Başbakan Ankara’da iftar yemeğinde siyaset yapıyor... Kinini kampanyaya dönüştürüyor:
- Partimin mensupları olarak yalan yanlış yazan medya karşısında sizler de kampanyanızı yapın, bu gazeteleri evinize sokmayın...
Hangi gazeteler bunlar?
Söylemeye gerek yok, bunlar Şaban Dişli rüşvetini, Deniz Feneri dolandırıcılığını, RTÜK Başkanı’nın marifetlerini, ihale yolsuzluklarını yazan gazeteler...
Başbakan Hilton vs. gürültüsüyle medyayı susturmaya çalıştı...
Başaramayınca yandaşlarını gazete okumamaya davet ediyor...
Gazete okumamak
dediysek.. Tabii yolsuzlukları, hırsızlıkları yazmayan medyayı okumak serbest...
Almanya’da başbakanlar, bakanlar sık sık “okuma günleri”ne katılır. Toplantılarda vatandaşlara bizzat kitap okurlar... Ki onlara örnek olsunlar... Okumayı sevdirsinler...
Çağdaş dünyanın yöneticileri insanları okumaya teşvik eder...
Diktatörler ise kitap yakar.
Gazeteciler doğruları yazmasınlar diye basın türlü çeşitli baskı altına alınır.
Bu boykot çağrısı sadece basından intikam değil.. Aynı zamanda karşı devrimin son adımıdır. Laik demokrasinin düşmanı olduğu mahkeme kararıyla saptanmış bir partinin demokrasiye, laik cumhuriyete, hukuka karşı yürüttüğü kampanyanın uzantısıdır bu çağrı... Gözler dönmüştür.
Türlü kızgınlıklar nedeniyle (çoğu haklı da olabilir) gazete almayan okurlar, bu kampanyaya inat, gazete almalıdırlar bu günlerde...
Erdoğan, Doğan Grubu gazetelerine karşı boykot çağrısı yapmış.
Vatandaşı soygunlardan bihaber kalmaya davet ettiğine göre çekindiği bir şeyler olmalı...
Haldun Ertem
Rüstem Kertiş bir tesadüfe dikkati çekiyor...
Almanya’daki malum rezaletin sanıkları, Zekeriya Karam(an), Zahid Akm(an), İsmail Karah(an), Mehmet Gürh(an)....
Okurumuz bu isimlerin son iki harfine bakarak Türkiye’de olayın izinin sürülebileceği kanısında... Ne demekse!
Habertürk - 3
Fatih Altaylı dün Habertürk sitesinde “özür” başlığı altında şu satırları yayımladı:
“İki gün önce Melih Aşık’a bir yanıt vermiştim.
‘Bir medya kuruluşuna hukuka aykırı biçimde el koyulurken kılınızı kıpırdatmadınız. Tek bir satır yazmadınız’ diye...
Bu yazdıklarımın arkasındayım.
Bu operasyon Aydın Doğan tarafından kotarıldığı için hiçbir şey yazmadılar, yazamadılar.
Akılları başlarına Sabah ve atv iktidara satılınca geldi.
Bu ayıp onlara yeter.
Ancak yine de Melih Aşık’tan özür dileme ihtiyacı içindeyim.
Yazdıklarım çok doğru olsa da, kullandığım üsluptan ötürü özür diliyorum.
Gerçekleri daha zarif biçimde ifade edebilirdim.”
* * *
Tartışmayı bir başka zamana bırakarak... Ben de Fatih Altaylı’ya gösterdiği centilmenlik dolayısıyla teşekkür ederim... Ayrıca, özel sitesi “www.fatihaltayli.com.tr”de beni güzel satırlarla anlatan ve savunan çok sayıdaki okuruna da...
Mayıs korkusu
Geçen nisan ayında 1 Mayıs’ın tatil ilan edilip edilmeyeceği sorulduğunda hükümet sözcüsü Cemil Çiçek olumsuz yanıt vermiş ve aynen şunu söylemişti:
“Çünkü tatilin getirdiği ilave bir sürü yükler var. Dünya büyük bir ekonomik durgunluk içerisindeyken, 1 günlük kayıp en az 2 katrilyon liradan aşağı değildir...”
Bir günlük tatil konusunda bu kadar hassas olan hükümet, ekle kenetle bayram tatilini 9 güne çıkarıyor... 1 Mayıs’ta dünyadaki durgunluğu düşünen muhteremler kriz daha da derinleştiği halde 1 değil tam 9 gün tatile çıkıyor.
Bir tutarsızlık mı? Yoksa söz konusu olan sadece 1 Mayıs ve özgürlük korkusu mu!
Sıradan bir dolandırıcı ile “dindar gözüken” dolandırıcı arasındaki fark nedir?
Sıradan dolandırıcı “Allah’ı suç ortağı olarak göstermeyecek” kadar iman sahibidir...
Akif Kökçe
Küçük bireysel hırsızlar ile büyük ve organize hırsızlar arasındaki farkı görüyorsunuzdeğil mi?
Küçük hırsızlar soygunu el feneriyle yapıyor, büyük hırsızlar ise kocaman deniz feneriyle...
Yahya Karayel
Richard Dawkins
Sonunda durum aydınlandı... Ünlü evrim teorisyeni Prof. Richard Dawkins’in internet sitesi, Şişli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararıyla 3 Eylül’de “tedbiren” kapatılmış... Sebep “Adnan Oktar’ın şahsı ve ‘Yaratılış Atlası’ kitabı hakkında kişilik haklarını ihlâl eder nitelikteki yazılar” imiş...
Guardian gazetesi dün konuyu haber yapmıştı. Adnan Oktar, sitede kendilerini inciten bölümlerin çıkarılmasını istemiş ama çıkarılmamış. Bunun üzerine Türkiye’de mahkemeye gitmişler.
Kimdir Richard Dawkins? Oxford Üniversitesi profesörlerinden biyolog, düşünür, filozof... “Gen Bencildir”, “Kör Saatçi” ve “Tanrı Yanılgısı” gibi kitapları Türkiye’de de yayımlandı. Dünyada yüz binlerce okuyanı, izleyeni var...
Nitekim sitenin Türkiye’de mahkemece engellenmesi dünyada büyük bir tepkiye yol açtı. “richarddawkins.net” adlı sitede şimdi Türkiye hakkındaki yorumlar birbirini izliyor, herkes bizi yerden yere vuruyor, Türkiye bu haliyle mi Avrupa Birliği’ne girecek diyor ve bizimle dalga geçiyor...
İngiltere’de mahkemeye gidip sitedeki yazıyı şikâyet etseniz bunun bir anlamı olabilir. Ama Türkiye’de siteye erişmeyi yasaklamanın ne anlamı var? Zaten köprü sitelerden yasak sitelere giriliyor. Kaldı ki, biz göremesek bile, Adnan Oktar’la ilgili olumsuz yazıları (neyse onlar) bütün dünya okumaya devam ediyor. Üstüne üstlük Türkiye internet yasağıyla çağdışı ülke damgası yemiş bulunuyor... Aferin bize...