İlk yaz şarkısı Zeynep Bastık’tan

16 Mayıs 2020

Hâlâ yaz planları yapmaktan uzağız; ne zaman tatil yapabiliriz bilmiyoruz ama bir anlamda hayallerimizle yaşıyoruz. Böyle bir ruh halinde her şeyden önce umut demek yaz hit’i

Şöyle bir hava var ortamlarda: Aman zaten herkes evde, kimse dışarı çıkamıyor, tatil demeyin, yaz demeyin, kimseyi üzmeyin! E birader mevsim geldi ne diyelim, kış mı diyelim? Yaz günü evde oturun şarkıları, biz bunu aşarız, biz bize yeteriz temalı duygu selleri de bir yere kadar. Bünye hafiflik peşinde! Evde oturmaktan çıldıracak noktaya geldik.

Hâlâ yaz planları yapmaktan uzağız; ne zaman tatil yapabiliriz bilmiyoruz ama bir anlamda hayallerimizle yaşıyoruz. Açıkçası böyle bir ruh halinde yaz hit’i adayları her zamankinden daha fazla anlam taşıyor benim için. Her şeyden önce umut demek yaz hit’i. Eğlence, hafiflik, sıkıntıdan günlük itiş kakıştan kopuş demek. Yazı unutmaya değil hatırlamaya çalışmakta fayda var.

Artık cover’dan başka bir şey söylemeyeceğine inandığım Zeynep Bastık bir besteyle geldi bu hafta. “Her Mevsim Yazım”ın müziği ve

Yazının Devamı

Virüs gidici ama psikolojisi kalıcı

12 Mayıs 2020

Her gün rakamlar, istatistikler açıklanıyor. İngiltere’de şu kadar ölü var, Almanya düşüşe geçmiş, İtalya’da hastalık yavaşlamış, Amerika şöyle, Çin böyle...

Rakamların giderek anlamsızlaşıp sıradanlaştığı günler. Virüs mü geriliyor yoksa biz mi artık alıştık?

Haberlerin etkisi azaldı. Kelimelerin içi boşalmış gibi. Mesela günde önceden 1000 kişi ölen bir ülkede şu anda 100 kişi ölüyor diye sevinilebiliyor. Rakam 50 olsa göbek atılabilir. Her gün 20 kişi ölse konu bile açılmayacak artık.

Virüs bir noktada gidici ya da diğer gripler gibi sıradanlaşacak, aşı bulunacak evet, ama biz bu evde kalmalı yaşamı bırakıp nasıl eskiye döneceğiz?

İngiltere hükümeti pazar günü başbakanın ağzından aşamalı olarak normale dönüş planını açıkladı. Buna göre, evden çalışılması mümkün olmayan iş kollarındakiler artık işe gidebilecekler. Otomobil veya bisikleti tercih edin, toplu taşımaya binmeyin tavsiyesiyle geldi bu karar.

Bir sonraki aşamada ilkokulların açılması değerlendirilecek. Temmuz

Yazının Devamı

Geleceğin festivalleri

10 Mayıs 2020

Salgın çok şeyi değiştiriyor. Şu anda yaşadığımız en büyük değişiklik eve kapanma ve beraberinde gelen ev hali kültürü. Ama bir süre sonra sokağa çıkıp hayata geri dönüldüğünde bıraktığımız yerden devam edemeyeceğimiz gerçeği giderek belirginleşmeye başladı.

Pandeminin ekonomik etkileri her yerde konuşuluyor ve hissediliyor. Her iş kolu, her topluluk kendine yeni yollar aramaya ve hayatta kalma stratejileri geliştirmeye başladı. Elbette müzik sektöründe de köklü bir değişim yolda gibi duruyor.

Bugün pek çok yaz festivali ya seneye ertelendi ya da yaz sonu yeni tarihler vererek peşinen aldığı bilet paralarını geriye ödememenin
yollarını arıyor.

Mesela Londra’da mayıs sonu yapılan All Points East’e bilet almıştım. Yeni tarihler verilse de bu yıl yapılması zor görünüyor. Organizatörler geri ödeme yapmak yerine seneye indirimli bilet öneriyorlar. Sanırım Primavera Sound, Rockwerchter, Glastonbury ve Avrupa’daki bütün büyük yaz festivalleri için de durum aynı. Ancak seneye gideceğimiz festivaller, bizim

Yazının Devamı

Nilipek’in “Mektuplar” serisi

9 Mayıs 2020

Nilipek, “Mektuplar” adını taşıyan iki albümlük bir seriden oluşan yeni albümünde yaşadıklarından hareketle daha net hikayeler anlatıyor: “Artık arkasına saklandığım bir anlam bulutu yok”

Nilipek’ten bu köşede yıllar önce ilk bahsettiğimde onun kim olduğunu daha fazla anlatmak zorundaydım. Çünkü meraklı bir kesim dinleyici dışında onu kimse tanımıyordu. Bugün aynı şeyi söyleyemeyiz. “Mektuplar I”, iki hafta önce yayınlandı. Bu hafta ikinci mini albüm “Mektuplar II” de peşi sıra geldi. Nilipek her zamanki sakin vokaliyle buna tezat güçlü mesajlar verme peşinde. Sesini yükselterek değil, kelimelerin gücüyle hikayelerini anlatmaya çalışıyor. Albümde davulları Berkay Küçükbaşlar, gitarları Can Aydınoğlu, basgitarı Umut Çetin, trombonu Işık Üstündağ, klavyeleri Alican İpek üstleniyor. Çağlar Haznedaroğlu (keman), Hakan Güven (keman), Öykü Koçoğlu (viyola), Gözde Öcal (çello) ve Taylan Aygar (kontrbas) katkıda bulunan diğer isimler.

