Korku masalları

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, basın toplantısında Ergenekon (Agarta) iddianamesiyle ilgili dışarı bilgi sızdırılmasından ve bilgi kirliliği yaratılmasından şikâyetçi oluyor...
Aynı gün Agarta Savcısı Zekeriya Öz gazetecileri iki grup halinde toplayarak iddianamenin içeriği hakkında bilgiler veriyor. Hürriyet Başyazarı Oktay Ekşi durumu özetliyor:
“Bundan anlaşılıyor ki, iki - üç aydır yaşadığımız bilgi kirliliği ve pek çoğu uydurma haberle dolu furyanın ardında da ya Zekeriya Öz’ün kendisi vardı veya medya onun bilgi ve onayı ile bu kampanyayı yürüttü...”
Bu şikâyetler durumu değiştiriyor mu? Hayır...
Sadece savcıların bilmesi gereken gizli bilgiler her gün şakır şakır basına yansıtılıyor. İktidar yanlısı Star gazetesi dünkü sayısında, Savcı Zekeriya  Öz’e ifade veren bir gizli tanığın ifadesini yayımladı. Zaman gazetesi üç gün önce bir başkasını yayımlamıştı. Star’daki gizli tanık anlatıyor:
‘Yapılan toplantılarda AK Parti’nin devrilmesi için Türkiye’de kargaşa çıkarılması gerektiği, İstanbul’da cinayetler işleneceği, öldürülecek kişilerin çöp konteynerlerine atılacağı ve AK Partililere şantaj yapılacağı konuşuluyordu. AK Parti’yi devirmek için yanımda ant içtiler.’
Bu tür senaryolar Orhan Pamuk’un öldürüleceği haberlerinden başladı, benzer masallarla devam ediyor...
Darbe ve terör girişimleri varsa elbet ortaya çıkarılmalıdır. Ancak o hedefe adil yargılama ve  sağlam, inanılır kanıtlarla varılabilir. Korku masalları, ancak zeka özürlüleri ikna edebilir...

Belediye bütçelerinin büyük bir bölümü ‘asfalt harcamaları’na ayrılıyormuş.
O halde dost ve akrabalara kıyak çekme işlemine de artık “asfaltlama çalışması” diyebiliriz...
Haldun Ertem

Bir hak daha ver
Eski adıyla “İkmal” ya da “Bütünleme” yeni adıyla “Ortalama Yükseltme” sınavları her yıl okulların açılmasına 1 hafta kala yapılırdı. Bu yıl, hangi akla hizmettir bilinmez, haziran ayında, okullar kapandıktan 1 hafta sonra yapıldı... Dersi bütün sene öğrenmeyen öğrenci bir haftada mı öğrenecekti? Tabii ki hemen tüm öğrenciler döküldü. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu yanlış kararı yüzünden pekçok öğrenci sene kaybedecek... Okullar haklı olarak bu öğrencilere bir hak daha verilmesini istiyor... Sayın Bakanlık yetkilileri... Ses geliyor mu?

Gizlenen tanık
Gizli tanık konusunda CHP’nin hukukçu milletvekili Şahin Mengü diyor ki:
- Adamın kimliğini bilmiyoruz ama suçlamalarını ciddi ciddi dinliyoruz. Peki, ya suçladığı kişinin düşmanı ise? Örneğin kavga edip ayrıldığı eşi veya eski ticari ortağı ise... Kimliği bilinse karşı tarafın bunu dile getirme ve itiraz şansı var. Yargıç da bunu bilerek dinleyecek o tanığı...  Ama tanınmayan tanığın sözüne nasıl güvenilir? Can güvenliğine gelince... Gizli tanığın ilk ifadesi duruşma salonunda yüzyüze alınır. Ondan sonra kendisi isterse devlet ona yeni bir kimlik de verir, estetik de yapar.
Arada okurumuz Mehmet Kara soruyor:
- Acaba savunma avukatları da gizli tanıklar kullanabilir mi?

Eskişehir’den...
Eskişehir’i gören herkesin kabul ettiği bir gerçek var... Belediye Başkanı Prof. Yılmaz Büyükerşen kente bir Avrupa zarafeti kazandırdı. Tertemiz, yeşil, insanı yormak yerine dinlendiren, tramvayından köprülerine, havuzlarından heykellerine zarif çizgiler taşıyan, özellikle öğrenciler için bir cennet kent oldu Eskişehir...
Ne var ki, seçimlere de 9 ay gibi kısa bir süre kaldı. Ve AKP kenti Yılmaz Hoca’nın elinden almak için hem içten hem dıştan, hem legal hem illegal bir savaş yürütüyor. Örneğin... İller Bankasından  kimi projeler için 20 milyon YTL kredi istiyor Başkan... Çocuk Bilim Parkı, 1300 kişilik Kongre Salonu gibi önemli projelerin yürümesi için kredi gerekiyor.  Muhalefetin ağırlıkta olduğu Belediye Meclisi bu kredi için gerekli izni vermiyor. Amaç belli; Büyükerşen’in kenti biraz daha parlatmasını önlemek...
Muhalefet hareketini bizzat Eskişehir Milletvekili Maliye Bakanı Kemal Unakıtan yürütüyor. Unakıtan geçenlerde son inciyi ortaya döktü:
- Elimdeki paranın tozu Eskişehir’i ihya eder...
Ne demek paranın tozu?
Ortaçağda insanlar altınlarını keseler içinde bankerlere emanet edermiş. Bankerler bir miktar ücret aldıkları gibi bu keseleri sürekli sallar, döver, altınların tozlarını döker, ilaveten bunları da cebe atarlarmış. İşte bu tozdan söz ediyor Maliye Bakanı...
Dürüst bir siyasi mücadele elbette AKP’nin hakkıdır. Ama belden aşağı vuruşları kimse olağan göremez. Eskişehir halkı da umulur ki seçimde sağduyusuyla tartacaktır her iki tarafı...
NOT: DPT Müsteşar Yardımcısı Halil İbrahim Akça aradı... Yılmaz Büyükerşen’in tramvay hattı genişletme talebine ret yanıtı verirken “Diğer kentler işlerini yukardan halletti” şeklinde bir ifade kullanmadığını söyledi. Bu beyanı Büyükerşen’e aktardık. “Yanımda üç kişi daha vardı”, dedi Büyükerşen... Adlarını da verdi...

ADALET BAKANLIĞI  Öcalan’ın saçlarının kendi isteği ve tarifi üzerine kesildiğini açıkladı.
Öcalan’ın kendinden izinsiz kılına dokunamıyorlar... Çünkü onu sahiplenen var.
Kuddusi Okkır’ı ise tedavi etmeyerek hapiste öldürdüler... İşte iktidarın insan hakları duyarlılığına bir küçük örnek...
Gülhan Elmas