Yüksek Askeri Şura kararlarına karşı yargıya başvurulamaması özellikle RP çevrelerince eleştiriliyor. Bir dostumuz bu konuda şu soruyu soruyor:
- Diyelim ki YAŞ kararlarına karşı yargıya başvuru hakkı tanındı. Ve mahkeme ordudan ilişiği kesilen subayların geri dönmesine karar verdi. Ve ordu bu kararları uygulamadı. RP'liler o zaman ne diyecek? Başta Çalışma ve Kültür Bakanları Danıştay kararlarını uygulamaz, işten attıkları kişileri geri almazken Genelkurmay'ın yargı kararlarını uygulamasını hangi yüzle isteyecekler?
Hakkında 3,5 trilyonluk yolsuzluk suçlaması ve 135 suç duyurusu yapılmış bulunan Türban Eski Genel Müdürü Ömer Bilgin kendini savunmak için Meclis kürsüsüne çıkıyor. Herhalde suçlamalara tek tek yanıt verecek diye beklenirken şunları söylüyor:
- Göğsümün üzerinde Kuran'ı Kerim, yüreğimde bayrak sevgisiiii...
Eski zamanlarda bayram yerlerinde motosiklet cambazları vardı. Motosikletle silindir şeklindeki bir parkurda son sürat dönerken birden göğüslerinden bir bayrak çıkartırlar, aynı anda seyircilerden büyük alkış kopardı.
Siyaset cambazları da yolsuzluklardan sonra aynı numarayı yapıyorlar:
- Bayraak, ezaaan, vataan, millet...
Tansu Çiller hakkındaki yolsuzluk, suistimal, cinayet iddialarının sayısı 200'ü aşıyor... Ve hanımefendi her konuşmasına aynı özlü ! sözlerle başlıyor:
- Bayraaak, ezaaan...
Bazı yenilikler de yapmıyor değil... Şimdilerde Susurluk'tan söz edenler "PKK'lı" oluyor, doğruları yazan gazeteciler "eski komünist"...
Susurluk olayı 56'ıncı gününü doldururken ortada ne soruşturma var ne kamyon şoföründen başka tutuklanan kimse... Mehkemeler mecliste pankart açan genci 18 yıl hapse malkum ederken onca faili meçhul cinayet ve yolsuzlukta adı geçenler ellerini kollarını sallayarak dolaşıyor. Herhalde bu arada boş durmuyor, ellerindeki muazzam paralarla muhtemel soruşturmaları karartacak önlemleri de alıyorlar. Bu noktada aklımıza geçenlerde Oktay Ekşi'nin yazısında geçen bir cümle takılıyor:
- Halk onlardan hesap soramazsa onlar halktan hesap soracak...
O noktaya doğru bir gidiş gözleniyor.
Özer Çiller Beyefendiye :
- Özel Harekat Dairesi başkanı İbrahim Şahin'le görüşmüşsünüz, ne görüştünüz diye soruyorlar... Yanıt:
- Ülkemi çok seviyorum...
Konuşma biraz ilerlese herhalde şöyle sürecek:
- Son zamanlardaki faili meçhul cinayetleri Tansu Çiller özel örgütünün işlediği söyleniyor ne dersiniz?
- Bayrağımı kalbimin üzerinde taşıyorum...
- Doğu Perinçek Tansu Hanım'ın genel başkan olması için Bahçet Çantürk'ün 500 milyar lira verdiğini söylüyor...
- Memleketimin otellerini, evlerini, gökdelenlerini özlüyorum...
- Hangi memleketten söz ediyorsunuz Beyefendi?
- Okyanus ötesindeki gerçek memleketimden tabii gazeteci kardeşim...
Lakabı, kimilerine göre Radar Hüsam, kimilerine göre Karaoğlan' ın Fedaisi, oldukça yorucu, oldukça oldukça meşakkatlidir O'nun mesaisi...
Diyelim ki, Genel Kurul'da CHP'li bir milletvekili güzel bir konuşma yapıyor, bu arada DSP'li bir milletvekilinden de alkışı kapıyor. Alkışlaması bitmeden daha hatibi, tepesinde bitiverir Karaoğlan' ın Fedaisi ve de zabıt katibi...
-Niye alkışlıyorsun bir CHP'liyi?
-Güzel konuştu da...
-Olsun! CHP'lileri alkışlamak yasak, bilmiyor musun?
x x x
Yine diyelim, bir DSP'li milletvekili, kuliste bir gazeteciyle sohbet etmekte...Eee, tabii ki bu manzara da Radar Hüsam' ın müdahalede bulunması için fazlasıyla etmekte....
-Gel buraya, diye seslenir uzaktan milletvekiline, bir koşuda koşup gelen milletvekili karşısında hakim olmaz ne eline ne diline...Korku sürekli peşindedir milletvekilinin, bırakmaz ensesini, o saat keser gazeteciyle olan münakalesini...
Ya da, bir gazeteci...Çekmiştir bir köşeye avını, bulmuştur sohbet tam kıvamını ve de tavını... Farketmez, konu olsa da çimen ya da Yemen, Radar Hüsam yanıbaşlarında bitiverir hemen...
-Partideki haberleri bundan sızdırıyorsun değil mi?
Gazetecinin sapsarı kesilen yüzü sanki hazan, yanıt gazeteciden önce milletvekilinden gelir bazan:
-Sen ne diyorsun be...Ben haber sızdıracak olsam, bunu Meclis'te, herkesin gözü önünde mi yaparım?
Radar Hüsam, bir yanar bir söner, çevir kazı yanmasın diyerek gazeteciye döner:
-Ben sizin haber hakkınıza fevkalade saygılıyımdır ama takdir edersiniz ki partiden haber sızdırılması hususunda da o derece kaygılıyımdır.
-!!!
x x x
Onun gözleri hep feldir feldirdir, sürekli etrafı tarar, hata yapacak milletvekili arar, çünkü bilir ki kendisi bir milletvekili değil, Karaoğlan'ın Fedaisi, radar.