Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Adalet Bakanlığı, adli emanet paralarını yıllardır bankaya yatırır ve bundan hatırı sayılır faiz geliri elde eder. Cemil Çiçek 2002 sonunda Adalet Bakanı olduğunda adli emanet paraları Vakıflar Bankası’na yatırılıyordu. Bu tarihten üç yıl kadar sonra... 2005 yılının ortasında yayımlanan bakanlık genelgesiyle banka değiştirildi, paralar Akbank’a yatırılmaya başlandı. Aradan bir üç yıl daha geçti, 2008’e gelindi. Bu kez Bakanlık koltuğunda Mehmet Ali Şahin oturuyordu. Yılın ortasında yayımlanan genelgesiyle banka yine değiştirildi, eski göz ağrısı Vakıfbank’a dönüldü.
Peki, bütün bu olan bitenin anlamı, önemi ne miydi? CHP Konya Milletvekili Atilla Kart’ı dinliyoruz:
“Yasalara göre adli emanet paralarından faiz geliri alınması zorunludur. Nitekim bakanlık, 1 Temmuz 2005 tarihine kadar bu paraları tuttuğu Vakıfbank’tan faiz alıyordu. Ancak 2005 ortasında çıkarılan genelgeyle sadece banka değiştirilmedi, faizden de vazgeçildi. Akbank bu genelge sayesinde üç yıl boyunca trilyonlarca lirayı faizsiz olarak kullandı. 2008 yılında yeniden Vakıfbank’a dönüldü ama faiz almama uygulamasının aynen devam edeceği bildirildi. Gerek Cemil Çiçek gerekse Mehmet Ali Şahin faiz almamakla resmen suç işlemişlerdir...”
Atilla Kart, yeniden Vakıfbank’a dönüşün zamanlamasına da dikkati çekiyor; “ATV - Sabah grubunu satın alan Çalık grubuna kredi verilmesinden sonra...”

Haberin Devamı

Yatırım Bankası Golden Sachs rapor vermiş: “Türkiye 2050’de en büyük 9’uncu ekonomi olacak.”
Sürpriz değil... Türkiye her zaman geçmişi ve geleceği parlak bir ülkedir.
Sadece bugünü karanlık...
Haldun Ertem

Celal Talabani, DTP’ye seslenmiş: “Kemalizmi AKP sarstı, iyi geçinin.”
Birbirinize karşı değil ortak düşmanınıza karşı savaşın demek istiyor.

KEY muhabbeti
Üniversite öğrencisi Burcu kardeşimiz yazıyor: “Babam emekli öğretmen... KEY’den 396 YTL aldı... İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gidip nedenini sorunca çalıştığı okul yandığı için o döneme ait evrak olmadığını, isterse dava açabileceğini söylemişler... Babam da soruyor; ‘Okulu ben mi yaktım’ diye... Cevap yok... Babam sonra ‘Başbakan’a mektup yazayım’ dedi, annem de itiraz etti, ‘Yaz da seni de alsınlar içeri, seni de Ergenekoncu yapsınlar’ dedi...vs...”
KEY ödemeleri keyifsiz gidiyor...

Haberin Devamı

Güngören’de dram
Dün sabah bir televizyon kanalı, Güngören’de balkondan bakarken patlama sonucu hayatını kaybeden küçük kızın evinde röportaj yapıyor... Küçük kızın annesi  “Canım kızım ablasıyla tatile gidecekti beni yalnız bırakmamak için gitmedi” diye, iki gözü iki çeşme ağlıyor. Babası yıkılmış. Manzara yürekleri yakıyor. Muhabir evde dolaşıyor... Kitaplıktaki akvaryumu kaldırıyor:
- Bu akvaryum kızınızın mıydı?
- Evet kızımındı, diyor acılı anne..
Muhabirden soru:
- Balıklara en son ne zaman yem vermişti?
Buyurun buradan yakın...

Bomba bilim...
Ergenekon iddianamesinde elbet üzerinde ciddiyetle durulması gereken bölümler var. Eğer bir çete varsa mutlaka ortaya çıkarılmalı. Ancak iddianame hedefinden saparsa söylemeye gerek yok, çete kurtulur, masumlar okka altına gider. O yüzden iddianamenin eksik ve çelişkili yanları üzerinde önemle duruluyor...
CHP lideri Deniz Baykal iddianamenin siyasal güdülerle hazırlandığı kanısında... İddianamede Danıştay cinayeti - Ergenekon ilişkilerine 60 sayfa ayrılmış. Ancak aradaki bağlantı konusunda zorlamalara gidilmiş. Örneğin, Danıştay katili Alparslan Arslan’ın babasının banka hesaplarında cinayet sonrasında artışlar meydana geldiği belirtiliyor. Ama bu artışların kaynağı incelenmemiş. Baba İdris Arslan, bu artışların makul sebeplerini televizyonda açıkladı...
İddianamede Ümraniye’de bulunan bombalarla Cumhuriyet gazetesine atılanların aynı kafile numarasına sahip oldukları söyleniyor. Radikal gazetesi dün Savcı Öz’ün yanıldığını yazıyordu. Radikal 19 Temmuz 2008’de bu konuda bir haber verdi... Buna göre, Türkiye’nin tek bomba bilgi bankası olan Bomba Bilim Merkezi, rakamları karıştırıp Ümraniye’de ele geçirilen el bombalarından birisiyle Cumhuriyet gazetesine 10 Mayıs’ta atılan bombanın aynı kafileden olduğunu rapor etmiş... Eskişehir’de ele geçirilen bir bomba ile Cumhuriyet’e 5 ve 11 Mayıs’ta atılan iki el bombası aynı kafileden olduğu halde, bu bilgi de ıskalanmış. Bunlar iddialı bir iddianamede bulunmaması gereken hatalar...

Haberin Devamı

Kapatma üzerine
“Partinin kapatılmamasına ama Hazine yardımının kesilmesine... Bu arada filanca filanca yöneticilerine falanca süreyle siyaset yasağı getirilmesine...”
Anayasa Mahkemesi, AKP’yle ilgili kapatma davasında böyle bir karar verebilir mi? Kimi hukukçulara göre; evet, verebilir. Üstelik böyle bir karar çok da iyi olur. Hem içerideki siyasi tansiyon büyük ölçüde düşer hem de yurtdışından gelebilecek tepkiler asgariye iner.
Peki, ya Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’na göre... Dinliyoruz:
“Bir parti için temelli kapatma kararı vermeden o partinin kimi yöneticilerine siyaset yasağı getirmek mümkün değildir...”
Sonuçta.. Bu konu da tartışmalı...