Açık Pencere "Bombalayıp dönüyorlar""İnlerinde vuruyoruz"Yabancı internet sitelerini dolaşıyoruz. Irak sınırını geçtiğimize ilişkin bir haber yok. Zaten hükümetten orduya sınır ötesi operasyon emri de henüz verilmedi. Peki biz sınır ötesine geçmiyorsak nerede, kimi vuruyoruz?Sisler arasında yol almaya çalışan bir gemi gibiyiz.Toz duman arasında göz gözü görmüyor. Basın fırsat bu fırsat askerlere vurup duruyor...Onlar da TSK'ya karşı kendi kirli savaşlarını yürütüyorlar!Bu arada bazı meslektaşlar tutturdu, "Barzani'yi vuralım, yılanın başı o" demeye...PKK çeteleri sınırımızdan içeri girip vuruyor. 12 erimizi şehit edip 8 askeri teslim alıp gidiyor. Takip edemiyorsunuz. Sonra da gidip Erbil üzerinde F-16 uçuracak ve Amerika'nın has adamı Barzani'yi vuracaksınız... Ne proje! Bu emri ABD'nin izni olmadan ağzını bile açamayan AKP verecek öyle mi?Fırsat ayağımıza geldi... Dağlıca baskınının hemen ertesinde meşru müdafaaya dayalı sıcak takip hakkını kullanacaktık. Kullanamadık... Artık boş hayallerle avunmaya gerek yok.Son günlerde ABD'nin PKK'yı aktif olarak desteklediği, buna AKP'nin Hamas'ı davetinin ve İran'a yaklaşmasının yol açtığı yolunda yorumlar yapılıyor. Çok yönlü dış politika
Açık Pencere "Atam emanetini koruyamadık, bizi affet..." Acaba Atatürk bizi affeder mi? Neden affetsin?O bizden daha zor şartlarda bu toprakları kurtarıp bağımsız bir ülke kurmuş.Biz yan gelip yatmışız, o toprakları koruyamaz hale gelmişiz."Türk öğün, çalış, güven" diye sloganlar ezberlemişiz.Ama ne çalışmış ne güvenmiş, sadece övünmüşüz.Üretmek yerine borçla yaşamak kolayımıza gelmiş...Bugün borç para alanlar yarın emir de alırlar, özdeyişini unutmuşuz.İktidarı paylaşanlar ABD ile işi pişirirken salak salak bakmışız.İpleri Amerika'ya bağlamışız. Siyaseti hazine yağmacılığına çevirmişiz...Yolsuzluğu, hırsızlığı bitirecek yerde alkışlamışız.Tam bağımsız Türkiye diye bağıranları komünist diye kovalamışız.Aydınlar yazarlar vurulmuş, tınmamışız...Atatürk ve ilkeleri adım adım yok edilirken oralı olmamışız...Sonunda başımıza ABD'ye en göbekten bağlı... Ulusal duygulardan en yoksun kadroyu getirmişiz...Her türlü felakete davetiye çıkarmışız.Kendimiz etmiş kendimiz bulmuşuz.Mustafa Kemal bizi niye affetsin?..Hem affetse neye yarar?..Yarın çocuklarımız affedecek mi?Tarih bizi affeder mi? Okuyucu mektupları bugünlerde daha yoğun. Hepsi duygu yüklü... İşte biri: İkiz Kuleler saldırıya
Açık Pencere "Biz birileri istiyor diye, tahrik ediyor diye bu tür hareket içine giremeyiz. Askeri gerekçeler oluştuğu anda bize iletildiği anda ne gerekiyorsa yaparız."Biz "ABD izin vermiyor" diye hareketsiz kalındığını sanıyorduk. Meğer "askeri gerekçeler" oluşmamış... mış... Tayyip Erdoğan sıcak takip veya sınır ötesi operasyon konusunda askerlerden bir talep gelmediği izlenimi veriyor. Askerlerden de doğrudan ya da dolaylı bunu yalanlayan bir bilgi sızmıyor.Devlet Bakanı Cemil Çiçek dünkü Meclis konusmasında, hemen değil ama daha ileri tarihte bir sınır ötesi operasyon yapılması konusunda askerlerle anlaştıkları izlenimi verdi.Kış kapıya dayanmışken operasyonlar için nasıl daha ileri bir tarih düşünülebilir..Ordumuz sınırları içinde saldırıya uğramış, 12 şehit vermişiz, 8 er rehin... Dünya kamuoyu gık diyemeyecek bir halde iken sınır ötesi operasyon yapmazsak daha uygun hangi koşulu bulup yaparız?Bir ara sınır ötesinde ABD'nin gösterdiği boş bir alanda atış talimleri yapılıp, "Ordumuz sınır ötesi operasyon yaptı" mı denecek acaba?Irak hükümet sözcüsü Ali El Dabbagh, dün verdiği demeçte "Türklerle çatışacak durumda değiliz, ancak Türk ordusunun Irak'a girmeye niyeti olduğunu
