2020’nin 10 büyük yaz hit’i

6 Haziran 2020

Herkes evdeyken yaz hit’i olur mu? Olur. Herkes evdeyken ve tatil bir ihtimalken yaz tatilinde dinlenecek şarkılar yapılması mantıklı mı? Evet, mantıklı arkadaşlar, mantıklı

Yaz virüs dinlemiyor ve geliyor. Hatta geldi. Ne yapalım yani yazı iptal mi edelim? Müzik dünyası karantinanın ilk günlerinde hayli karamsardı. Bu dönemin ne getireceği kestirilemiyordu. İnsanların evlerinde sessiz sakin müzikler dinleyecekleri tahmin ediliyordu. Stream alışkanlıkları da bu tahmini doğruladı. Her yıl mart ayı itibarıyla radyolara ve internete bir bir düşen yaz şarkıları bu yıl geç geldi. Bir kısım sanatçı ve firma ileri geleni, sanırım “Salgın hastalıkta yaz şarkısını kim ne yapsın” diye düşündü. Bu durum değişti. Sanılanın aksine insanlar her ortamda dans ediyor ve eğleniyor. Maskeli partiler yapıyor, zoom’luyor ve bir şekilde çareler üretiyorlar. Şarkılar şu günlerde hızlandı. Tatil artık çok uzak bir ihtimal değil.

Listenizi yaptım:

“Break My Heart”-Dua LIpa: Dua Lipa’nın yeni albümü “Future Nostalgia” 27 Mart’ta yayınlanmıştı. Bu

Yazının Devamı

Şu günlerde alternatif kültür meseleleri

2 Haziran 2020

Mart başından beri hayat askıda. Evlerdeyiz ve bu geçici sürede salgını kontrol altına almakla uğraşıyoruz insanlık olarak. Evet, öncelik sağlık ama sanırım bu hafta itibarıyla yasaklar dünyanın pek çok bölgesinde hafiflemeye başlarken artık sıra başka konuları düşünmeye geldi. “Ekonomi nasıl düzelecek?” dışında da meseleler var.

Geçenlerde denk geldiğim bir makalede Brit kültürünü yaratan mekânlardan bahsediliyordu. Pub’lar, şehrin kıyısında köşesinde müzik çalınan, bir araya gelinen muhtelif mekânlar. Barlar, gece kulüpleri. Bodrumlar, hangarlar, depolar... İnsanların toplanıp müzik yapabildiği, kendilerini ifade edebildiği ve bir araya geldiği her yer.

Dünyanın pek çok büyük, kozmopolit şehrinde orijinal kültür bu tip yerlerden çıkıyor ve yayılıyor. Yeraltından çıkıyor, sesini duyuruyor, dönemine damga vuruyor ve ardından ana akımı şekillendiriyor. 20. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren alternatif kültür ve müzik bir arada işte bu yolu izleyerek insanlığın kalbini ele

Yazının Devamı

Koronanın iyi yanı

31 Mayıs 2020

Korona sayesinde “kişisel alan” öğreniliyor. Bu da pandeminin artısı olsun. Herkes “Hayat eskisi gibi olmayacak, artık dünya değişti” diye yüksek perdeden ata tuta konuşmakta. Valla bundan sonra hep evden mi çalışırız, uçağa değil arabaya mı daha çok bineriz, komple şehirleri terk edip kırsala mı gideriz, bilemem. Hayır, hobi olarak sosyologluk gene yapın, yapmayın demiyorum ama beni o kadar da ilgilendirmiyor bunlar.

Benim değişimden en çok beklediğim, en azından bizim gibi dip dibe yaşamayı âdet edinmiş toplumlar için, biraz mesafe. Azıcık mesafe. Kişisel alan. “Üstüme çıkma be adam” demeye gerek kalmadan, zaten üstüme çıkılmayan bir dünya. Mesafeli bir dünya. İki metre aralıklı bir dünya...

İnsanlara artık “Pardon, biraz ilerde durabilir misiniz?” demek istemiyorum. Bunu söyleyince kırk türlü laf anlatmak, kibar olmaya çalışmak falan bunları da istemiyorum. Bunların hiçbirine gerek olmamalı. Kimse kimsenin dibine girmemeli. Kimse tanımadığı insanlarla yapışık kardeş gibi yaşamak istemediği için

Yazının Devamı

Toparlanma emareleri

30 Mayıs 2020

Müzik endüstrisinin toparlanma sinyalleri verdiği şu günlerde, bu yaz her şey için çok geç olsa da sonbahar ve 2021 için iyimser tahminler yapılıyor

Müzik endüstrisi ilk şokun ardından neredeyse iki ay sonra toparlanmanın sinyallerini veriyor. Bu yazın artık festivalsiz geçeceğinin anlaşılmasının üzerinden hayli karanlık senaryolar devreye girmiş, bir daha artık kimse festivale falan gitmez cümlesi telaffuz edilmeye başlanmıştı. Yasakların kademeli olarak hafifletilmeye başlandığı şu günlerde, özellikle Avrupa ülkelerinden gelen istatistiklerin gösterdiği, hastalığın gerilediği ve normale dönmeye yaklaşıldığı yönünde. Bu yaz artık her şey için çok geç, ama sonbahar ve 2021 için iyimser tahminler dolaşımda.

Festicket’ın, İngiltere, Fransa, Almanya ve Hollanda’da 110 bin festival katılımcısıyla yaptığı anketin sonuçlarına göre, “Karantina kalktıktan sonra ilk 6 ay içinde bir festivale katılırım diyenlerin oranı yüzde 89. Bu grup içinde 1-3 ay sonra katılırım yanıtını verenlerin oranı yüzde 66.