“Mekt

Yazının Devamı

Enseler uzadı!

5 Mayıs 2020

Evde otura otura gerçekten işe yaramayı da öğreniyoruz. Mesela ekmek yapabiliyoruz. Yemek yapabiliyoruz. Bir sürü insan hazır yiye yiye onu da unutmuştuk ama hatırladık.
Son trend ramazanda evde pide yapanlar. Evet, o da gerekiyordu. Pide zaten dünyanın en güzel ekmeği, hem de açık ara, evlerde yapılmalı ve yaşatılmalı. Ramazan pidesi hep var olmalı ve sıcak sıcak arasına beyaz peynir ve domatesle...

Konuyu çarpıtmadan, başlıktaki konuya geleyim. Enseler uzadı. Evet, enseler önemli. Bu insanlığın eskiden beri gündeminde olmuş bir mesele. Mesela bir fotoğrafa baktığınızda enselerin uzunluğundan nasıl bir dönemde çekildiğini anlayabilirsiniz. Pek çok detayın yanında enselere bakmak işe yarayabilir. Enselerin uzun olduğu dönemler genellikle toplumun rahatladığı saldığı dönemler. Enseler kısaldı mı ya savaş yıllarıdır, ya bir diktatörlük bir totaliterlik vardır işin içinde.

Öte yandan, enseler kişiler hakkında da bilgiler verir. İstek dışı uzamış bir ense zor bir dönemi işaret eder. Bilinçli uzamış gururlu enseler güçlü birer manifesto niteliğindedir.

Yazının Devamı

Kovid-19’la gelen özgürlük: Ev hali

3 Mayıs 2020

Şu ara en sevdiğim şey, çocuk kitapları okuyan ünlüler. Bütün dünyada pek çok dizi ve filmden tanıdığımız oyuncuların ya da tanınmış karakterlerin ellerinde bir çocuk kitabıyla bahçelerinde, balkonlarında, salonlarında, çalışma odalarında basit bir telefon kamerasının karışına geçerek çocuk kitaplarını okumaları açıkçası içimi ısıtıyor.

Hani Adile Naşit’imiz kuzucuklarına masallar anlatırdı ya. İşte onun farklı versiyonları gibi düşünün. Geçen gün Leyla, David Tennant’ın okuduğu “Highway Rat” kitabına doyamadı, defalarca baştan izlemek istedi. Bu açıkçası bizim de işimize geliyor çünkü ekrana baksa dahi en azından kitap dinlemiş/okumuş oluyor. Bu aynı zamanda kendimize ayıracağımız bir 15-20 dakikamız var demek. 15-20 dakikanın ne kadar değerli olduğunu, bu sürede nelerin halledilebileceğine inanamazsınız. Bazen bitmemiş bir yazı can havliyle bitiyor, bazen değerli bir video görüşme demek bu. Veya haberlere bakmak için altın bir fırsat. Bazen bir duş.

Doğrusunu isterseniz, bu videoların

Yazının Devamı

Kubrick’in evi

28 Nisan 2020

Meğer Stanley Kubrick’in evi bizim mahalle-deymiş ama haberim yokmuş. Yürüyüş yaparken önünden geçtiğim malikânenin içinde kimin yaşadığını merak etmesem muhtemelen olmayacaktı da.

Korona günlerinde yapacağınız en heyecanı şey, ekmek yapmak ve film izlemek dışında, yürüyüş yapmak. “Yediğimiz ekmekleri yakmamız lazım yoksa mahvolduk” temalı bu yürüyüşler sayesinde yeni bir dünya keşfettik diyebilirim. Çünkü normal şartlarda sabah evden çıkıp akşam dönüyorsunuz ve yaptığınız tek yürüyüş otobüse, metroya, trene kadar oluyor.

“Oturduğun mahalleyi tanıyor musun?”

“Evet, tanıyorum ama işte

Yazının Devamı

Evde yapılacak şeylerin sonu

26 Nisan 2020

Mahalle hiç bu kadar kalabalık olmamıştı. İngiltere’de son bir iki haftadır havaların 20 derecelere yakın seyretmesinden midir yoksa insanların artık sıkı karantinayı gevşetmesinden midir bilinmez, herkes sokakta. En son polis sokağın başına bir ekip koydu gelen geçene gözdağı vermek için.

Bana kalırsa pek çok insan virüs ve evde oturarak ölmek arasında bir tercih yaptı. Sonuç malum. Teknik olarak tıbbi nedenler, alışveriş ve egzersiz dışında sokağa çıkmak yasak burada. Ama insanlar bir yolunu bulup kendilerini çayırlara, parklara, çimenlere atıyor. Ne kadar trekking yolu varsa cuma akşamı Taksim Meydanı tadında şu ara.
Kapanmanın ilk günlerindeki psikolojiden çıkıldığı bariz değil mi? Artık balkonlarda yapılan bilumum enteresanlıklar pek internete düşmüyor. Evde artizan ekmek yapımı doyma noktasına geldi. Ben mesela sağlıklı ekmek yiye yiye iki kilo aldım. Sağlıklı iki kilodur herhalde. Ne de olsa sağlıklı ekmekten alındılar. Sabah akşam koşuyorum, yürüyorum ama iki kilo alıyorum bu da benim gerçeğim olsun.

Bütün ekmek çeşitleri, tahıllı,

Yazının Devamı