Yeni Tıp Dekanı

4 Temmuz 1998

       İstanbul Tıp Fakültesi Dekanlığı için yapılan seçimde bu göreve büyük oy farkıyla Prof. Faruk Erzengin layık bulundu. Prof. Erzengin, 50 yaşında... Tanımak fırsatı bulduğumuz için mutluluk duyduğumuz... Dinamik, mütevazı, dürüst... İnsanlara yardım için çırpınan çok bir başarılı hekim. İlkokuldan liseye her yıl birinci olmuş... İstanbul Tıp Fakültesi'ni ilk üç arasında bitirmiş... İngiltere'de St. James's Üniversitesinde çalışmış... Doppler ekokardiografi cihazını incelemek üzere ABD'ye gönderilmiş. Dönüşte İngiltere'deki ilk "Doppler" laboratuarını kurmuş. Çok başarılı bir kalp ve damar uzmanı...
       Prof. Dr. Erzengin'i hocalarından Prof. Sedat Katırcıoğlu anlatırken diyor ki:
      - Ben 15 binin üzerinde tıp öğrencisine ders verdim. Faruk bunca öğrencim arasında öne çıkan birkaç isimden biridir. Altı aydan beri Döner Sermaye ve Satınalma Komisyonu Başkanı olarak görev yapıyordu. Bu görevde de çok başarılı oldu. Beni en çok etkileyen ise "Sadece bir dönem dekanlık yapacağım" diye deklare etmesi oldu...        - Neden

Yazının Devamı

FP'de değişim...

3 Temmuz 1998

       Fazilet Partisi Lideri Recai Kutan'ın önceki gün gazetemize yaptığı ziyarette söyledikleri dün manşetimizdeydi.. Kutan, zamanın kendilerini de değiştirdiğini, baltaları gömdüklerini, her kesimle diyalog aradıklarını, bu uzlaşmacı tavırlarının takıye olarak algılanmasından rahatsızlık duyduklarını... söylemişti...
       Manşetimizi okuyan ANAP İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı aradı...
      - Güzel sözlerle herşeyi bir dakikada değiştirmek mümkün, ama önemli olan tabii ki sözlerle gerçeklerin örtüşmesi.
       - Yani?
      - Efendim ya Sayın Kutan TBMM'deki Fazilet Partisi grubunu izlemiyor... Ya da Fazilet grubu Recai Bey'in aldığı tavırdan habersiz...       - Yani?       - Diyeceğim o ki, ben eski Refah Partili yeni Fazilet Partili milletvekillerinde en küçük bir değişim görmüyorum. Bakış açılarında hiçbir değişiklik yok. Her konuda kendilerine müslüman ve kendilerine demokrat bir tavır izliyorlar. Eskisi gibi, hatta

Yazının Devamı

Fazilet'in fazileti

2 Temmuz 1998

       Fazilet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan dün sabah Milliyet'in misafiriydi. Bir masanın çevresinde çaylar içildi, karşılıklı dilekler, düşünceler dile getirildi. Recai Kutan basınla diyalog istediklerini, kendilerine ön yargılı yaklaşılmasından rahatsız olduklarını, yaptıkları doğru şeylerin takıye olarak nitelenmesine üzüldüklerini anlattı. Kendilerine şans verilmesini istedi. İki yıl önce henüz iktidara gelmeden önce RP Lideri Necmettin Erbakan'la Ankara'da yaptığımız toplu görüşmeyi anımsadık. Hoca konuşma boyunca, orada konuk olduğumuza bakmaksızın, hücum etmişti bizlere. Fazilet şimdi barış öneriyordu...
      - Yüzde 28 - 30 oyla birinci parti çıkacağımızı sanıyoruz, dedi Kutan...      Fazilet Partisi'nin başarısına geldi söz... Bu başarının sebebi dinin siyasete alet edilmesinin ötesindeydi. Kutan'a göre başarı örgütlenmenin il, ilçe, köy, mahalle derken neredeyse evlere ve tek tek kişilere kadar götürülmesindeydi.
       Önümüzdeki seçimde her sandık başına bir baş müşahit ile iki müşahit yerleştirmeyi planlıyorlardı.
&nb

Yazının Devamı

POAŞ satılırken...

1 Temmuz 1998

       Televizyon ekranlarından bizlere yansıyan görüntü gerçekten de etkileyiciydi... Kocaman bir salon... Salonun ortasında (U) biçiminde büyük bir masa... Masanın etrafında devlet bütçesi gibi rakamlar telaffuz eden 10 -15 kadar kerli - ferli işadamı ve yönetici... 780 milyon dolar! 790 milyon! 800 milyon! Ve bu müthiş mücadele bir saat kadar sürdükten sonra nefesleri durduran bir rakamla noktalanıyor: 1 milyon 160 bin dolar!
       Petrol Ofisi'nin yüzde 51'i bu fiyata Hayyam Garipoğlu adlı işadamının öncülüğündeki Akmaya - Orteks grubuna verildi.
       İyi mi edildi, kötü mü yapıldı? Rivayet muhtelif.
       Örneğin Güneş Taner, "Ben 800 milyon dolara gider tahmin ediyordum, iyi fiyata satıldı" diyor... Özelleştirme İdaresi sonuçtan memnun görünüyor.
       Buna karşılık Cumhuriyet Gazetesi dün "Yok pahasına sattılar" diye manşet atıyor.
       Petrol - İş Sendikası Genel Başkanı Bayram YıldırımAçık Pencere'ye diyor ki:
       -Rakamla

