Ali Sirmen'i ziyarete gelen Fransız Gazeteci Jean Luc ortak sohbet sırasında sordu:
- Bir heykel tartışması var bu nedir?
- Sultanbeyli'ye askerler bir Atatürk heykeli dikti... Refah Partililer bu yüzden askerlere çatıyor...
- Refah Partililer Atatürk'e karşı mı?
- Hayır... Necmettin Erbakan Atatürk yaşasaydı Refah'lı olurdu diyor sık sık...
- O zaman?
- Refah Partililer heykelin belediyenin gösterdiği yere değil de komutanın tayin ettiği yere dikilmesine kızıyor...
- Hepsi bu mu?
- Evet...
- O zaman Belediye'nin gösterdiği yere de bir heykel dikilsin ... Kavga bitsin...
Fransız gazetecinin düşüncesi bize çok pratik geldi. Bir heykel de Sultanbeyli Belediye Başkanı'nın gösterdiği yere dikilirse mesele kalmayacak gerçekten.
İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı ile İstanbul milletvekillerinin neden ilin sorunlarına yeterince eğilmediğini konuşuyorduk. Akarcalı:
- İstanbul milletvekilinin Yalova Kaymakamı kadar kıymet - i harbiyesi yoktur, dedi, İstanbul Milletvekili İstanbul Valisi bile takmaz...
Ve bu iddiasına taze bir örnek verdi...
İlginç bir örnek
Bülent Akarcalı'nın kulağına geçen eylül ayında İstanbul'da motosikletli polislere alınacak üniformalarla ilgili yolsuzluk söylentileri ulaşıyor.
Söylentiye göre alınacak üniformalar hem kalitesizdir, hem de koruyucu niteliklere sahip değildir. Üstelik pahalıdır da...
Ve alımı Trafik Vakfı yapacaktır. Trafik Vakfı ihalesiz alım yapabilmektedir. Akarcalı'nın kulağına gelen söylentiye göre alımın ihalesiz yapılabilmesi için Trafik Vakfı devreye sokulmuştur. İhalede ve alımda usülsüzlük olduğu söylenmektedir...
Bülent Akarcalı bu söylentilerin doğruluğunu anlamak için İstanbul Valisi Rıdvan Yenişen'e geçen Eylül ayında bir mektup yazarak bilgi istemiştir.
Valilikten ses çıkmaması ve yanıt gelmemesi üzerine Bülent Akarcalı bu defa Valinin özel kalem müdürünü aramış, cevap beklediğini onun kanalıyla Vali'ye iletmiştir.
Buna rağmen, aradan 3 ay geçtiği halde, Bülent Akarcalı sorusuna yanıt alamamış... Meselenin peşini bırakmaya niyetli görünmüyor... İlk fırsatta da Vali'ye bu tavrının en azından nezakete sığmadığını anımsatacağını söylüyor.
Meclis, Bayındırlık Komisyonu, Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü'yle ilgili bir yasa teklifini görüşüyor. Üyelerden biri söz almış, teklife ilişkin görüşlerini açıklıyor, diğer üyeler can kulağıyla kendisini dinliyor. Derken, bir cep telefonu çalmaya başlıyor, dikkatler ister istemez telefonun sahibine kayıyor. DYP Balıkesir Milletvekili Ahmet Bilgiç, en küçük bir rahatsızlık duymadan telefonu açıyor, bütün salonun duyacağı ses tonuyla, kendisini arayan kişiyle konuşmaya başlıyor.
- Merhaba canım... Eeee, n'olsun, iyilik güzellik işte... Sen nasılsın peki? Ben mi? Toplantıdayım... Bir kanun teklifi var, onu görüşüyoruz. Oldu canım, görüşürüz... Güle güle, güle güle...
Aradan birkaç dakika ya geçiyor ya geçmiyor. Yine çalan bir cep telefonu... Telefon yine Ahmet Bilgiç'in... Yine birkaç dakikalık sohbet, muhabbet... Yine, aynı geyik muhabbeti...
Komisyon'da konuşma sırası Ahmet Bilgiç'e geliyor... Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım, türünden klasik girişten sonra başlıyor konuyla ilgili görüşlerini anlatmaya... Ama fazla devam edemiyor, çünkü cep telefonu yine zır zır ötmeye başlıyor. Ahmet Bilgiç konuşmasını kesiyor telefonda kendisini arayan kişiyle sohbete girişiyor:
- Merhaba... N'olsun, iyilik güzellik işte... Ha, ben mi? Komisyon toplantısındayım canım... Arsa Ofisi ile ilgili bir mesele... Şu anda mı dedin canım? Konuşmamı yapıyorum... Görüşlerimi anlatıyorum... Olur canım, sonra görüşelim... Haydi güle güle...
İnsanlar artık lokantaya girerken bile cep telefonlarını kapatıyor. Telefon adabı diye birşey yavaş yavaş yerleşiyor. Bakalım telefon terbiyesi Meclis'e ne zaman uğrayacak...
BAYINDIRLIK ve İskan Bakanı Cevat Ayhan Karayolları'nın Türkiye genelindeki geleneksel yılbaşı balolarını iptal etti. Tonton Bakan bu kararı nasıl mı aldı? RP Trabzon İl Başkanı Muammer Saka 'nın başvurusu üzerine... Trabzon büromuzun haberine göre Muammer Saka bu başvurunun gerekçesini şöyle açıklıyor:
"Karayolları işçisinin işi yol yapmak, hizmet vermektir. İşçinin arkasına sığınıp Karayolları Sosyal Tesisleri'nden başkalarını yararlandırmak ise devlete ihanettir. Eğlencenin de bir dozu vardır. Eğlenmek demek, har vurup harman savurmak demek değildir."
Karayolları Genel Müdürlüğü'nün yurdun dört bir yanında örgütü vardır. Bunların büyük bir bölümü mahrumiyet bölgelerindedir. Karayolu çalışanları, çoluk çocuk yılda bir defa toplanıp misafirhanede eğlenecekler... RP Trabzon İl Ba