Türk Hava Yolları (THY) çağrı merkezini (Call Center) özelleştirmeye, burada çalışan 550 çalışanı işten çıkarmaya karar verdi. Kararı çağrı merkezi çalışanları bayram öncesinde tesadüfen, THY’nin borsaya yaptığı bildirim sırasında öğrendiler. THY daha önce ne sendikaya, ne çalışanlarına bir bildirimde bulundu. İşçilerine böyle bir sürpriz hazırlamıştı! Bayramın ilk günü THY Genel Müdürlüğü’ndeki bayramlaşma sırasında THY Genel Müdürü Temel Kotil’e çalışanlar soru yağdırdı. Kotil’in yanıtı:
- Bizim yapacağımız bir şey yok. Allah yardımcınız olsun...
Oysa yapacakları çok şey vardı...
Birincisi, insanlar işten çıkarılacaklarsa, mağdur olmamaları için bir tazminat saptanır, yeni iş bulmaları için durum kendilerine çok önceden haber verilir. Geçenlerde Nokia firması Almanya’da Bochum cep telefonu fabrikasını kapatma kararı aldı. Ne yaptı biliyor musunuz? İşten çıkaracağı her bir işçiye 80 bin euro (150 milyar lira) tazminat ayırdı. Daha doğrusu devletin baskısıyla böyle bir parayı ayırmaya mecbur kaldı. THY gibi bir kuruluş bir bölümünü özelleştirecekse en başta işçi planlaması yapar. Çalışanların sokakta kalmaması için her türlü önlemi alır. Bu arada çağrı merkezinde işten çıkarılacak kişilere THY’nin çeşitli kademelerinde iş bulunabilirdi... O personel yalnızca telefona çevap vermiyor aynı zamanda bilet satış, rezervasyon gibi konuları da iyi biliyor... THY anlaşılan bu tür bir hazırlık da yapmamış...
THY bu kadar gayri ciddi bir kuruluş olmamalı...
Bahriye Üçok
Doçent Bahriye Üçok 18 yıl önce 6 Ekim’de bir bombalı paketle öldürüldü... Bahriye Üçok İslamda örtünmenin zorunlu olmadığını anlatır, eğer örtünmeyi zorunlu gören hanımlar varsa onların da cilbab adı verilen, kadını tepeden tırnağa örten giysi taşımaları gerektiğini söylerdi. İlahiyat Fakültesi hocası, aydınlık bir cumhuriyet kadınıydı Bahriye Hanım... Saygıyla anıyoruz...
Halk’ın etiği!
Halkbank Eskişehir şubesinin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın talimatıyla 160 bin YTL ödeyerek Eskişehirspor kulübünden 400 adet kombine bilet satın aldığını... Her birinin bedeli 400 YTL olan bu biletleri banka kredi kartı alan müşterilerine dağıttığını... İkinci bir parti kombine bilet alarak dağıtacağını geçen hafta duyurmuştuk. Sebebi? Yerel seçim yatırımı... Eski bir bankacı olan CHP Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu diyor ki:
- Bankalar çeşitli promosyonlar uygulayabilir.. Ancak Halkbank kamu bankasıdır. Kamu bankaları bütün kişi ve kurumlara eşit mesafede olmak zorundadır. Bir kulüp lehine eşitliği bozamaz Halk Bankası... Daha vahimi devletin parası bir siyasi parti ve kişiye menfaat sağlamak için kullanılamaz...
Ama kullanılıyor. Çünkü AKP’nin siyasi lügatında adalet ve dürüstlük fazla yer kaplamıyor...
Açlığın adaleti!
Türk - İş bayram öncesi dört kişilik bir aile için açlık sınırını açıkladı: 726 YTL...
“Açlık Sınırı” dört kişilik bir ailenin, sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için bir ayda gıda için yapması gereken asgari harcama tutarıdır.
TÜİK ise geçenlerde bu rakamı 255 YTL olarak belirledi... Adam başı 63 YTL eder...
TÜİK yetkilileri kendi açlık sınırlarının ölmeyecek kadar yaşamak (her öğünde bir simit) olduğunu açık açık söylediler...
İnsan yalnızca simitle yaşar mı?
Bir ay yaşar. Peki iki ay, üç ay, dört ay, beş ay?
* * *
Türkiye’nin yoksulluk sınırı da 2.300 YTL’dir...
Ülkemizde nüfusun yarıdan fazlası yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşamaktadır... Başbakan “Küresel kriz bizi etkilemeyecek” diye yüreklere su serpiyor. Gerek de yok... Toplumun geniş kesimleri küresel krizin getireceğinden daha ağır krizi sürekli yaşıyor. İnsanlar onursuzlaşıyor. Gençler fırsat eşitsizliğinin boyunduruğu altında hak etmedikleri bir kaderin esiri haline geliyor.
* * *
Hangi soruna bakarsanız bakınız... Hepsinin altında Türkiye’de gelir adaletinin bozukluğu yatar...
Eğer hem bölgesel hem bölgelerarası gelir dengesizliği olmasaydı bugün Güneydoğu sorunu da yaşanmayacaktı.
Güneydoğu’ya ekonomik düzelme götüremiyorsunuz. Neden? Çünkü süren yağmadan oraya ayıracak para kalmıyor da ondan...
Bu düzen değişmeli.
Eski bir slogandır ama güncelliğini koruyor.
Ergenekon kitabı
Ergenekon soruşturması kapsamında hapiste bulunan kişilerin en üretkeninin Doğu Perinçek olduğu anlaşılıyor. AA’nın geçtiği habere göre, Şule Perinçek eşini ziyaretten sonra gazetecilere şöyle diyor:
“Eşimin sağlık durumu iyi. İçeride düzenli bir hayatı var. Paşaların durumuna üzülüyor. Zaman bulamayıp yazamadığı kitapları yazıyor. Basım aşamasında 34 tane kitap oldu. Ergenekon’un kitabını da yazıyor...”
Biri Şamil Tayyar, diğeri Zihni Çakır’ın iki (hayli taraflı) kitabından sonra bakalım Perinçek neler anlatacak?
GÜNLÜK’TEN: Mürdüm eriğinin mevsimi bitti bitiyor... Hani şu üzeri buğulu erik. John Berger şöyle tarif eder rengini ; “mavi odun dumanı renginde bir buğu...”
Aktütün Karakolu bugüne kadar mali olanaksızlıklar nedeniyle başka yere taşınamamış.
Bizim “ekonomik istikrar” Mehmetçiklere değil, “tosuncuklar”a yarıyor demek ki...
Haldun Ertem
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025