Tebessümlerle...

4 Kasım 2007

Açık Pencere - Yahu meğerse Erdal İnönü aynı zamanda çağımızın Nasrettin Hoca'sıymış...Diyordu notunda.. Galiba öyle... Erdal Bey'in espri yönü hayli güçlüydü. Onu sonsuzluğa birkaç esprisini daha anarak uğurlayalım...* * *Erdal Bey'e bir gün, sıcak bakmadığı halde siyasete neden girdiğini sorarlar. Yanıt mütevazıdır:- Ülkemi benden daha kötüleri yönetmesin diye!* * *Bir Anadolu turunda seçmenlerden biri seçim otobüsünün önüne atılır ve Erdal Bey'e hitaben "Ölürüm yoluna" diye haykırır.Erdal Bey cevap verir: "Dur, ölme. Bir oy bir oydur."* * *Erdal Bey bir gün İstanbul'da taksiye binmiş. Şoför:"Sen ne kadar Erdal İnönü'ye benziyorsun" demiş."O benim" diye cevap vermiş Erdal Bey...Şaşırmış taksi şoförü..."Yahu" demiş, "...birisi daha var. Harbiye'nin oralarda dolaşıyor. O da aynı Erdal İnönü..."Erdal Bey hiç istifini bozmamış:"O da benim!"* * *SHP Genel Başkanlığı döneminde diğer sol parti liderleri ve bürokratlarla bir restorana gider. Garsonun "Bir şey almak ister misiniz, efendim?" sorusuna şöyle yanıt verir:- Teşekkürler, biz birbirimizi yiyeceğiz... Erdal İnönü esprilerinin lezzetine yeni varan bir okurumuz: Rice, PKK'ya karşı Türkiye ve ABD'nin ortak mücadelesinin "iki katına

Yazının Devamı

Karanlık aydın...

3 Kasım 2007

Açık Pencere AKP iktidarı, ABD, AB, büyük sermaye, emperyalizm bu "neo aydınlar"ın hedefi değil müttefikidir...Türkiye'de Atatürkçü, laik, bağımsızlığı ve ulusal çıkarları savunan ne kadar yurtsever kurum ve kişi varsa bu "aydınlar"ın düşmanıdır. TSK nefret ettikleri kurumların başında gelir.Türk devletinin kiminle bir problemi varsa, karşı ülkenin ve tezlerinin savunucusudurlar. Her meselede Türk milleti ve Türk devleti haksızdır...Ağızlarına bir bakın... PKK'nın adını anmazlar. Onlara göre ABD destekli PKK saldırısı diye bir şey katiyen vaki değildir. Halk adeta durup dururken sokaklara dökülmüş, şehitler ölmez, vatan bölünmez diye "hezeyanlar" içine girmiştir... TSK da komşulara sebepsiz yere saldırmak için bahane aramaktadır. Şimdilerde işte bu karanlık adamlara aydın deniyor... Aydın olmak eskiden zordu... Artık kolay... Eskinin aydını, sağ iktidara, orduya, büyük sermayeye, ABD'ye, Avrupa'ya, emperyalizme, devlete velhasıl halkı ezen ve sömüren tüm unsurlara karşı kelle koltukta mücadele ederdi. Aydın halktan, haktan, hukuktan, ülke çıkarlarından yana olan yurtsever adam demekti... Artık tanım değişti... Şimdilerde bildirilere imza atarak "aydın" sıfatı alan bir tür var ki,

Yazının Devamı

Tadilat soruları...

2 Kasım 2007

Açık Pencere Büyük Önder Atatürk'ün isteğiyle tasarlanan ve O'nun zevkinin ve yaşam tarzının izlerini taşıyan bu büyük yapının bu kadar geniş çaplı bir tadilata tabi tutuluyor olması, o yapının tarihi dokusunun bozulması riskini taşımakta mıdır?Cumhurbaşkanlığı Köşkü'ne böylesi büyük bir tadilatın yapılması için bakanlığınızdan teknik destek istenmiş midir? Kamuoyunda, kişisel zevklere göre yapıldığı söylenen böyle bir tadilat Bakanlığınız Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun yetkileri dahilinde ise, Kurul'ca onaylanmış mıdır? Sayın Günay'ın yanıtını biz de merakla bekliyoruz... Geçenlerde bu köşede Hayrünnisa Gül'ün Çankaya Köşkü'nde yaptıracağı açıklanan büyük bir tadilattan söz ederken... Köşk'ün cumhuriyetin anılarını taşıyan bir sembol mekân olduğunu... Kişilerin zevkine göre değiştiremeyeceğini... İç ve dış mekânda tarihi dokuyu bozacak bir yapılaşmaya gidilemeyeceğini vurguladıktan sonra, "Yapılacak tadilatın mutlaka Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulu gibi bir uzman kuruluştan geçirilmesi gerekir" demiştik. CHP Aydın Milletvekili Fatih Atay, önceki gün bu konuyu Meclis'e taşıdı. Verdiği önergede Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'a şu soruları yöneltti:

Yazının Devamı

Sır vermeden!