Açık Pencere - Geçen hafta tezkere Meclis'ten geçtiği gün askere siyasi talimat verilmeliydi. Hangi hallerde, hangi koşullarda, hangi çerçevede bir sıcak takibe girişebileceği bildirilecekti. Asker de Dağlıca'da saldırıya uğradığı andan itibaren harekete geçecekti. PKK'yı sınır ötesinde takip edecek, mevzilerini vuracaktı. PKK askerimizi vurdu, 8 erimizi kaçırdı. Silahlı Kuvvetler, PKK'yı takip edemedi. Çünkü, hükümet yetki aldı ama askere yetki vermedi. Sıcağı sıcağına bir sınır ötesi operasyona dünya ses çıkaramazdı. İsrail iki askeri kaçırılınca Lübnan'ın altını üstüne getirmişti. Biz siyasi irade zafiyetinden oturduk kaldık.- Türk uçaklarının sınır ötesi operasyonuna ABD'nin müdahale edeceği söyleniyor...- Amerika'nın böyle bir müdahaleye kalkışması NATO'nun sonu olur. ABD böyle bir müdahaleyi göze alamaz...- Acaba Ankara Barzani ile diyalog kursa PKK'ya karşı daha etkili mücadele mümkün olur mu?- Bölgeye hâkim güç Barzani değil, ABD... Irak petrolünün yüzde 40'ı kuzeydedir. Ayrıca, ABD gelecekte Kuzey Irak'ta üslenmeye hazırlanıyor. O yüzden Kuzey Irak'ın güvenliği ve dengeleri korumak ABD için önemli... Barzani ABD'nin sadece piyonu... ABD isterse PKK'yı birkaç günde
Açık Pencere Kimse neye oy vereceğini tam bilmiyor... Hulki Cevizoğlu'nun önceki akşamki "Ceviz Kabuğu" programında Milletvekili Kamer Genç ve eski Danıştay Başkanı Nuri Alan aynı nokta üzerinde birleştiler:- Referandumda evet oyları çoğunlukta çıkarsa Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı sona erer, 40 gün içinde yeni cumhurbaşkanı seçimine gidilir...Nuri Alan öyle sıradan bir hukukçu değil... Anlaşılıyor ki, referandumun ertesi gününden itibaren yeni tartışmalar başlayacak...Aklı başında bütün hukukçular hukukun katledildiğinde birleşiyor.Referandumda evet çıkarsa cumhurbaşkanını artık halk seçecek değil mi? Sözde öyle...Peki 70 milyon kişi bir araya gelse bir aday gösterebilecek mi?Hayır.. Aday ancak 20 milletvekilinin teklifiyle gösterilebilecek.. Anlayacağınız adayı yine partiler gösterecek, vatandaş onlardan birini seçecek...Referandumda oy vermemenin cezası 17 YTL olarak açıklanmıştı. Meğer bunu da hesaplamayı becerememişler. 19 YTL olarak düzeltildi.Nasıl döküldüğümüze bir başka örnek mi? Tezkere sürecini iyi izleyiniz... Tezkere çıktı, ilk anda dış dünyada telaş yarattı. Ama içerideki kararsızlık ve çelişkili sözler süreci kısa zamanda sulandırdı. Karşı taraf cesaretlendi,
