Bugün Cumhuriyet

29 Ekim 2008

Bugün Cumhuriyet’in kuruluşunun 85. yıldönümü... Yürekten kutluyoruz...
Atatürk, Cumhuriyet’i şöyle tanımlar:
- Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz devrimin amacı, Türkiye halkını tamamen çağdaş ve bütün anlam ve biçimi ile uygar bir toplum haline ulaştırmaktır. Devrimimizin temel ilkesi budur. Bu gerçeği kabul edemeyen düşünüşleri yok etmek zorunludur...
Ne var ki, o düşünüşleri yok etmek bir türlü mümkün olmadı...
Bağımsızlık ve ulusal egemenlik temelindeki cumhuriyet, özellikle Atatürk’ün ölümünden sonra yoğun şekilde kuşatıldı.
Topunu tüfeğini toplayıp gidenler, sonraki yıllarda işbirlikçileri vasıtasıyla ülkeyi içeriden işgal ettiler.
Kendi “beşinci kol” aydınlarını yetiştirdiler.

Yazının Devamı

Bayram neşesi!

28 Ekim 2008

Cumhuriyet Bayramı nedeniyle İstanbul Anakent Belediyesi kimi etkinlikler düzenliyor. İstanbul Boğazı’nda, 19.30’da Boğaziçi Köprüsü’nden Kız Kulesi’ne kadar bir ışık, lazer, havai fişek ve müzik gösterisi... Taksim, Bakırköy ve Caddebostan Sahili’nde canlı DJ performansı eşliğinde kutlamalar, Caddebostan Sahili’nde Emre Altuğ konseri vs...
Peki ya cumhuriyetin başkent yaptığı Ankara’da ne gibi etkinlikler var?
Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı, eski gazeteci Avni Kavlak’ın sorumuza yanıtı:
- Cumhuriyet Bayramımız ile 13 tane köprülü kavşak açılışımızı birlikte kutlayacağız. Sincan’da yapacağımız kutlamada Ebru Gündeş ile Ferhat Göçer de konser verecekler.
- Fener alayı gibi bir etkinlik olmayacak mı?
- Hayır. Çünkü Ankara Emniyet Müdürlüğü, trafik aksıyor gerekçesiyle bu tür etkinliklere izin vermiyor.
Ankara’da görüldüğü gibi Cumhuriyet Bayramı bir kavşak bayramı olarak kutlanıyor... Konser de zaten kavşakların açılışı nedeniyle veriliyor...

Yazının Devamı

Mahkemeye salvo

26 Ekim 2008

AKP ve taraftarlarının yargıyla ilgili stratejisini artık iyi biliyoruz...
Yargıtay Başsavcısı kapatma davasını açınca, ortada daha iddianame bile yokken Başsavcı’yı topa tuttular...
Hakaret yağdırdılar.
İddianame açıklanınca bu defa iddianameyi küçümseme, sulandırma, zayıflatma kampanyası açtılar.
Anayasa Mahkemesi, AKP’nin “laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu” kararına varınca tabii bu karar da eleştirildi, kınandı, küçümsendi.
Son olarak türban ve kapatma kararlarının gerekçeleri açıklandı...
AKP cenahından salvolar birbirini izliyor...

Yazının Devamı

Gökçek’in suyu

25 Ekim 2008

Rahmetli Teoman Erel’in eşi Neşe Erel arkadaşımız Ankara’daki evinde su arıtma cihazı kullanıyor... Musluktan gelen suyu arıtarak içiyor, yemek yapıyor... Derken son günlerde bu suyun da kirli olduğunu fark ediyor. Bir şişeye su doldurup tahlil ettirmek için Refik Saydam Hıfzıssıha Merkezi’ne götürüyor. Elindeki suyu analiz ettirmek istediğini söylüyor. Görevlinin yanıtı:
- Numuneyi bu şekilde alamayız...
- Nasıl olacak?
- Biz size bir şişe vereceğiz ona doldurup getireceksiniz...
- Peki ne ücret ödeyeceğiz?
- Mikrobiyolojik analiz için 98 YTL..
- Peki o analizde arsenik ve ağır metal kalıntıları da görünüyor mu?

Yazının Devamı

Anayasa dersi

24 Ekim 2008

Anayasa Mahkemesi türbanla ilgili gerekçeli kararını açıklayınca ortalık yine karıştı. Sağ yazarlar Anayasa Mahkemesi’nin yetki gaspından söz ediyor. Malumunuz, Anayasa Mahkemesi AKP’yi memnun eden bir karar verirse bu tamamen hukuka uygundur. Ayakta alkışlanır. Fakaaaat, eğer Mahkeme AKP ve yandaşlarının işine gelmeyen bir karar verirse.. İşte o zaman külahlar değişir. AKP’lilerin ilkokul mezunları bile anayasa profesörü kesilir... Her biri Anayasa Mahkemesi üyelerine anayasa dersi vermeye kalkışır.
Anayasa Mahkemesi yetki gaspı yapmışmış... Prof. Sümer Yamaner soruyor:
- Peki iktidar partisinin yetkisi olmadığı halde Anayasa’nın değiştirilemez maddelerini değiştirmeye kalkışması yetki gaspı değil mi?

