Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye komşularıyla iyi geçinmeli.. Barış içinde yaşamalı. Ticareti arttırmalı... Ermenistan’la da ilişkiler düzelmeli...
Düzelmeli de Abdullah Gül’ün ziyareti o yönde bir umut ve mutluluk vermiyor.
Sınırın kapalı olmasından zarar eden taraf Ermenistan.. Barışa muhtaç olan da onlar. Ne var ki onlardan bir jest gelmiyor. Ermenistan ABD ve AB’yi arkasına almış, onların zorlamasıyla Türkiye’yi dizlerinin üzerine çökertme sevdasında... Abdullah Gül de belli ki Ermenistan’a kendi isteğiyle değil ABD’nin zoruyla gidiyor...
Türkiye Ermenistan sınırı kapalı... Diplomatik ilişkiler kesik.. Neden?
Çünkü Ermenistan, Azerbaycan topraklarının yüzde yirmisini işgal etmeye devam ediyor.
İkincisi, Ermenistan’ın desteği ve teşvikiyle Diaspora adı verilen Ermeni azınlıkları, bulundukları ülkelerde Türkiye aleyhine soykırım tasarıları geçirmeye çalışıyor. Üçüncüsü, Ermenistan’ın çeşitli belgelerinde bugünkü Ermeni topraklarından Doğu Ermenistan diye söz ediliyor. Bu durumda Türkiye Batı Ermenistan oluyor. Komşumuz toprak bütünlüğümüzü tanımıyor.
CHP Milletvekili Onur Öymen diyor ki:
“ Bu tartışmalı konularda Ermenistan’ın geri adım attığına dair en küçük bir işaret yok. Olmadığı için Abdullah Gül’ün ziyareti, AB ve ABD’nin de baskısıyla Türkiye’nin tüm bunları sineye çektiği şeklinde yorumlanabilir. “
Barışa karşılıklı saygı ve özveriyle varılır. Dış odakların bir tarafı kollaması, diğer tarafı fedakarlığa zorlamasıyla sonuç alınmaz.

Haberin Devamı

Soru: Deniz Feneri Derneği gibi dernekler neden yurtdışındaki vatandaşlarımızı sövüşlüyor?
Yanıt: Türkiye’deki din ve vicdan sömürüsüne uygun vatandaş sıfırı tükettiği için...
Haldun Ertem

Yankee
Türkiye Komünist Partisi’nin 88. yılı nedeniyle hazırlanan, üzerlerinde  “Yankee Go Home” sloganı bulunan afişler İstanbul Valiliği tarafından yasaklandı. Burada;
AKP iktidarının ülkeyi getirdiği demokrasi düzeyi ile  hükümetin Amerikan avukatlığındaki gayretkeşlik düzeyi, dikkatlere sunulur... Bu iktidar döneminde malum, ülkemiz demokrasi yolunda tam gaz ilerlemektedir. Ama geriye doğru... Türkiye hâlâ 1950’lerin demokrasisi
düzeyindedir.

Haberin Devamı


İstanbul Çağlayan’da Avrupa’nın Kartal’a da Dünya’nın en büyük adalet sarayı yapılıyor. Adalet saraylarını dünya çapına yükseltirken adaletimizi de geliştirmek kimsenin aklına geliyor mu acaba?
Alican Altıkulaç

Şeker!
“Bir defa daha şahit olduk ki, mübarek Ramazan bereketiyle beraber geliyor... Geliyor, heybesindeki bereketi bizim üzerimize saçıyor... İki zeytin bir çorba yeter diyerek kurmaya başladığımız sofralarımız bir bakıyoruz ki pek zenginleşmiş. Aritmetik bile şaşkına döner duysa, görse, bilse. Beş liralık masrafla onbeş liralık sofra kuruluyor, nasıl şaşırmasın!”
(Yeni Şafak yazarı Mehmet Şeker’in dünkü yazısından...)


Davet
Hukuk bir gün hepimize lazım olabilir... RTÜK Başkanı Zahit Akman’a da lazım oldu sonunda... Almanya’da görülen Deniz Feneri davasının iddianamesinde adı geçen ve kuryelikle suçlanan Zahit Akman diyor ki:
“Bir iddianamede bazı kişilerin adlarının zikrediliyor olması onların suçlu olduğu anlamına gelmez. Bazı basın organlarının Ergenekon sanıklarına göstermiş olduğu saygının onda birini bendenize göstermesini beklerdim”
İyi de Zahit Bey... Denetiminizdeki radyo televizyonların AKP’li olanları aylardır Ergenekon iddianamesinde adı geçenleri suçlu gibi asıp kesiyor. Hiç müdahalede bulunduğunuzu duymadık.
* * *
Almanya’da yaşayan CHP MYK Üyesi Ali Kılıç, Zahit Akman’a çağrı yapıyor:
“Madem masumsunuz, hakkınızdaki söylentileri ortadan kaldırmak için gelin  9 Eylül günü birlikte Frankfurt’a gidelim, duruşmaya katılalım.”

Haberin Devamı



Cumhurbaşkanı Gül Türkiye-Ermenistan maçını seyretmek için Ermenistan’a gidiyor.
Sahada ne olur bilemiyoruz ama bu ziyaretin kabulü ile Ermeni diasporası ofsayttan golünü çoktan attı bile...
Gülhan Elmas

Savcı aranıyor!
Kemal Kılıçdaroğlu, Şaban Dişli olayını 11 Ağustos günü düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Haber ertesi gün hemen tüm gazetelerde yer aldı. Türkiye günlerdir bu olayı konuşuyor. Şaban Dişli partideki görevlerinden istifa etti ama yine de masum olduğunu iddia ediyor. Yargılanması için dokunulmazlığının kaldırılması gerekiyor. Bunun için de bir savcının soruşturma başlatıp fezleke hazırlaması... Peki böyle bir girişim var mı? 11 Ağustos’tan bu yana olay gündemin baş sırasını işgal ederken bir tek savcı bu olayla ilgili harekete geçti, soruşturma açtı mı? Kemal Kılıçdaroğlu’nu arayıp soruyoruz:
- Bir tek savcı sizi arayıp “elinizdeki bilgi ve belgeleri gönderin” dedi mi?
- İnanmayacaksınız ama hayır. Ben de baktım ki boşuna bekliyorum, artık kendim suç duyurusunda bulunmaya karar verdim. Dosyayı hazırlar hazırlamaz ilgili cumhuriyet savcısına başvuracağım.
- Savcıların bu ilgisizliğini neye bağlıyorsunuz?
- Yargının bağımsız olmamasına bağlıyorum. Bağımsız olsaydı tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruyacak biri mutlaka çıkardı.
- Şaban Dişli, dokunulmazlığımın kaldırılması talep edilirse ben de desteklerim diye açıklama yaptı.
- Şaban Dişli, yargının bağımsız olmadığını, o nedenle hiçbir savcının kendisi hakkında dava açamayacağını... Açamayınca da dokunulmazlığının kaldırılması istemiyle Meclis’e fezleke gelmeyeceğini biliyor. Efelenmesinin sebebi bu... Sözlerinde samimi ise yapacağı tek şey milletvekilliğinden istifa etmesidir.