Trabzon Valiliği, Hrant Dink’in öldürülmesinde ihmali olduğu iddiasıyla dönemin İl Jandarma Alay Komutanı Albay Ali Öz ile eski İstihbarat Şube Müdürü Yüzbaşı Metin Yıldız hakkında soruşturma açılmasına izin verdi. İfadeler alınıyor. Peki bu karar Dink cinayetini aydınlığa kavuşturmada önemli bir adım olur mu? Soruya Dink ailesinin avukatlarından Ergin Cinmen’in yanıtı:
- Ali Öz ve Metin Yıldız’ın yargılanabilmeleri cinayetin en fazla bir bölümünü çözer...
- Yani?
- Hrant Dink dosyasına bakarsanız sadece Trabzon jandarmasının değil, aynı zamanda İstanbul ve Trabzon’daki emniyet müdürü düzeyindeki polis şeflerinin de Yasin Hayal’in bir yıl öncesinden Hrant Dink’e karşı eylem yapacağını bildiklerini görürsünüz. Ama hatırlarsanız söz konusu illerin valilikleri ne İstanbul ne de Trabzon’daki polis şeflerine soruşturma izni vermediler. Bu karara itirazlarımız da idare mahkemelerince reddedildi.
- Valilik aynı valilik, cinayet aynı cinayet... Ama askerlerin yargılanmasına izin veriyor, polislerinkine izin vermiyor. Tuhaf değil mi?
- Tabii ki çok tuhaf. Ben bu tavrın bir mantığını bulamadım.
- Şu günlerde Hrant Dink’i de Ergenekoncuların öldürttüğü ileri sürülüyor.
- İddianame henüz açıklanmadı, Ergenekon şu an bir muamma, onu bir tarafa bırakalım. Hrant Dink’te muamma yok. Dosyaya bakarsanız her şeyi açık açık görürsünüz; sorumluların kimlikleri, her birinin hakkında onlarca kanıt... Buna rağmen açıkça korunup kollanıyorlar. Bunda bir kasıt vardır ve sorumlusu bugünkü siyasi iktidardır...
Almanya’da 1 milyon kişi “aşk” için toplanmış.
Orada laiklik, cumhuriyet, hukuk ve demokrasi tehlikede değil tabii...
Haldun Ertem
Şırnak’ta mermiler
Gazetelerde haber: “Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesinde Süryani iki gencin düğününe yöredeki aşiret ağaları da katılınca, korucular Biksi marka ağır silahlar ve kalaşnikoflarla hoş geldin ve güle güle ateşi açtı. Korucular hakkında soruşturma başlatıldı”...
Bu tür soruşturmalardan bir şey çıkmaz. Ama yine de soralım:
6 gün boyunca atılan onbinlerce ağır silah mermisinin parası kimin tarafından ödenmiştir?
Bu mermiler, PKK ile mücadele için verilen vergilerimizle ödediğimiz mermiler değil midir?
Sudan tasarruf
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve İSKİ Genel Müdürü suyun gönüllü tasarruf edildiğinden söz ediyorlar. Konuyu bilenler ise su tasarrufunun gönüllü yapılamayacağını ancak zorunlu tasarrufla yani barajlardan verilen suyun kısıtlanmasıyla sağlanabileceğini söylüyor... Nitekim... İSKİ rakamları ortada:
Haziran 2007 günlük ortalama su sarfiyatı: 2.063.459 m3
Haziran 2008 günlük ortalama su sarfiyatı: 2.087.896 m3
Geçen yıl bu aya göre azalma değil artış var... Eğer kesintiye gidilmezse sonbaharda İstanbul’u ağır bir susuzluk bekliyor...
YÖK demokrasisi
YÖK Genel Kurulu, Çankaya’ya gönderdiği listede, Gazi Üniversitesi Rektör seçiminde 732 oyla ilk sırayı alan Prof. Kadri Yamaç’a yer vermedi. Haberlerde Yamaç’ın suçu da belirtiliyor: Atatürkçü Düşünce Derneği yönetiminde yer alması!
Dicle Üniversitesi seçiminde birinci olan Prof. Dr. Naime Canoruç ile Bursa Uludağ Üniversitesi’nde en yüksek oyu alan Prof. Merih Yurtkuran da Köşk’e gönderilen listeye giremeyen adaylar arasında yer aldı.
Böylesi... Yani üniversitedeki seçimde en yüksek oyu alan adayın YÖK’te liste dışı bırakıldığı bir durum ilk kez görülüyor. En çok oyu alan adayı liste dışı bırakacaksanız seçime ne gerek var? Bu durum bir nevi Cumhurbaşkanı’nın iradesini de baltalama anlamına geliyor.. Ama bu tercihin Cumhurbaşkanı’ndan habersiz yapıldığına da kimse ihtimal vermiyor...
Vizyonları erkekleri imam yapıp kızları türbana sarmaktan öteye gitmeyen bir ortaçağ zihniyeti artık YÖK’ü de ele geçirmiş durumdadır. Bilim, liyakat, demokrasi artık hikâyedir.
Herkes darbeci
Bir azgın ve edepsiz anlayış... Yargıtay Başsavcısı AKP’ye kapatma davası açınca “Hayır AKP laikliğe aykırı faaliyetlerin odağı olmamıştır” diyemiyor, doğrudan Başsavcı’ya saldırıyor... Davanın sonucunu beklemek yerine Anayasa Mahkemesi’ni aşağılıyor. İktidardan yana olmanın verdiği cesaretle sürekli edepsizleşiyor. Ergenekon soruşturması başlayınca bu defa savcıdan ve hukuk dışı davranışlardan yanadır. Basına sızdırılan düzmece haberler onun hüküm vermesi için yeterlidir. Yargısız infazlar yapıyor. Gözaltına alınan herkese çete ve darbeci sıfatı yakıştırıyor. Gerçek demokratlar soruşturmayı değil sadece hukuka aykırı davranışları eleştirirken... İddianamenin aylardır hazırlanmamasını, insanların geceyarısı gözaltına alınmasını, hapiste adam öldürülmesini kınarken... Sırf o yüzden Ergenekoncu ve darbeci ilan ediliyorlar... Bu maşaların hukukun üstünlüğü dediği sadece AKP ve ABD’nin çıkarlarının üstünlüğüdür. Hukuk ve demokrasi AKP ve ABD’nin çıkarına uygunsa vardır. Yoksa yoktur. Demokratlıkta da bunların üstlerine yoktur...