Açık Pencere Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, AKP'nin gizli gündemi doğrultusunda adım adım yürüyor. O yumuşak ve güler yüzün ardında belli ki AKP'nin diğer önde gelenleriyle birlikte aynı hedefe kilitlenmiş kararlı bir başka insan var.Elbette türban veya başörtüsü insanların kişisel tercihidir... Türkiye'de herkes başını serbestçe ve istediği biçimde örtebilir. Örtüyor da... Ancak Cumhurbaşkanlığı protokolünde tüm dünyaya bir Türkiye fotoğrafı vermek söz konusu olunca her vatandaşa şu soruyu sorma hakkı doğuyor: Acaba bu kıyafet Türkiye'yi, Türk kadınını, Türkiye'nin çağdaş yüzünü temsil ediyor mu? Cumhuriyet gazetesi dün bu konuda bir haber hazırlamıştı... Suriye, Ürdün, Mısır, Tunus, Cezayir, Azerbaycan gibi ülkelerin devlet başkanı eşleri başlarını örtmüyor. Suudi Arabistan, İran, Kuveyt, Umman gibi ülkelerde lider eşleri başlarını örtüyor ama protokolde giörünmüyorlar. Protokolde türban sadece Türkiye Cumhuriyeti'nde mevcut... Medeni dünya verdiğimiz görüntüyü şaşkınlıkla izliyordur. Ya Suriye, Ürdün, Mısır gibi Müslüman ülkeler? Acaba onlar bizi kendilerinden daha Müslüman mı görüyorlar yoksa daha geri mi? Türban Çankaya'ya çıkar mı çıkamaz mı demeye kalmadı... Türban birkaç ayda
Açık Pencere Ne var ki YSK, AKP'nin istediği yönde karar aldı ve 5'e karşı 6 oyla oylamanın yapılmasına karar verdi.Değerli hukuk adamı Prof. Ahmet Mumcu, YSK'nın kararını şöyle yorumluyor:- Hukuk en yüksek yargıçlarca katledildi.. YSK'nın kararı Türk hukuku için her türlü olumlu gelişme yolunu kapatmış ve siyasetçilerin hukukun dışına çıkmalarına garip bir meşruiyet kazandırmış, onlara cesaret vermiştir... Dünya hukuk tarihine geçecek bu olayın müsebbibi artık siyasetçi değil, YSK olmuştur. Naçiz bir hukukçu olarak utanç içindeyim...Referanduma 2 gün kala vatandaş hâlâ neye oy vereceğini bilmiyor. Kaldı ki tek maddelik pakette hem cumhurbaşkanını halkın seçmesi, hem sürenin 5 artı 5 yıl olması, hem Meclis'in 184 milletvekiliyle toplanması, hem seçimlerin dört yılda bir yapılması yer alıyor. Vatandaşın birine evet ötekine hayır deme şansı yok. Ya hepsine evet ya hepsine hayır diyecek.Tayyip Erdoğan, taraftarlarına "Evet oyu verin" çağrısı yaptı. AKP çıkacak sonucu "Halkın kendisine olan desteği" şeklinde kullanacak. Muhalifler bu yüzden sandığa gitmemek, ya da daha iyisi gidip "hayır" verme eğiliminde... Pazar günü demokrasi tarihinin en komik referandumlarından biri yapılıyor...
Açık Pencere Şimdi merakla beklenen, bu yetkinin ne zaman, nasıl kullanılacağı... Prof. Emre Kongar, önceki akşam NTV'de ilginç bir yorum yaptı:"Hükümet operasyona karar verdiği an bunun gününü, saatini... Ne şekilde, nerelere ve ne kadarlık bir askeri güçle yapılacağını anında ABD'ye bildirecek... Ve hiç kuşku yoktur ki ABD aldığı bu bilgileri derhal PKK'ya iletecek... PKK da bu bilgiyi alır almaz operasyon yapılacak yerleri boşaltarak güvenli bölgelere geri çekilecektir. Sonuçta operasyondan amaçlanan elde edilemeyecek ama AKP alkışlanacak, ABD operasyona ses çıkarmadığı için Türk halkı nezdinde aklanacaktır."Peki, bu harekâttan "zararlı" çıkan olmayacak mı? Muhtemelen en başta TSK olacak. Sokaktaki insan başarısız harekatın faturasını askere çıkaracak. Kuzey Irak'a gidelim, deyip duruyordun, girdin de ne oldu, diye soracak. En azından böyle düşünmeye başlayacak. TSK'yı yıpratmak için elinden geleni yapan iç ve dış çevreler de bu "başarısızlığı!" tepe tepe kullanacaklardır...Son söz... Eğer bir ülke bağımsızlığını şu veya bu ölçüde yitirmişse... Ülkenin rotası ulusal çıkarlara göre çizilmiyor, başkalarının çıkarları işin içine giriyorsa; ne sağlıklı karar almak ne ulusal