1 Kasım 2007

Açık Pencere Arkadaşımız Fahrettin Fidan, dün Meclis'te DTP milletvekili Sırrı Sakık'la karşılaşınca sordu:- Suriyeli Kürtlerin seçme - seçilme, mülkiyet edinme, seyahat özgürlüklerinin olmadığı doğru mudur?- Evet, doğrudur.- O zaman PKK neden Suriye'de değil de Türkiye'de terör yapıyor?- Ne yani, oradaki Kürtler köle olarak yaşıyorsa buradakiler de mi öyle yaşasın? Buradakiler de mi köle olsun?- Sorumdan nasıl böyle bir anlam çıkarabildiğinizi hiç anlayamadım.- Bakın, ben sizi yakından tanıyorum. Böyle bir soru sormanızı hiç doğru bulmadım.- PKK içinde Suriye uyruklu Kürtler de var. Ama kendi ülkelerindeki köleliğe seslerini çıkarmıyorlar, eşit haklara sahip oldukları Türkiye'de terör yapıyorlar. Sizce bu garip değil mi?- O PKK'nın kendi bileceği iştir.Bu mantık sizi tatmin etti mi? Terör uzmanı Dr. Ercan Çitlioğlu'nun tespitini sizlere aktarmıştık... Çitlioğlu, Kürt kökenli Suriye vatandaşlarının seçme - seçilme, mülkiyet edinme ve seyahat özgürlüklerinin olmadığını ama Türkiye'de Kürtlerin bu haklara sahip olduklarını belirtmiş, PKK'nın Suriye'de değil de Türkiye'de terör yapmasındaki "garabet"i dile getirmişti. Erdoğan sınır ötesi operasyon için konuşmuş: "Bin düşüneceğiz, bir

Yazının Devamı

Köşk manzarası...

31 Ekim 2007

Açık Pencere Birinci gün (29 Ekim) laikliğe duyarlı devlet erkânı toplanıyor. Eşsiz, türbansız... İkinci gün (30 Ekim) siviller, eşli, türbanlı-türbansız bir araya geliyor.Laiklerin katıldığı birinci gün kutlaması, içki içilmesin diye öğle sonrasına alınmışCumhuriyet bayramlarında cumhuriyetin heyecanı, coşkusu, zaferi kutlanırdı... Artık bayram kutlanmıyor, geçiştiriliyor...* * *Ankara ve Eskişehir'de halk bayram niyetine Mehter Takımı'nın konserlerini izliyor.Eskişehir'den yazan okurumuz, bayramda Mehter Takımı'nın caddelerden üç hilalli yeşil bayrak sallayarak geçmesine bir anlam veremediğini söylüyor...İstanbul'da ise 29 Ekim gösterileri hayli renkli ve görkemli geçiyor. Havai fişek ve lazer gösterisi gerçekten muhteşem... Almanya'dan Dr. Seda Türköz, Ankara şehrindeki yüz binlerin sorması gerekeni soruyor:- Neden başkent Ankara'da da görkemli gösteriler yapılmıyor... Melih Gökçek'in gücü Mehter Takımı'yla mı sınırlı? Yoksa Ankara'nın cumhuriyetin başkenti oluşu unutturulmaya mı çalışılıyor?NOT: DTP, Anıtkabir'deki törenlere katılmamış. O törenlere katılmak cumhuriyete olan saygının ifadesidir. Cumhuriyete saygın yoksa TBMM'de ne işin var? Muhteremler 30 Ağustos resepsiyonuna

Yazının Devamı

PKK ne istiyor?