Yazının Devamı

Darbeder ülkemiz

30 Haziran 1998

       Son iki askeri darbe... 1971 ve 1980 darbeleri Süleyman Demirel'e ve "sağ" a karşı yapılmış gibi göründü. Daha doğrusu öyle gösterildi. Aslında sol gösterilip sağ vuruldu.
       Her iki darbeyi yapanlar Demirel'i ve sağ politikacıları yedek kulübesine çekip...
       Satırı solcuların, aydınların, sendikaların, derneklerin, sol partilerin tepesine indirdi.
       Türkiye'nin çıkarlarını savunan, iç ve dış sömürüye karşı çıkan, Cumhuriyet devrimlerini savunan aydınlar, anarşinin sebebi sayılıp unufak edildi.
       Devlet kadroları Türk - İslam sentezcilerine teslim edildi.
       Kıyımın üzerinden bir de Turgut Özal marka sivil silindir geçti. Ortalık tertemiz oldu.
       Halk, "komünizmi ve solu temizliyoruz" diye kılıç sallayanların aslında ülkenin nitelikli ve yurtsever kadrolarını temizlediğini o gün anlamamıştı.

Yazının Devamı

Rüya tabiri...

28 Haziran 1998

       Karaman'dan Haşmet:
       ...Rüyamda yarı başkanlık sistemine geçiyoruz.. Seçimler yapılıyor ve Süleyman Demirel Başkan seçiliyor...
       Ülkede büyük bir coşku var... Sistemdeki tıkanıklığın açılması herkesi rahatlatmış, insanlarımız geleceğe umutla bakıyor..
      İlk gün... Atatürk Havalimanı.. Savcılar Amerika'dan gelecek tarifeli uçağı bekliyorlar. Uçak iniyor, yolcular arasında bulunan Engin, Selim, Halil üçlüsü derhal tutuklanıp cezaevine götürülüyor...
      İkinci gün... Yeşil yakalanıyor... Yapılan ilk sorguda devlet içindeki çete mensuplarını tek tek açıklayan Yeşil, Susurluk olayını da bir çırpıda aydınlığa kavuşturuyor...
      Üçüncü gün... Yeni Başkanımız halktan aldığı yetkiye dayanarak hapishanelerdeki tüm düşünce suçlularını affediyor ve bir kısmını kendisine danışman yapıyor...
      Dördüncü gün... Acı haberler yansıyor televizyon ekranlarına... Vergi dairelerinde kuyruk oluşturan kimi işadamları ve

Yazının Devamı

Faldaki şampiyon

27 Haziran 1998

       CHP'nin düzenlediği internet anketinde şampiyonluğun en büyük iki adayı olarak Brezilya ve Nijerya gösterilirken okurumuz Murat Torlakçık:
       - Şampiyon sayılarla belli, diyor, şampiyon ne Brezilya ne de Nijerya...       Peki kim şampiyon? Sayılar şampiyonu nasıl beliriyor?       Okurumuz sözü uzatmadan sayılara geçiyor.       Dikkatle izleyelim:       * Brezilya en son 1994'te kazanmıştı. Ondan önce 1970'de kazandı.       "1970 + 1994 = 3964!.."       * Arjantin son defa 1986'da kazanmıştı. Ondan önce 1978'de..       "1986 + 1978 = 3964!.."       * Almanya en son 1990'da kazanmıştı. Ondan önce 1974'te..       "1990 + 1974 = 3964!.."       Peki, içinde bulunduğumuz yıl 1998. Öyleyse bu yılın şampiyonu bundan önce kaç yılında şampiyon

Yazının Devamı

Ciddiyet

26 Haziran 1998

       CHP Denizli milletvekili Hilmi Develi, geçtiğimiz günlerde Adalet Bakanı Oltan Sungurlu'ya bir soru önergesiyle şu soruları sordu:
       - Denizli Cezaevi'nde yapılan aramada, PKK itirafçısı Murat İpek'in özel eşyaları arasında bir cep telefonunun bulunduğu doğru mudur?
       - Doğru ise, bu telefon kimin adına kayıtlıdır?
       - Söz konusu telefonla kimlerle görüşmeler yapılmıştır?
       - Cezaevinde cep telefonu bulundurmak suç değil midir?
      Oltan Sungurlu imzasıyla verilen yanıta gelince... Özetleyerek aktaralım.
       "...TBMM İçtüzüğü, soruların kısa, gerekçesiz, özel yaşama ilişkin konuları içermeyen bir biçimde düzenlenmesini öngörmektedir... İtirafçılarla ilgili gerekli görülen koruma tedbirlerinin devlet tarafından alınması ve bu tedbirlerin uygulanması sırasında gizlilik kurallarına uyulması zorunludur... Bu itibarla, gizlilik kurallarına uyulması bakımından soru önergesine konu olan hususların cevaplandırılması mümkün görülmemiştir..."

Yazının Devamı