Malum, THY’nin kaza sicili pek iyi değil... “www.planecrashinfo.com” adlı internet sitesi son 20 yılı ele alarak havayollarının kaza performansını incelemiş. THY, dünyada büyük şirketler sıralamasında 80. sırada yer alıyor. Kazasız belasız uçan havayolu sıralamasında ilk sıraları Amerikan şirketleri alıyor.
Peki ne olacak şimdi? THY uçaklarına titreyerek mi bineceğiz?
Yok canım...
Bir kere son kazanın henüz tam aydınlanmadığını, muhtemelen altimetre arızası sonucu meydana geldiğini hatırlatalım. (Aviation Week dergisi, son sayısında, Boeing Firmasının kazadan sonra tüm 737 serisi kullanıcılarına, altimetrelerinin bozulduğu durumlarda, otomatik pilot sistemlerini kullanmamalarını tavsiye ettiğini yazıyor)...
Ne diyorduk.. Evet kazalar... Kazaların çokluğu güvenliğin az olduğunu mu gösterir? Hayır... Yukarıdaki internet sitesinde deniyor ki:
“Geçmişte yaşanılan kazaların sayısı havayolunun güvenilirliğini göstermez. Güvenliği tayin eden pek çok faktör vardır; örneğin bakım ve işletme düzeyi, eğitim programları, filonun yaşı vs...”
Dünyada uçak kazaları toplam uçuş sayısına göre çok azdır. Bir yolcunun bir uçuşta can verme ihtimali, 8 milyonda 1’dir. İnsan her gün bir uçak seyahati yapsa, istatistiksel olarak bir kazada ölmesi için 21 yıl geçmesi gerekecektir...
İstatistikler elbet THY için de geçerlidir..
Havayolu her şeye rağmen en güvenli ve sağlıklı ulaşım yoldur.
Deniz Feneri davası soruşturmasıyla ilgili haber yapmak yasaklanmış.
AKP medyasında zaten yasaktı...
Haldun Ertem
Şap hikâyesi..
CNN’de Reha Muhtar’ın programında Nazlı Ilıcak’ı izliyoruz...
Konu hapisten açılıyor. Kendileri bir vakitler birkaç ay yarı zamanlı hapis yatmıştı. Gündüzleri çıkıyor geceleri hapiste geçiriyordu. Hapis hayatının bu ayrıcalığa rağmen ne kadar eziyetli olduğunu anlattı. Kendisine hapiste ölen Kuddusi Okkır anımsatıldı. Önemsemedi. “O konuda Adalet Bakanı özür diledi” dedi... Mesele kalmamıştı... Suçlarını bilmeden aylardır hapis yatan gazetecileri de es geçti. Hapiste yemeklere şap katıldığını duyduğunu o yüzden yemediğini anlattı. Gelin bu satırlara da biraz şap katalım... Asker ocağında da malum; şap dedikodusu hep vardır. Seksenlik iki ihtiyar parkta cinsellik sohbeti yapıyor. Biri diyor ki:
- Askerde bize şap yedirmişlerdi ya Hüsamettin, etkisini şimdi görüyorum...
NOT: Dilimizde bir de “Şapa oturmak” deyimi var. Bunun kaynağı mı? Halk dilinde Kızıldeniz’deki mercan resiflerine şap denirmiş. Resif su düzeyinde sıra kayalar demek... Zenci denizciler için tehlikeli olan bu resiflerden ötürü Kızıldeniz’e eskiden Şapdenizi deniyordu. “Şap’a oturmak” deyimi buradan türemiş.
Dünya Kadınlar Günü’nde seçim ve demokrasi tablosunu açıklıyoruz!
Belediye başkanlığı için partilerin seçtiği kadın aday sayısı AKP’de 8, MHP’de 35, CHP 46...
* * *
Batman Belediyesi Ahmet Necdet Sezer Bulvarı’nın adını değiştiriyormuş.
Ahmedinecad olması yakındır...
Gülhan Elmas
KADIN...
Bugün Dünya Emekçi Kadınlar Günü...
Kadınlar için çiçekler, şiirler, iltifatlar, armağanlar günü...
Her şey söylenecek bugün onlara; bir sır asla söylenmeyecek...
Erkeklerin kadınlara karşı tarihi ve gizli bir antlaşma içinde oldukları...
Her erkeğin anasından bu antlaşmaya sadık doğduğu...
Ağızdan asla kaçırılmayacak...
Öyle bir antlaşma ki;
Kadınları katiyen eşit olarak kabul etmek istemezler, Onu elde tutmak için kâh cahil bırakır, kâh haklarını çiğnerler, Kâh parayla uyuşturup, kâh güzel sözle uyuturlar, Amaç hep aynıdır; Kadını önce avlamak sonra kullanmak...
Kadının bu gizli ittifaka karşı tek tek mücadele şansı yoktur O yüzden; Kadınlar birleşiniz... Ortak bilincinizi geliştiriniz...
Kadın çağı henüz başlamadı, onu siz başlatınız...
AŞK!..
Genç kız annesine sorar:
- Anne aşk nasıl bir şey?
- Aşk mı? Şey... Aşk şöyle bir şeydir kızım... Hani mesela çok zengin ve yakışıklı bir adama rastlarsın, seni Venedik’e götürür, dönüşte sana güzel bir araba alır, bir daire alır, elmas gerdanlıklar, altın yüzükler hediye eder, mutluluktan uçarsın adeta, işte aşk böyle bir şeydir kızım...
- Ama anne, peki o heyecanlar, güzel duygular, kalbin küt küt çarpması, ilk buluşma, ilk öpücük... Bunlar yok mu ?
- Ha onlar mı? Kızım onlar seni bedavaya getirmek için meteliksiz komünistlerin uydurduğu şeylerdir, aldırma...
* İnsanların onurlarıyla oynayanlar medeni cesareti olmayanlardır.
Hint atasözü
KÜBA...
Müge Dağıstanlı ile Gülşen Yüksel’in Kanaltürk Televizyonundaki “Orada Neler Oluyor” programında İlkay Saran anlattı:
“Küba’da Ferhan Şensoy ile ‘Şans Kapıyı Kırınca’ filmini çekiyorduk. Bir gün sette çalışırken Fidel Castro tarafından görevlendirilen bir adam bize zarflar getirdi. Zarflarda yönetmen Ferhan Şensoy için 20, oyuncular için 10, teknik ekip için de 5’er dolar vardı. Ferhan Şensoy parayı kabul etmeyip gönderdi. Tabii biz de geri verdik. Ancak para, şöyle bir notla sete geri gönderildi: ‘Topraklarımda çalışan hiçbir işçinin emeği karşılıksız kalamaz. Ülkemde çekim yaptığınız için teşekkür ederim. Fidel Castro’... Çok etkilendik bu nottan, parayı kabul ettik ve orada bir tiyatroya bağışladık.”
* Ah Sen Hanım...
Ne kutsal varlıkmışsınız da farkına varmamışız...
Rabbime neticeyi sorun da seçimlere gerek kalmasın.
Dağıtıverin şu başkanlıkları...
F. Kemal Yıldırım