Üç beş yıl önce tutukluluğa itirazı dikkate alan, tahliye kararı veren hakimlere ‘vatana ihanet’ muamelesi yapılıyordu..O günleri yaşadık..Hukuk mukuk diyenin ensesine biniliyordu.. Hakimler çaresiz, önüne geleni tutukluyordu..Dosyaya bakmadan!..Dedim ya tutuklamayan hakim ayvayı yiyordu.. Bu sebeple, çok hakim görevden alındı, çok hakim sürgün yedi..Hatırlayın.. İş çığırından çıkınca Adalet Bakanlığı seminer düzenlemiş, özel yetkili savcıları ve ağır ceza hakimlerini davet etmişti..Ünlü ceza hocalarının söylediği şuydu..Kolluk fezlekesi iddianame oluyor..İddianameler mütalaa..Mütalaalar gerekçeli karar..Yani.. Aslolan kolluk (polis) fezlekesinde yazılandı.. *Devir değişti iyi de oldu.. Atın içeri dönemi bitti..Çıkartın dışarı dönemi başladı..Eskiden tutuklamayan hakime söylenmedik laf bırakılmıyordu, şimdilerde tahliye kararı vermeyen hakime aynı muamele yapılıyor..Hayır hayır, misyon medyası daha devreye girmedi.. Onlar şokta.. Yıllarca tutuklayın, alayını içeri tıkın kampanyası yaptılar..Hukuk diyene, darbeci, askerci, Ergenekoncu damgası vurdular..Değişmeleri zor..Oysa arkalarında hizalandıkları iktidar tavır
Dördüncü yargı paketi için şunu söyleyebiliriz.. Hem itiraf, hem düzenleme..
İktidar, ceza kanununda yapılacak değişiklikle şiddet içermeyen düşünceyi suç olmaktan çıkaracağının müjdesini verdi..
Bu ne demek?
Türkiye’de düşünce suç demek..
AİHM yıllardır bastırıyordu.. Şiddeti teşvik etmeyen, şiddete çağrı yapmayan, terörle ilintili olmayan düşünceyi suç olmaktan çıkarın diyordu..
Demokrasilerde böyle suç tanımı yok diyorlardı..
İleri demokrasiye(!) geçtiğimiz halde tınmadık..
Bugün pazar.. Sohbet günü.. Geçen hafta ‘yaşam tarzını’ ele almıştık.. Toplumun nereden nereye koştuğunu.. Veya koşturulduğunu..
Muhafazakarlaşan daha doğrusu muhafazakarlaştırılan Türkiye’den söz etmiştik..
İddiam; bu iklimin kalıcı olduğudur..
Gelin bu hafta kalıcı kılınmak istenen bir başka yapıya değinelim..
Türkiye’nin siyasi yapısına..
Ülkenin nasıl yönetilmek istendiğine..
*
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Marmara Üniversitesi’nde başkanlık sistemini anlattı..
Tabii ki övgü dolu sözler etti..
Ama övgü dolu sözlerini öyle örneklerle süsledi ki.. Öyle karşılaştırmalar yaptı ki..
Tam da bu nedenle karşıyız sayın Bakan dedirtti..
Başkanlık sistemine karşı olanlar; neden karşı olduklarını anlatırken aynı örnekleri verse cuk oturur..
Veya Başbakan Yardımcısı’nın ifadelerini kullanıp ‘bu yüzden karşıyız’ dese ikna edici olur..
*
Ortalık ayağa kalkar zannettim; yanılmışım.. Mesele yapılır, bakanlık müfettiş yollar, Bakan bi açıklama yapar diye düşündüm..
Çıt çıkmadı.. Yanılmışım..
Bu ilk yanılmam değil..
Yeni Türkiye’de böyle şeyler normalmiş!.. Eskiden olmuyor muydu?
Oluyordu..
Oluyordu ama eskiden en azından ortalık ayağa kalkıyordu; şimdi kalkamıyor!..
Mesele ne diyeceksiniz?
Olayın özeti şu; BDP milletvekilleri Karadeniz’den kovuldu.. Sinop’ta ölümle, linçle burun buruna geldiler.. Samsun’da taşlandılar.. Trabzon gezisini iptal etmek zorunda kaldılar..
Olan biteni..
Üç beş provokatörün işi..
Kendini bilmezlerin eylemi..
Süreci baltalamak isteyenlerin oyunu diye açıklayamayız..
Mesele ciddi..
Üzerinde düşünülmesi, konuşulması, nedenlerinin iyi tahlil edilmesi gerekir.. Bugün Sinop, Samsun yarın Trabzon..
Madem dün CHP’ye girdik.. Yüzde 35’i bulması zor dedik..
Bugün de devam edelim.. CHP’nin çalışmasından şu sonuç çıkmış....
AK Parti seçmeni ideolojiye inandığı için değil, liderine kendini yakın bulduğu için oy veriyormuş.. CHP’de ise seçmenin tercihi daha çok ideolojiymiş..
Hiç de böyle değil..
AKP güçlü lider partisi.. AKP tek adam partisi.. Karizmatik lider partisi.. Bunlar doğru ama AKP sapına kadar ideolojik parti..
AKP seçmeni ‘ideoloji’ sözcüğünü antipatik bulduğu için, yabancı geldiği için reddetmiş olabilir..
Bu AKP’nin ideolojik parti olmadığı anlamına gelmez..
Son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim.. Zor.. Çok zor..
Nedenini izah edeceğim..
Yüzde 35 nerden mi çıktı?
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç geçen hafta ‘hedeflerinin yüzde 35 bandına oturmak’ olduğunu açıkladı..
Oradan çıktı..
Kendi gözlemlerimi bir kenara bırakırsam.. Sadece CHP yönetiminin fokus grupları oluşturarak yaptığı çalışmadan çıkan sonuç bile bana aynı şeyi söyletiyor...