeci Çevre Düzenleme Projesi ile Unkapanı Köprüsü’nden Sarayburnu’na kadar olan sahil yayalaştırılıp, trafik yer altına

Yazının Devamı

“Gitaristim Selda Bağcan dinliyor”

17 Şubat 2013

Paul Banks, Interpol’un solisti. 2003’te yayımladıkları “Turn On The Bright Lights” indie rock âleminde bugün klasik kabul ediliyor. Banks, “Banks” isimli solo albümünün turnesinde İstanbul’a uğradı, arada Hafif Müzik’e de konuk oldu

Banks’in son albümü stadyumlara değil, küçük sahnelere hitap eden “samimi” bir albüm.

Konuk oldu derken, ortam Galatasaray’daki plak dükkanı Kontraplak.
Paul Banks plaklara bakıyor, hayranları için albüm imzalıyor, elinde kahvesi sakin sessiz biri. Bir gece önce Babylon’da verdiği konserde kız arkadaşı Helena Christensen’in durmadan telefonuna kaydettiği rock yıldızı gibi değil, müziğe meraklı genç bir adam gibi duruyor. “Banks” Paul Banks’in üçüncü solo projesi. İlk ikisini Julien Plenti adıyla kurmaca bir karakter olarak yayımlamıştı. Bu kendi adını taşıyor. Interpol severseniz bunu da seversiniz. Şahane gitar arpejleri ve Banks’in karakteristik sesiyle şenlenen Interpol gibi stadyumlara değil, Babylon tarzı küçük sahnelere hitap eden “samimi” bir albüm. Samimi lafını kullanırken aklıma tam buğday unu gelmesi de benim kabahatim değil, ne yapayım.

Interpol’de son durum ne? Ne üzerinde çalışıyorsunuz?

Yazının Devamı

19B hattında kız öğrencilere “cehennemde yanacaksınız”, küpe takan erkek öğrencilere “Allah belanızı verecek” diyen bu insanlar kim?

16 Şubat 2013

Kadıköy- Başıbüyük Mahallesi otobüs hattı. 19B. Bu hat Maltepe Üniversitesi öğrencileri tarafından çokça kullanılıyor. Çünkü bu üniversiteye başka toplu taşıma aracı yok.
Ve bu hatta birtakım garip olaylar meydana geliyor. Bakın ben susayım, kadın okurum anlatsın:
“19B otobüsü Kadıköy’den Maltepe Üniversitesi ’ne giderken, Maltepe Başıbüyük mahallesinden geçiyor. Okula gitmek isteyen her öğrenci, arabası olmadığı sürece bu ulaşım aracını kullanmadan okula gidemez ve bu otobüsü kullanırken orada yaşayan insanların bazı davranışlarına maruz kalır. Otobüse binen öğrencilere “Cehennemde yanacaksınız” , “Allah belanızı verecek” türünden hakaret içeren sözler söylendiğini duyuyordum ama başıma gelmemişti. Küpe takan bazı erkek arkadaşlara sataşmalar, kızlara ise sözle tacize kadar uzanmış bu olaylar. Bugün otobüste müzik dinlerken birden yanımdan birinin geçip kulaklığımı hızlıca çekerek “Allah’tan korkmanızı tavsiye ediyorum” demesi beni çok şaşırttı. Edebimle oturduğum otobüste böyle bir tepki almamdan daha garibi okuldaki herkesin bu duruma alışmış olması...”
Okurum böyle yazmış. “Şaşırttı” demiş. Ben onun yerinde olsam korkudan donardım herhalde.

Öğrenciye şiddet!
Sa

Yazının Devamı