30 Ekim 2007

Açık Pencere - Cumhuriyetin kurucu ortağı olmak istiyorlar...- Eyalet sistemine geçiş istiyorlar...- Apo'nun serbest bırakılmasını istiyorlar...- Kürt kimliğinin tanınmasını istiyorlar...- Kültürel haklar istiyorlar...- Türküm yerine Türkiyeliyim diyebilseler hiç problem kalmayacak...Aslında Kürtlere istedikleri haklar 1999'dan itibaren verilmeye başlandı. Kopenhag kriterleri bu süreci hızlandırdı. OHAL kalktı... Güneydoğu'ya yatırımlar gelmeye başladı. Bölge ağır aksak da olsa iyileşiyordu. Yaralar sarılıyordu. Derken 2004'te PKK aniden yine teröre başladı... Terörle birlikte yatırımlar durdu, hakların verilme süreci geriye döndü...Terör uzmanı Dr. Ercan Çitlioğlu, cumartesi akşamı Avrasya TV'de konuşuyordu:"Kürt kökenli Suriye vatandaşlarının seçme - seçilme, mülkiyet edinme hakları ve seyahat özgürlükleri yoktur. Bizim Kürt vatandaşlarımız bütün bu haklara sahip oldukları gibi kendi dillerinde gazete, kitap, dergi çıkarma, radyo yayını yapma haklarına sahiptirler. Ama PKK ve yandaşları problem Suriye'de değil, Türkiye'de imiş gibi Türkiye'de terörist eylemler yapıyorlar. Bütün bunlar PKK'nın ve yandaşlarının dertlerinin özgürlük veya kimlik tanınması değil de kimi dış güçlerin

Yazının Devamı

Amerikan mandası

28 Ekim 2007

Açık Pencere Erzurum ve Sivas kongrelerine bu baskılar altında gidilir... Manda isteklerine Mustafa Kemal'in koyduğu nokta şu sözlerde ifadesini bulur:- Şu size okuttuğum telgraflara, mektuplara, tavsiyelere bakınız... Öyle bir manda istenecek ve verilecekmiş ki, hukuku hükümraniyeye, hariçte temsil hakkımıza, kültür istiklalimize, vatan bütünlüğümüze dokunulmayacakmış. Buna ve böylesine Amerikalılar değil, çocuklar bile güler. Her şeyin başında Amerikalılar kendilerine hiçbir menfaat temin etmeyen böyle bir mandayı niçin kabul etsinler? Amerikalılar bizim kara gözlerimize mi âşık olacaklar? Bu ne hayal ve gaflettir?Ne var ki Atatürk'ün bu soruları ölümünden sonra çabuk unutulur... Ülkenin yönetimi adım adım ABD'ye bırakılır. İktidara ABD'nin seçtikleri gelir. Günün birinde ABD'nin "Bu topraklarda Türklerin yaşaması benim stratejik çıkarlarıma uymuyor" diyeceği, yeni haritalar çizeceği düşünülmez. Amerika ülkemiz üzerinde oyunlar oynarker hâlâ ABD'den medet umulur. Gaflet artarak sürmektedir... Mustafa Kemal Samsun'a çıkıp Kurtuluş Savaşı hazırlıklarına başladığında İstanbullu aydınlar bağımsızlık savaşına inanmamaktadır. Ahmet Emin Yalman, Halide Edip gibi Amerikan okullarından

Yazının Devamı

Tutmayın bizi!..

27 Ekim 2007

Açık Pencere "Bir süre önce Sudan bir teröristi yakalıyor. Sudan'daki AB Temsilcisi ile Kanada maslahatgüzarı 'Yakaladığınız o adamı serbest bırakın!' diye çağrıda bulunuyor...Sudan hükümeti hiç tereddüt etmiyor, o AB Temsilcisi ile Kanada maslahatgüzarını ertesi gün sınır dışı ediyor. AB ve Kanada bir gün sonra resmen açıklama yapıyor, hatasını kabul ediyor..."Geçmişte Dışişleri Bakanlığı'nda görev yapan Onur Öymen anlatmıştı...Kardak krizi sırasında Türkiye operasyona karar verdiğinde bizim Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanı hep birlikte telefonları kapatmışlar...Bir şey yapmaya kararlı ülke, büyük ülkelerin ağzına bakmaz... Duymak istemez...Amerikalı akıl hocalarından Henri Barkey ekranda... Diyor ki:- Operasyon yapmayın... İlla yapacaksınız Türk halkını teskin etmek için yapın...Yapılan da tam o zaten... Bütün çabalar terörü yok etmeye değil, halkı uyutmaya yönelik...Operasyon yapacağız, ona kimsenin kuşkusu yok! Yapacağız da ne zaman?PKK çoktaan kaçtı...Türkiye bu durumlara düşürülecek ülke değil! Son PKK saldırıları bir kez daha gösterdi ki... En hayati ulusal çıkarlarımız söz konusu olduğunda dahi kendi başımıza karar veremiyoruz. Sınır ötesi operasyon için ABD'den

Yazının Devamı