Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Profesör Türkel Minibaş dün Cumhuriyet'teki sütununda yazdı. Sayın Profesör bindiği taksinin arka koltuğunda sigarasını tüttürürken bir trafik memuru arabayı durdurmuş, kendisine 8 milyon lira ceza kesmek istemiş... Önce tartışma sonra muhabbet derken memur cezadan vaz geçmiş. Öyküye orada bir nokta konmuş. Ama soru işaretleri kafaları kurcalamaya devam ediyor...
İstanbul'da kışın daha ucu göründü görünmedi... Kirli hava genizleri yakmaya başladı. Doğal gazın yaygınlaşmasına... Valilik ve Anakent Belediyesinin hava kirliliğini önlemek için yıl içinde her tedbirin alındığını bildirmelerine rağmen... Hava kirliliği geçen yıldan farklı görünmüyor... Devlet ve Belediye bir yılı daha boşa harcamış. O zaman şu soru ister istemez akla takılıyor:
- İnsanların kendi iradesiyle kendini zehirlemesine 8 milyon liraya varan ceza uygulayan devlet, Belediye ile ortak ihmal sonucu 10 milyon İstanbulluyu zehirlediği için kendine ne ceza uygulayacak?
- Kirli havanın çoluk çocuk dahil 10 milyon İstanbullu'nun ciğerinde yaptığı tahribat sigaranın kapalı yerlerde yaptığı tahribattan daha mı hafif?
Sigaranın sınırlanmasını destekliyoruz... Ama gönüllü zehirlenmenin önüne cezayla geçmeye çalışan devletin aynı insanların "kirli havayla zorunlu zehirlenme" sine seyirci kaldığını da dosta düşmana anımsatıyoruz...


Taksim'deki Ayaspaşa apartmanının trafiği biraz hızlı ve renkli anlaşılan. Devir de herkesin kendi yasasının koyup uyguladığı devir. Apartman yöneticisi Senai Mutlu Beyefendi bu gerçeklerden hareketle apartmanda yabancı kadın görüldüğü takdirde başvuracağı "enternasyon" yöntemini sakinlere bildirmiş. Yayınladığı bildiride bakınız ne demiş:
"...Bazı daire sahipleri ve kiracıların, kiraladıkları dairelere, dışarıdan bilinmeyen kadınları getirdikleri, hatta bazı kiracıların da anahtarlarını başka insanlara vererek dairelerini "garsoniyer" gibi kullanım eğiliminde oldukları tesbit edilmiştir.
Dairesine böyle bilinmeyen dış kadınların getirilmesi durumu tesbit edildiği anda ikaz edilmeksizin, gelen, enterne edilerek alıkonulacak ve emniyet müdürlüğü özel ekiplerine teslim edilecektir."
Ayaspaşa Apartmanındaki aşk trafiği tehlikeli bir duruma dönüşürken, ailelerden birine gelen bir hanım misafir de bir anda kendini enterne edilmiş halde bulabilir. Bizden uyarması.


Bir önceki Kültür Bakanı Agah Oktay Güner'in yolundan giden RP'li Bakan İsmail Kahraman'ın 10 yıllık bir protokolle Mimarlar Odası'na tahsis edilen Yıldız Sarayı Dış Karakol Binası'nı "geri alma" çabaları, İstanbul 3'üncü İdare Mahkemesi'nin dün verdiği "yürütmeyi durdurma" kararıyla şimdilik sonuçsuz kaldı... Bina geçen cumartesi günü Çevik Kuvvet marifetiyle boşaltılmış, dosyalar çöp kamyonlarıyla taşınmıştı. Mahkeme kararı uyarınca mimarlar en kısa sürede yeniden binaya taşınacak...
Peki.. Mimarlar Odası'na karşı son iki Kültür Bakanı'nın da "kararlılıkla" sürdürdüğü bu "hücumun" sebebi ne?..
Mimarlar Odası yöneticilerinden Yıldız Uysal'dan dinleyelim:
- Kültür Bakanlığı, kent dokusunu koruma yönündeki tüm çabalara karşın, SİT kararlarını iptal etmeye çalışıyor. Bakanlığın bize karşı olumsuz yaklaşımının temelinde büyük ölçüde SİT kararlarını savunma amacıyla hukuk savaşı vermemiz ve özellikle "İstanbul'un yumuşak karnı" saydığımız kuzey bölgesinde SİT'i delen uygulamalardaki "müdahil" tavrımız yatıyor. Şimdi en büyük endişemiz, ofisten alınan evrakların bir kısmının Beyoğlu'na taşınmış veya yok edilmiş olması.. Çünkü bu evraklar arasında Kültür Bakanlığı ve Beyoğlu Belediyesi'ni de ilgilendiren suç duyuruları ve yaptıkları çeşitli işlerin belgeleri de vardı...
Savaş bir bina savaşı değil... İstanbul yağmasına taş koyan tek kuruluş olan Mimarlar Odası'nı çökertme savaşı... Maalesef üniversiteler olsun, CHP'si ve DSP'siyle siyasi partiler olsun, İstanbul yağmasını büyük bir sorumsuzluk içinde seyrediyor. Bu konuda tek duyarlı kuruluş olan "Mimarlar Odası" nın ezilmesini de aynı kayıtsızlık içinde izliyorlar. Yazık...


Meclis Doktoru Levent Burak Yıldız'ın ilaç yolsuzluğuna dikkati çekmek için gümbürtüyle verdiği istifadan sonra durum ne oldu? Meclis Başkanlığı açıkladığı gibi bir komisyon kurdu mu? Bu konuda Levent Burak Yıldız'la yaptığımız son konuşma üzerine TBMM Genel Sekreteri Doç. Necdet Basa'dan bir açıklama aldık.
Sayın Basa açıklamasında, bu konuda komisyon oluşturulduğunu, bu komisyonun daha önce anlaşma yapılmış 29 ildeki 104 sağlık kuruluşuyla 1997 başından itibaren "yeni esaslara göre" anlaşma yapmak üzere çalıştığını bildirdi. Yeni esasları TBMM saptayacak, bu koşullarda hizmet vermek istemeyenlerle anlaşma yenilenmeyecekmiş.
Sayın Basa bu arada bazı ilginç rakamlar ver