Mehmet Tezkan

Beşiktaş’ın iddiası yoktu. Üçüncülükle gelen Avrupa yolculuğu yeter de artardı bile... Ama futbol oynamak koşuluyla...
Maç kazanmak koşuluyla...
Üç maç sıfıra sıfır elde var sıfır... Geçen hafta Fenerbahçe’nin, Galatasaray’ı yenmesinden sonra ligin rengin hali oldu.
Beşiktaş beklemediği bir paye kazandı. Ligin kilit takımı oldu. Şampiyonluğu belirleyen takım...
1970’lerin MSP’si gibi...
Erbakan gibi...
Yaşı 45’den 50’den küçük olanlar bu da ne diyecektir. Kısaca izah edeyim..

Son haftalarda kopan fırtınaya bakınca.. Tartışmalara kulak kabartınca.. Yazılıp çizilene göz atınca.. Memlekette ibadet sorunu varmış gibi bir manzara çıkıyor..
Birileri ötekilerin ibaret yerlerini yıkmış..
İbadet alanlarını tarumar etmiş gibi..
*
Zannedersiniz ki;
Ülkede iki grup var.. Biri dinine bağlı öteki dinsiz!
Biri ötekinin ibadet alanını ahır yapmış..

Saraybosna
Başbakan yeri geldikçe imalı gönderme yapıyor.. Kılıçdaroğlu’nu kaset komplosunun ürünü olarak gösteriyor.. AKP’ye destek veren yazarlar durur mu?
Kaset komplosu Osmanlı oyunuymuş! AKP’yi yıpratmak için yapılan tezgâhmış, nihai amaç AKP’yi iktidardan indirmekmiş!.
Nasıl yani demeyin..
Şöyleymiş..
“Deniz Baykal’ı kaset darbesiyle devirip, CHP’yi yeni bir partiymiş gibi sunarak alternatif üretmeye çalışılmış..”
Dolayısıyla hedef AKP imiş..

Saraybosna
Başbakan bir süredir ince bir strateji izliyor.. Grup toplantılarında yaptığı konuşmanın önemli bölümünü CHP’ye ayırıyor..
Ayırıyor da bugüne dair bir şey söylüyor mu?
Hayır..
CHP’yi ya cami yıkan parti olarak gösteriyor, bu vurguyu yapıyor ya da CHP ile darbeleri ilişkilendiriyor..
Çoğu zaman ikisini bir arada yapıyor.. 1930’lara gidiyor yıkılan, kapatılan camilerden söz ediyor.. CHP’nin din düşmanı olduğu imajını yayıyor.. Bu CHP, o CHP’nin uzantısı demek istiyor..
1960’lara uzanıyor.. CHP’nin 27 Mayıs darbesini desteklediğini uzun uzun anlatıyor.. 28 Şubat’ın arkasında durduklarını söylüyor..

Avrupa Birliği ile ilişkiler kötü.. Temmuz ayından sonra daha da kötü olacak, resmen donacak..
Çünkü Rumlar dönem başkanı oluyor.. Ankara ‘AB’nin başkanı onlarsa biz yokuz’ mesajını verdi, köprüleri attı.. Öyle bir attı ki, temmuz ayı her şeye gebe hale geldi.. KKTC’nin isim değiştirerek Rum kesimiyle ilişkiyi ebediyen bitirmesi gündemde..
*
Ankara’nın derdi sadece Rumlar değil.. Sarkozy de büyük problem.. Kanlı bıçaklı gibiyiz..
Sadece Ermeni soykırımı yoktur demeyi suç sayan yasa çıkardığı için değil..
O tuzu biberiydi..
Ankara ile Paris hemen hemen hiçbir konuda anlaşamıyor..

Başbakan çizgiyi çekti.. ‘Üç dönem milletvekilliği yapan bir dönem ara vermek zorunda’ dedi..
AKP’nin ağır topları.. İlk günden beri sırtlayanlar seçimde aday olmayacak.. Kimi istirahat edecek kimi başka işlerle uğraşacak, kimi parti işlerine yönelecek, kimi düşünce kuruluşlarında görev alacak..
Ara verecekler listesinde Başbakan da var..
Gerçi Başbakan’ın evine gidip oturacak hali yok.. Zaten kendine yeni bir adres çizdi..
Çankaya..
Hedefine ulaşırsa AKP Genel Başkanlığı’nı bir dönem için değil, ebediyen bırakacak..
Başka bir elbise giyecek..

Konuşulan şu.. 28 Şubat soruşturması nereye kadar gider? Ergenekon davasından daha geniş daha kapsamlı bir hal alır mı?
Muhalif avına dönüşür mü?
Burada çok ince bir çizgi var.. Kantarın topuzuna iyi ayar çekilmeli..
Başbakan, ince ayar konusunda önemli işaret verdi.. Dedi ki; cadı avı olmasın ama sonuna kadar gidilsin..
Peki bunun ölçüsü var mı?
Var..
O günkü hükümete karşı duran, muhalif olan herkesi aynı kefeye koyup cuntacı muamelesi çekerseniz kantarın topuzu kaçar.. Cadı avı görüntüsü çıkar..

Maçın özeti politikanın klasik ama çok anlamlı sözü.. En çok isteyen kazandı.. Maçın tümüne baktığımız zaman aynen böyle oldu.. İlk yarı maça Trabzon hakimdi (Ernst’e yapılan penaltı mı değil mi o benim işim değil ben geneline bakıyorum) gol aradı.. İkinci yarının başında Beşiktaş toparlanırmış gibi oldu ama on dakika mı desem on beş dakika mı desem ancak o kadar sürdü..
Sonrası malumunuz..
* * *
Kaç defa yazdık, yazıldı, söylendi.. Beşiktaş Süper Final’e kalmadan önce havluyu atmıştı.. Şampiyon olamazdı da ikinci olabilir miydi?
Geçen hafta Galatasaray maçına gidenler bu umutla gitti.. Patlama yapar mıyız, ikinci olup Şampiyonlar Ligi’ne gider miyiz?
Sonuç; hüsran..
* * *