Yazının Devamı

Maskeli date ve evde bayram keyfi

23 Mayıs 2020

Yetişkin İngilizlerin yüzde 50’si salgın kurallarına uymuyormuş. Gerçekten de herkes normal hayata dönmüş gibi. Tek fark, maske. O da bazen var. Mesela marketlerde alışverişlerde artık maske takan tek kişi ben oluyorum genellikle ve buna fena halde canım sıkılıyor. “Neden bir tek ben takıyorum, çıkarsam olmaz mı? Yeter artık, sıkıldık ey halkım” diyorum. Ama halk (yani karım) izin vermeyince maskesizlik başka bir bahara kalıyor.

Geçen gün elbisesiyle aynı desende bir maskeyle yolun kenarında bekleyen ve ara ara saatini kontrol eden bir kadın gördüm. Belli ki birini bekliyordu. Biraz sonra kadın önünde aniden duran arabaya bindi ve direksiyondaki maskeli, şık giyimli adamla selamlaştı. Maskeli olduklarından birbirlerine gülümsediler mi göremedim ama muhtemelen maske altından gülmüşlerdir. Birlikte yola devam ettiler. Her hallerinden ve vücut dillerinden hemen anlaşılacağı üzere bu bir akşam çıkmasıydı. Evet, yetişkinler gevşedi, evet yetişkinler sıkıldı ve evet yetişkinler maskeli date’lere çıkıyor.

Parklar, yürüyüş alanları ağzına kadar

Yazının Devamı

40 yıllık şarkılar

23 Mayıs 2020

Ezginin Günlüğü’nün 40 yıllık 20 şarkısının 20 sanatçı ve grup tarafından yorumlandığı albümde; eserler müzikalitelerinden kaybetmeden, günümüz dinleyicisinin beğenisine uygun bir şekilde hedefi tutturmuş

40 Yıllık Şarkılar Ezginin Günlüğü” adlı albüm bir aksilik olmazsa mayıs sonunda yayınlanıyor. 1982’de kurulan grubun günümüze uzanan zaman zarfında bestelediği şarkılardan seçilen 20’sini, 20 değerli sanatçı ve grup yorumladı. Bu albümde yer alan şarkılardan bir kısmını dinleme fırsatı buldum. İzlenimim, bugüne kadar yapılan en başarılı tribute albümlerden biri olabilir. Bu tip albümlerde çoğu zaman niyet iyi ama akıbet maalesef fena olur. Bunun da birçok nedeni var elbette. Ya şarkıları yorumlayacak gruplara yeterli zaman verilmez ya da gruplar bu işe yeteri kadar eğilmez. Şarkıyı şöyle bir söyleyip “yorum yaptık” diye düşünürler. Velhasıl bu işler acele sevmez. Ezginin Günlüğü şanslı bir ekip ki bu albüm hedefini bulmuş. Yorumlar özgün, orijinal eserler,

Yazının Devamı

Karantina günlerinde kitap kendini yeniden kanıtladı

19 Mayıs 2020

Dünya milyarlarca doları eğlence endüstrisine aktarsa da, stream platformları harıl harıl yeni yatırımlar yapsa da, artık istediğimiz film, dizi, müzik bir tık uzakta olsa da bunların hepsi tek bir şeyi ortaya koyuyor: Kitabın yerini hiçbir şey tutmuyor.

Öyle ki artık kitap okumayıp film ve dizi izlediğim saatleri -ki evde otururken çok izleniyor- resmen çöpe atılmış hissediyorum. İmkân varsa e-kitap da değil, kâğıttan kanlı canlı (!) bir kitabı sayfalarını çevirerek okumanın keyfi hiçbir şeyde yok. Ne internet bağlantısı, ne şarj derdi. Her zaman yanında ve sana sadık... 

Klasikler ve polisiyeler çok daha fazla okunuyormuş şu ara İngiltere’de. BBC’nin haberindeki veriler evde kapalı kalanların yüzde 30’unun eskiye oranla daha fazla kitap okuduğunu ortaya koymuş.

Ben ilk kez 20’lerimde okuduğum “Tutunamayanlar”ı tekrar okumaya başladım. İnsan olağanüstü durumlarda daha temel metinlere başvurma ihtiyacı hissediyor belki biraz da ondan böyle yaptım. Klasik eserler onları her okuduğunuzda kulağınıza yeni sırlarını fısıldayarak ilginizi

Yazının Devamı

Evde oturanlara muhtelif reçeteler

17 Mayıs 2020

Sokağa çıkma yasağı devam ederken, evde sıkıntıdan cinnet geçirmemek ufak bir ihtimal ama mümkün. Reçetenizi yazıyorum.

The Last Kingdom her türlü macera ruhunu tatmin eder. Çocukken şövalyelere bayılırdık. Netflix’in bu eğlencelik yapımında daha da eskilere gidiyoruz. 9. yüzyıl, Vikingler İngilizleri sağlı sollu ataklarla bunaltmış. Saksonlar bir türlü bir araya gelemiyor. Çekişmeler entrikalar, güç savaşları. Ölçek ne olursa olsun bunlar ilgi çekiyor zaten. Onun yanında kendi ölçeğinde adalet dağıtan bir kahramanın peşinden giden her iki taraftan da pek çok insan var. Açıkçası, ben bu diziden çok şey beklemeyerek başladım. Lay lay lom, arada bakarım, o çağları zaten severim diye düşünüyordum. Ayrıca içinde Vikingler olan bir şeye ilgi duymamak mümkün değil. Sardı. Uthred karakteri, tam olarak bir Battal Gazi, Malkoçoğlu, Kara Murat gibi bir şeye dönüştü. Ancak tabii Uthred hem bilek gücü, hem akıl hem de diplomasiyi kullanıyor. Taraflardan birine

Yazının Devamı