Önce savunmasında ne dediğine bakalım.. Kısaca..
Darbe girişimde kalsaydı suçlu olurduk, başardık, yasalarda böyle suç yok..
Biz en kurucu idareyiz beni yargılayamazsınız..
1961 Anayasası’nı çöpe attık, yerine yeni anayasa koyduk, halk onay verdi..
Anayasal düzen sağlandı, rejimin meşruluğu ve hukukiliği tamdır..
Demiş..
O günleri yaşayanlar iyi bilir, bütün bunlar oldu ama kafamıza silah dayayarak oldu..
Soru da sorsan fark etmiyor.. Eleştiri yapsan da.. Bir meseleyi dillendirsen de..
Toplumla paylaşmaya çalışsan da..
Dile getirilenler hükümet adamlarının hoşuna gitmezse meşhur sözcükler devreye giriyor..
İstismar etmeyin..
Dikkat ettim son zamanlarda her konu istismarın kapsama alanına sokuluyor..
Mesela helikopter düşüp 12 askerimiz şehit olunca biri çıkıyor; tweet atarak soruyor:
Afganistan’da ne işimiz var?
Sanki bizim çocuklarımız okumayacak.. Doğru dürüst bilgi veren yok..
Lafı ağızlardan cımbızla alıyoruz..
Gerçi doğru dürüst bilen de yok.. Yasa değişsin diye oy verenler bile bi haber!..
Konuya vakıfız demesinler.. Olmaları mümkün değil..
Çünkü her gün torbadan yeni bir tavşan çıkıyor..
*
Bakan basın toplantısı yapınca şunu öğrendik..
Böyle şeylere inanmam ama neredeyse bizim uğursuz sayımız 33 diyeceğim..
Onların 13’ü gibi..
Yakın tarihe bakıyorsun toplumu yaralayan, izleri kuşaklar boyu süren hadiselerin içinde hep 33 rakamı var..
Tesadüf mü?
Olabilir..
Ama 33 var..
Sivas tartışmalarıyla 33 rakamı bir kez daha gündeme geldi.. 33’ün kökü taa 1940’lara dayanıyor..
Milliyet Çağlayan’a taşındı.. Adalet Sarayı ’nın tam karşısına..
Her gün o yazıyı görüyorum..
Büyük puntolarla yazmışlar..
Avrupa’nın En Büyük Adalet Sarayı..
Binayı gördünüz mü bilmem.. Görkemli.. Saray dedikleri kadar var..
Demek ki bu işi biliyoruz..
Saray yapabiliyoruz..
Elinde sihirli değnek yok ama formül var.. Bugüne kadar hiçbir lider uygulamadı.. Sadece bizde değil dünyada hiçbir lider denemedi..
Çünkü kimsenin aklına gelmedi..
Formülün mucidi Başbakan..
Beş kelimeyle özeti şöyle:
İktidardayken muhalefet lideri gibi davranmak..
Dokuz yıl oluyor.. Başbakan her meseleyi bu yöntemle halletti.. Eleştiri oklarından böyle sıyrıldı.. Ona yüklenilmesi icap ederken o başkalarına yüklendi..
Yüzde 34.5’ten yüzde 50’ye böyle geldi..
Böyledir bu işler.. Rüzgâr döndü mü, adamı öyle bi savurur ki aman Allah..
Nereye gittiğini anlamazsın..
Tutunacak yer ararsın, tutunmak için ters takla bile atarsın, tutunmuşun gibi olur ama çaban nafiledir..
Yazdıkları çizdikleri ortadadır.. Söyledikleri kulaklardadır..
Ne yazık ki kolay kolay silemezsin..
*
Memlekette hava bi nebze olsun döndü ya.. Toplu linç ayinine ara verildi ya..
Deniliyor ki; insanlık suçu zamanaşımı oldu.. Sivas’ta 35 insan yakıldı adalet sonuç alamadı.. Adalet intihar etti..
Peki neden böyle oldu..
Neden olduğunu bulmak için gelin 15 yıl öncesine gidelim.. Dönemin başbakanının Sivas katliamından sonra dediklerine satır satır bakalım..
‘Sivas’ta üzücü bazı olaylar olmuştur. Devlet oradadır. Bütün güvenlik güçlerimiz oradadır. Otelin etrafını saran vatandaşlarımıza hiçbir biçimde zarar gelmemiştir.’
Dikkat!
Başbakan sanki müjde veriyor.. İnsanları rahatlatıyor..
Oteli saran vatandaşlarımıza zarar gelmemiştir diyor.