Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Doğan Yayın Holding’in 826 milyon TL vergi ve ceza ile köşeye sıkıştırılmasının sebebini ve çıkış yolunu 21 Şubat tarihli yazısında Fehmi Koru açıkladı. Bakınız ne dedi:
“Vergi cezasına çarptırılan grubun medya organları hayli zamandır bir ‘varolma - yokolma’ kavgası veriyorlar. Gözden kaçan şu: Verilen kavga patronlarının ‘varolma-yokolma’ kavgası değildir; medyada köşeleri kapmış olanların değişen ve farklılaşan bir zeminde değişime direnerek ayakta kalma ve varlığını sürdürme kavgasıdır bu. Kendileri değişemiyor, gazete ve televizyonlarını da değişime sımsıkı kapıyorlar; patronlarını da bu tavrın doğru olduğuna inandırıyorlar... Tavırları patronlarını zor duruma düşürecekmiş, umurlarında bile değil...”
Mesaj gayet açık:
1. Doğan Grubu’nun medya organları zaten kıskaca alınmıştır, var olma savaşı içine sokulmuştur.
2. Bu savaşta hedef patron değil, değişime direnen bazı yazarlardır.
3. Patron değişime direnen yazarları susturur veya atarsa hem kendini hem holdingini kurtarır.
Peki bu değişim hangi yönde olacak?
Söylemeye gerek yok ki, Erdoğan’a yalakalık, AKP’ye borazancılık yönünde...
Fehmi Koru bu yazıyı yazdığı gün Aydın Doğan’ı Eresin Oteli’nde fasıl gecesine davet etmiş. Mesaj açık. Bizim sizinle sorunumuz yok, sorunumuz bizimle aynı görüşte olmayan yazarlarla... Atın onları birlikte bol bol eğlenelim!
Fehmi Bey AKP iktidara gelmeden önce ekranlarda, ülkenin en özgürlükçü ve demokrat gazetecisi rolündeydi. O maskeyi çoktan çıkardı... Artık gazete patronlarıyla iktidar adına pazarlık yapan, “İktidarla aynı görüşte olmayan yazarları işten atın” diye taktik veren bir konumda. Daha neler göreceğiz bakalım...

Haberin Devamı

Balıkçının dersi...
Devlet Bakanı Egemen Bağış, yerel seçimler nedeniyle Beşiktaş Çarşısı’nda esnafla sohbet ederken “Adamın biri anayasa kitapçığı fırlatmıştı” deyince, sohbet ettiği balıkçı kendisine Ahmet Necdet Sezer’i hatırlatmış: “O, adamın biri değil Cumhurbaşkanı’ydı”... Haberi Milliyet’te okudunuz. Anadolu Ajansı muhabiri de oradaydı... Ama bu terbiyesizliğin haberi Anadolu Ajansı tarafından abonelerine geçilmedi. Neden? Başbakan’a bağlı medyayı özgür gazetecilik ilkeleri değil, “korku” yönetiyor da ondan....
Başbakan’ın istediği gazetecilik işte o...

Haberin Devamı

Deprem Dede: Prof. Ahmet Mete Işıkara yani Deprem Dede ile ilgili bir küçük okur notu: Dedemiz, ömrü bol olsun, danışman değil, direkt satışçısıdır Han Yapı’nın... 2.5 trilyon nakit ve karşılığı daire almıştır... İnsanların korkularını tetikleyip, ben buraya onay verdim sağlamdır mesajı verir kendisi, Han Yapı bu reklam zekâsı yüzünden tebrik edilmelidir...

TRT: Pazar sabahı TRT’de gösterilen Kanlı Kıta adlı filmde kovboy arkasındakilere bağırıyor:
“Durmak yok, yola devam...”
Filmi izleyen okurumuz Orhan Ecemiş dublaj yönetmenini tebrik ediyor...

Deniz Baykal: “Ekonomide sıkıntı, siyasette sıkıntı, ahlakta sıkıntı, hepsi bir arada gidiyor. Eskiden jurnalcilik vardı, şimdi telefonlar dinleniyor. İnsanlar rahat dedikodu yapamaz hale geldiler. Şöyle rahat iktidara küfür edemez hale geldiler...”

Haberin Devamı

PUSULA?BASKISI
Yerel seçimde kullanılacak oy pusulalarını Devlet Malzeme Ofisi her ilde ayrı bir matbaaya bastırıyor. Eskişehir’de geçen hafta ihale yapıldı. Davetiye usulü uygulandı. DMO ihaleyi kendi davet ettiği şirketlerinden birine verdi. Eskişehir’de bir vakfa ait ETAM adlı bir matbaa var. Türkiye’nin en büyük 5. matbaası. Fakat DMO tarafından ihaleye çağırılmadı. ETAM buna rağmen ihaleye katılmak istedi. Ama DMO yetkilileri kabul etmedi. Vakıf üyesi ve Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen diyor ki:
- Biz ETAM’ın ısrarla dışarda tutulmasının sebebini anlamadık. Kuşkuluyuz...Oy pusulası basımı kritik bir iştir. Her türlü sahteciliğe davetiye çıkarılabilir. Aman dikkat...

UYUMAYIN?BEYLER - 2
Bulgaristan’daki aşırı sağcı Ataka (Saldırı) partisi Sofya Büyükelçiliğimiz önünde düzenlediği protesto gösterisinde Türkiye’nin, “Osmanlı İmparatorluğu döneminde uyguladığı Bulgar soykırımı” nedeniyle özür dilemesini istemiş, okurumuz Ercan Düz, şöyle demişti:
“Haberi gazetelerde okuyunca fena halde canım sıkıldı. Düşünebiliyor musunuz, burnumuzun dibindeki Bulgarlar’a da soykırım uygulamışız ama ben bunu bizim ikinci cumhuriyetçi ve özürcü arkadaşlardan değil de elin Bulgar’ından öğreniyorum. Bu arkadaşlarımız uyuyor mu?”
Sevgi öğretmen, Ercan Düz’e cevap yazmış. Diyor ki:
- Bizim ikinci cumhuriyetçiler öyle durup dururken tarihle yüzleşip özür dilemezler. Bulgaristan konferans daveti, üniversitede ders verdirme falan gibi bahanelerle ceplerine biraz para koymalı... En azından avanta geziler düzenlemeli. Aydınımızın kitabı varsa satışı için çaba göstermeli falan ki... Bizimkiler aniden travmalar içine girip tarihiyle yüzleşsin, binbir türlü özür dilesin...

* Sesini beğenmediğin kanalı, gazeteyi, dergiyi Merak etme susturursun, yükledin mi vergiyi...
Kemal Berkemal

Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bilançolarını açıkladı. Bu bilançolara göre, işini bilen kişilerin kâr, şehrin ise zarar ettiği anlaşılıyor...
Haldun Ertem