Deniz Feneri davası AB İlerleme Raporu’nda yorumsuz olarak yer alacakmış.Bu işin ucunun Türkiye’deki aziz dostlarına dokunduğunu onlar da biliyor tabii...Haldun Ertem

Ülke mi dar?
Ergenekon davasında dün ilk günkü karmaşa yoktu. Olmaması da doğaldı. Sanıkların, yakınlarının, avukatlarının ve gazetecilerin sayısı indirilince kargaşa olması için sebep kalmamıştı... Ama adil yargılama koşulları var mıydı? Bu soruya kimse evet diyemedi.
Salonda izleyici yok... Sanık yakınları

Yazının Devamı

Ergeyik sohbeti

23 Ekim 2008

Televizyonlarda Ergenekon üzerinde hayli geyik muhabebti izliyoruz...
Kimisi kalkıyor, Ergenekon davasının son yıllardaki darbe girişimlerini aydınlatacağını beyan ediyor... Oysa Ergenekon davasında sanıkların hiçbiri darbe girişimiyle suçlanmıyor...
Temmuz başında gözaltına alınan Tolon ve Eruygur paşalarla ilgili iddianame henüz belli değil. Belki o dalgada gözaltına alınanlar darbe ile suçlanabilir. O da kolay görünmüyor. Zira Nokta dergisinde yayımlanan ve çok muhtemelen düzmece olan “Darbe Günlükleri” kanıt niteliği taşımıyor. Başka kanıt bulunursa bilemeyiz...
Ergenekon muhabbetinde bir başka geyik... Bu davada Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı gibi faili meçhul cinayetlerin aydınlatılacağı... Ne var ki iddianamenin böyle bir iddiası da yok. Hrant Dink, Santoro, Malatya misyoner cinayetleri de iddianamenin ilgi alanı içinde yer almıyor.
Bir başka geyik... İddianamenin derin devleti çözeceği... Ne var ki bu iddianame devletin içine de uzanmıyor...
Birkaç mafya bozuntusu, birkaç fanatik ve bol miktarda heyecanlı ulusalcı ve AKP muhalifi... Ergenekon kadrosu şimdilik bunlardan ibaret... İddianame yoğun olarak Danıştay cinayeti ve Cumhuriyet’in bombalanmasına

Yazının Devamı

Esas Ergenekon

22 Ekim 2008

Bundan 30 yıl önce, 16 Mart 1978’de, İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde öğrencilerin üzerine bomba atıldı, peşinden silahla ateş açıldı.
7 öğrenci hayatını yitirdi, 41 kişi yaralandı.
Önceki gün Ergenekon davasının başladığı saatlerde haber geldi...
16 Mart davası, 30 yıl sonra zaman aşımı gerekçesiyle düşmüştü!
Derin devleti arayanlara duyuralım, derin devlet işte budur.
Adamlarını ele vermez, yakalananları kurtarır, kanıtları karartır, olayları saptırır, yargının elini kolunu bağlar... CIA ve ABD bağlantılıdır.
16 Mart katliamı 12 Eylül darbesine giden yolun taşlarını döşeyen caniliklerden yalnızca biriydi... 1 Mayıs 77 katliamı, Maraş olayları, DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler’in, Savcı Doğan Öz’ün, Abdi İpekçi’nin ve daha nice yiğit insanın katli aynı sürecin kanlı sayfalarını oluşturdu. DİSK dün yayımladığı açıklamada dedi ki:

Yazının Devamı

Zoraki skandal

21 Ekim 2008

Duruşmaların Silivri Cezaevi’nde yapılacağı 2 ay 25 gün önceden belliydi. Önünüzde 85 gün var... Yapacağınız iş basit.. Salondaki yerleri numaralayacaksınız... Kimin nereye oturacağını saptayacaksınız.. Salonun yetip yetmeyeceğini görecek, duruşmaları gerekirse yeni bir salona taşıyacaksınız... Bu kadar basit bir işlem neden gerçekleştirilemedi? Bu kadar basit bir düzenlemeyi beceremeyenler, insanları aylardır hapis yatırmanın sorumluluğunu duymayanlar bu davada “adil yargılama”yı nasıl gerçekleştirecekler?
* * *
Bu dava ne davası?
Kimine göre Türkiye’nin tarihindeki karanlıkları aydınlatma davası... Ne var ki iddianame Danıştay cinayeti dışında bir şeyi aydınlatma iddiası taşımıyor.
Meslektaşımız Ali Sirmen dün SKY televizyonunda:
- Türkiye’de iktidar tarafından bir kansız darbe gerçekleştiriliyor, bu dava o darbeyi gözden kaçırmak için kullanılmaktadır, diyordu...
Bir başka meslektaşımız 400 kişinin daha peyderpey içeri alınacağına ilişkin söylentileri dile getirdi.

Yazının Devamı