Mehmet Tezkan

Maçın en iyi adamıydı, başlığa çıkmayı hak etti. O olmasa, didinmese, gol yollarına top atmasa, Beşiktaş’ın işi zordu.
Gerçi yine de zor oldu. İkinci yarının ilk maçı değil de sanki ilk yarının son maçıydı.
Sahadaki 22 futbolcu da şu 90 dakika bitse de tatile çıksak havasındaydı sanki...
Belli, iki haftalık tatil yetmemiş. İlk yarının yorgunluğunu almamış.
Hele maçın başı var ya.. O ilk 25-30 dakika... Bu kadar kötü futbol az görülür. Beşiktaş sahasından mehter takımı gibi çıktı. Ağır aksak...
Eskişehir ise Beşiktaş’ın üzerine hiç gitmedi. Top ortada döndü dolaştı.
O Eskişehir ki, ligin en iyi takımlarından biri... Ligin dördüncüsünün oynadığı futbol hiç yakışmadı.

Uludere katliamı iktidar partisindeki muazzam değişimi de ortaya çıkardı..
İktidar partisine destek veren yazarlardaki zorunlu dönüşümü de gözler önüne serdi..
Muazzam değişim ile..
Zorunlu dönüşüme bakalım..
*
Uludere’deki bombalama olayından sonra iktidar uzun süre sessiz kaldı.. Sessizliğin daha fazla sürmeyeceğini anladıktan sonra..
Olayda dahli olan tüm kurumları savunmaya başladı..

Olacak iş değildi.. İnternet andıcı davası var ya..
Hani askerlerin Genelkurmay bünyesinde internet siteleri kurarak hükümet aleyhine kara propaganda yaptıkları iddia edilen dava..
Taraf gazetesi 2.5 yıl önce yazdı.. 2009 Haziran’ında..
Soruşturma, ifade, gözaltı, tutuklama derken 50. duruşmaya geldik..
O tarihte karargâhta görev yapan herkes Başbuğ’u işaret etmişti.. Andıçta kiminin imzası vardı, kiminin parafı..
Hepsi suçsuz olduğunu söyledi..
Kimi içeriğini bilmediğini, koordinasyon için imzaladığını, kimi karargâh kuralı nedeniyle paraf ettiğini, kimi hukuki olarak site kurulabilir mi diye baktığını söyledi..

Olan biteni çarpıtmak, komplo teorileriyle kafaları karıştırmak için yine kolları sıvadılar.. Bunu yaparken de birilerini suçlamak moda oldu..
Amaç bildik amaç.. Gürültü çıkarıp gerçeği gizlemek..
Gölgelemek..
Gerçek şu..
Meclis Başkanı Çiçek, üniversitelerden yeni anayasa için 31 Aralık’a kadar görüş istedi..
Nasıl bir anayasa yapalım fikrinizi söyleyin dedi..
Ses çıkmadı, çıt çıkmadı..

Hem yılın ilk günü hem de pazar.. Ağır konular çekilmez.. Politikaya hiç girilmez..
Eğlenceli şeyler yazmak gerek diyeceğim ama yılın son günlerine denk gelen o affedilmez hata, gökten yağdırılan bombalar neşemizi kaçırdı..
Yıla ‘neşeli yazı’ ile başlamak da imkânsız..
Gelin, yıllardır hepimizin dilinde olan ama hayatımızdan bir süreliğine çıkan meseleyi konuşalım..
Reytingi..
*
Bize ne demeyin.. Yıllardır tek suçlu olarak görmedik mi?

Mesai bugün saat 17.00’de bitiyor.. Yılın son günü değil ama son çalışma günü..
Üniversitelerden hâlâ tık yok..
Olacağı da yok..
Meclis Başkanı 31 Aralık’a kadar süre vermişti.. Üniversiteler tınmadı.. Meclis Başkanı rica etti, sitem etti..
Fayda etmedi..
Üniversiteler yeni anayasa konusunda görüş beyan etmedi.. Nasıl bir anayasa istediklerini söylemediler..
Toplumun en büyük talebi bu değil miydi? Herkesin istediği.. Bu anayasa iyidir, yenisine ne gerek var diyen bi Allah’ın kulu var mı?

Bakan Şahin’in ‘bilimsel terör’ tarifi herkesin dilinde.. Hemen her kesimden çok ağır eleştiriler aldı..
Nereye koşuyoruz sorusunu akıllara düşürdü..
Çünkü şaşkınlık yaratan konuşma ortaya gümbedek düştü..
Sözün önü ne, arkası ne anlaşılmadı.. Devamı nasıl gelecek bilinemedi..
*
Oturdum, Bakan Şahin’in konuşmasının haberlere yansıyan kısmını defalarca izledim..
Halini tavrını analiz etmeye çalıştım..

Bu aralar ‘gel-git’ler yaşıyorum.. Bazen, 2012 yılından umutlu oluyorum, bazen umutsuz..
İyimserlikle karamsarlık arasında sadece birkaç dakika oluyor.. Mutluyken mutsuz, neşeliyken öfkeli, gülerken ağlamaklı oluveriyorum..
Yaşasın diye haykırırken eyvah çığlığı atabiliyorum..
Ruh halim mi bozuk!..
Tatile mi çıksam!..
Yokya ya..
Düşündüm taşındım sonunda anladım ki; iyimserlikle karamsarlık arasında gidip gelmem, ruh halimin bozukluğundan kaynaklanmıyor..