Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Salgın çok şeyi değiştiriyor. Şu anda yaşadığımız en büyük değişiklik eve kapanma ve beraberinde gelen ev hali kültürü. Ama bir süre sonra sokağa çıkıp hayata geri dönüldüğünde bıraktığımız yerden devam edemeyeceğimiz gerçeği giderek belirginleşmeye başladı.

Pandeminin ekonomik etkileri her yerde konuşuluyor ve hissediliyor. Her iş kolu, her topluluk kendine yeni yollar aramaya ve hayatta kalma stratejileri geliştirmeye başladı. Elbette müzik sektöründe de köklü bir değişim yolda gibi duruyor.

Bugün pek çok yaz festivali ya seneye ertelendi ya da yaz sonu yeni tarihler vererek peşinen aldığı bilet paralarını geriye ödememenin
yollarını arıyor.

Haberin Devamı

Mesela Londra’da mayıs sonu yapılan All Points East’e bilet almıştım. Yeni tarihler verilse de bu yıl yapılması zor görünüyor. Organizatörler geri ödeme yapmak yerine seneye indirimli bilet öneriyorlar. Sanırım Primavera Sound, Rockwerchter, Glastonbury ve Avrupa’daki bütün büyük yaz festivalleri için de durum aynı. Ancak seneye gideceğimiz festivaller, bizim bildiğimiz, alışkın olduğumuz festivallerden farklı olabilir.

Bundan sonra dip dibe, hiç hijyen olmayan şartlarında “hayatta kalmaya” çalışılan festivaller biraz zor görünüyor. Yani işin bütün neşesi kaçmış durumda. Salgının ikinci dalgası gibi olasılıklar konuşulurken kimsenin 2021 yazı dahil festivale gitmek isteyeceğini sanmam. Zaten sınırlardan geçişlere yeni ölçüler getirileceği, yolculuk yapanlara uygulanacak ağır karantina önlemlerinden bahsediliyor. Hafta sonu “bi festival yapıp” gelinemeyecek artık.

Turizmi çok zor bir dönem bekliyor. Peki, müzik endüstrisi nasıl ayakta kalacak? Konser ve turne gelirleri bu sektörün temel direğiydi. Bunu çekip alırsanız sistem hemen çöker. Ondan da öte, biz, yani müzikseverler, festivallerde canlı müzik dinlemekten hoşlanan insanlar nasıl
ayakta kalacağız?

Herkes online konserlerden söz ediyor. Şu ara en yaygın şey bu. Evet, bir geçiş döneminde can havliyle sarılınacak çözüm budur. Çünkü herkes zaten evde ve inanılmaz yüksek stream rakamlarına ulaşabilirsiniz. Ama biliyoruz ki bu aynı heyecanla çok fazla devam edemez. Ücretli online konser gibi bir formülün tutacağını da hiç sanmam.

Haberin Devamı

Yeni çözümlerden biri, arabayla gidilen “drive in” konserler deniyor. 1950’lerin 60’ların Amerikan kültüründe önemli bir yere sahip olan arabayla gidilen sinemalar ufaktan akıllara gelmeye başladı. Bunu konser versiyonları devrede.

Canlı müzik devi Live Nation’ın seyircisiz konserler ve arabayla gidilen konserler üzerinde yoğun bir çalışma yürüttüğü de haberlere yansıdı. Gelen bilgilere göre bu iki alanda denemeler yapılacak ve geleceğin festivalleri/konserleri için bir ihtimal olup olamayacaklarına karar verilecek.

Seyircisiz konser, büyük bir konser salonunda gerçekleşecek ve güçlü bir rejiyle online yayınlanacak seyircisiz konserler demek. Bunun yanında sınırlı sayıda seyircinin katılabileceği konserler de planlar arasında. Arenalar artık hastaneye ya da ihtiyaç duyulan başka bir şeye dönüştürülebilir çünkü oralarda uzun süre kimse konser veremeyecek gibi duruyor. Kontrolü kolay küçük salonlar, sınırlı sayıda seyircili konserler söz konusu.

Haberin Devamı

Danimarka, Almanya, İsveç’te arabayla gidilen açık hava rave’leri test edildi ve şimdilik olumlu sonuçlar alındı. Bunlara ilgi büyük. Ama zaten insanlar evde oturmaktan sıkıldılar ve “Ne olsa gideriz” noktasındalar. Bu ilgi ne kadar gerçek, göreceğiz.

“Autodisco” tipi irili ufaklı etkinlikler planlanmaya başlansa da ne kadar uzun soluklu olurlar emin olamıyor insan.

Müzik sektörü hızla değişecek, o kesin; benim merak ettiğim, acaba bir süre sonra açık hava festivalleri torunlara anlatılacak birer tatlı anı mı olacaklar? “Evladım, biz eskiden on binlerce kişi sahnenin önüne toplaşır, tepinirdik...”

Merakla bekliyoruz...